Zamanın birinde bir Kral'ın içini tarifi imkansız bir sıkıntı basmıs. "Bana bir falcı çagırın," diye emir vermis. Ülkenin en iyi falcısını getirmisler. Kral "Bak bakalim falcı içimdeki sıkıntı nedir, benim gelecegim nasıl olacak," demis. Falcı cam küresine bakmis üflemis püflemis... "Aman Kralım, gelecekte sizi çok kötü günler beklıyor, geleceginiz çok karanlık, ülkenizin basinda bir çok savas ve isyanlar göreceksiniz, öyle acilar yasıyacaksınız ki üç oglunuzun da ölümünü göreceksiniz..." Gerisini duymak istememis Kral, hemen kükremis: "Benim canımı daha da sıktı, tez vurun bu adamın kellesini!..." Ama içindeki sıkıntı geçmemis aksine daha da artmıs. "Bana baska bir falcı bulun," buyurmus. Baska bir falcıyı yaka paça getirmisler huzura. Kral "Bak bakalim falcı, içimdeki sıkıntı nedir, benim gelecegim nasil olacak," demis. Falcı kagıtlarını açmıs, biraz düsünmüs. "Hasmetli Kralım, geleceginiz çok aydınlık, sizi öyle güzel günler bekliyor ki bu ülkeyi daha uzun bir süre yönetecek, topragınıza toprak katacaksınız, üç oglunuz da sizin öldügünüzü göremeyecek..." Kral rahatlamıs ve emir vermis: "Bu falcıya bir kese altın verin, bundan sonra kendisi sarayın falcısıdır!..." Her seyin daha iyi anlatilabilecegi bir yol vardir. Yeter ki onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu dogrultuda genisletmeye ugrasalım. Gelecegi görerek daha iyiye dogru bakmalıyız ki gelecegimiz de aydınlık olsun..."
aslında iki falcıda kırala öleceğini söylemiş ama biri direk biriside dolaylı anlatmış yani kazı yolmuş ama canını yakmamış emeğine sağlık Can paylaşım için teşekkürler