Bektaşi Fıkraları....

Konu, 'Komik yazılar' kısmında seyduna_34 tarafından paylaşıldı.

  1. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    KÖYDEKİ BOLLUK

    Şehre uzak köylerden birinde oturan bir Alevi, Ramazan ayında şehre gitmiş. Bakmış fırınlar, lokantalar kapalı. Kimsenin bir şey yiyip içtiği yok. Aç susuz köyüne dönmüş. Komşularının;
    -Şehirde ne var, ne yok diye, sormaları üzerine de;
    -Şehirde herkes acından ölüyor, köydeki bolluğun kıymetini bilin, demiş.


    MALA DAVARA ZARARI VAR MI?

    Ömründe hiç şehre gitmemiş bir Alevi, malını,
    davarını satmak için şehre gitmiş. O sırada minare
    hoparlöründen kuvvetli bir şekilde gelen ezan sesi duyulmuş. Duyulmasıyla da köylünün malları ürkmüş. Köylü ise şaşkın, bir yandan mallarını toplarken bir yandan da, yanından geçen birine bu sesin ne olduğunu sormuş.
    Adam;
    Ezan sesi demiş,
    Köylü bu sefer de,
    -Mala, davara zararı var mı, diye sormuş,
    Adam;
    Yok, deyince, köylü de;
    -Öyleyse bağırsın, bağırabildiği kadar, demiş.


    SULU NAMAZ

    Bir Alevi ile bir Sünni bahse tutuşmuş. Sünni, Aleviye;
    -Namazı hatasız kılarsan, sana şu kadar para vereceğim, demiş. Alevi kabul etmiş. Namazı kılmış.
    Sünni;
    -Tamam da abdest almadın deyince,
    Alevi;
    -Senin dediğin sulu namaz, iki katı para da versen kılmam, demiş.


    KANLI OSMAN, ŞANLI OSMAN

    Çorum da bir Alevi köyünün ismi, ?Kanlı Osman? imiş. Köylüler bu isimden rahatsız oldukları için, köylerinin ismini değiştirmek için mahkemeye başvurmuşlar. Uzun süren duruşmalardan sonra da hâkim köylüleri haklı bulmuş, köyün ismini, ?Şanlı Osman? olarak değiştirmiş. Köylüler bu durumdan da memnun olmamış;
    -Osman olduktan sonra, ha kanlı olmuş, ha şanlı, ne fark eder, demişler?




    CIBLAH OSMAN

    Bir tarihte ?şık Veysel, Sivas?ta hastanede yatmaktadır. ?şık Veysel?e, Osman adlı bir hastabakıcı hizmet etmektedir. ?şık Veysel, hastabakıcı Osman?ı çok sever, O?na bir de lakap takar; ?Çıblah Osman.? ? Çıblah Osman gel, Çıblah Osman git.? ?şık Veysel?e, Çıblah Osman?ın? ne anlama geldiğini sorarlar.
    ?şıkta;
    -Ali?siz Osman, der.


    CAMİYE SOKMAMIŞ

    Köyün birinde devrimci gençler, dedeyle sohbete tutuşmuş. Dedelerin yüz yıllardır, halkı sömürmesinden, dinin etkisinde bırakmasından ve benzer suçlamalarda bulunmuşlar. Halk için bir şey yapmadıklarından dem vurmuşlar.
    Dede dayanamayıp sonunda patlamış;
    -Etmeyin çocuklar, gelmeyin fazla üstüme, hiçbir şey yapmadıysak, halkı bin yıldır camiye sokmadık, demiş.


    ORUCU KAÇIRMIŞ

    İki kişi kendi aralarında konuşuyorlarmış.
    Biri diğerine;
    -Kaza oldu, iki gün kaçırdım orucu, diye yakınmış.
    Bunu duyan Bektaşi;
    -Efendi, efendi sıkı tut bir daha, kaçırdığın oruçlar, iki gün, iki gece anamı ağlattı karakolda, demiş?


    MEYHANE

    Bektaşi bir kente gitmiş, meyhane aramış bulamamış. Birine sorsa ayıp olacak. Sonunda bir çözüm bulmuş, yanından geçen birine mescidin yerini sormuş,
    Adam;
    -Aha şu tarafta diye göstermiş.
    Bektaşi;
    -O taraftaki meyhane değil miydi? diye, anlamazdan gelmiş.
    Adamda;
    -Hâşâ, meyhane şu tarafta, falanca sokakta demiş.

    Böylece Bektaşi, meyhanenin yolunu tutmuş.


    SEN DE Mİ ÇOCUKLARA UYDUN

    Mahallenin yaramaz çocukları bir gün, Bektaşi?yi taşa tutmuş. Bektaşi çocuklardan kaçıp zor kurtulmuş. Ama bu sefer de yukarıdan, ceviz büyüklüğünde dolu yağmaya başlamış. Bektaşi dayanamayıp, ellerini yukarı kaldırmış;

    -Ey Allahım, sen de mi çocuklara uydun, diye yakınmış!


    DÜNYA NEDEN DÜZ DEĞİL?

    Bektaşiye;
    -Dünya neden düz değil de böyle inişli, çıkışlı, dağlık, tepelik diye sormuşlar?
    Bektaşi de;
    -Neden olacak, altı günde yaratılan ancak bu kadar olur, diye yanıtlamış. (Kuran, İncil gibi kutsal kitaplarda, dünyanın, tanrı tarafından altı günde yaratıldığı yazılı.)



    Bektaşi?ye;
    -Koskoca Ramazan ayı geldi gidiyor da bir gün bile oruç tutmadın erenler, demişler.
    Bektaşi;
    -İmanım, Ramazan gider gelir de, bu can giderse, bir daha gelmez, demiş.



    ZOR VE KOLAY OLAN

    Bektaşi?ye;
    -En zor ve en kolay olan nedir, diye sormuşlar?
    Bektaşi de;
    -Ne olacak, en kolay nasihat etmek, en zor olan kendini bilmek, demiş.


    SİZ DE ATIN

    Hoca camide içkinin kötülüklerini anlatıyormuş. Orada bulunan Bektaşi?nin canı sıkılmış, kalkıp gideyim derken, koynundaki şarap şişesini yere düşürmüş, bozuntuya vermeden;

    -Mereti işte kaldırıp attım, siz de varsa siz de atın buyurmuş.



    SIRAT KÖPRÜSÜ VE BEKTAŞİ

    Bektaşi sık sık içermiş, yalpalayarak gezermiş. Bu durumu gören komşularından biri;
    -Sen bu halinle sırat köprüsünü geçemezsin, demiş.
    Bektaşi hazır cevap;

    -Geçip de ne yapacağım, karşı tarafta mor sümbüllü bağlarım mı var, demiş.


    HERKES KENDİNDE EKSİK OLANI İSTER

    Hoca camide duaya başlamış;
    -Allahım, bana din iman ver diye yakarmış.
    Bektaşi de;
    -Allahım bana da şarap parası ver, diye dua etmiş.
    Hoca, Bektaşi?nin ettiği duayı duyunca kızmış;
    -Be hey melun böyle duamı olur, diye çıkışmış.
    Bektaşi de;
    -Kızma hoca, herkes kendinde eksik olanı ister, demiş.



    HOCANIN MELEKLERİ

    Bektaşi camiye gitmiş, hocanın yanında saf tutmuş. Hoca rukide sağa, sola selam verirken; Bektaşi, selamını almış. Hoca kızmış;
    -Be hey melun! Ben selamı sana mı verdim, Allahın meleklerine verdim, deyince;
    Bektaşi de;
    -Kızma hoca, senin gibi hocanın, benim gibi meleği olur, demiş.



    SAĞLAM KAZIK

    Bektaşi, hoca ile arkadaş olmuş. Bir kente gitmek üzere, hoca atlı, Bektaşi eşekle yola koyulmuş. Akşam olunca, konaklama yerine varılmış. Hoca atını Allaha emanet edip, salıvermiş. Bektaşi ise eşeğini sağlam kazığa bağlayıp, Ali Baba?ya emanet etmiş.
    Sabah kalktıklarında bakmışlar bir derede atı kurtlar parçalamış, eşeğe bir şey olmamış. Hoca üzgün;
    -Ben atımı sana emanet etmiştim, bu ne iş, Allahım demiş. Bektaşi hocanın sitemini duymuş;
    -İyi de hocam, Allahın bin bir işi var. Bu yoğunlukta sana sıra gelmemiş. Ali Baba?nın işi ise sadece bu demiş.


    DOMUZUN SOFTASI

    Bir Ramazan günü, köyün camisine bir domuzun dadandığını, Bektaşiye haber vermişler.
    Bektaşi şaşırmış; ?hayret? demiş, ?softanın domuzluğunu görmüştüm de, domuzun softalığını ilk kez görüyorum?, demiş.


    YUKARIDAKİ İLE ARAMIZ AÇIK

    Bektaşinin yolu bir köye düşmüş. Bakmış ortalıkta hiç erkek yok. Orada bulunan kadınlara, bunun nedenini sormuş. Kadınlar da;
    -Yağmur duasına gittiler. On beş gündür gidiyorlar, hala yağmurun yağdığı yok, demişler.
    Bektaşi çayın kenarına inmiş, gömleğini yıkayıp, ağacın dalına asmış. Tam bu sırada gök gürleyip, yağmur yağmaya başlamış. Kadınlar bu duruma şaşırmış. Bektaşi durumu kadınlara açıklamış;
    -Bu aralar yukarıdaki ile aramız açık da ondan, demiş.


    ALTI ÜSTÜNDEN İYİDİR

    Adamın biri sohbet sırasında, gündelik yaşamdaki zorluklardan, olumsuzluklardan bahsetmiş;
    -Böyle giderse, kıyamet kopacak, dünyanın altı üstüne gelecek, diye yakınmış.
    Bu yakınmayı duyan Bektaşi;
    -Gelsin, gelsin belki altı üstünden iyidir, demiş.


    NAMAZ

    Bektaşi bir gün arkadaşını ziyarete gitmiş. Namaz vakti gelmiş, arkadaşı, Bektaşiye;
    -Haydi namaz kılalım, demiş.
    Namazı kılmışlar.
    Namazdan sonra arkadaşı, Bektaşiye dönüp;
    -Sen abdest almadan namaz kıldın galiba, demiş.
    Bektaşi de;
    -Uzatma, namaz kılalım dedin kıldım. Abdest al deseydin alırdım, diye yanıt vermiş.
     
  2. alevi_kızı

    alevi_kızı Daimi Üye

    bunlar çok güzel yaaa süperdi valla canım benim çok tşkler bu fıkraları bizimle paylaştıgın için valla güldürdün emegine saglık canım çok güzeldi
     
  3. sanem_62

    sanem_62 Daimi Üye

    Gercekten cok guseldı Tebessumle okudum hepsını Emeğine yuregıne sağlık dileğim Teşekkürler...
     
  4. gülüş

    gülüş Daimi Üye

    MEYHANE

    Bektaşi bir kente gitmiş, meyhane aramış bulamamış. Birine sorsa ayıp olacak. Sonunda bir çözüm bulmuş, yanından geçen birine mescidin yerini sormuş,
    Adam;
    -Aha şu tarafta diye göstermiş.
    Bektaşi;
    -O taraftaki meyhane değil miydi? diye, anlamazdan gelmiş.
    Adamda;
    -Hâşâ, meyhane şu tarafta, falanca sokakta demiş.

    Böylece Bektaşi, meyhanenin yolunu tutmuş.


    En çokta ben bu fıkraya güldüm :DD :DD :DD :DD :DD :DD :DD :DD :DD :DD :DD :DD :DD :DD teşekürler can
     

Sayfayı Paylaş