BİLİNMEZ Geri gelmez yıllar Anılmaz anılar Filmler oynamaz bir daha ruhunda Sahnede durduğu gibi durmaz İlk kez sohbetler gibi olmaz Öznur gibi kimse yanmaz kaderine Gözlere farkı göründüğüm gibi kimse görünmez Çaresiz kalınmaz kaçak ıssız ada gibi Bilinmez nelerden vazgeçtiğimi ve nelere hoş geldin Demek zorunda kaldığımı Ve her saat başı sorumlu olduğumu Bilinmez Yüzüm gülerken ruhum ağlıyor olması Beynime kabul edemediğim ama içinde dolaştığım Bilinmez Dilemek isteğim herşeyi diliyorum biliyorum ki olamayacak Biliyorum ki razı olmayacak hayat ama Yinede sunuyor olacağım 25.10.2010 DEĞİLDİR Sokaklarda yürümeye benzemez hayat Koluna takıp birini üç beş gün eğlenmek değildir Canın isteğın zaman sadece doğruyla yetinmek değildir Laflardan uzak kalacak kadar bencilik değildir Ömrün kısalıyor diye her yoldan gitmek değildir Her suçluyu masum görmek değildir insanlık İnsanları hem sahiplenmek hem cümle aleme rezil etmek değildir Haksızı haklı edip yüzlere gülümsemek değildir Mutlukla mutsuzu bir arada yaşatmak değildir Kavgalara sadece insan kurtarmak değildir Sözü özü bir olsada kalpler aynı değildir Emek veripte oraya buraya savrulmak değildir Usanan canı yok etmek değildir hayat 30.09.2010
SÖZ Unutmak bir uludur, eğer unutmak zorundaysan. Sevmekten yana olursan, her şeye rağmen fedakarlıktır. Yücelmek istiyorsan, başarıdan söz aç. İnsanlar âda olmayan bir şey sun ki örnek alsınlar. Bedenin yorulmadan pes etme ki, yardıma sana koşsunlar. Candan fazlasını, verirsen eğer , vurdum duymaza yol açarsın. Sözlerin dinlenirse. Şöyle otur diye yer gösterilir. Ruhuna , söz söylenirse hiç durma. Affetmek büyüklüktür, ama gönülden vazgeçecek kadar değil. Yürek, yüreğe eşitse helalındır Ayağına dolananı alma. Sen ona uzaksan al. Başarmak bir tutkudur. Sabır etmek ,önünü bulmaktır
TAŞIYABİLİRSE EĞER AŞK GÜZEL Bensiz de hayatı sürdürebilir. Çok güzel sohbetler ve gülüşler şaşabilirsin hem huzursuz olmazsın, hem de benim bakımımdan yorulmazsın demiş. Erkekse ben sana bakmaktan yorulmuyorum, senin tüm yükünü alabilirim senle olan zorluklar bana birer servettir dermiş. Ama kız bir türlü kabulenemiyor çünkü eli tutmuyor fazla yürüyemiyor onu üzeceğinden korkuyor. Bir bardağı tutamazken ona nasıl bende senin için herşey yaparım, nasıl söz verebilirim ki? Bardağını hesabını yaparken, ona hangi şekilde yuva açarım diye düşünür dururmuş. Böyle seven birisi çıksa nasıl olur diye sürekli aklından beyinden geçirilmiş. Elbet bir gün aşk ona da uğrayacak her canıyla uğradığı gibi⦠Ama beni seven yok ve olmayacakta. Çünkü sevdiğim adama bir şey sunamayacağım. Örneğin kahve yapıp veremeyeceğim, belki çoğu akşam karnı aç yatacak ama bana karnım tok diyecek. Söylemediklerini içinde savaşacak ve belki pişman olacak. Beni sevdiğine herşey aşk olmadığını anlayacak, ayrılmak isteyecek ama bunu da söylemeyecek, beni üzeceğini düşünülerek diye ve hem o bitecek hem, ben biteceğim. Aşkı böyle tanımlıyordu, kendinden çok sevebileceği adamı düşünüyordu. Onun çaresiz kalması ve birilerinden yardım isterse ya ben neden varım ki, diye düşünüp kendinden nefret duyarcasına uzaklaşacaktı her şeyden. Gelmeden geleceği düşünenlerden bir kızdı bu. Her şeyi farklı düşünüyor hesaplıyor ve olmadığın zaman, bütün hayali yıkılıyor her gün biraz da hayatın bir parçasını yitiriyor. Onun hayatında aşk olmasa da geçerdi zamanlar. Ama ya, bir gün olursa âşık kalbine vurursa ve cümleler yetersiz kalırsa. Geri çevirmeye kendini şu cümlelerle teselli buluyordu sadece. Ben çocuğum hala ve birçok şeyleri yapamıyorum. En güzel cevaptı onun için bu cümle ama zamanla bu da teselli etmeyecekti. Kız onun için kendini, tıpkı yaramaz çocuklar gibi hissettiriyor olmasıydı. Bardak tutarken düşünüyor ya annem kızar mı? Ya da insanlar ne der, nasıl iz bıkarım gönüllerinde ruhlarında. Her yönünü düşünüyorum hem çocuk, hem genç kız, oluyorum diyordu. Oturduğum yeri, yattığım yatağa, yürüdüğüm yolları, içtiğim bardağı ve konuştuğum insanları evet konuştuğum insanı da düşünüyor hesabını yapıyorum kendimi nasıl anlatabilirim diye. Olabileceğinde kurcalıyorum hangisi kolayıma giderse, onu seçiyorum demişti. Peki, gerçektende bunu başarabiliyor muydu? ÖZNUR SAĞLAM
HAYATI BİLMİYOR MUYUM Bir dünya istedim Bana bin dünya sundular Dost istedim düşman gösterdiler Sevgi dilendim bela verdiler Hayatımı istedim çok istiyorsun dediler Tat yerine acımsı gülücükler bıraktılar Yol yerine duvar koydular Yoksa ben bilmiyor muyum neyi istediğimi Huzur yerine anlık mutluklar çizdiler Ölüm dedim ömür dediler Ben bilmiyormuyum yoksa hayatıâ¦. Bilmiyor muyum. 15.11.2011 ÖZNUR SAĞLAM
HOŞ GELDİN BEBEĞİM İlk nefes alışın ilk bakışın İlk süt içisin İlk uyuşun evde ve ilk banyon ... Hoş geldin bebek İlk konuşman İlk adımın İlk okul hayatına başladığın İlk âşık oluşun Ve evlenip evden giden bebek Yolun açık olsun Hep bebek olacaksın Benim bebeğim kalacaksın 29.05.2012 ÖZNUR SAĞLAMM
YOKSULSUN BENCE Yoksulsun bence Ruhun yoksul Yüreğin yoksul Bastığın izler yoksul Kimler gelmiş âleminden Uzanmış yoluna Köprü olmayı bilmemişsin Sen yoksulsun bence Beynin hep mal mülkten yana Öksüzsün bence biraz da Bugün gülen yarın yanan insansın bence Vurdum da acımadı diyen varlıksın Güneşle aydınlığı karıştıran köksün Evin içinde evsizsin Yoksulsun işte Sevenle ömür harcamazsın Ağacın meyve vermesini bekleyemeyen insansın Sabırsızsın bence Her şeyin var hiçbir şeyin yok Yoksulsun bence 18.05.2012 ÖZNUR SAĞLAM