Bana Bir Yar Olsa Bana bir yar olsa gönül verdiğim Çıksa bari yüreğimden bu acı Yaresin bekleyip ahdın güttüğüm Bulunsa bir sınık yare sarıcı Yarinden ayrılan hiç gülmez imiş Akar çeşmi yaşı silinmez imiş Kişinin dediği olunmaz imiş Salar imiş her yanına salıcı Aşk elinden ciğerciğim delindi Gönlün kal dediği yerde kalındı Her nerede olsa bize bulundu Gıybet edip yüzümüze gülücü Nice bezirganlar kond bu hana Dünya baki değil sultana hana Bir kalleş yar ile girme meydana Erin ere doğru gerek kılıcı Pir Sultan Abdal'ım çoştum giderim Bir kuru kavgayı sürüp niderim Yiyelim içelim sohbet edelim Gelir bir gün emanetin alıcı Pir Sultan Abdal Be Sevdiğim Be sevdiğim seni benden ayıran Din iman bulmaya diyelim Allah Şu sinemi aşk oduna dağlayan Bekası olmayan diyelim Allah Bir münafık sebep oldu bu işe Umarım başına hem taşlar düşe Kör yılanlar ura cesedi şişe Eriye döküle diyelim Allah O da benim gibi yana kuruya Kısmeti tükene başı çürüye Seyit Vakkas bir ok ura devire Cennet'e girmeye diyelim Allah Allah anı bin bir belaya ata Kısmeti tükene vadesi yete Yetmiş seksen sene döşekte yata Yata da kalkmaya diyelim Allah Pir Sultan Abdal'ım almadım hızaz O kelp rakip bize eyledi garaz Başka dertten gayrı bin kantar maraz Gire de çıkmaya diyelim Allah Pir Sultan Abdal Bir Çocuk Da Anasından Doğunca Bir çocuk da anasından doğunca Bedenini pişirmeye tuz ister Üryan büryan ortalıkta kalınca Setirini örtünmeye bez ister Konla sudan gelir anın gıdası Nasibini veren Barı Huda'sı Beşiklere beler onun anası Akşam sabah emzirmeye yüz ister Bir yaşında ürüm ürüm ürünür İkisinde sürüm sürüm sürünür Üç yaşında adım adım yürünür Dört yaşında söylemeye söz ister Beş yaşında dili civan sevişir Altısında uşağınan döğüşür Yedisinde dişlerini değişir Sekizinde her gediğin düz ister Dokuzunda olur bir tosun maya Onunda da benzer kaşları yaya Onbirinde başı girer sevdaya Onbeşinde ala gözlü kız ister Yirmisinde akıl baştan savrulur Otuzunda vursa dağa devrilir Kırk yaşında akıl başa çevrilir Ellisinde avın olmış baz ister Altmışında iner bir merdivenden Yetmişinde binse düşer duvardan Sekseninde su getirmez pınardan Doksanında döşeğini düz ister Pir Sultan Abdal bu söz hepimize Tonus girinceye belki de yaza Yüz yaşında ölümünü gözede Zemheriyi çıkarmaya yaz ister Pir Sultan Abdal Bir Sen İç Güzel şahtan bana bir dolu geldi Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver Kavlim sultan Kızıl Veli'den geldi Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver Payım gelir erenlerin payından On İki İmam nesli Ali soyundan Selman'ın içtiği üzüm suyundan Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver Beline kuşanmış nurdan bir kemer Aşkın dolusunu içenler kanar Herkes sevdiğine bir dolu sunar Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver Pir Sultan'ım hamı hası seçerim Hak okurum aşk kitabın açarım Yar elinden ağu gelse içerim Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver Pir Sultan Abdal Dert Beni alçakta yüksekte yatan erenler yetişin imdada aldı dert beni başım alıp hangi yere gideyim gittiğim yerlerde buldu dert beni oturup benimle ibadet kıldı yalan söyledi de yüzüme güldü yalın kılıç oldu üstüme geldi çaldı bölük bölük böldü dert beni pir sultan abdal'ım gönül hastadır kimseye diyemem gönlüm yastadır bilmem deli oldu bilmem hastadır şöyle bir sevdaya saldı dert beni Pir Sultan Abdal Dostun Bahçesine Bir Hoyrat Girmis Dostun bahçesine bir hoyrat girmis Korudur hey benli dilber korudur Gülünü dererken dalını kırmış Kurutur hey benli dilber kurutur Şu meydanda serilidir postumuz (*) Çok şükür Mevlâ'ya gördük dostumuz Bir gün kara toprak bürür üstümüz Çürütür hey benli dilber çürütür Kendisi okur da kendisi yazar Hak hilâl kaşına eylemiş nazar Senin akranların cennette gezer Hürüdür hey benli dilber hürüdür Hangi dinde isen ona tapayım Yarın mahşer günü bile kopayım Eğil bir yol ak gerdandan öpeyim Beri dur hey benli dilber beri dur Dervişe n'olursa kendi tacından Irakibe ölüm yâre geçinden Benzimin sarısı senin ucundan Sarıdır hey benli dilber sarıdır Pîr Sultan Abdal'ım başından başlar İyisini yer de kemini taşlar Bin çiçekten bir kovana bal işler Arıdır hey benli dilber arıdır Pir Sultan Abdal Durmaz Yezit Oklar Bizi Geldik darına duşlandık İrehbere bağışlandık Bir aşıyla aşılandık Durmaz Yezit oklar bizi Gönül bir ulu şehirdir Rızasız lokma zehirdir Talib yiyemez haklar bizi Hak iyesi haklar bizi Tarikattadır elimiz Hakikattadır yurdumuz Hak'la olunca virdimiz Her kazadan saklar bizi Meydana meydan güzarım Hak olan yere nazarım Gaibde sırda gezerim Göremesin çoklar bizi Pir Sultan talib devirir Mervanın külün savurur Yedi kat barü çevirir Ali anda saklar bizi Pir Sultan Abdal Dünya Benim Diye Göğsünü Germe Dünya benim diye göğsünü germe Dünya kadar malın olsa ne fayda Söyleyen dillerin söylemez olur. Bülbül gibi dilin olsa ne fayda Kurtulamazsın Ayrail`in elinden Bir gün olur çıkarırlar evinden Allahç`ın ismini koyma dilinden Dünya kadar pulun olsa ne fayda Sende dersin söz içinde sözüm var Çalarsın çırparsın oğlum kızım var Senin şunda üç beş arşin bezin var Bütün dünya malın olsa ne fayda Yalan söyler kov gıybetten geçmezsin Helalini haramını seçmezsin Kesilir nasibin su da içmezsin Akan çaylar senin olsa ne fayda Pir Sultan Abdal`ım çökse otursa Külli günahlarım alsa götürse Dünya benim diye çekse getirse Dünya sana baki kalmaz ne fayda Pir Sultan Abdal Eğer Dost Irmağın Eğer dost ırmağın gözün ararsan Serçeşme'den gelir suyun durusu Ali Muhammet'tir Muhammet Ali İkisi de bir elmanın yarısı Ali'm engür ezdi kırklar da içti Kırkı da mest oldu kendinden geçti Muhabbetin kapısını kim açtı Cümlesi de bir ikrarın çerisi Ali'm yola gider menzili keser Sofi nerde olsa yalanı basar Bir kale yaptırmış on iki hisar Sor nedendir duvarının örüsü Dört kapısı vardır kırk da dükkanı Üçyüz altmış altı gevher madeni On yedi kişidir alıp satanı Cümlesinin sarrafıdır birisi O kalenin bedenine kuş konar Kanadı üstünde kandiller yanar Pir Sultan Abdal'ım secdeye iner Aşık oldum gitmez benzim sarısı Pir Sultan Abdal En İyi Dostundan Sakın Sen Seni Bir öğüdüm vardır sana söyleyem En iyi dostundan sakın sen seni Öğüdüm dinlersen manası budur En iyi dostundan sakın sen seni Gelir senin ile güler de oynar Ardınca önünce ayıbın söyler Bir vakit gelince önüne çıkar En iyi dostundan sakın sen seni Senin ile hüsnün bahçesin gezer Gönül aşk elinden satırlar yazar Ardınca önünce kuyular kazar En iyi dostundan sakın sen seni Gelir senden önce yükseğe çıkar Gözlerinden kanlı yaşını döker Ayağın kayınca urganın çeker En iyi dostundan sakın sen seni Pir Sultan Abdal'ım böyle söyledi İndi aşkın deryasını boyladı Bunu işlemeyen kula söyledi En iyi dostundan sakın sen seni Pir Sultan Abdal Felekler Zuhur Olalı Felekler zuhur olalı Arttı derdim fizahım var Günahım çoktur gamım yok Mehdi gibi bir mahım var Gayettir Ali'nin demi İmam Hasan gevher kanı Şah İmam Hüseyin gibi Muallakta dergahım var İmam Zeynel leyl ü nehar İmam Bakır kırdı küffar Mehr içinde İmam Cafer Şemsi gibi bir mahım var Musa-yı Kazım'a düştük Ali Rıza'ya eriştik Muhammet Taki'den içtik Türlü türlü kadehim var Pir Sultan'ım Naki candır Askeri dindir imandır Mehdi sahib-i zamandır Mürvetli padişahım var Pir Sultan Abdal (alıntıdır)