Hz. Muhammed`in (Gelini) Kizi Zeynep Ile Evliligi.

Konu, 'Alevi İnancı ve İbadetleri' kısmında Baskoylu tarafından paylaşıldı.

  1. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    İşte Islamda Var Olan Gerceklerin Ic Yuzu ve Bizlerin Görmemekte Israr Ettigimiz Onemli Konulardan Biri.

    Tanrının, bir Peygamberin evlatlık edindiği birininiz karısını bir Peygambere helal kılması. İşte insanları doğru yola götüren kitap. Muhammed´in kendi çıkarları doğrultusunda yazdığı ayetlere en önemli örnek, evlatlığı Zeyd´in karısı Zeynep´e aşık olduğu zaman yazdığı ayetlerdir.

    İslamiyet öncesinde, kişi ile evlatlığı arasındaki ilişki, ana-baba-oğul gibiydi (günümüzde çağdaş ülkelerde de olduğu gibi) Muhammed yazdığı bu ayetle bu anlayışı da değiştirmiştir. Olayı kısaca aktaralım:Zeyd, Muhammed´in evlatlığıdır. Muhammed bir gün, Zeyd´i görmek için evine gider. Zeyd evde yoktur. Onun yerine karısı Zeynep´le karşılaşır ve hemen aşık olur.(Taberi gibi tefsirciler, o sırada Zeynep´in çıplak olduğunu, Muhammed´in bu yüzden aşık olduğunu belirtirler). Bunu öğrenen Zeyd, hemen Muhammed´e gidip karısından ayrılmak istediğini söyler. Zeyd´in karısından bir şikayeti yoktur ama Peygamberin aşık olduğu kadınla da evli kalmayı da doğru bulmamaktadır. Muhammed bu öneriyi reddeder.

    Bunun bir nedeni, Muhammed´in evlatlığının karısına göz koymasının, bir yuvayı yıkmasının doğru olmadığını bilmesidir. Diğer bir sebebi ise, Zeyd´in Arap geleneklerine göre Muhammed´in oğlu sayılmasıdır. Yani Zeynep gelinidir… Muhammed öneriyi reddeder ama bir taraftan da Zeynep´i çok istemektedir.

    Bunun üzerine,(her zaman olduğu gibi!) kurtarıcı ayet geliverir: Ahzab-37 “Ey Muhammed! Allah´ın nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye, ‘Eşini bırakma, Allah´tan sakın diyor, Allah´ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. Oysa Allah´tan sakınman daha doğruydu. Sonunda Zeyd eşiyle ilgisini kestiğinde onu seninle evlendirdik ki, evlatlıkları eşiyle ilgisini kestiğinde onlarla evlenmek konusunda müminlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin.”

    Muhammed, Tanrı emrini yerine getirdiğini, kendisinde bir suç olmadığını da ifade edebilmek için bir de şu ayeti yazar: “Peygamberin Allah tarafından emrolunanı yapmasından dolayı peygambere hiçbir vebal yoktur…” (Ahzab 38).

    Muhammed´in işin içinden nasıl kolaylıkla sıyrıldığı görülüyor. İşi “ilahi iradeye” döken Muhammed, hem çevrenin tepkisinden kurtuluyor, hem de istediğine ulaşmış oluyor. Üstelik, Zeynep´le evlenme gerekçesi olarak, da tamamen saçma bir iddia atıyor ortaya: “…onu seninle evlendirdik ki, evlatlar eşleriyle ilişkilerini kestiğinde onlarla evlenmenin helal olduğu bilinsin!” Sanki böyle bir kural koymak için Kuran´a ayet yazmak yetmezmiş gibi! Gerçekten de, bu kuralı uygulamaya koymak için Muhammed ile Zeynep´in evlenmesine hiç gerek yoktur. Hatta, bir yuvayı yıktığı için çok yanlış bir davranıştır bu…

    Diyanet vakfı yayınları da bu durumdan rahatsız olmuş olsa gerek ki, ayetin altına açıklama yapmak zorunda hissetmişler kendilerini. Şöyle diyorlar: “…Muhammed Zeynep´e aşık olmamıştı. Muhammed´in içinde sakladığı şey, ona aşık olduğu değil, Tanrı tarafından Zeynep´le evlendirileceği gerçeğiydi. Bunu Zeyd´e söylemiyordu.”

    Burada, Muhammed´in örnek olsun diye Zeynep´le evlendirilmesi saçmalığına değinmemiş. Bunun yanında, bir de Muhammed´in Zeyd´e önceden bildiği bir gerçeği söylemediğini, aksine “eşini bırakma” dediğini öğreniyoruz. Yani yalan söylediğini… Diyanet Vakfı bunu peygamberine yakıştırıyor mu, yoksa bir yorum hatasına mi düşülmüş bilemiyoruz ama biz bir peygambere bunu hiç yakıştıramadık..

    Bu olayla ilgili yazılan tek ayet de bu değildir. Evlilik olayı gerçekleştikten sonra, halk; “Muhammed kendi oğlunun karısıyla evlendi” şeklinde konuşmaya başlamıştır. Bu olay üzerine Muhammed; eski ve son derece güzel bir gelenek olan evlatlıkların gerçek evlat gibi sayılmalarını öngören geleneği kaldırmıştır.

    Bunun yerine Kuran´a, evlatlıkların gerçek evlat gibi görülmesini yasaklayan Ahzab Suresi 4-5. Ayetleri yazmıştır. Bununla da yetinmeyen Muhammed, “…Muhammed içinizden hiçbir erkeğin babası değildir.” diyen Ahzab 40′ı da yazarak işi tamamen sağlama almıştır.

    Bu karar, hicretin 5.yılında, yani Müslümanlığın 15.yılında gelmiştir. Böyle bir geleneği değiştirmek için Allah tam 15 yıl beklemiş, sonra da tam Muhammed´in işine yarayacağı bir dönemde değiştirmiştir.

    npr.org/
     
  2. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Değerli Can biz insanlar ne zamanki araçlara tapmaktan vazgeçtik, ancak ondan sonra Peygamber ve dört halife dönemini nesnel bir şekilde değerlendirebilme şansına sahip oluruz.Biz ne zamanki içimizde büyüttüğümüz Ali'nin aslında Arap kökenli Ali'den daha farklı bir Ali olduğunu kabul edebilirsek, ancak o zaman daha sağlıklı değerlendirmeler yaparız. Ama bu konular gerçekten hasas konular ve insanların maneviyatlarına saygı çerçevesinde değerlendirmek, ancak manevviyata saygının da gerçekleri gözardı etmesin vesile olmaması gerekir elbetteki.Teşekkürler verdiğinz bilgiler için.
     
    Baskoylu bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş