İSTASYONDA BİR ADAM

Konu, 'Genel Bölüm' kısmında ercan19 tarafından paylaşıldı.

  1. ercan19

    ercan19 Daimi Üye

    İstasyonda bir adam öyle mahur,
    yağmur yağıyor insanlar duldada,
    hava ayaz rüzgar insanın yüzünü kesiyor
    oysa öyle umarsız, ortada
    cigarasını yakmaya çalışıyor
    elleri titrek kibritide sönüyor
    kimbilir kaç ateşte yalazlanmış
    gözlerinden geçiyor o savaş günleri
    gece pusuları, namluya sürülen mermiler
    ve düşen tetikler ve onların düşürdüğü yiğitler,
    her canda bin can gitmiş içinden,
    İstasyonda bir adam öyle mahur,
    yağmur yağıyor saçları ıslanmış
    pardesüsüne damlıyor suları,
    derin bir ahh çekiyor
    belliki bir sevdanın hatırası burktu içini,
    o başıörtülü genç kız
    öğrenci yurdunda tanışmışlar
    sevmenin zor olduğu günlerde
    eylül bitirmiş bu hikayeyide,
    tutuklandığı gün aldığı gül,
    kurumuş iç cebinde
    bir daha verilmiyecek sahibine,
    bazen rüyalarda
    bazende hatıralarda buluşuyorlar
    birbirlerinden habersizce,
    istasyonda bir adam öyle mahur,
    yağmur yağıyor ansızın öksürüyor
    ciğerlerini sarıyor o sancı
    cezaevinden getirdiği hatırası,
    yıllar sonra gelmiş şehre,
    sokaklarını gezmiş
    hainlerle vuruştuğu sokaklarını,
    ne silah ne siren sesi kalmış gecelerinde şehrin,
    nede barikatlı, bildirili, pankartlı bulvarları,
    nede yazdığı büyük sözleri taşıyan duvarları,
    sebeb kalmamış kalmaya,
    bundan sonrası
    yakamozunda yürümeye çalışmak o günlerin
    oysa burda tanımıştı önkuzuyu, duracığı, kerseyi
    burda bilmişti yürek yüreğe vermeyi
    ve burda tatmıştı ilk kurşun seseni ilk sevdayı,
    istasyonda bir adam öyle mahur,
    yağmur yağıyor ve kampanada çalıyor,
    malihülyasını bırakıp trne yürüyor,
    yakamozda yürümek ona yetmiyor..




    Gönderen:EMRE CENGİZ
     
  2. selenayy

    selenayy Daimi Üye

    çok farklı bir şiirdi ilgiyle okudum ercan emeğine sağlık
     

Sayfayı Paylaş