Kızıl güneş doğmamış alnın şafağında Uçmak var Kanat açanın kanatlarında Yükünü soran varmı Yükün dağlardan taşlardan ağır Yükün deryadan ağır Yükün ummandan ağır Kıvrılmış bedenin Acılar çeken bedenin İçinde fırtınalar kopmuş Dudakların susuzluktan çatlamış Sevgi görmeyen dudakların çatlamış Anılar ölüyor Hatıralar kalmıyor İzlerin kayboluyor nasıl izin sürülsün Kalbin çiğliklar atıyor Nabız atışlarında kesiliyor nefesin Kimsenin ahını alma â¦..Ahını alan â¦â¦â¦Kimseden beddua alma â¦â¦â¦â¦â¦bedduasin alan Başını kaldırıp bakamıyorsun Volkanlar kıvılcım yağıyor Bakışlarından lavlıdır yüreğin Bedenin ateşin içinde eriyor Hasretin eritiyor seni Gözlerinden yaşlar Yanaklarından yaşlar süzülüyor Çeken perdelerini Kapatan penceresini Yokluğunda uzaklaşıyor â¦â¦düşler â¦â¦â¦.. hayaller Yokluğunda tutuşturuyor dudaklarında yangını Her yanı yanıyor Baş başa dalgalarında denizin Kumlarında çölün Sahilin ıssızlığında Elleri kimsesiz Omuzlarında dünyanın ağırlığı Bedelini vermek var İlk kolay değil Ve sonra daha ağır basan Daha ağır merdivenler dayanır göğe Tek tek çıkmak gerek Su gibi akan yaşamın Fecrin karanlığın Ayak seslerinde dinmeyen sancılar Ne vakit olacak Ellerde kelepçeler olmayacak Zor gelmezmi ayrılıklar Sanki asrın hasreti Özgür olmdan Bir kuş gibi kafeste Türküsüz kalmak Susturulmak â¦..susmak ölümler üstüne â¦.ölümler görmek Yargısız infazlar Acılar acıların taşlarıyla kale yapıldı Giden yollarında sensiz Lokma uğruna lokmaları helal olmayan Lütuf kapıların kapattıran Bereketin hırkasını elinden aldıran Bozulmuş yolları Elleriyle bozan Gönül şikâyet eder Gönül ellerin tutamaz Bülbüller şikâyet eder Bülbüller bağına girmez Dalına konmaz â¦â¦Dikenin seven â¦â¦â¦.Gülüne katlanır Hep cefalar çektim â¦â¦Sürmeden sefalar Yerin imanı var Yerin kulağı var Yerde şikâyet eder Toprak kabul etmez Edep erkân bilmez Mekân bilmez aciz Aciz kalan mütecaviz kalan Hangi nesneden olursan ol Evvel insan olmak Güller soldu Zamanla değişti hepsi Ellerinle yıktın bağını bahçeni Korkudan serin ürperir â¦..Düşündükçe yârini Düşündükçe geçmişini â¦. alev alev â¦â¦â¦.Ateşinde bedenin â¦â¦â¦â¦..Tenleri soldu â¦â¦â¦â¦â¦â¦.Yanakları soldu Mis kokulu değilsin Ne acı Bir kibrit çaktın Daha erimek için Eriten gözyaşların Nasıl yağmur sanıp yüreğim sana yaklaşır Ah ömrün Gecen boşuna ömrün Beton duvarlar ördün hicmi hiç düşünmedin İlk ağlamsında çocuk gibi yüreğimin Titreşen acılar Getiren ömrün sonunu Cesaretin kaybeden Ümitlerin kaybeden Ezdiren kendini Ayaklar altına veren kendini halkını Teslim eden ülkesini Vatanın satanlara teslim eden Vatanın peşkeş cekenlere cektiren Dini dili ırkı mezhebi bölenlere ayıranlara İnsanı insana düşürenlere İnsan kanın döktürenlere Kardeş kavgasına son demiyen Yobaza Vatan hainine izin veren Atasına milletine düşmana olana izin veren Yasaklanmış kitabları teslim eden Elleri ile kitabların yakılmasına izin veren Mirasına sahib cıkmayan Yazana ozana şaire sahib cıkmayan Yakılırken insanlar diri diri sessiz kalan Üçer üçer fidanlarımız .....yargısız infaz edilirken â¦â¦â¦..sessiz kalan â¦â¦â¦â¦â¦.sessiz kalan Laik çağdaş düşünürlerimiz tutuklanırken Yargısız müebbet edidlirken Yargısız hücrelere hapislere kapatılırken İşgenceler edilirken yargısız infaz edilirken sessiz kalan â¦â¦.sessiz kalan Yagmur yağar Evsiz kalan Köşe başlarında Köprü altlarında Bir lokma arayan Bir yudum su arayan Savaş ucakların harabe ugrattıgı ülkede Kendi haline gülen Sevgi lokmasın yutmayan Sevgi lolmasın sunarmı Bal olmayan şerbet olurumu şeker olmayan şerbet olurumu Göz gönül katmayan Umman olmayan Muhabbetin katmayan Aşkı yüreğine nişan edemeyen Sevdayı çekmeyen Çölleri tanırmı Gaflette yatan Neyler dostunu Neyler yakınını Neyler bayramı seyranı Acılar böyle kargaşa yaşadı Kan dökülen bu şehirde bu ülkede Kan gölüne çevrilen şehirde Tetikler namlıda Anın için ölmekmiş Sıkılmadık kurşun Geçmiş ansızın yüreğimi delip Geçmiş ansızın kalbimi delip Acılar geri tepti Acılar sardı çığlık Karanlığında bataklık Bilinmez ölümler Bilinmez sargılar sarılmayn Yolda kalan kanatlansın Coşmak var sevinçlerle Nefsinden ebedi uzaklaşmak Bu mübarek bayramda Boynu büken Yakışmaz sana Kahrolası olmasın senlik benlik Hep birlik kuvvet bulsun Bir vücut bulanlar bir mübarek bayramda Sabır bizim için Hızla akıp giderken zaman Doğru bilmediğin yolda agızınla kuş tutsanda Kötülüğün kapatamazsın Aklayamazsın kendini Sözünün eri değilsin İkrarın bilmez Sabrın bilmez Meclisinde yüzleri karalar ilesin Boşun verme salâvat Mümkünü yok Dönmek yeniden hayata Ağızınla kuş tutsanda Ölmeden ölmeli İnsanlık yolunda Yüreğin sözünü unuttun ikrarsız gezen Gücünün ermezinde mutsuzluk Ağzın dilin kilitlenmiş Susuz kalmış altında kuru ağacağın meyvesin vermez ağacın Gözlerin kan çanağı Yüreğin kan çanağı Suyun karanlık Ay düşmemiş içine Alnında güneşli günler yok Kızıl güneş doğmamış alnın şafağında Hasan Aksu\Almanya Hannover. 10.09.2010
Bedelini vermek var İlk kolay değil Ve sonra daha ağır basan Daha ağır merdivenler dayanır göğe Tek tek çıkmak gerek DEĞERLİ MISRALAR İÇİN TEŞEKKÜRLER