İSA PEYGAMBER, seyahati esnasında bir memlekete varmış. İbadet ateşiyle cayır cayır yana bir kavim görmüş. Kimler olduğunu ve sebebi ibadetlerini sormuş. ( Bizler ibadullahız , cehennem korkusu çekeriz ) demişler . İsa,(Allah büyüktür,sizi korktuğunuzdan emin eder ) demiş. Tekrar seyahatine devam ederek , zikre müdavim bir tahifeye daha rastlamış, onların da sebebi ibadetlerinin (Şevki cennet,ricayi minnet ) olduğunu öğrenmiş. ( Rica ettiğinizi vermek Allahın şanına yaraşır ) diyerek oradan da ayrılmış. Başka bir kavme daha uğramış . Onların halleri hoşuna gitmiş. Kimler olduğunu sual edince : ( Biz ehli muhabbetiz. Ne şevki cennetle, ne de havfı cehennemle ibadet ederiz; bizim istediğimiz ancak ricayi rebbani , İclali celal suphanidir) cevabını almış. Hazreti İsa : (Benim aradığım sizsiniz,birlikte bulunmaklığa memur olduğum ibadullahsınız ) diyerek onların içinde ikamet etmiş. İbadetten maksut olan gaye ,cennet umusu,tamu korkusu değil, rızayı bari ve muhabbetullahtır. Ehli hal olanlar cennet meyli , tamu korkusu şöyle dursun din ,mezhep,dünya , ahiret endişesi bile etmezler. Onların her nefeste zikri ve fikri birdir. Gönüllerinin yegane arzusu, samimi ve riyasız, dostunu sevmek, her yerde , her zaman onun cemali ba kemali ni hayretle müşahede etmektir