1. İmam ALi (A.S) Birinci İmam Hz. Ali (a.s) Aleviliğin kökeni genel olarak Hz. Muhammed´in vefatı sonrasında yaşanan gelişmelere dayanmaktadır. Ancak Anadolu Aleviliği ele alınırken islamöncesi ve sonrası birçok farklı dinsel ve kültürel unsuru da gözden kaçırmamak gerekmektedir.Önce Aleviliğin doğuşuna yolaçan gelişmeleri görelim: Hz. Muhammed´in vefatı sonrasında ortaya çıkan kimin halife olacağı sorunu, Alevi-sünni meselesinin ilk tohumlarını atmıştır. Hz. Muhammed daha sağlığında birçok kez Hz. Ali´nin halefi olacağını vurgulamıştı. Hz. Muhammed´in soyu, kızı Hz. Fatıma´yı eş olarak verdiği Hz. Ali´den devam etmişti.Hz. Muhammed Mekke´ye Hicret ettiği zaman da ailesine ve işlerine bakmak üzere Hz. Ali´yi yerine bırakmıştı. Üstelik Peygamber Hz. Ali´nin katıldığı hemen hemen bütün savaşlarda onu komutan olarak atamıştır. Bilindiği üzere Hz. Muhammed Veda Haccı dönüşünde (632) Gadîru Hum adlı yerde beraberindeki müslümanlarla konaklayarak bir konuşma yapmış ve bu konuşmasında kendisinden sonra amcasıoğlu ve damadı Hz. Ali´nin müslümanlara önder yani halife tayin olduğunu ifade etmişti. Orada aralarında İkinci Halife Ömer´in de bulunduğu müslümanlar bundan dolayı Hz. Ali´yi kutlamışlardı. Ölmeden önce Hz. Muhammed âBana bir kalem ve kağıt getirin size bir vasiyet yazdırayım ki, benden sonra ihtilafa düşmeyesiniz.â demiş ancak bu isteği yerine getirilmemiş ve Peygamber vasiyetini yazamadan vefat etmişti. Daha sonra Hz. Ali ve diğer aile üyeleri Peygamberin defin işleriyle uğraşırken, Ebu Bekir ve Ömer´in de aralarında bulunduğu ensar ve muhacirin ileri gelenleri iktidar kavgasına başlamışlardı bile. Bu iktidar mücadelesi Ebu Bekir´in halife olması ile sonuçlanmış, daha sonra sırasıyle Ömer ve Osman halife olmuşlardır. Sonuç olarak bu üç kişinin halifelikleri, deyim yerindeyse Peygamberin Ehli Beytine rağmen gerçekleşmiş, bu nedenle yüzyıllardır tartışılagelmiştir. Hz. Ali ve Hz. Fatıma bu halifelikleri onaylamamakla birlikte, iktidar uğruna gerginlik yaratmaktan da kaçınmışlar, bu haksızlığı sineye çekmeyi uygun görmüşlerdir. Alevi-Sünni meselesinin ilk çıkışı özetlemeğe çalıştığımız bu halifelik meselesine dayanır. Ehli Beytin başına gelenler ve bunlardan en önemlisi Kerbela Olayı ise Aleviliğin siyasal ve düşünsel bakımlardan daha da olgunlaşmasına ve Araplar dışındaki diğer uluslar arasında da yayılmasına neden olmuştur.Şimdi bu gelişmeleri görelim: Osman´ın halifelik dönemi (644-656), daha önce tohumları ekilmiş bulunan bölünmelerin, problemlerin su yüzüne çıktığı bir dönem olmuştur. Halife Osman´ın yönetiminde akrabalarına, yani Emevi ailesine gösterdiği aşırı yakınlık ve valiliklere onları tayin etmesi ve diğer suistimaller ona karşı Irak, Mısır, Hicaz ve Surite´de yoğun bir hoşnutsuzluk duyulmasına yolaçmıştır. Valileri halka kötü davranıyor olmalarına rağmen onları koruyucu bir tutum takınmış, sonuçta Mısır, Basra ve Kûfe´den yola çıkan gruplar Halife Osman´ın evini kuşatarak onu öldürmüşlerdir.(656) Üçüncü Halife Osman´ın öldürülmesi sonrası Hz. Ali halifeliği sahabenin ısrarları üzerine kabul etmiştir. Hz. Ali iç karışıklıkların çok yoğun olduğu bir dönemde ve bu karışıklıkları sonlandırmak amacıyla halifelik görevini kabul etmiştir. Daha önce Osman´ın aleyhinde bulunmuş olan Hz. Muhammed´in eşlerinden Ayşe, Talha ve Zübeyr, Hz. Ali´nin halife olması sonrasında onu Osman´ın ölümünden sorumlu tutarak Cemel savaşına yolaçmışlardır. Cemel Savaşı Hz. Ali´nin galibiyetiyle sonuçlanmıştır. Hz. Ali bu olaydan sonra Şam´da hüküm sürmekte olan ve kendisine biat etmeyi reddeden Şam Valisi Muaviye sorununun çözümüne girişti. Muaviye, Hz. Ali´yi Osman´ın ölümünden sorumlu tutuyor ve Şam´da bunun propagandasını yapıyordu. Hz. Ali´nin uyarıları sonuçsuz kalınca Hz. Ali ve Muaviye Orduları arasında Sıffin Savaşı (657) başlamış oldu. Hz. Ali´nin ordusu savaşı kazanmak üzereyken, Muaviye´nin yakın adamı Amr İbn-ül As´ın, askerlerin mızraklarının ucuna Kuran sayfalarını bağlatarak âAllahın kitabı sizinle bizim aramızda hakem olsun.â diye bağırtması sonucu Hz. Ali´nin ordusu saldırıyı durdurdu. Bu şekilde Amr´ın hilesi işe yaramış ve iki taraftan hakemler seçilmiş, bir sonuca ulaşılamamıştır. Burada Hz. Ali´nin ordusundan ayrılan bir grup da Hariciler adını almışlardır. Böylece müslümanlar Hz. Ali yandaşları, Muaviye yandaşları ve Hariciler olmak üzere üçe bölünmüş oluyorlardı. Hz. Ali vefatından önce Haricilere yönelik askeri bir harekat düzenlemiş, önemli bir bölümünü yok etmişti. 24 Ocak 661´de ise Hz. Ali, İbn Mülcem adlı bir harici tarafından uğradığı saldırı sonucunda şehid olmuştur. 2. İmam HASAN (A.S) ikinci İmam Hz. Hasan (a.s) Hicretin üçüncü yili Ramazan ayinin on besinde dünyaya geldi. Babasi Hz. Ali, annesi Fatimadir. Hz.Hasan, Resulullahin, Hz.Alinin ve Hz. Fatimanin terbiyesiyle büyüdü. Resulullah Hz. Hasan'i çok severdi. Resulullah: Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridir buyurmustur. Hz. Hasan (a.s) Hz.Ali'nin sehadetinden sonra İmam old. İmam olmasindan on ay geçmeden, Muaviye, saltanatini yayginmastirabilmek için, bir süre desiseler tertipleyerek, imama karsi çikti. İmam Hasan, kendi ashap ve komutanlarinin vefasizligi ve Müslümanlarin Ümeyyeogullarini iyi tanimamalari yüzünden ve ortamin da bir kiyama elverisli olmadigini görerek Muaviye ile belli sartlar üzerine sulh etti. Fakta Muaviya sartlarin hiç birine riayet etmedi ve böylece Ümeyyeoguhllarinin içyüzü yavas yavas ortaya çikmaya basladi. Sonunda Muaviye İmam Hasan'in varligini tahammül edemeyerek imami 47 yasinda iken hicretin 50. yili safer ayinin yirmi sekizinde zehirleterek sehit etti. İmam Hasan (a.s) Medine de Baki mezarligina defnedildi. 3. İmam HÜSEYIN (A.S) Üçüncü İmam Hz. Hüseyin, Hicretin dördünçü yilinda Saban ayinin üçünçü gününde Medinede dünyaya geldi. Babasi Hz. Ali (a.s), annesi Hz.Fatima'dir. Nakledilen bir çok hadise gore Hz.Muhammed (s.a.v) ona özel bir ilgi gösteriyordu. Resulullah, onun dogum haberini aldiginda ve diger zamanlarda onun bogazindan ve dudaklarindan öptügü, agladigi ve bu çocugun azgin bir grubun eliyle sehit edilecegin haber verdigi, hadislerde nakledilmistir. Hz. Hüseyin, İmam Hasan'in zehirlenip sehid edilmesinden sonra İmam oldu. Ilahi emir ve nehiylere itinasiz bir insan olan Muaviye'nin oglu Yezid'in Müslümanlarin önderligine geçmesiyle islam kökten yok olmak ve saptirilma tehlikesiyle karsi karsiya kalmisti. Hz.Hüseyin, böyle bir zatin Müslümanlara halife olusunun anlaminin ne oldugunu iyice biliyor ve buyuruyordu: Eger islam ümmeti Yezid gibi bir önderin eline düserse islam'a veda etmek gerekir. Hz.Hüseyin Müslümanlari bu büyük tehlike karsisinda uyarmak ve gelecek nesillere Yezid'in takipçilerinin yaptikalri seylerin islam'a baglanamayacagini anlatabilmek için kiyam etti ve Hicretin 61.yilinda Muharrem ayinin onuncu gününde Kerbela çölünde 72 yaraniyla birlikte sehid edildi. Bu kiyam, Müslümanlarda büyük bir uyanmaya vesile olarak islam'da büyük sapikliklarin meydana gelmesini önlemistir. İmam Hüseyin'in kiyamini müteakip bir biri ardinca olusan kiyamlar bunun en büyük delidir. 4. İmam ZEYNEL ABiDiN(A.S) Dördüncü İmam Hz. Zeynülabidin, hicretin 38. yilinda Cümad-es sani ayinin on besinde Medine'de dünyaya geldi. Babasi Hz. Hüseyin, annesi Iran Sahi Yezdgird'in kizi Sehrebanu'dur.Babasi Hz. Hüseyin(a.s) ve ashabinin sehid düstügü Kerbela vakiasinda, yeryüzünün masum imamsiz kalmamasi için, ilahi bir lutüf olarak hastalanmis, savasa katilamamis ve böylece sag kalmistir. Hz. Zeynülabidin (a.s) İmam Hüseyin'in (a.s) hicretin 61. yilinda Kerbela'da sehid edilisini müteakip İmam oldu. Hz.Zeynülabidin'in (a.s) imamlik dönemi, Ümeyyeogullarinin baski ve zulmünün en siddetli dönemine rastlar. Buna ragmen, babasinin sehadetindensonra esir olarak dolastirildigi sehirlerde, yaptigi konusmalarda Hz.Hüseyin'in (a.s) kiyaminin hedeflerini ve ugradiklari zulümleri açiklayarak halki uyarmis ve onlari Yezid'in Kerbela vakiasini olusturmakta elde etmek istedigi hedeflerin ters istikametine sevketmistir. Hz.Zeynülabidin'in (a.s) dualarindan olusan meshur ' Sahife-I Seccadiyye adli kitaba baktigimizda islam'in bütün siyasi, içtimai ve ferdi nizamlarini en güzel üslupla dua kalibinda dile getirdigini görüyoruz. Bu da en zor sartlarda bil e olsa zalimler karsisinda susmamanin gerektigini iyice göstermektedir. Hz.Zeyn-ül Abidin (a.s) Hicretin 95. yilinda Muharrem ayinin yirmi besinde veya on sekizinde zehirletilerek sehit edildi. Kabri Medine'de Baki mezarligindadir. 5. İmam MUHAMMED BAKIR (A.S) Besinci İmam Hz.Muhammed Bakir (a.s), hicretin 57. yilinda Safer ayinin üçüncü gününde Medine'de dünyaya geldi. Babasi Hz. İmam Seccad, annesi Hz. Imam Hasan'in kizi Fatima'dir. 38 yasinda İmam oldu. İmam Zeynülabidin, 35 yillik imamlk döneminde bir çok Sia topluluklari olusturmustu. Ama siyasi zulüm ve baski yüzünden Ehlibeyt mektebinin fikhi ve fikri temellerini açiklamaya firsat bulmamisti; İmam muhammed Bakir ve Imam Cafer Sadik döneminde zulüm ve baski otoritesinde meydan gelen zayiflama yüzünden, islam ilimlerini ögrenmek isteyen Ehlibeyt dostlari, her taraftan Medine'ye gelip çesitli islami ilimlerde İmam Muhammed Bakir tarafindan yetistiriliyorlardi. Bu nedenle imama Bakir-u Ulum (ilmileri yaran) lakabini verdiler. Imam, hicretin 114 yili Zilhicce ayinin 7. günü sehid oldu. 57 yil yasadi. Imamet müddeti 19 yil sürmüstür. Kabri Medine'de Baki mezarligindadir. 6. İmam CAFER SADIK (A.S) Altinci İmam Hz.Cafer Sadik (a.s) hicri 83 yili Rebi-ül Evvel ayinin 17. gününde Medine'de dünyaya geldi. Babasi İmam Muhammed Bakir (a.s), annesi Kasim Ibn-I Muhammed Ibn-I Ebi bekr'in kizi Ümmü Ferve'dir. 31 yasindayken İmam oldu. Hz. İmam Cafer Sadik (a.s) tarihin en hassas dönemlerinden birinde, yani Ümeyyeogullari saltanatinin çöküsü ve Abbasogullarinin babsa geçisi döneminde yasamistir. İmam Cafer Sadik (a.s) kendisine hilafet makaminca yöneltilen bütün teklifleri reddetti. Çünkü Abbasogullarinin hedefi de Ümeyyeoigullari gibi sadece kendi zalimane saltanatlarin pekistirmekti. İmam Cafer Sadik (a.s) bu geçis döneminde diger islami ilimleri yaydi. Ilmi tioplantilar düzenledi, genis ders halkalari zulüm otoritesinin zayiflamasindan en iyi sekilde faydalanarak, fikih ve olusturdu.Nakledildigine gore, yaklasik 4000 talebe bu meclislere katiliyor, degisik ilim ve marifet dallarinda ihtisas sahibi olmaya çalisiyorlardi. Imamiyye Sia'sinin fikhi bu İmam tarafindan tedvin edilmistir. Bundan dolayi Ehlibeyt mezhebine, imam'a atfen Caferi Mezhebi'denilmektedir.İmam Cafer Sadik (a.s) 65 yasindayken hicri 148 yilinda receb ayinin on besinde ya da sevval ayinin yirmi besinde zehirletilerek sehit edildi ve Medine-I Münevvere'de Baki mezarliginda defnedildi. 7. İmam MUSA KAZIM (A.S) Yedinci İmam Hz.Musa Kazim (a.s), hicri 128 yili safer ayinin yedisinde Mekke ve Medine arasinda olan Ebva köyünde dünyaya geldi. Babasi İmam Cafer Sadik, annesinin adi Hamide'dir. 20 yasinda iken İmam oldu. İmam Musa Kazim (a.s) Müslümanlara islamin hakikatini açiklayarak, onlara zalim yöneticilerden uzak durmayi emrediyordu. Abbasi halifilerinden olan Harun Resit, imamin Müslümanlar arasindaki etkisinden dehsete kapilarak, devletin güvenligini korumak adiyla, gerçekte ise kendi egemenligini korumak için imami yakalatip gizlice Medine'den Bagdat'a getirterek zindana atti. Zalim yöneticiler Imamin da kendileri gibi maddi ve sehevani meselelerden etkilenecegin sanarak sarayla iliskisi olan kötü bir kadini Imami etkilemek için o hazretin bulundugu zindana gönderdiler. O kadin Imamin ona hiç bir surette teveccüh etmedigini ve Allah karsisindaki huzu ve husuunu, razu-niyazini sürdüdügünü görünce, o da tövbe etti. Imam'in hapiste de halk içersinde etkisinin yogunlastigini anlayan Harun, o Hazret'in hayatta kalmasini tahammül edemeyerek, bir Yahudi olan Sindi Ibn-I Sahik'in yönettigi bir hapise intikal ettirilmesini ve orada zehirletilerek sehid edilmesini emretti. Sonunda 55 yasindayken hiciri183 yili Receb ayinin yirmi besinde Bagdat'ta söz konusu zindanda sehit oldu. Kabri, Bagdat'in yakininda olan Kazimeyn sehrindedir. 8. İmam ALi RIZA (A.S) Sekizinci İmam Hz. Ali Riza (a.s) hiciri 148 yilinda zilkade ayinin 11. günü Medine'de dogdu. Babasi İmam Musa Kazim (a.s), annesi isi Necme'dir. 35 yasinda iken İmam oldu. Abbasi sultanlarindan olan Me'mun, halkin ilgisini toplayabilmek için Medine'de bulunan İmam Riza'yi Horasan'a davet etti. Görünürde imam'a çok ihtiram gösteren Me'mun, hilafeti de ona teklif etti. Oyunlarin farkina varm imam, Me'mun'la babasinin cinayetlerinin mesuliyetini Kabul etmeyerek bu teklifi reddetti. Daha sonra Me'mun, imam'a veliahtlik teklif etti ve on baska bir seçenegin bulunmadigini bildirdi. Imam, memleket ve devlet islerine müdahale etmemek sartiyla bu teklifi Kabul etti. İmam Riza (a.s) büyük ilim sahibi bir sahsiyetti. Bu yüzden Al-I Muhammed'in alimi' diye ün yapmisti. O zamanda mevcut dinlerin temsilcilerini Horasan'a davet eden Me'mun, Imam'la münazara meclisleri tertiplerdi. İmam onlari bizzat kendi delilleriyle susturudu. Imamin, halkin kalplerine yer eden sevgisi gittikçe fazlalasiyordu. Günün birinde Me'mun, Imami Bayram Namazi kildirmakla görgevlendirdi. İmam bu teklifi Kabul ederken ceddi Resulullah gibinamaz kildiracagini sart kostu. Bayram günü sade bir elbise veyalin ayak, sehir disina namaz kilinacak yere giderken, halkin sevgi gösterisi ve tezahüratiyla karsilasti. Süslü elbiselerle, binekler üzerinde, Bayram Namazi yerine kadar imama refaket edecek olan devlet adamlari, hallkin imama gösterdigi ilgi karsisinda ne yapacaklarini sasirdilar ve Me'mun, oyunlarinin tutmadigini ve imamin kalplerdeki sevgisinin gün geçtikçe arttigini hisedince, buna tahammül edemeyip Hicri 203. yilininsafer ayinin sonuncu günü imami 55 yasinda iken zehirleyerek sehit etti. Mübarek nasini Tus sehri yakinlarinda bir yere defnettiler. Su anda Meshed Sehri olarak taninmakta olan bu yer, imamin asiklarinin ve dostlarinin ziyaretgahi olmustur. 9. İmam MUHAMMED TAKi (A.S) Dokuzuncu İmam Hz.Muhammed Taki (a.s), hicri 195 yili receb ayinin onunda ya da ramazan ayinin on dokuzunda Medine'de dünyaya geldi. Babasi Hz. İmam Riza, annesinin adi ise Sebike'dir. Imamet makamina eristiginde yasi küçüktü; fakat ilimde öyle bir mevkiye sahipti ki, halkin dini sorunlarinin hepsini halledebiliyor, sinamak için kendisine yöneltilen çok zor dini meselelere iyice cevap veriyordu. Hz.İmam Muhammed Taki (a.s) çok takvali ve cömert oldugu için Taki ve Cevad lakablarini aldi. Hicri 220 yilinda Abbasi Halifesi Mu'tasim, Hz. İmam Cevad'I Medine'den Bagdat'a getirtti ve ayni yilini zilkade ayinin son gününde Bagdat'ta zehirlettirerek sehit etti ve ceddi İmam musa Kazim'in yanina defnedildi. 10. İmam ALi-EL NAKi (A.S) Medine’de hiciri 212 yilinda dünyaya gelen İmam gelen İmam Ali Naki , genç yasinda iken babsini kaybetti. Yasadigi dönem, Abbasi halifelerinden sirasiyla Me'mum, Mu'tasim, Vasik, Mutevekkil, Muntasir, Müstain ve mu'tezz'in basta olduklari dönem rastlar. Mütevekkil'in medine valisi, Imammin halk arasindaki itibar ve sevgisinden dogabileck muhtemel tehlikelri Mütevekkil'e bildirdi. Mütevekkil, Imami gözaltinda bulundurabilmek için onu hilafetin merkezi olan Samerra Sehri'ne gelmeye zorladi. Hatta defalarca Imamin evi Mütevekkil'in emriyle aratilmisti. Ehlibeyt'e karsi düsmanlik gütmek yönünden Abbasi Halifeleri arasinda Mütevekkil ön sirayi alir. O açikça Hz. Ali'ye (a.s) küfür eder ve eglence meclislerinde soytarilarina Hz. Ali'yi taklit ettirir ve eğlenirdi. Onun emriyle Hz. Hüseyin'in türbesi tamamen yıktırıldı. Müslümanlarin beyt-ül malindan sorumsuzca harcamalarda bulunan Abbasi halifeleri, Allah'in ahkamini da geregince tatbik etmiyorlardi. Bu durum karsisinda Ehlibeyt Imamlari ise Müslümanlari uyararak onlarin zalimleri karsi durmalarini ve Islam ahkamini müdafaa etmelerini istiyordu. Imamlarinin bu çalismalarindan tedirgin olan Abbasi halifesi Mü'tezz sonunda İmam Ali Naki'yi 254 hicri yilinda 42 yaşinda zehirleterek şehit etti. Mezari Samerra şehrindedir. 11. İmam HASAN-EL ASKERi (A.S) On birinci İmam Hz. Hasan Askeri (a.s), hicri 232 yili rabi-üs sani ayinm sekizinci ya da dördüncü günü Medine'de dünyaya geldi. Babasi, İmam Ali Naki, annesi isi Hadis'dir. 23 yaşinda İmam oldu. İmam Hasan Askeri (a.s), değerli babasi gibi Samerra şehrinde askeri bir bölgede gözaltina alinmişti. Bu yüzden de Askeri lakabiyla anilmiştir. Değerli ömrünün bir müddetini de zindanda geçirmiştir. Halk, serbestçe o hazretle görüşüp ilminden yararlanamadiği halde ondan çok değerli hadisler naklolunmuştur. İmam Hasan Askeri (a.s), 28 yil yaşadiktan sonra hicri 260 yilinda rebi-ül evvel ayinin sekizinde Samerra'da zehirletilerek şehit edildi ve mübarek naşi ayni şehirde defnedildi. 12. İmam MUHAMMED MEHDi'NiN (A.S) HAYATI On birinci İmam Hasan Askeri'nin oğlu olan İmam Mehdi (a.s), hicri 255 yilinda şaban ayinin 15'nde Samerra şehrinde sabah vakti dünyaya geldi. ismini Muhammed koydular. Annesinin adi, Nergis'dir. imamin doğuşu, halkin çoğundan, özellikle Abbasi casuslarindan gizli ttuluyordu. Çünkü, on ikinci imamin kiyam edeceği ve bütün zalimlerin hükümetine son vereceği Hz.Resulullah (s.a.v) tarafindan müjdelendiği için, Abbasi Saltanati endişe içerisndeydi. Bu yüzden imamin yok edilmesi için planlar tertipliyorlardi. Babalari hayatta iken, yalnizca imami samimi dostu olan şiiler ziyaret edebiliyorlardi. Babalarinin şahadetinden sonra Abbasi Saltanati, imamin öldürülmesi için çapli bir harekete girişti. Allah da onu halkin gözünden uzaklaştirdi. imamin hayatini iki döneme ayirmak mümkündür. 1- Gaybet-I Suğra (küçük gizlilik dönemi) 2- Gaybet-I Kübra (büyük gizlilik dönemi) Birinci gaybet döneminde temiz ve pak yaratilişa sahip bazi kimseler imam tarafindan, vekalet ve niyabetmakamina tayin edildiler. Bu vekiller, şiilerin sorularini Hz. Mehdi'ye (a.s) ulaştirir ve Hazret'in yazdiği cevap ve tavsiyeleri tevkiadiyla halkin istifadesine sonuyorlardi. Bu sefirlerin isimleri şöyledir: 1- Abu Amr Osman b.Said 2- Ebu Cafer Muhammed b. Osman 3- Hüseyn b. Ruh 4- Ali b. Muhammed Dördüncü sefir olan Ali b. Muhammed'in vefati ile imamin tarafindan özel olarak belirlenen niyabet makami da kalkmiş oldu ve imam'la dolayli olarak irtibat kurma yolu da kapanarak Gaybet-I Kübra dönemi başladi. Hicri 328 yilindan itibaren başlayan Gaybet-I Kübra ile artik hiç kimse imamin bulunduğ uyerden haberdar değildir. imamin gerek görüşmelerinde ve gerekse yazmiş olduğu tevkilerinde söylediği derin manali sözlerbu dönemdeki meselelere işik tutmaktadir. Bu buyruklar gereğince onun takipçileri bu dönemde ehlibeyt imamlari'ndan hadis nakleden fakihlere uyarlar. Gaybet-I Kübra döneminde bu fakihlerin taşidiklari vazifeye niyabet-I amma(genel naiplik) denir. Bu esasa göre şartlari haiz fakihler, taklid merciii yani şer'I hükümlerde fetvalarina uyulmasi gereken kişilerdir. Yine bu esastan yöneticilik makaminin da fakihe ait olduğu anlaşiliyor. Imamin dünyaya gelişinden bu güne kadar bin yıldan fazla bir süre geçmiştir. Bu zaman boyunca hep neklenmiştir ve beklenecektir. inşallah o büyük HazretÃn gelmesinden sonra tüm dünyanin, zulm ve karanlıklardan sıyrılarak adalet ve nurla dolmasını dileriz. KAYNAK: http://www.cemevi-gooi.nl/