Bir gün diye başlıyordu senle her düşünce; bir gün buluşuruz ya da konuşsak bir gün belki de istemiyorsundur ama belki Bir gün Bir güne bağlıydı umutların sanki. Benimle olacak bir güne! Bir gün konuşabilecek miydik? Sanki hayatını bu ince umut iplikleri sarıyordu; çekimser gibi ama bir o kadarda istekli. Bakışını, yüzünü hatta sesinin tonunu sürekli hayal ettiğin birinin seni ikilemde bırakmasına aldırmadan, her reddedilişte tekrar söylemek, bu anlamsız gibi görünen ama içini kemiren saçma sapan duygu yüzünden her adımının reddine katlanıyordun; sanki danışıklı dövüş gibiydi. Yarı kaçıyordum kırmamak için yarı yargılıyordum. Olmazdı ki canım bu kadar. Sen hep sabreden taraf mı olacaktın? Hayata bir bağ lazımdı senin için belki; o ben olsaydım ya da uzun uzun konuşsaydık yitirdiklerimize dair. Anlatılacak kırgınlıklarımızı, bırakılıp kaçarken yaşadığımız o ince sancıları, terk ederken sırtımızdan sızan ince yıkılışları Ben aslında o kadarda masum değilim. Kimseyi de çok sevmedim, hatta kendimi bile, belki senin olman değiştirecek bu yaptığım her sahtekârlığı, yüzüm olmadan konuşacağım senle, sadece iç yüzümle, içimden konuşacaktım bir süre Söylemek isteyip söyleyemediğimiz ne çok şey vardı tuşların üstünde yazılıp silinen ya da ne kadar şüpheliydi bazen bu yazışmalar. Güven bu tuşların neresinde başlardı. İhtiyaçlarımız, duygularımız beklentilerimiz; konuşmadan, yüz yüze gelemeden daha ne kadar sürebilirdi ki? Bir gün konuşmalıydık seninle yüz yüze, uzun bir sohbetimiz olmalıydı hayata dair. Kimlik karmaşamız çözümlenmeliydi belki, ya da güvenebilmeyi becerebilmeliydik. Hatta gülmeliydik. Ciddi Ciddi gülmeliydik bu çarpık ironiye. Halimiz ne kadar acınası olmuştu. Biz fark etmeden de artık yakın çevremizle gerçeklerimiz arasında ne kadar yabancılaşmıştık. Tanımadığımız kimselerden medet bekler olmuştuk. Maksat muhabbet Kimse alınıp gücenmiyordu üstelik. İki kelimede anlaşılıyordu hali pür melalimiz. Muhabbet olsun yahu yoksa ne işim olur gır gır işte& savunmaya bak Müthiş! Böyle bir davanız olsa ve haklı olsanız; avukatlara gerek kalmazdı. Basitti çünkü anlamda Kavramda Hepimiz yetiyorduk birbirimize ve hepimizin derdi malum işte Şimdi düşünüyorum da ne kadar sırlı dünyalarımız, beklentilerimiz hiç tanımadığımız birine anlatacak kadar yormuş bizi, içimizdeki her kargaşa dostlarımızdan gizlenmiş ya da dostum dediğimiz ama düşüncelerimizi yanında açıklamaktan utandığımız malum kıstaslara dönüşmüş. Onların ne diyecekleri o derece önemli olmuş ki biz vazgeçmişiz dost olmaktan. Bilgisayar ekranında akan yazılarla kaynaşmışız. Aşkımızın uzun metrajlı versiyonlarını ekrana aktararak yaşıyoruz Bir cam açıp seyrine dalıyoruz karakaşlı yârin endamına… Dokunmadan seviyoruz Dokunmadan konuşuyoruz… Söylemeden konuşuyoruz Dilimiz yok Ellerimiz de VE yüreğimiz Çıkıp karşısına sadece seni seviyorum diyemiyoruz Ne bronz tenine aşığım ne 7 kat parlatıcı sürülmüş ıslak görünümlü dudaklarına Gece kâbuslarımdan uyandığımda; gözlerine baktığım zamanlar aklıma gelip rahatlatacak beni… Seni bunun için sevmek istiyorum Herkes gittiğinde senin kalmanı istediğim için Işıklar söndüğünde elini tutabilmek için Yanında olabilmekten korkmayacağım ve vazgeçmeyeceğim için seviyorum seni Beceriksizliklerimi kabul ettiğin için duracağım yanında Mükemmelleştirmediğimiz için güzel olacak hayat Sevgim daha çok artacak. Hiç ayrılmayacağım yanından bir başkası için Buruşacaksa da ellerin ve gözlerinin feri bir zaman sonra azalacaksa ama yanında olacaksam seveceğim seni Hiç korkmadan basılı duracak adımlarım sana bir şey olmasın diye Pazar filelerini ben taşıyacağım belin ağrırken Tuşlara hapsolmayacak sevgim Varlığımızın devamı bitse de dudaklarını en son ben öpeceğim Cep telefonunda sıralanmış saçma mesajlarla kandırmayacağım seni Kuşumsun bebeğimsin diyerek kapılmayacak duyguların bana Alıp başımı gitmek istemeyeceğim her tartışmamızdan sonra Gitme dediğini bileceğim için gitme dedirtmeyeceğim sana… Gururum sevgimin önünde koşmayacak Sesindeki ton düşüklüğü yetecek endişelenmeme Hem her şey olacaksın hem her şeyim Sallayacağım konu komşuyu Onlara ne diyebileceğim Ne olursa olsun senden vazgeçmeyeceğim Kandırılmamış bir sevgin olacak Kandırmayan sevgilin birde Kötüysen sesim çıkmayacak sen iyi olana kadar ve iyiysen geceler bir şölen yaşayacak şafak sökene kadar Belki biraz patavatsız olacağım, ya da sakar, ya da çok hızlı aşacağım mesafelerim olacak ve ihmalime kızacaksın, ama dönüş yolunda sen olduğun için es geçeceksin bu yanlarımı Tuşlara hapsetmeyeceğim Ne seni Ne sevgimizi J.lo olmadığın için seveceğim seni Pantolonların düşük belli olmadı için Gözlerimi her kapattığımda seni gördüğüm için seveceğim seni Annemin sevmediği kadar asi olacağın için seveceğim Annemle en seviyeli gelin kaynana kavgasını yapabileceğin dile sahip olduğun için seveceğim seni Maç izlerken temizlik yaptığın için seveceğim seni Kaçmayı başaramadığım tek şehir olduğun için seveceğim seni Terk etmeyi göze alamadığım tek şehir olduğun için ve bu beceriksiz halimle Fethettiğim Tek Şehir olduğun için seveceğim seni
emeğine yüreğine sağlık dileğim gerçekten çok haklı teknoloji bize sunduğu güzellikler ve kolaylıklar yanında bizden birçok değeri de götürdü...