KAHPE ÇİRKİNLİĞİN İÇİNDEYİZ Neşeyi unutmuş Gülen yüzlerimiz Kahpe çirkinliğin içinde Haksızlıkmı demişler İşlemiş iliğimize Kemiğimize kadar Amansız yoksulluğumuz Bizlere pranga olmuş Bağlanmış ayaklarımıza Kahpe çürkinliğin içinde Şuursuzca gezdiğimiz Acısına direndiğimiz İsyanına göğüs gerdiğimiz Yılllarca unuttuk benliğimizi Gömülmüş içerimizden çıkmazcasına Silemediğimiz kötü saran Yaşadığımız bahar nefesini Kabus gibi çöküp üzerimize Binlerce yas bitmeyen keder Bir şafak vaktinde dar gelir Gördümüz uçsuz bucaksız umman Kahpe çirkinliğin içerisinde yaşıyoruz Gözümüzde her gördüğümüz sis duman Gökten zulüm ateşi yağıyor sanki Her üzerimize düştüğünde Yakıyor kavuruyor cehennemdende beter O mavi gök kubbe simsiyah Yer yüzü kararır kap karadır Kahpe çirkinliğin içinde Yaşam manasız hayat anlamsız kalır Geriden gelen ileriye gidişte Boş bir beşik niyetinde sallanır Nafiz YILMAZ
KAHPE ÇİRKİNLİĞİN İÇİNDEYİZ evet abım malesef oyle kahpe cırkınlıgın ıcındeyız ama bıze yakısan bu cırkınlıgın karsısında dımdık durabılmek yenılmemek ......yuregıne kalemıne saglık abım var ol!!!
0 düşüncelerine sağlık dilek can kahpe çirkinliği insan hayatının onurunu zedeleyerk ayaklar altında çiğneyen aşağalık düzenin içerisindeyiz ama umutlar tükenmez yinede bir gün insanlığın onurunu kurtarabilirsek o zaman kahpe çirkinliğin içerisinden çıkacağımız gündür dilek can
NAZIMI ANLAMAK Devri devranlar kahpece sinsice dönüyor Sahip çıkacak yok yiğitler usturanın karşısında Namlunun ucunda kara topraklar a gömülmüşler Sürgülü demir parmaklıkların zindanların taş duvarların Yaren yoldaş dertlerine sırdaş yaşadığın günler Kolay geçmek bilmiyor saatler dakikalar saniyeler Memleketinin özlemine doyamayacağın belkide Bir daha göremeyeceğin şu kısa anı kim yaşamak ister Kim bu yedi bela zulmü üzerinde taşımak Yaralı bir ceylanın yürek atışlarında Senin sesizliğini çaresizliğini uğradığın hakarete Dayanarak yanlış bir hükümün kararını taşımak ister Yol karmaşık yol dikenli yol bilinmeyen bir sonsuz gidişte Yol ömrün sancısını kuşların kanadına takılmış Gök yüzünü süsleyen uçutmalar kadar Keyifsiz bulutlar misali hüzünlü yağmur kadar Islak bir ağaç kuytusuna sığınacak kadar Metanetsiz her zerresini kıracak parçalayacak kadar Göğüsüne saplanan bir iğrenç sızıdan farksız Ama bu yol ki seni değerlerinle yüceltecek kadar Dünyayı sana hayran sevgiyi sana yakıştıracak kadar Doyumsuz eşdeğer olacak saf bem beyaz tertemiz Bırakıp gittiğin gibi olmayacak hayat tatsız ve tuzsuz AHMED ARİF'İN prangalar eskittiği hasretliğinde SEBAHATTİN ALİ'NİN kahır işkenceleriyle tükendiğinde Zerresi yok insafın insanlığın iğrençlik pazarında Katı bir bataklığa gömülmüş sülükler kan emer Yapış yapış sarılmış günahsız bedenlerde Çocukların sana el sallarken dinmeyen yaşlı gözlerinde Damla damla dökülürken öksüz kaldığını anlar Bir cevri cevher i kaybettiğini görür topraklar hışkırarak Matemli bir kara yasa bürünür bu sürgün sevdanda karalar bağlar Nafiz YILMAZ
yuregıne saglık abım essız sıırlerınden bırı gene artık sıırlerını heyecanla bekler oldum adını gordugum zaman gene dıyorum yuregını dokmus abım bızlerle yuregındekılerı paylastıgın ıcın tesekkurler abım .....
İSTANBUL BU KOCA ŞEHİR İstanbul bu koca şehir Yutuyor insanı amansızca Direnmek istesende çaresiz Duramıyorsun ayakta Hiç bir güzelliği neşesi Saflığı kalmamış besbelli Bir sevgi bile bulamazsın Dolaşsan bu koca şehirde Hani o şâheser istanbul Derlerdi ya taşı toprağı altın Herkezi inadırırlar beni aldatamazlar Yaşanan günler koca bir çile kahır Şiirlerde romanlarda güzelliğinden bahsedilir Tasını tarağını toplayan çıkarda gelir Amaçları farklı yaşamaktır üstün olmaktır Umduğunu bulamayanlar çok kötü yanılır Hiç bir şeyin ağız tadını alamazsın Yaşadığın topraklardaki kadar Dert tükenmez hiç zulüm bitmez İstanbulda çektiğin yaşadığın kadar Kurulmuş ihtişamlı yerlerde kutlar sofrası Safları garibanları içine çeker bekler tuzakları Vurduları zaman öyle bir vurularki acımaksızın Feleğin şaşar kalır hem vallahi hem billahi Bence dostlukların yaşaması candan önemli Ne görkemli olsun istemem nede fantazi Sen ben o öteki olursa korkmadan yürekli Hiç kimseyi ezmeler yıkamazlar inanki İstanbul şimdi bir beton yığını olmuş Görkemliliği güzelliği bitmiş yok olmuş İstanbulda yaşamak çok büyük sabırmış Gelende gidende rezilliği görmüş şaşırmış Nafiz YILMAZ
DİLEK CAN BÜTÜN ŞİİRLERİMDE İLGİ ALAKA SAMİMİYET GÖSTERİYORSUN DESTEK VERİYORSUN SAĞOLASIN CAN BENDE İSTANBULDA YAŞADIĞIN İÇİN SANA BİR İSTANBUL ŞİİRİ HEDİYE EDİYORUM AMA İSTERDİMKİ İSTANBULUN GÜZELLİKLERİNİ DOAĞASINI DENİZİNİ İNSANINI YAZAYIM AMA BU DEĞERLERE UYGUN BİR GÖZLEM YAPAMADIĞIMDAN İSTANBULU O GÜZELİM ŞEHİRİN DOKUSUNU BOZANLAR HER TÜRLÜ MENİYETSİZLİĞİN YAŞANDIĞI DÜNAYANIN GÖZ BEBEĞİ İSTANBULU GENEL DEĞERLERİNİ VE AHLAKSIZLIĞI İSTANBULLA EŞDEĞER YAPAN ZİHNİYETLERİN YARATTIĞI TAHRİBATLARI YAZABİLDİM İNŞALLAH BU TAPLO TERSİNE DÖNER BENDE İSTANBULUN GÜZELLİKLERİNİ ANLATAN ŞİİRLER YAZARIM CAN DOST SELAMLARIMLA... İSTANBULDA GÜZELLİKLER İÇERİSİNDE YAŞANTINLA MUTLU BİR HAYAT DİLERİM SANA CAN
Yol karmaşık yol dikenli yol bilinmeyen bir sonsuz gidişte Yol ömrün sancısını kuşların kanadına takılmış Gök yüzünü süsleyen uçutmalar kadar Keyifsiz bulutlar misali hüzünlü yağmur kadar Her kelimesi özenle seçilmiş, birçok anlam yüklü paylaşımın için çok teşekkürler
bu şiirde oktayım NAZIM HİKMET'E AYZDIĞIM ANLAMLI VE ONUN ÜLKE SEVDASI İLE YANIP TUTUŞAN HASRETİNE haksız hukusuz şuçsuzca vatanından koparılıp sürgün edilişine NAZIM Gibi bir dehanın kımeti bilinmediği için etkilenerek yazdığım bir şiirimdi anlamlı duyarlı seznenişine teşekkürler oktaycım sağ ol var ol
CENGAVERİM MERT DELİKANLIM ( ADIN DENİZDİ SOYADIN GEZMİŞ ) Uzun boyun kara kaşın Ne güzel yakışırdı sana Aslan parçası gözlerinden Alevler yanıyor Yürüyünce yerler titrer Gök kubbe dar gelirdi sana Cengaverim mert delikanlım ADIN DENİZ Dİ SOYADIN GEZMİŞ O dinamit gibi patlayan yüreğinde O saf bakışın kurşun gibi sözlerin Dağları taşları titretirdi Hüzünlü olduğun akşamlarda Ay parlardı yıldızlar susardı senin için Cengaverim mert delikanlım Bütün bunlar bir ideal peşinden Gitmenin hesapları mıydı Yoksa namertlerin kahpelerin soysuzların Puştların vurguncuların talancıların Sahte ikiyüzlü yalancıların Sana tuzak kurması mıydı bilemezsin Dava arkadaşlarının onurlu birer Mücadelesi miydi geleceği düşünerek Sizleri idam sehpasına götürecek kadar Dönülmeyen bir yolun İğrenç bir bataklığa dönülmüş Firesi miydi bu Bilemezsin cengaverim mert delikanlım Çakal uğultusundaki dağlar bile daha Masumdu bunlardan yüz bin defa Yedi veren kır çiçekleri onlar da sessiz kalmadılar Onlarda hüznü acıyı yası tattılar Ama boynunu bükmediler tıpkı senin gibi Cengaverim mert delikanlım ADIN DENİZ Dİ SOYADIN GEZMİŞ Bu bir direnişin bir yaradılışın ismi sesi HÜSEYİN'İN YUSUF'UN MAHİR'İN İBRAHİM'İN ULAŞ'IN Bütün bir gençliğin direnişi haykırışı Onların ismini gururla taşıyacağımızı bilesin Bu söz verilmiş yerine gelmemiş bir ukde bizim için Söz veriyoruz sana cengaverim mert delikanlım Eğer bilen varsa ölüm yok şu dipsiz dünyada Ölmek yok olmak demek ölümsüzlük yaşamak demek Ölümsüzlük kahramanlık civanperverlik ülke aşkı budur Sen cengaverim mert delikanlım hiç ölmedin Nefesimizde mücadelemizde yanımızda Sağımızda solumuzda bütün bir yaşantımızda Vardın var olacaksın Gururumuz umudumuz olarak Masumluğumuzun simgesi olarak Gerçek onurlu bir devrimci olarak İnanmışız bir kez sana bu uğurda bu yolda bir idol olarak Nafiz YILMAZ
ŞİİRLERİN ÇOK GÜZEL NAFİZ ABİM ELİNE EMEĞİNE SAĞLIK BİZLERLE PAYLAŞTIĞIN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER DEVAMINI DİLERİZ k :lol:
sağolasın nisan güneşi can nisan yağmur ayıdır ama yağan yağmurlardan sonra açan güneşi doğaya can katar sende bizlere desteğinle can katıyorsun nisan güneşi desteğine sağlık eyvallah bacım teşekkürler var olasın
On iki martın faşitst zihniyetleri emperyalist işbirlikçileri denizleri dava arkadaşlarını yargıyalım idam kararı verirken bir şeyi unuttular davası vatanı uğruna celladın ipini boynuna geçirdiklerinde ufacık bir pişmanlık ölüm korkusu düşünmeden aslırken ölümün onurlu ve gururlu ölebilmenin herkese nasip olmayacağını gösterdiler evet dilek can denizler ölümsüzdür ve öyle kalacaklardır emeğine katılımına desteğine sonsuz teşekkürler dilek can sağolasın
İNSANOĞLU Ben ne insanlar gördüm İnsanlık nedir bilmez Ben ne insanlar gördüm insan bile denilmez Ben ne insanlar gördüm Karıncayı inciltmez Ben ne insanlar gördüm Kadir kıymet biçilmez İnsan oğludur bu Hatada yapar İnsan oğludur bu Gönülde yıkar İnsan oğludur bu Kalpte kırar İnsan oğludur bu Cana canda katar Ben ne insanlar gördüm Bir dilim ekmeğe muhtaç Ben ne insanlar gördüm Gözü doymaz karnı aç Ben ne insanlar gördüm Sevgiyle ilâh başa taç Ben ne insanlar gördüm Yaptıkları ile duydum utanç İnsa oğludur bu Hatada yapar İnsan oğludur bu Gönülde yıkar İnsan oğludur bu Kalpte kırar İnsan oğludur bu Cana canda katar NAFİZ YILMAZ
yuregıne saglık abımm essız sıırlerınden bırı gene ama bunu ayrı bı sevdım ...ınsanoglu ıstee...herturlusu var ... ama allah nakoruyle karsılastırmasın abım en kotu o.....tesekkurler abım eksık olma.... k
Haklısın dilek can insan oğlu bir bilmece gibi çözülmeyen bir bilmece ama yinde içimizde insanlık eksilmesin insanlıktan çıkanların vicdansızlığında olmayalım bu şiirde kötü insanların yola gelmesinde umarım bir vesile olsun senin temiz dugu ve düşünceleriyin yanında can dost dilek can
MAPUSHANE Kısa süren gençliğimde Düşürdün beni eline Kendimi tanımadan bile Yıktın beni mâpushane Gönlümde kapanmaz yara Alın yazım buymuş bahtım kara Fitili uzun sönmez çıra Yaktın beni mâpushane İçerime çöktü dinmez acı sızı Görmeden kışı baharı yazı simsiyah şaçlarım oldu karbeyazı Can evimden vurdun beni mâpushane Gönlümde kapanmaz yara Alın yazım buymuş bahtım kara Fitili uzun sönmez çıra Yaktın beni mâpushane Kolay kolay geçmez olur zâlim yıllar Ancak bunu dara düşenler anlar Boğar insanı sıkar dört duvarlar Yedin bitirdin beni mâpushane Gönlümde kapanmaz yara Alın yazım buymuş bahtım kara Fitili uzun sönmez çıra Yaktın beni mâpushane Nafiz YILMAZ
KAYBOLURUM Yaralı yüreğimde Açan gelincik Tarlaları Tılsımlı durur Rüzgarlarla dertleşir Güneşle konuşur Uçsuz bucaksız Ormanların Başı mamur Kayaların Geçit vermeyen Irmakların Akan sesinde Yalnızlığım Çilekeş bedenimde Omuzlarıma vurulmuş Ağır yükün Taşıyamıyacağımı Bilsemde Sürüklenir giderim Bir bilinmeze Vakit akşam olur Kör karanlıklar Sızlatır içimi Kendimi salarım Ovaların sesizliğine Koyunların çıngırak Sesini duyarım Çobanların türkü Nağmelerini dinlerken Süzülerek avunurum Geceyi yırtan Uğursuz baykuşların Her defa ötüşünde Ürperir Korkuyla karışık Kaybolurum Kolay geçmek bilmez Saatler dakikalar Ay ışığında Parlayan yıldızlarla Sesizce konuşurum Karabasanlar sarar etrafımı Bedenim ruhumdan Ayrılır Bu işkence nöbetinde Sabahı zor bulurum Gün ışığı ile Aydınlanırım Bulutlarla hüzünlenir Kaybolurum Nafiz YILMAZ
ıkı sıırınde bırbırınden guzeldı abım o guzel yuregıne saglık olsun ....yuregındekılerı bızımle paylastıgın ıcın tesekkurler