KENDİ ARŞİVİMDEN OZEL OLARAK CIKARDIM SİZLER İÇİN UMARIM BEGENIRSINIZ KENDİ CEKTIGIM RESIMLERIM BUNLAR
çok teşekkürler zülfü abicim paylasım için bende böyle insanların ve pirlerin bulunduğu resimler arıyodum çok iyi olmus
ewet dılek bende cok avr en kısa zamanda onlarıda koyacam sıteye tuncelıyı kendı elelrımle cektım neden koymıyım
Açıkcası ben Tunceli'yi Dersim'i sizlerin koyduğu resim ve linklerle tanıyorum.Emeğinize sağlık.Devamını bekleriz can.
halkımın gururu benim vatanımsın düşmanın korkusu benim mekanımsın ayrılıpta unutamadıgım anımsın dertlisin kederlisin sen tunceli..... efsanelerin en büyük şehridir dersim nasıl unutulur düzgün baba ,munzur , sarısaltuk...tarihe tanıklık eder dersim sımsıcak yürekli insanlarıyla burası dersim demekten insan gurur duyuyo...saol kardeşim resimler için.....
Allah Allah çok güzeldi ya içim şevkle doldu emeğine sağlık dicem ama banlanmıs saglık olsun Neyse hemşo sanada kocaman bir tüh nasıl gitmezsin sen bakim yha :grin: :-( :?
zilan eğer bana "tüh nasıl gitmezsin" dediysen, sana da TÜH.. niye dersen bi hemşom gel ben seni oraya götüreyim dedide ben mi gitmedim !
Erhan sende rahatlığa alışmışsın kuzum )))) niye elinmi yok ayann mı yok gezmek olsa herkesten önce gidiosun 1 hafta içinde gidiosun banada resim çekip getiriosun k hemşOoo
ZİLAN ben hesapladım DÜZGÜN BABA ya tam olarak 1.415 km uzaklıktayım... rica etsem o fotoğrafları sen çekip bana gönderebilirmisin ?....yok göndermezsen benim orayı görmek için bi süre daha beklemem gerekecek...
emeğine sağlık can.DÜZGÜNBABANIN hayat öyküsü beni etkilemişti onu da anladan bir metin beklemiştim ama emeğine sağlık can
Dersim (Tunceli) yöresinde yaşadığı anlatılan Dersim aşiretlerinden Kureyşan aşiretine bağlı bir ermiştir.Asil adi Sah Haydar olmak üzere, Mahmud Hayrani'nin ogludur. Mahmud Hayrani ise Mevlana'nin bir müridi olarak taninmis bir kisiliktir. Haci Bektas-i Veli'yle akrabaligi oldugunu savunan bir kavimin 9. yada 11. atasidir. Soy seceresi bakimindan Hace Bektas ile ayni Imama cikar. Mahmud Hayrani Zeve yakınlarında bulunan Zargovit tepesinde hayvanlari otlatmak için bir ev yapar. Burada hayvanlari ile mesgul olur. Kışın zemherinde keçilerinin gayet güzel beslendiklerini gören Seyyit Mahmud-i Hayrani "Acaba sah Haydar bu kisin ortasinda bu hayvanlara ne yediriyor ki hayvanlar bu kadar güzel besleniyorlar. "Diye merak eder ve sah Haydar ile hayvanlarin bulundugu yere gider. Bir de bakar ki sah Haydar elindeki çubugu hangi meşe agacina değdiriyorsa agaç hemen yeşeriyor.Taze süsleniyor,keçilerde bu filizlerden yiyerek besleniyor. Seyyit Mahmud-i Hayrani durumu görünce sesini çikarmadan geri dönmek ister. Ancak o sirada bir keçi,bir kaç kez üst üste hapsirir. Şah Haydar da ne oldu Babam Dervis Mahmud'umu gördün ki bu kadar hapsirirsin, der ve arkasına baktığında babasının kendisine görünmeden gitmek istediğini görür. Babasına bizzat ismi ile hitap ettiği için utanır mahcup olur.Mahcubiyetinden kaçıp halen Düzgün baba dağı olarak söylenen bir tepeye çıkar ve burada mekan tutar.(Rivayet olunur ki şah Haydar babasına ismen hitap ettiği için Mahcubiyetinden ötürü kaçtığı zaman ayağında kışın karda giyilen hedik veya lekan varmış.Bu hediklerle Zargovit'den Düzgün Baba tepesine kadar (takriben 5km) üç adım atmış bastığı her yerde hedikler taşa iz bırakmış ve bu izler hala durmaktadır.) Bir iki gün eve gelmeyen Şah Haydar'ın annesi endişelenir. Durumunu öğrenmesi için babasına rica eder. O da yanındaki müritlerine gidin bakın bakalım bizim şah Haydar ne alemde? der. Müritlerinden birkaç kişi bu 2500 m. yüksekliğindeki dağın tepesine çıkar Şah Haydar ile görüşürler. Durumun iyi olduğunu her hangi bir sorununun olmadığını öğrenirler ve tekrar Zeve'ye dönerler. Seyyid Mahmud-i Hayrani'ye durumu düzgündü merak edilecek herhangi bir şey yoktur.Selam ve hürmet eder ellerinizden öper derler. (Bu düzgündür sözü dilden dile dolaşır ve asıl adı Şah Haydar olan bu zat'a artık bir süre sonra Düzgün Baba olarak bir isim atfedilir. O günden bu güne Düzgün baba olarak söylenir.) Bugün de dahi halk şifa bulmak için Düzgün Baba'ya gider adaklar adar ve ziyaret eder tercan kardeş işte hikayesi