SEVDİĞİM ŞİİRLER

Konu, 'Genel Bölüm' kısmında sehribanu tarafından paylaşıldı.

  1. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    Evet seliş,şiirler olmasa aşkımızı ve sevgimisi ifade etmekte zorlanıyoruz...

    SEVGİLERDE

    Sevgileri yarınlara bıraktınız,
    Çekingen tutuk saygılı
    Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı;
    Bitmeyen işler yüzünden
    ( Siz böyle olsun istemezdiniz )
    Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
    Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı
    Siz geniş zamanlar umuyordunuz
    Çirkindi dar vakitte bir sevgiyi söylemek
    Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği,
    aklınıza gelmezdi.
    Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı
    Gecelerde ve yalnız
    Verneye az buldunuz yahut
    Vakit olmadı

    Behçet Necatigil
     
  2. selenayy

    selenayy Daimi Üye

    emeğine sağlık abla hepsi çok güzel şiirler ama son şiiri çok seviyorum haklı hep geniş zamanlar var sandık geniş zamanlar istedik hiç yetmedi zaman... geniş zamanlar bekledik ama sevdiğimizi söyleyecek hiç de vakit bulamadık...ellerimiz boş, yüreklerimiz yaralı kaldı...

    [​IMG]
     
  3. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    BEYAZ BİR GEMİDİR

    sen bu şiiri okurken
    ben belki başka bir şehirde olurum

    kötü geçen bir güzü
    ve umutsuz bir aşkı anlatan

    rüzgarla savrulan
    kağıt parçalarına
    yazılmış

    dağıtılmamış
    bildiriler gibi

    uzun bir yolculuğa hazırlanan
    yalnız bir yolculuğa.

    çünkü beyaz bir gemidir ölüm

    siyah denizlerin hep
    çağırdığı

    batık bir gemi

    sönmüş yıldızlar gibidir

    yitik adreslere benzer
    ölüm

    yanık otlar gibi.

    Sen bu şiiri okurken
    ben belki başka bir şehirde
    ölürüm.

    BEHÇET AYSAN
     
  4. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    GECE VE MÜZİK

    Ne zaman otursam gecenin başına
    Ne zaman müziğin;
    yazamıyorum sözünü etmek istemediğim şeyleri
    birbirinden ışığını saklayan uzak yıldızlar gibi
    çekiliyor herşey kendi karanlığına
    parmak uçlarımda yıldız tozlarıyla kapıyorum gözlerimi
    Ey ruhumun en büyük şartı olan tedirginlik!
    Şimdi saat on iki
    Şimdi gece ve müzik

    Ne zaman otursam gecenin başına
    Ne zaman müziğin
    göçüyorum boş kağıdın sessizliğine
    kalbim, kapatılmış kireç kuyusu akıyor kendine
    bakıyorum gençliğim geçiyor uzaktan
    dudaklarında bir ıslık
    kitapların on lira olduğu zamanlardan

    anayurdum gece, kalbimi yazdım mürekkebinle

    gün bir çocuk, yaralanmış
    akşamın kıyılarına vuran
    yürekteki gizli yemin
    gidiyor bir şiirden ötekine
    ardında yıkılmış kentler
    bayındır düşler var ilerde
    gün bir çocuk, yaralanmış
    ütopyaları kalelerle değiştiren
    güdümlü gündüzlerde

    anayurdum gece,
    öt pelerinini ışıkları sönmüş odalarda
    radyo dinleyen çocukların üstüne

    saf kokunun sindiği oturma odaları
    zamanın tortusu eşyaların duruşunda
    duvarlarda içi boşalmış resimler
    yıllardır dağılmayan bir sis
    akşam yemeklerinin yendiği muşamba masada
    kilit altına alınmış duygular, düşünceler
    bütün tetikler çekili durur
    gerginliğin geometrik nizamında
    ışıkları yanmamış akşam alacası
    okul dönüşü saat beş radyoda fasıl çalar
    bütün gün iç geçiren
    ölgün kadın yüzleri sobanın etrafında
    ağrı eşiği alçak,
    acı frekansı yüksek
    okul ve aile birliğinde parçalanmış çocuklar
    bir oda, bir dönümlük dünya
    kol demiri iner az sonra
    çıplak yara gençlik
    günden geceye ilerleyen
    yüksek gerilim hattında

    odam, yaralı hayvan
    gecenin gümüş alaşımında gölgelenen eşyalar
    müziğin dördüncü duvarı, karanlığın kundağı
    sarıyor gündüzün yaralarını
    kendime yerleşmek, kendimden uzaklaşmak için gözlerimi kapıyorum
    dinliyorum uçurumlara oturmuş ağaçlar gibi başka odalardaki yalnızlıkları

    odam yasak kitaplar
    suç ortağı şiirler
    sevdiğim bir kaç poster
    odam bir karaduygu fotoğrafı
    o çember zaman içinde
    yoktu ki varolmanın başka yolları
    yastığımın altında
    tutukluk yapmaz silahım
    uykumu bekleyen kelimeler

    geri dönüyorum
    geçmişte çalınan bir gecenin kapılarından
    yarım kalmış bir sevişme hatırlıyorum
    bir daha hiç tamamlanmamış olan
    sonra bir diğerini, bir diğerini daha
    derken dağılmış kristal
    odalarda sızlayan

    sonra seni
    siyah motorsikletli çocuk
    deri ceketin odamın duvarında asılı kaldı
    yıllar yılı birbirimizi paralamaktan
    vazgeçip seviştiğimiz ilk ve tek akşamdı
    benim için sus payı bir kaç şiirsin artık eski hatıra
    ya sen ne yaptın bunca zaman
    değişmesi gerekeni sağlaştırmaktan başka

    bak duyuyor musun
    Deep Purple, Led Zeppelin
    Emerson, Lake and Palmer
    plak zarflarında yitirdiğimiz ritüel
    bugün birinci viteste yaşıyormuş gibi
    bir duyguya kapılıyor musun ara sırada olsa
    buluştuğun birileri var mı
    gecenin, müziğin, şiirin toprak hattında
    kapamadan gittiğin arka kapı
    bak açık duruyor hala
    uğrar mısın bir gün unuttuğun ceketini almaya

    Hırsızlığın ürpertili monologu:
    Kendime hayatımı anlatıyorum
    Daha o zamanlar biliyordum
    Yapmaya çalıştığım her şeyin
    Kendime hayatımı anlatmak olduğunu.
    Sözcükleri sevmeyi, büyütmeyi, büyülemeyi,
    onları sivriltip silah yapmayı, yaralamayı da
    süsleyip gönül almayı da
    aynı zamanlarda öğrendim.
    Sözcüklerin karbon ve elmas gücünü keşfettim.
    Gecenin geometrisinde, müziğin matematiğinde
    Saklı duruyor şimdi gizli sözlüğüm
    Uzakta değil
    Hırsızlığın ürpertili monologu
    dilimin ucunda siyanürüm.

    Duvarlarda uzak bir geleceğin koyu gölgeleri
    Şiirlerimizi okurduk mahcup bir fısıltıyla
    plaklar dinletirdik birbirimize, filmler anlatırdık
    Sonra gizlerimizi vermeye gelirdi sıra
    dünyayı anlamanın yakıcı isteğiyle
    gömüldüğümüz kitaplar, genç ölenlerin matemi...
    Hiçbir şey ilham vermezdi aşka ve kavgaya
    Eric Clapton'ın gitarı, Genesis'in tarihi
    ve Ayın öteki yüzü kadar
    Şimdi radyoyu açsam
    Biliyorum dünyanın bütün radyolarındasınız
    Gençliğini kirletilmiş takvimlerde yaşayanlar!

    Artık ne montumun cebindeki çakı
    Ne yüreğimde tetiği düşmüş sözcükler
    Çok zaman oldu
    Odamızın kapısını çekip
    O evlerden çıkalı
    Ellerimizi ve yüreğimizi kirletmeden geçtik
    vahşetin yakın tarihinden
    ucuza yaralandık, pahalıya ölmedik
    Biz radyonun son çocukları

    anayurdum gece,
    ört pelerinini ıslığını yenileyen
    çocukların üstüne

    gece ve müzik
    kapanış programı
    bu kitabın da
    kili dağılıyor
    kendime yazdığım serüvenin
    her şiir tabletler halinde bölünüyor birbirine
    çoğalıyor birbirinin içinden
    gündelik dile transpoze edilmiş şarkıların
    biliyorum, kimi derin yaralar okunmaz kalp ağrısı
    kırgınlıklarım
    kimi eski hatıra ecza dolaplarında saklı mırıldanlıklarım

    MURATHAN MUNGAN
     
  5. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    BİR EFLATUN ÖLÜM

    kırgınım, saçılmış
    bir nar gibiyim

    sessiz akan bir ırmağım
    geceden
    git dersen giderim
    kal dersen kalırım

    git
    dersen
    kuşlar da dönmez, güz kuşları
    yanıma kiraz hevenkleri alırım

    ve seninle yaşadığım
    o iyi günleri,
    kötü
    günleri bırakırım.

    aynı gökyüzü aynı keder
    değişen bir şey yok ki
    gidip
    yağmurlara durayım.

    söylenmemiş sahipsiz
    bir şarkıyım

    belki
    sararmış
    eski resimlerde kalırım

    belki esmer bir çocuğun dilinde.

    bütün derinlikler sığ
    sözcüklerin hepsi iğreti

    değişen bir şey yok hiç
    ölüm hariç.

    aynı gökyüzü aynı keder.

    BEHCET AYSAN
     
  6. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    ATEŞLE SUYUN AŞKI

    Ateş iır gün suyu ggörmüşs yüce dağlar ardında
    sevdalanmıs onun delı dalgalarına
    yüreğindeki duruluğu
    demiş kiı suya :
    gel sendalım ol,
    hayatıma anlam veren mucizem ol......


    su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa
    al demiş:
    yüreğim sana armağan....
    sarılmış ateşle su bir birbirlerine
    sıkıca , kopmamacasına......


    zamanla su , buhar olmaya
    ateş kül olmaya baslamış
    ya kendisi yok olacakmş ya aşkı..
    baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
    yüreğındeki kaderide
    alıp gıtmış uzak dıyarlara su.....


    ateş kızmış , ateş yakımş ormanları...
    aramış suyu diyarlar boyu
    günler boyu , geceler boyu
    bir gün gelmiş suya varmış yolu
    bakmış o duru gözlerine suyun,
    biraz kırgın bıraz hırcın....


    ve o an anlamış :
    aşkın bazen gitmek oldunu
    ama gıtmenın yıtırmek olmadını ....
    ateş , durmuş , susmuş sönmüs aşkıyla


    işte o zamandan berı dir ki:
    ateş sudan
    su ateşten kaçar olmuş...

    ateşın yüreğini sadece su,
    suyun yüpeğini
    sadece ateş alır olmuş....
     
  7. selenayy

    selenayy Daimi Üye

    aşk böyle değil midir zaten? ne onunla nede onsuz olmaz... ya kalır yok olursun ya gider onsuz olursun... aradaki fark ne? ben onunla yok olurum ama onun yok olmasına dayanamam... benden uzak yaşayacaksa ben onun yokluğunda ölmeye razıyım...

    emeğine sağlık abla çok güzel bir şiir
     
  8. ero

    ero Daimi Üye

    bu kadar değerli yazarın bu nadide şiirlerini bir araya getiren sehribanu arkadaşımıza bende payıma düşen teşekkürlerimi iletiyorum
     
  9. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    selenayy ve emo ben teşekkür ederim,beğendiğinize çok sevindim.....

    DEMEDİM Kİ ..

    Bu kenti sevdim dedim
    Benim olsun demedim ki.

    Sevdim dedimse akşam kızıllığını
    Gönlüm gibi akıp giden şu çayı
    Şu ormanı şu denizi şu dağı
    Benim olsun demedim ki.

    Vuruldumsa gözlerinin gül bahçesine
    Yürek çizen şimşeklerse kaçamak bakışları
    İşte buna sevmek derler dedimse
    Çattımsa acıların en güzeline
    Yedirdimse uykuları o tatlı kuşa
    Benim olsun demedim ki.

    Bu akşam kankırmızı şarap istiyor canım
    Bu akşam dünyanın bütün şarkılarını
    Bu akşam dünyanın bütün özlemlerini
    Bu akşam beni yalnız bırakın
    Bu akşam yalnızca onu düşüneceğim
    Onu ve kendimi yalnızca ...

    Hasan Hüseyin KORKMAZGİL
     
  10. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    İMGE DEDİM ADINA

    Son çocukluk da bitmişti ömrümde
    Düşlerim belki kış ölüsü belki yaz
    Kırlara bahar yetmese de içimde
    Yüreğim nar çatlamasıydı sana kadar
    Dilimde sözcüklerin çelik direnci
    Sesimde ölüm rengine inat aşklar

    Mavilikler yasaklandı gökyüzünde
    Özgürlüğü kuş kanatlarında bekledim
    Doğduğum gün adına "imge" dedim

    Sevdim bütün insanları insan yanlarını
    Sen de seveceksin
    Dallarına su yürümüş ağaçlara güleceksin
    Kar yağsa da yaktığın ateşler üstüne
    Ateşi yüreğinle körükleyeceksin
    Kuş sesleri de ertelenebilir güne karşı
    Çiy de düşebilir anıların üstüne
    En güzel ezgileri nehir ağzı denizlerde
    Hep kendi sesinle türküleyeceksin
    Hüzün ağaçlarının sevinç açtığını
    Adının sonsuz anlamında göreceksin

    Sevdim soluğunu rüzgar kılan insanları
    Soluğumu soluklarına kattım
    Bir damla uğruna gökyüzünü omuzladım
    Bir çocuk ölümleri ağlattı beni
    Bir de türkülerde kalabalık ihanetler
    Gülüp geçtim yalan iktidarlar görkemine
    Aşk adına sesimi sürdüm namlulara
    En büyük eylemleri söz eyledim
    Doğduğun gün adına "imge" dedim

    Sen elbette sen olacaksın biliyorum
    Sesinde yirmibirinci yüzyılı dinliyorum

    ADNAN YÜCEL
     
  11. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    [​IMG]

    Not:Resim küçük görünüyor,ama resmin üzerini tıklarsanız büyüyor,şiiri okuyabilirsiniz....
     
  12. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    Kızıl Bir Güldür Hayat

    Kaçıncı basamağında
    olursan ol yaşamın,
    karamsarlığa kapılıp
    umutsuzluk hırkasını giyme sakın…
    Boyun eğme kadere,
    çekiver ipini umutsuzluğun,
    ilmek ilmek sökülsün…

    Taptaze
    umut çiçekleri ek
    gönül bahçene,
    gerisi gelir elbet bir gün…

    Yenik düşmez
    karanlığa aydınlık,
    yumma güneşe gözlerini,
    acıları gizler karanlık...
    Bir merdiven daya gökyüzüne,
    yıldız topla…
    Saçlarını tara
    pırıl pırıl güneşin…
    Sitem etme
    düşlerine yağan kara,
    damla damla
    erir elbet bir gün…

    Susturma yüreğini,
    kalkar her boran, her sis
    her şey unutulur…
    En umutsuz bir anda
    yağan yağmur,
    toprakta
    capcanlı bir umut olur…
    Bir bahar dalının coşkusunu
    tomur tomur
    sana da verir elbet bir gün…

    Gözyaşıyla dolup taşmaz deniz,
    meraklanma…
    Uçurtmasını yitiren
    çocuğun
    gözyaşları kurur,
    üzüntüsü durur...
    Ararsan;
    ipinden kurtulmuş
    serseri bir uçurtmanın
    özgürlük sevinci
    seni de bulur,
    bulur elbet bir gün…

    Yaprak ödünçtür dallarda,
    önemli olan;
    umuttan yoksun kalıp
    gözlerde ışığı söndürmemek,
    direnci yitirmemek…
    Dikenli de olsa
    kızıl bir güldür hayat,
    soldurmadan yaşamak / yaşatmak gerek…
    Yeşile düşman bir bahçıvana
    kendini sevdirmez çiçek,
    yaprak yaprak
    ölür elbet bir gün…

    Yık barikatları,
    erit prangaları halka halka,
    zaman defterini kapat…
    Dört mevsimi var,
    her daim kış olmaz hayat…
    Kızıl gülden
    derin bir soluk al
    tekrar merhaba de yaşama...
    Acıdan ıstıraptan arıtılmış,
    damla damla
    sevgiden damıtılmış,
    yepyeni bir dünya yarat...

    İnsan;
    yere çakılı
    yalnız bir ağaç değildir,
    tek başına rüzgârı bekleyen…
    Yeni yüzler dene,
    asla vazgeçme sevmekten...
    Sünger çek maziye,
    yak ne varsa kötü
    gönlünün ocağında…
    Geç karşısına,
    sevgi kahvesini,
    dostluk kahvesini yudumla
    umudun şefkatli kucağında…

    Bırak,
    saçlarını okşasın rüzgar,
    apak kar yağsın karanlıklarına…
    Her şafakta,
    doğan güneşi karşıla,
    batarken kızıllığını şarap şişelerine doldur,
    yıllansın…
    Unut sonbaharı,
    başka baharlar ara,
    çisil çisil
    hep yağmur yağsın
    hayat harmanına,
    ağaçlar tomurcuklansın…
    Aç yüreğinin kapılarını,
    sen uçur bir kuş da,
    özgürce kanat çırpmanın
    tadına varsın…

    Bahardaki uyanışı,
    gök kuşağındaki gülüşü,
    zarafetini gülün,
    muhteşem hazzını
    bir bebeğin omzundaki gamzeden öpüşün…
    Lapa lapa yağan karın sesini,
    köpük köpük aşkı,
    soluk soluğa,
    çimler üstündeki sevişmeleri düşün…

    Yaşamak:
    zor da olsa ne güzel…
    öyle mi ya ölüm,
    öyle mi ya ölüm?

    Tahsin Özmen
     
  13. selenayy

    selenayy Daimi Üye

    emeğine sağlık ablacım şiirleri çok seviyorum çok güzeller

    [​IMG]
     
  14. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    LOKMAN HEKİMİN SEV DEDİĞİ

    Bu yürek
    Seni seveceğini biliyordu herhalde
    Bu kafa seni kuracağını seziyordu hanidir
    Bire bin veren buğday
    Elmadaki mayhoşluk
    Hukuki beşer
    Çınçınlı hamam
    Çizmedeki kedi
    Sanki elleriyle koymuşlar gibi
    İkimizden bir işmar
    Seni sevmemiş olsam , sözlerim yarı yarıya
    Gözlerim yarım
    Ellerim çolak hüseyin eli
    Seni sevmesem , nefes almayı beceremem ki
    Bugün günlerden ne ?
    Cumartesi
    Seni sevdiğim için , Cumartesi elbet
    Seni sevdiğim için , bak temmuz ayındayız
    Ayşe onbaşı , pir sultan abdal , büsbütün sevdalıyım sana
    Bu gemiler nereye gidiyor , seni sevdiğim için
    Seni sevdiğimden , suyun akası geliyor
    Bacaların tütesi
    Nurhayat´ın halleri , seni sevdiğim için güzel
    İbrahim´in dilleri
    İnsan seni sevince , tutsaklığa kızar tabi
    Savaşın adı geçse , cinifrit olur
    Ereğli´nin kömürünü düşünür , ne kömür o be
    Raman´ı düşünür , Çukurova´yı düşünür
    Seni sevdiği için , Haliç´te bir uğultu
    Marmara´da bir deniz
    Isparta bahçesinde güller
    Seni sevdiği için goncalanıyor
    Seni sevdiğim için , kilim dokuyor Avşar´da
    Yarın sabahlar , seni sevdiğim için icat edildi
    Penisilin , halk şiiri , canlı sinema
    Mapushaneler , yedi düvel , harbi ispanyol nezlesi
    Sultan Hamid , don civani
    Ne bilsinler seni sevdiğimi
    Başaklanmayan yulafa söylemeli
    Cılk yumurtaya
    Paslı demire
    Kulağını bükmeli kurtlu kirazın
    Hoşnut değilllerse bu gidaşattan
    Akıl etsinler seni sevdiğimi ,
    Yeşille turuncunun kafa barıştırması , bu sevdadan ötürü
    Tepemizdeki o göçmez tavan
    Sulardaki yakamoz , ortancadaki pembe
    Ben seni sevdim diye
    Bingöl vilayetinde , kamyondan inince
    Tığ gibi bir delikanlıya soruyorum
    Siz nerenin bulutlarısınız böyle ?
    Biz sizin sevdanızın bulutlarıyız
    Bir yıldızlı akşamı varsa Ankara´nın
    1953 kışları içinde
    Karnı tok , sırtı pekse hısım akrabanın
    Konu-komşu , dirlik düzenlik içindeyse
    Birbirimizi daha çok sevelim diye
    İnsan seni sevince iş-güç sahibi oluyor
    Şair oluyor mesela
    Meyhaneden cayıyor bir akşamüzeri
    Caysın be güzel
    Caysın be iyi
    Tütünü bırakıyor , tütün neyime zarar
    Keseme zarar , ciğerime zara , sevdama zarar
    Seni sevince adamın papuçları eskimiyor
    Beti-benzi yeni çarktan çıkmış gibi
    Seni sevince insan bilgili saygılı gönlü gani şen
    Saçları zencefilli
    Erkencecik evine dönmek istiyor canı
    Hep seni düşün
    Hep seni yaşat
    Hep seni yıka
    Seni doyur üç öğün
    Seni bir kanım uyut , sonra uyandır
    Lokman hekim , seni sev diyor bana
    Seni sevmeseydim , ilkbaharı kodunsa bul gayrı
    İstanbul diye bir kent yoktu ki yeryüzünde
    Umut diye bir şey yoktu ki , seni sevmeseydim
    Hak , hukuk , bereket diye
    Eşitlik , kardeşlik , hürriyet diye
    Yüreğime sağlık ne iyi ettim..!

    METİN ELOĞLU
     
  15. selenayy

    selenayy Daimi Üye

    ablacım şiir çok güzeldi sevgiyi ne güzel anlatmış sevdiği olmayınca yarım kalıyor insan sevmeden insanlığını hissedemiyor ki... emeğine sağlık

    [​IMG]
     
  16. sehribanu

    sehribanu Daimi Üye

    Sevgi çok önemli tabiki selişş...Sevgi olmayınca hayatta hiç bir şeyin anlamı olmuyor,sevgisiz hep yarımız ve sevgiyle tamamlanıyoruz....Ömer Hayyam sevginin önemini şu dörtlükle çok güzel anlatıyor:
    "Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
    Tekkede , manastırda eremezsin
    Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
    Cennetin cehennemin üstündesin" başka söze gerek var mı???????
     
  17. selenayy

    selenayy Daimi Üye

    yok tabii ki abla başka söze ne hacet...

    bir ömer hayyam dörtlüğü de benden

    Düşünce göklerinin baş konağı sevgidir sevgi;
    Gençlik destanının baş yaprağı sevgidir sevgi;
    Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar,
    Bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir sevgi.
     

Sayfayı Paylaş