PORTRE: TEĞMEN MEHMET ALİ ÇELEBİ Facebook, twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde ya da internet haber sitelerinde Mehmet Ali Çelebi´nin ön savunması okunma rekorları kırıyor. Merak ettim araştırdım; ancak Teğmen Çelebi´nin hayat hikayesini hiçbir yerde göremedim. Kimse merak etmiyor mu? Ben ettim⦠Bakın neler buldum⦠Temmuz (1908) Devrimi yıldönümünde, 23 Temmuz 1984´te doğdu. Baba Muharrem Çelebi banka veznedarı. Anne Rukiye Çelebi gardiyan. Annesi Amasya Cezaevi´nde görevliydi ve oğlunu bırakacak kimsesi olmadığı için onu her gün hapishaneye götürdü. Mehmet Ali Çelebi cezaevinin maskotu oldu; gardiyanlar ve mahkumlar tarafından büyütüldü. Cezaevi ile, koğuşlar ile tanışması yeni değildi yani. 1990 yılında Amasya Atatürk İlkokulu´nda öğrenime başladı. Okulu birincilikle bitirdi. 1995-1999 yıllarında sınavla kazandığı Amasya Anadolu Lisesi ortaokul bölümünü de birincilikle bitirdi. Tüm diğer sınavları da kazanmasına rağmen, ağabeyi Volkan´ın Askeri Lise´de okumasının etkisiyle 1999 yılında kendi isteğiyle Maltepe Askeri Lisesi´ni seçti. (Ağabeyi 2001 yılında felsefeye yönelik aşırı ilgisi nedeniyle Hava Harp Okulu´ndan kendi isteğiyle ayrıldı.) Mehmet Ali Çelebi 2000 yılında Askeri Liseyi de birincilikle bitirdi ve dönemin Ege Ordu Komutanı Orgeneral (ve bugünün Ergenekon sanığı) Hurşit Tolon´dan diplomasını aldı. Kura ile karacı olduğu belirlendikten sonra 2003 yılında Kara Harp Okulu´nda eğitim ve öğretim hayatına başladı. 2007 yılında okulu dördüncülükle bitirdiği için diplomasını Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt´tan aldı ve o fotoğraf karesi sonradan çok kullanılacak tarihi bir kare oldu. Öğrenim boyunca bütün notları 10 üzerinden 10 ya da 10 üzerinden 9.5´in altına hiç düşmedi. 2007 yılında helikopter pilotu olmayı tercih etti; bunun için çeşitli ve ayrıntılı sağlık taramalarından geçtikten sonra, kendi dalında dünyanın en zor kursu tabir edilen helikopter pilotluğu sertifikasını bir yıllık yoğun eğitim sonunda üstün başarıyla elde etti. Peki, bu çok başarılı Teğmen Çelebi okul dışında nasıl biriydi? Tatlı-sert bir mizacı vardı. Sakin ve gururluydu. Doğruluğu ve onuru her şeyin üstünde tutuyordu. Mücadeleciydi. Harp Okulu öğrenciliği döneminde arkadaşlarına, final sınavları öncesi bir hoca gibi 50-60 kişilik gruplar halinde ders anlatımları ve onların bu anlatımlar sonucunda sınavlarını geçmesi kulaktan kulağa efsane şeklinde anlatıldı. Tarihe meraklıydı. Başucunda her zaman Nutuk vardı. (Nutuk´u arkadaşlarına ve onların akrabalarına okumalarını salık vermesi iddianamede altı çizili ve büyük harflerle yazılarak suç unsuru sayıldı! Savcı ile Teğmen Çelebi arasında savunması sırasında bu konuda tartışma yaşandı.) Kitap kurduydu. Öyle ki, 2.5 yıllık cezaevi hayatında 500 kitap okudu. Felsefeye düşkündü. Bunun bir nedeni de ağabeyi Volkan´ın felsefe öğrenimi görmesiydi. Herakleitos´un Fragmanlar´ını; Apuleius´un Başkalaşımları´nı; Platon´un Devlet´ini ve Diyaloglar´ını; Aristoteles´in Nikomakhos´a Etik´ini ve Retorik´ini; Epiktetos´un Söylevleri´ni; Boethius´un Felsefenin Tesellisi´ni; Seneca´nın Tanrısal Öngörüsü´nü; Descartes´ın Meditasyonlar´ını; Spinoza´nın Etika´sını; Erasmus´un Deliliğe Övgü´sünü; Thomas Hobbes´un Leviathan´ını; Francic Bacon´un Denemeleri´ni; Mevlana´nın Mesnevisi´ni çok sevdi. Şiir seviyordu. Şair olarak Fazıl Hüsnü Dağlarca´yı, Nazım Hikmet´i, Yunus Emre´yi, Orhan Veli´yi beğeniyordu. Futbol lisansı da olan Teğmen Çelebi okul takımının başarılı futbolcularından biriydi. Küçüklüğünden itibaren koyu bir Beşiktaşlı ve Amasyaspor´luydu. Sualtı dalgıçlık kursiyerliğini de tutuklanmadan kısa bir süre önce başarıyla bitirdi. SAVUNMASI ; DÜNYAYA HAYKIRIYORUM: ISLAH OLMADIM...!!!!! Vatanıma ihanetten yargılanıyorum. Bir şüphe kırıntısı dahi akıllarda yer ederse eğer, milletimden talebimdir: Çıkarın o şanlı üniformamı üzerimden.Yeter olsun! Mübarek vatan havasını ciğerlerime sokmayın.Lekelenmişse eğer topraklara sürtün alnımı. Daha fazla değdirmeyin vatan topraklarına ayaklarımı.Dağ doruklarına bırakın bu bedeni; kuşlar etimi çeke çeke parçalasınlar beni. Bütün varlığımı ovalara saçsınlar ki ibret olsun âleme.. İkinci Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi, 16 Ağustos 2010'da, 74. duruşmada, izleyenlere derinden etkileyen bir klonuşma daha yaptı. Çelebi, "Atatürk'ün iradesini, şehit ruhlarının dileklerini ve Türk milletinin vicdanını kendi sesimde topla***** bütün dünyaya haykırıyorum: Ben ıslah olmadım" dedi. İşte Mehmet Ali Çelebi'nin duruşmada yaptığı konuşmanın tam metni... Sayın başkan, saygıdeğer heyet, Mustafa Kemal'den, onun devrimlerinden millet olarak şahsi çıkarlarımız adına ödün vere vere Hasdal, Silivri zindanlarına çekildik. Bizi ihanete uğrayan Atatürk devrimleri buralara attı. Hakikatin ağırlığını yüklenemeyen geçim kapısı vatanseverliği de burada tutuyor. İki sene evvel TSK'nin namuslu ellerinden, birliğimden terörist olma şüphesiyle alındım. Kuvvetli suç şüphemi oluşturan delil klasörü incelendiğinde (252 nolu klasör) Kemalizmin terörist ideoloji ilan edildiğini göreceksiniz. Bilinmelidir ki Atatürk Devrimlerinin nasibi terör iddianamelerine oyuncak olmak değildir. Bunlar Mustafa Kemal'i anlayacak kıratta olmayan hastalıklı kafaların, sefil ruhların ürünüdür. Kurduğu devlette onun sağladığı nimetlerden yararlananlar onu yargılamaya çalışıyor! Bina mimarı, resim ressamı yargılayabilir mi? Şaşırmıyorum, çünkü diğer suç unsurum Nutuk'tan bu mikroplara karşı bağışıklıyım: "Gelecek kuşakların Türkiye'de Cumhuriyet'in ilan edildiği gün, ona insafsızca saldıranların başında cumhuriyetçiyim diyenlerin yer aldığını görerek asla şaşıracaklarını sanmayınız. Aksine Türkiye'nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek düşüncelerini tahlil ve tespitte hiç de karamsarlığa düşmeyeceklerdir." Mustafa Kemal'e ait düşüncelerle suçlanıyorum. Ne güzel benim suçum. Ne güzel benim davam. Zulmün hançerlerini üzerime çekecek kadar ona bağlı isem ne mutlu bana! Dilerim kuvveli şüphem katlanarak artar. O zaman hayatım daha da anlam kazanacaktır. Kürsüye ulaşabilmem 2 senemi çaldı. Yüreğimdeki yurt sevgisi, askerlik gurur ve şerefimle bir de 26 yaşımla oraya yürüyecek ve savunma vereceğim. Kanun gücüyle askere diz çöktürmeye çalışanlara, Bu devlet, bu millet için peşinen ölüm tercihi yapmış Türk subayını iki senede iki büklüm yapabileceğini zanneden sığ zihniyetlilere, Tarihin şanlı sayfalarına layık Mustafa Kemal adını terör sayfalarında lekelemek isteyenlere söyleyeceklerim var! ISLAH OLMADIM Bu toplantıya başkanlık eden, gözleri altında olduğumuz Ebedi Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün iradesini, titremeksizin bedenlerinden vazgeçen ve şimdi kabirlerinden başlarını kaldırarak bizleri izleyen şehit ruhlarının dileklerini, Türk milletinin vicdanını kendi sesimde topla***** bütün dünyaya haykırıyorum: BEN ISLAH OLMADIM! Hiçbir güç benim vatana olan sevgim ve onun azametini ıslah edemez. Beni hıyanetin dostu, karanlığın yoldaşı olmama suçundan ıslah edemezsiniz! Utanmayanların yüzkarası olmaya devam edeceğim. Uçurumlar arasından, ölüm yollarından, topların tüfeklerin namlusundan geçerek zihnimize, yüreğimize intikal eden Cumhuriyetin, Mustafa Kemal devrimlerinin en kıskanç neferlerinden olma suçundan ıslah edemezsiniz! Ne sandılar Türk subayını? Ben insanlık tarihi boyunca evladı olduğu Türk milletinin boynuna esaret zinciri geçirtmeyen Türk Ordusu'nun subayıyım. Bunları suç kabul edenlerin müebbet okları karşısında ürküp çekilmiyorum. Esaret zincirini gururla bedenime sarıyorum. Görevimi şevk ve ümitle yüklenip onları istekle karşıma alıyorum. İnancım odur ki Mustafa Kemal düşüncesinin takipçisi olmak, Türk milletinin ortak suçudur, hiç değilse namuslu kalan omurgasız olmayanların ortak suçudur bu. Türk milletinin her bireyi potansiyel suçludur. Suç sayılan eyleme katılmam tam bir inanç ve bilinçledir. Bu uğurda taşıyacağım prangalardan, mahkûm edileceğim en ağır cezalardan şeref duyarım. Ama zindandan çıkacağımız gün bizi yeniden mahkûm etmeniz gerekecektir. Çünkü biz o gün de bugün olduğumuz kadar suçlu olacağız. Savunma verdiğimde birtakım ülser kuyusu, ısmarlama basının pis nefesinde lekelenmiş önyargılı hafızalar; Adaletin sarsılmaz takipçileri, Mustafa Kemal'e dost vicdanlar; İki sene rehin alınmış bir muvazzaf subayın, KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ'ni görmek üzere, En azından böyle bir kara lekeye inanırlarsa yüzüme tükürmek üzere burada olmalılar. Şairin dediği gibi: Bir şey varsa Bir şey vardır Bir şey yoksa Çok şey vardır Özdemir ASAF Vatanıma ihanetten yargılanıyorum. Bir şüphe kırıntısı dahi akıllarda yer ederse eğer, milletimden talebimdir: Çıkarın o şanlı üniformamı üzerimden. Yeter olsun! Mübarek vatan havasını ciğerlerime sokmayın. Lekelenmişse eğer topraklara sürtün alnımı. Daha fazla değdirmeyin vatan topraklarına ayaklarımı. Dağ doruklarına bırakın bu bedeni; kuşlar etimi çeke çeke parçalasınlar beni. Bütün varlığımı ovalara saçsınlar ki ibret olsun âleme... Aklın almayacağı iftira ve isnatlarla bu tezgâhı kuranlar beni iki sene zindanda tutmakla başarılı olmuşlardır. Ancak ben onların bu küçük zaferine izin verecek kadar güçlüyüm. Bugün beni burada tutarak başları göğe erenler, yarın adaletin saf ışığı karşısında başlarını yerden kaldıramayacaklar olacaktır. Zaman ve hadiseler her türlü hakikati ispat eder, fakat bazen böyle helak eden darbeler indirerek. Aldatmacaların son bulacağı ve kötülüklerin yenileceği gün gelecektir. Varsın o gün benim zindanımın üzerine doğsun, ne önemi var? O mutlu gün 2 yıldır bulunduğum, zulmün tesis ettiği sabit ikametgâhım! Hasdal'da beni bulacaktır. O zaman zulüm adaletin buyruğuna girecek, tarih hakikati yine göndere çekecek, o sancak yine dalgalanacak ve dosta düşmana o ulvi düşünceyi haykıracaktır: "HARBİYELİ ALDANMAZ!" Yolları kapattılar, açacağız. Ufku kararttılar, ağartacağız. Yurdumuz virandır, şenleteceğiz. Yüce Heyeti Saygıyla Selamlarım! Mehmet Ali Çelebi Tutuklu Kr. Plt. Tğm.
Daha Önceki Savunması ; Mehmet Ali Çelebi askeri liseyi birincilikle, Harp Akademisi´ni de dördüncülükle bitirmiş. 15 aydır Ergenekon´un tutuklu sanığı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı´nda, Kara Pilot Teğmen. 24 yaşında. 2. Ergenekon davasının 24 Kasım günkü 20. duruşmasında konuştu. O konuşurken, izleyenler gözyaşlarını tutamadı. Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi, söz isteyerek yaptığı konuşmaya, âSayın Başkan, mahkemenizin yargılama şekli TSK´ya hayasızca saldıranlara cesaret vermektedirâ diyerek başladı. Gazetelerin TSK ve Genelkurmay Başkanlığı aleyhinde, hakarete varan yazı ve yorumlardan alıntılar yapan genç Teğmen, âbizler neden hedefizâ dedi ve Mustafa Kemal´in Afyonkarahisar Kolordu Dairesi´nde subaylara yaptığı konuşmadan bir bölümle yanıtladı: âKuvvet ordudur! Düşmanlar milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için evvela onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler, kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüz etmeye başladılar. Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek ve aşağılamak lazımdır. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller ve müşkülat kalmaz.â Kara Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi, konuşmasını şöyle sürdürdü: âUnutmayalım; ordu milletin namusudur. Bizler önce şeref, sonra hayat anlayışıyla yetiştirildik. Er veya geç aklandığımızda savcılar kendilerine Mustafa Kemal´in sözünde yer beğensinler!â 14 yaşında girdiği askeri lise diplomasını Org. Hurşit Tolon´dan aldığını belirten Teğmen Çelebi, âKendisinden almam benim için şereftir. Gurur ve onur duyuyorumâ dedi. âYalnız bu husus savcılarımızın gözünden kaçmıştır. Hukuksuzca ek klasör göndermeye devam edeceklerse askeri lise diploma töreni CD´sini kendilerine verebilirim. Ne de olsa hazır bir örgütsel irtibat!â âBEN TERÖRİST, ONLAR DEMOKRATİK GERİLLA!â Teğmen Çelebi konuşmasında özetle şunları söyledi: âBen tanık olmak istemediğim için tutuklanıyorum. Vatan hainleri, biz şerefli Türk subaylarını karalamak için savcıların teşvikiyle tanık olabiliyorlar. Ben ifade vereceğim yeri, Türk milletinin şerefli kürsüsü olarak görüyorum. Onlar ise, garez ve intikamlarına tatmin kürsüsü⦠Ama ben terörist onlar demokratik gerilla⦠Benim evime rejimin teminatı polis, bir orduyla kapıyı kırarız tehdidiyle giriyor, sahte evrak tanzim ediliyor. Tutuklandıktan sonra ailem sürekli rahatsız ediliyor. Babamın işyeri gasp ediliyor. Diğer taraftan bebek katillerinin ayaklarına savcılar gidiyor, bir kırmızı halı serilmediği kalıyor. Neden? Çünkü ben terörist, onlar barış elçisi⦠Türk milleti adına karar verdiğini söyleyen yüce heyet, acaba, Türk milletinin, teröristi subayına yeğlediğini mi düşünüyor? Türk yargısı, teröristi aklama, subayı aşağılama kurumu mudur? Bakınız, devrem Eren Teğmen dağda terörist kovalarken terör örgütü üyesi olmak şüphesiyle 6 ay tutuklu kalmıştır. Müteakiben tutuksuz yargılanmak üzere görev yeri Yüksekova´ya dönmüştür. Eren Teğmen, Atilla Albayımın savunmasında bahsettiği gibi Savcı Zekeriya Öz´ün âŞırnak´tan paketledim de getirttim´ dediği teğmen ..." Silivri'deki Ergenekon duruşmalarında savunmalar devam ediyor. Fakat acıklı olan, iddianameleri çarşaf çarşaf yayınlayanların bu savunmaları görmemezlikten gelmeleridir. Ne yazık ki medya iyi bir sınav vermiyor..