Rıza Zelyut Siyasi darbe genişliyor -------------------------------------------------------------------------------- Dün yaşanan gelişmeleri anlamak için biraz geriye doğru gitmek gerekiyor: 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinden sonra AKP; anayasayı değiştirmek için harekete geçmişti. Anlaşılıyordu ki yeni anayasa yapma işi çok daha önceden Prof. Ergun Özbudun'a havale edilmişti. Bay Özbudun da hazırladığı anayasa taslağında; 'Atatürk milliyetçiliğini' anayasa dışına atıyordu. Bugün tutuklananlara bir bakın: Bunlar; Atatürk milliyetçiliği diye tanımlanan düşünce çevresinde birleşen aydınlar ve siyasetçilerdir. Tutuklananların tümü de cumhuriyetçidir. Sivil hukuk, laiklik, çağdaşlık ilkelerini temel alan kişiler, dernekler; siyasetçiler, gazeteciler birer ikişer içeri tıkılıyor. Bunlardan yazar Ergun Poyraz, bir yıla yakındır niçin tutuklandığını bilmeden zindanda yatırılıyor. Nerede fikir özgürlüğünü savunan demokratlar; nerede AB? İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek; hala hakim huzuruna çıkartılamadı. Dün gözaltına alınan Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi'yi iyi tanırım. Tam bir Atatürkçü ve cumhuriyetçidir. Olsa olsa gazeteci olarak, bir subayla konuşmuştur. İyi de o kelepçeyi hak ediyor muydu? Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, darbelerden en çok çekmiş isimlerden birisidir... Suçu; AKP'ye karşı olmaktır. Darbelerin tarihini 1971'den beri yakından izlerim. Askeri darbeler; en çok Milli Görüşçülere, yani Başbakan Erdoğan'ın içinden geldiği ekibe yaramıştır. 1971'de Almanya'ya kaçan Necmeddin Erbakan'a darbeciler haber salıp geri dönmesini ve partisini kurmasını istemişlerdir. 12 Eylül 1980 darbesi de tam anlamıyla Tayyip Erdoğan ve benzerlerinin iktidara getirilmesi için planlanmıştır. SİYASİ DARBE Demokrat Parti döneminin (1950-60) Cumhurbaşkanı Celal Bayar; 1960'ların ortasında Türkiye'de sol hareketler güçlenince 'Bu kış komünizm gelecek!' diyerek ortalığı karıştırmıştı. Bugün AKP'liler ve onların adamları; 'Bu kış darbe gelecek!' diyerek hükümetin ne kadar muhalifi varsa onları içeri tıkmaya çalışıyorlar. Zaten buna mecburlar. Çünkü; Türkiye yanıyor. Bir hafta boyunca gezdiğim Marmara ve Ege bölgeleri gibi en zengin bölgemizde bile esnaf kepenk kapatmaya başladı. Çiftçi; 3 dolara yaklaşan mazot alıp da tarlaya çıkamıyor. Ziraat odalarının yetkilileri kan ağlıyorlar. Ekmek 80 yeni kuruş. Elektriğe yedi ayda yüzde 41 zam geldi. Doğal gaz zammı yüzde 20'yi geçmiş. Yağ, pirinç, bulgur yüzde 300'lerde zam görmüş. İç-dış borç toplamı 5 yılda cumhuriyet tarihinin borçlanmasını geçmiş. AKP yağ gibi eriyor... Bu kötü gidişi gizlemek için gündemi değiştirecek; operasyonu sürdürecek. Olayın bir de dış gerekçesi var: Gazeteleri açın bakın; AKP'ye Avrupa Birliği emir verdi: Ergenekon'u sürdür... Bu yüzden hükümet, Avrupa Birliği'ne muhalif kim varsa, tutuklayacak... Dünkü tutuklamalar bu emrin devamıdır... Türk Ordusu da AB dayatmasına karşı. Bu yüzden ordunun da susturulması gerekiyor. İşin içine emekli subaylar da dahil ediliyor. Böylece Türk Ordusu etkisiz ve işlevsiz hale getirilecek. Genelkurmay Başkanlığı'ndan emekli olacak olan Yaşar Büyükanıt da bu işin içine sokulursa şaşırmayın. Şemdinli iddianamesine adı iliştirildiğine göre... Bu gelişmeleri üst üste koyduğumuzda vardığımız nokta bellidir: Hükümet; darbeyi önleme gerekçesi ile darbe yapmaktadır. *** Gerçeği görelim: Sivil hayatı savunan, gericiliğe karşı çıkan, Atatürk devrimlerine bağlı, cumhuriyetçi güçler kuşatma altına alınmıştır. Hükümet; Türkiye'yi dış odaklara şikayet ederek AB'den ve ABD'den güç almakta; onlara güvenerek bu kuşatmayı yaygınlaştırmaktadır. Dış güçlerin emrine girerek içeride güç kazanmak peşindeki AKP'nin bu tavrı; milli egemenliği emperyalizme peşkeş çekmekle sonuçlanabilir. Böyle bir ortamda da demokrasiden söz edilemez. Türkiye, ne yazık ki bir iç çatışma ortamına sürükleniyor. Yani; bir parti; kendi ideolojisini topluma zorla kabul ettirmek için ülkeyi ateşe atıyor. Yazık değil mi? Biz bugün bunlarla mı uğraşmalıydık? AKP'ye oy verenler; bunun için mi oy verdiler?
emegıne saglık can pek anlamam boyle yazılardan sıyasetle aram yoktur ama emege saygı duymak lazım : )
bu yazda bir nokta dikkatimi çekti mesela diyorki yazar ''Askeri darbeler; en çok Milli Görüşçülere, yani Başbakan Erdoğan'ın içinden geldiği ekibe yaramıştır. 1971'de Almanya'ya kaçan Necmeddin Erbakan'a darbeciler haber salıp geri dönmesini ve partisini kurmasını istemişlerdir. 12 Eylül 1980 darbesi de tam anlamıyla Tayyip Erdoğan ve benzerlerinin iktidara getirilmesi için planlanmıştır''. Evet doğrudur ilaveten şunu eklemek isterim bütün bunlar sol u bitirmek için yapıldı o günlerde sovyetler vardı amerika için bu büyük bir tehlikeydi türkiye sovyetlere komşuydu onun için bir şekilde türkiyeye sağ politika hakim olmalıydı öylede oldu amerikanın desteğiyledünyanın heryerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de sol ağır yaralar aldı Böylece meydan gerici zihniyette kaldı Bugün eğer sol partiler bir araya gelip birlikte hareket etmezse durum gitikçe dahada kötüleşiyor Bunun bilincine varmamız lazım Ha bu arada bu iktidar destekçisi solculardan bahs etmiyorum Ero paylaşım için teşekkürler
arkadaşlar yorumlar iin teşekkürler.. yalnız GÜLÜŞ, ülkedeki SOL partiler birleşmeli, demişsin....haklısında.... ama bugün ülkemizde en büyük sol geçinen CHP iktidar diktatoryası peşinde, DSP genel anlamda turancılık ile milli selamet aralığında, İP sanki MHP ile güdümlü politika üretme çabasında. bu partiler sık sık sol fraksiyonları asimili olmakla eleştiriyor ama asıl kendileri asimile olmuş, olmakla yetinmemiş olmayanlarıda kendilerine benzetmeye çabalıyorlar. solun ana kriterleri olan; eşitlikçilik, paylaşımcılk, anti ırkçılık, anti faşistlik, sosyal adalet, sosyal devlet, devrimci ilkeler, araştırmacılık, sorgulamacılık, analitik düşünce, vs. gibi soyut kavramlardan uzak olanları SOL olarak görmeyelim.......GERÇEKÇİ OLALIM İMKANSIZI İSTEYELİM.......