FIKRALARIN DİLİ Oraların havası ------------------ Amerika' nın batı kesimindeki bir şehrin yerel televizyon kanalında hava tahmini proğramı yapan bir meteoroloji uzmanı bir yıl içinde tam üçyüz kez yanlış tahmin yapınca işinden kovulmuştu. Uzman, bu kez ülkenin doğu yakasına gitti ve oradaki yerel televizyonlardan birine iş için başvurdu. Başvuru formundaki sorulardan biri şuydu: ''Bir önceki işinizden ayrılma nedeniniz?'' Adam bir müddet düşündükten sonra şu cevabı yaazdı: ''Oraların havası bana uymuyordu...'' Ö r d e k ---------- Hastahanelerimizden birinde, operatör doktor ve pansumancılar sabahleyin koğuşları dolaşırlarken, bir gün önce ameliyat olmuş bir bayanın da yanına uğradılar. Doktor, kadının o gün ayağa kalkmasını doğru bulmadığı için, yanındaki hastabakıcıya: ''Kendisine bir ördek verin'' diye tembihledi. Öğle zamanı gelip herkesin yemeği verildiğinde, kadın et suyu ve hoşafı görünce kıyamet koptu. Hasta: ''Onları siz kendiniz yiyin'' diye bağırmaya başladı. ''Ben doktor beyin söylediği ördeği isterim.'' Hastaya, ördeğin, yatıldığı yerde kullanılan bir lazımlık olduğunu anlatana kadar, hastabakıcılar akla karayı seçtiler... Yüz numara -------------- Samsun' dan yola çıkan tren Elazığ' a gidiyordu. Kompartmanda ihtiyar bir kadın vardı. Kontrol memuru biletlere bakarken, ihtiyar kadına: ''Anne'' dedi, ''senin yerin 100 numarada, hemen bitişiğe git.'' Kontrol memuru bunu dedi demesine ama, demesiyle birlikte kadının yanında şemsiye, bohça her ne varsa adamın kafasına indi. Mesele sonradan anlaşıldı. meğer, kadıncağız, 100 numara denince, tuvaletin kastedildiğini zannetmiş. Mesele anlaşılsa da, yaşlı kadın yol boyu kendi kendine söylendi durdu: ''Oh olsun, helalara numara vermeselermiş!''