: Alevi Ocakları ve Dedelik

Konu, 'Alevi İnancı ve İbadetleri' kısmında sesiz_kral tarafından paylaşıldı.

  1. sesiz_kral

    sesiz_kral Daimi Üye

    Dedelik kurumu, Aleviliğin belkemiğini oluşturur. Aleviliğin toplumsal ve inançsal oluşumunda dedelik temel rol oynamıştır. Dedelik, Alevilik inancının biçimlenmesi ve sistemleşmesinde en etken öğedir. Bütün olumsuzluklara karşın Aleviliğin bugünlere taşınarak getirilmesinde esas pay dedelik kurumuna aittir. O nedenle Alevilik inancında dedelik kurumunu gözardı etmek, dedelerin sistem içindeki yerlerini görmezlikten gelmek tümüyle yanlış olur.

    Dedeler, güçlerini inanç içerisindeki önemli yerlerinden alırlar. Genel kanı dedelerin ?Ehlibeyt? ten ?Evladıresul? den aldıkları yolundadır. Bu kanı, giderek inanca dönüşmüştür. Her dede soyu veya dedenin bağlı olduğu ocak Oniki İmalardan birine bağlanır. Zamanla bu bağıntıyı gösteren soykütükleri (secereler) düzenlenmiştir. Soykütükleri ocağın doğuşundan yüzyıllarca sonra Nakibüleşraflarca düzenlenmiş ve bağıntı geriye doğru götürülerek Oniki İmamlardan biriyle veyahut Oniki İmamlardan birinin soyuyla ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. O nedenle soykütükleri, yol kütüğü olmak açısından bir önem taşır ama, soyun tarihinin aydınlatılması ve merkezi kişilerle soy olarak ilişkilendirilmesi açısından pek bir bilimsel değer taşımaz. Kanımca soy kütükleri, dede ocaklarının tarihini açıklamak açısından yeterli tarihsel belgeler değillerdir. Soy kütüklerinde geçen adların çoğu kez belirlenmesi olası olmadığı gibi, iki kuşak arasında kimi kez bir insan ömrünü oldukça aşan zaman kopuklukları vardır. Yine de Alevilik tarihini ve ocakları aydınlatmak açısından soykütüklerinin katkısı olacağını unutmamak gerekmektedir.

    Alevi Ocaklarına ve dedelik kurumuna kaynaklık eden kişiler Emevi ve Abbasi zulmünden kaçıp Orta Asya ve Orta Doğu?nun Türklerin yaşadığı bölgelere sığınan Ehlibeyt soyundan olan kimselerdir. Özellikle Türkler tarafından saygı görmüş, korunmuş ve Türk boyları içerisinde barınma, yaşamlarını korkusuzca sürdürmü olanağı bulmuşlardır. Türklerle evlenen Ehlibeyt soyundan kimselerin soyları, bu evlilik ilişkisi içerisinde sürmüştür. Bugün dede soyundan olan kimileri bu soylardan gelmekte, ?Seyyid? veya ?Şerif? olarak sınıflandırılmaktadırlar. Günümüzdeki dede soylarının kimilerininse bu ailelerle doğrudan veya dolaylı olarak bağı yoktur. Doğrudan Oğuz/Türkmen oymaklarından gelmektedirler. Yalnız içinde bulundukları toplumsal-kültürel ortam onların bu tür bir hüviyeti sahiplenmelerine neden olmuştur. Uzun tarihsel süreç bu tür ailelerin ?Ehlibeyt?ten olmayış etkeni? ni unutturmuş, sonradan edindiği ?Ehlibeyt soyu etkeni? ne sıkı sıkıya sarılmalarına sonradan kazandıkları bu nitelikleriyle toplumsal statülerini kurmalarına ve yürütmelerine neden olmuştur. Ocaklar ve Dedelik tarihindeki bu gerçeği unutmamak gerekir. Orta Anadolu ve Türkiye?nin Batı kesimlerinde doğan dede ocaklarının çoğu Ehlibeyt soyundan gelmeyen, Türk/Türkmen tötenli ailelerdir. Birçoğu da XV. XVI. Yüzyıllardan sonra bu yörelere gelmiş, Asya?dan geldikleri için ?Horasan Erenleri? nin soyları gözüyle bakılmış, bu nedenle dedelik statüsü yüklenmiş kişi ve ailelerdir.

    Ocak sahibi dedelerin ataları Anadolu?ya çoğunluk oymakları ve kendilerine bağlı topluluklarla birlikte gelmiş, o topluluklara dinsel, toplumsal ve siyasal önderlik etmiş kimselerdir. Oymağın yurt edinerek yerleşmelerine, üretime geçmelerine, çevre ve yönetimlerle bağ kurmalarına, iyi ilişkiler içerisinde geçinmelerine, devletlerin egemenliğine girmelerine veya girmemelerine önderlik etmiş ve yol göstermişlerdir. Aynı zamanda oymağın önderi ve yöneticisi olan dede, yönettiği oymağın hekimi ve din adamıdır. Görüldüğü gibi statüsü ve niteliği Asya Türk geleneğinde ve dinsel yaşamında önemli yeri olan şamandan (kamdan) hiç de farklı değildir. Asyada?ki şamanın fonksiyonunu Anadolu da dede üstlenmiştir.

    Dedelerin kendi toplumuna dinsel, siyasal ve toplumsal önderlik/yöneticilik konumları dede ocakları ve oymakların (aşiret) biçimlenmesinde de belirleyici olmuştur. Kimi oymaklar tümüyle dede ocağı olmasına karşın, kimileriyse Gureyşanlılar/Kureyşliler, Şadıllılar ve Şeyh Hasanlılarda olduğu gibi hem ocak hem de oymak (aşiret) tirler.

    Ocak kurucusu dedeler, Horasan Erenleri sadece Hacı Bektaş?la veya onun döneminde Anadolu?ya gelmemişlerdir. Anadolu?ya Türk göçleri bu tarihten çok önceleri başladığından, ocak kurucusu dedelerin çoğu Hacı Bektaş?tan önce Anadolu?ya gelmiş ve özellikle Doğu Anadolu?da dinsel-toplumsal yapılanmaya/yapılandırmaya başlamıştır. Bu nedenle Doğu Anadolu?daki Kureyşan, Baba Mansur ve daha birçok dede ocağı Hacı Bektaş ocağından önce kurulmuştur. Bunlar kendi çevrelerinde faaliyet göstermiş ve önemli birer dinsel-kültürel çevreler kurmuşlardır. İletişim ve ulaşımın olmayışı bu tür çevrelerin Hacı Bektaş dışında ayrı Alevilik üsleri olmasına, ondan bağımsız birer kurum olarak çalışmalarına neden olmuştur.

    Doğu Anadolu?daki dede ocaklarının hiçbiri Hacı Bektaş Dergahı?na bağlı değildir. İç ve Batı Anadolu ile Balkanlardaki dede ocakları çoğunluk Hacı Bektaş?a bağlıdırlar ve Pirevini daha başından ?serçeşme? olarak kabul etmişlerdir. Doğu Anadolu?daki ocaklar bağımsızdırlar. Ancak bağlılık, XIX. Yüzyılda başlamıştır. Bunda da 1826 Yeniçeri Bektaşiliğinin yasaklanması sonucu Çelebilerin Anadolu?ya dağılmaları, dedelik yapmaları tanışmayı ve ilişkiyi geliştirmiş, giderek Hacı Bektaş dergahına bağlanma, onu ?serçeşme? ve ?mürşit kapısı? olarak tanıma sürecini başlatmıştır. Bundan önceki Hacı Bektaş dergahını mürşit edinme olayı sadece kimi ocak dedelerinin bireysel eğilimiyle sınırlı kalmıştır. Bu da fazla yaygın değildir. Bir de ayrıca Hacı Bektaş veya dergahının Ülkenin Doğu yörelerine gönderdiği halifelerinin kurdukları ocaklar Hacı Bektaş veya Pirevine bağlı bir dedelik ocağı olarak hareket etmişlerdir. Bilindiği gibi bunların sayısı fazla değildir.

    Bugün gerek ocaktan, gerekse dedelik kurumu olsun kendini günün koşullarına göre düseltmesi gerekmektedir. Bu artık bir gereksinimdir. Bu gereksinim Alevi-Bektaşi çevrelerin ortak bilinci ve ortak düşüncesi olmuştur. Umarım herkes kendine düşen payı yerine getirir
     
  2. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    degerlı paylasımın ıcın teskekurler gorkem bılmemız gereken seyler guzel bı konu paylasmıssın eksık olma
     
  3. alevi_kızı

    alevi_kızı Daimi Üye

    emegine saglık can güzel bi konuydu bilmemiz gerekenler vardı tşkler paylaşımın için.
     

Sayfayı Paylaş