Dokunulmazlıklar

Discussion in 'Genel Bölüm' started by enelhak, Jun 4, 2011.

  1. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Yaklaşık bir aydır ortalık toz duman..hepimiz yorulduk bitap düştük , o ne dedi öbürü ne dedi
    Şöyle olursa ne olur böyle olursa ne olur, hangi kanal da kim var , kim ne yazmış çizilen karikatürler herkes birbirine telefonlar ediyor ne dersin bu işe ? diye Msn ler emailler vızır vızır Gmaillerde de Skyp larda görüntülü sohbetler…. Miting ler lebalepdolu, kapalı salon toplantıları..yolculuklar gidenler gelenler …yorulduk vallahi de billahi de yorulduk,bu korkunç trafik ten….daha da bitmiş değil hani… hatta büyük bir yoğunlukla devam edecek.
    Pekii sonra ne olacak….? Aynı tas aynı hamam mı.?

    Bazen düşünüyorum ve soruyorum kendi kendime…acaba diğer ülkeler de böyle mi diye..
    Hiç sanmam bu.. henüz oturmamış Demokrasimizden ve yeteri kadar gelişememiş toplumuzun acemiliğinden kaynaklanıyor gibi geliyor bana.. yoksa bu hız da ki trafiği ve hareketliliği insan bünyesi kaldırmaz…iyi ki genç nüfusumuz var

    Bu yazdıklarım Ülke meseleleri ile ilgili trafik…ya bireylerin kendi iş ve aile hayatlarındaki yaşadıkları….Kredi kartı çok yüklenmiş bu ay…Patronlar anlaşamamış …..kabak bizim maaşların başına patlamışâ€¦çocuğun dersleri de biraz zayıfmışâ€¦Düğün hazırlıkları ne alem….Babam kriz geçirmişâ€¦.komşunun oğlu trafik kazasında vefat etmişâ€¦Hasta ziyaretine gitmek şart…sınavlar ne durumda…kirayı geciktirdiniz bu ay….Elektrik faturası doğalgaz ?
    Sabahtan hastahane kuyrukları…Meral de kapkaç a uğramışâ€¦çarşı oazar çok pahalı ..
    İş bulabildin mi oğlum….neden çıkarttılar ki seni işten…tam zamanıydı..vs…vs..vs..vs vs vs
    Anlat anlat bitmez….Vallahi bizim insanımız gerçekten çok dayanıklı imiş.

    Neden bunlar bir türlü yoluna giremiyor neden ? neden.? Neden.?

    Bu kadar yetişmiş insanlarımız var ,çare bulamıyorlar mı..? yoksa çareyi araştırmıyorlar mı..?
    Yoksa ne..! ne…! ne..? akıl alacak gibi değil
    Lütfen artık herkes aklımı başına alsın.. bu kargaşa ne kadar daha gidebilir..

    Bir sevgisiz—bir kavgacı-bir çözümsüzlükten yana toplum olduk…inanın böyle giderse çok kısa bir zaman sonra başaşağı geliceğimizden şüpheniz olmasın..eşyanın tabiatına aykırı
    Buradan seslenmek istiyorum Toplumu idare etmeğe soyunanlara lütfen sağlıklı çözümler
    Üretmek için kollarınızı sıvayın Bismillah deyip girişin..yoksa sonumuz gerçekten iyi değil.
    Şimdi Genel seçimler geliyor SANDIK Milletin önünde….bakıyorum da milleti yeterince
    İlgilendirmeyen herşey konuşuluyor milletin gündeminde olanları konuşmuyor siyasetçiler
    Anayasa değişiklikleri yapılıyor..DOKUNULMAZLIK yine yok gündemlerinde..böyle şey olmaz….vatandaşın en hassas olduğu bu konu niye gündeme getirilmiyor niye.. neden?

    Buradan Tekrar seslenmek istiyorum Siyasilere…aşağıda madde madde yazacağım konular
    Halledilmedikçe.(halletmek isteniliyorsa tabi) çıkmazdayız.gözardı edenlere duyurulur.

    !- Seçimler için Baraj düşürülsün
    2-Siyasi partiler kanunları uygun hale getirilsin
    3-Din üzerinden siyaset yapmak istiyenler için yasaklayıcı ve etkili kanunlar çıkarılsın
    4-Siyasilerin (kürsü hariç)DOKUNULMAZLIKLARI kaldırılsın
    5-Devrim kanunları uygulansın
    6-Anayasaya harfiyen uyulsun Hukuksuz davranmaya kimse cesaret edemesin

    Oturun iyice düşünün ..hafife almayın Türk milletinin isteklerini..Dünya ülkeleri ilerlerken
    Türkiyenin geri kalmasına sebep olanlar..kim olursa olsun..Millet tarafından affedilmeyecektir.Lanetli yöneten olucağınıza..saygı duyulan insanlar olun 3 kuruş a tamah etmeyin..bu halk fazla konuşmasa da kimin ne olduğunu bilir..KADİR bilir bu halk

    Değerli vatandaşlarım lütfen siyasette aktif olmaya başlayın üye olun sivil toplum örgütlerine….Cumhuriyet mitingleri SİVİL toplumun başarısıdır.sizin de çorba da tuzunuz bulunsun..oturup beklemeyin yarın ne olucak diye..masaya yumruk vurmayı öğrenin artık.

    Hangi partiden olursanız olun bir kampanya başlatın DOKUNULMAZLIKLAR için
    Parti programlarının en başına koysunlar bu konuyu Siyasi partiler…. takip edin sonuna kadar..başı boş bırakmayın siyasetçiyi..biraz çekinsin halkın tepkisinden..

    TEMİZ SİYASETÇİLER İSTİYORUZ…ayıp mı ediyoruz acaba..?

    ATATÜRK´ÜN BİR ANISINI İLAVE EDELİM YAZIMIZI SONUNA.

    Gazi, çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladı.
    Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokuldu.
    - Merhaba nine.
    > > Kadın Ata´nın yüzüne bakarak hafif bir sesle;
    - Merhaba dedi.
    > > – Nereden gelip nereye gidiyorsun?
    Kadın şöyle bir duralayıp,
    > > – Neden sordun ki, dedi. Buraların saabısı mısın? Yoksa bekçisi mi?
    > > Paşa gülümsedi.
    > > – Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin malıdır.
    > > Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin? Kadın başını salladı.
    > > – Tabii söyleyeceğim, ben Sincan´ın köylerindenim bey, otun güç
    bittiği, atın geç yetişdiği, kavruk köylerinden birindeyim. Bizim muhtar bana
    bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara´ya geldim.
    > > – Muhtar niçin Ankara´ya gönderdi seni?
    > > – Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da… Benim iki oğlum gavur harbinde şehit düştü. Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa.
    > >Ben de gün demeyip mıhtara anlatınca, o da bana bilet alıverip saldı Angaraya, giceleyin geldimdi. Yolu neyi de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.
    > > – Senin Gazi Paşa´dan başka bir isteğin var mı? Kadını birden yüzü sertleşti.
    > > – Tövbe de bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki… O bizim Vatanımızı gurtardı. Bizi düşmanın elinden kurtardı.
    > > Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isteyebilirim ondan?
    > > Onun sayesinde şimdi istediğimiz gibi yaşıyoruz. Şunun bunun gavur dölünün köpeği olmaktan onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam! Demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşayı bulacağım yeri deyiver. Atatürk´ün gözleri dolu dolu olmuştu, çok duygulandığı her halinden belliydi.
    > > Bana dönerek,
    > > – Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımızdır… Benim köylüm,
    > >benim vefalı Türk anamdır bu.
    > > Attan indim. Yaşlı kadının elini tuttum anacığım dedim, sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa yani Atatürk işte karşında duruyor.
    > > Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp, Atatürk´ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı bu.
    > > Ikisi de ağlıyordu. Iki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan,
    ana oğul gibi sarmaş dolaş ağlıyorlardı. Yaşlı kadın belki on defa öptü
    atanın ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk´e uzattı;
    > > – Tek ineğimim sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm. Paşa hemen orada bezi
    açıp peyniri yedi. Çok beğendiğini söyledi. Sonra birlikte köşke kadar gittik.
    > > Oradakilere şu emri verdi;
    > > “Bu anamızı alın burada iki gün konuk edin. ( “Ananı da al git”
    diyenler var artık zamanımızda )
    > > Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armağanım olsun.”

    Turgay Tezcanlı
     

Share This Page