Bilinç bir boyuttur

Konu, 'Bilim ve Teknoloji' kısmında aden turkan tarafından paylaşıldı.

  1. aden turkan

    aden turkan Aktif Üye

    Kuantum fiziği bize olayların var oluşunun bağımsız olduğunu ve dikkatli bir gözlemcinin karar vererek bunu anlamlandırdığını ima etmektedir.
    Fizik oluşum ile düşünce denen beşinci boyutumuz arasındaki ilişkiden kuantum fiziği doğmaktadır. Bağımsız gerçeklik, zaman ve uzay dört boyutlusunun birleşmesinden doğar.

    Mekan bir cismin konumudur ve onun tarihçesi ise dünya çizgisi denen matematik doğrusal yol tarafından temsil edilir. Bu çizgi neden-sonuç (oluş-ölüş) zaman-mekan içindeki bir cismin rotasıdır. Geçmiş, şimdi, gelecek aslında bir üst boyut olan gözlemci bilinciyle ortaya konmuştur. Her ''şimdi'' dediğimiz bir an bir ''durum''dur. Her durum ise yerel lokal bir olaydır ve bireysel her şey gözlenebilir.

    Ama zamanın tümden akışı olan bütün ömür, bu durumların uc-uca eklenmesiyle ortaya çıkan bir ''davranış'' bütünüdür. Durum, davranışın, yerellik, bütünlüğün birer bireysel üyesidir. Her biri, kendi başına tekleşme sonunda üst sistemde globular bir davranışa açılır ve anket toplumu olurlar, 4 boyutlu blok evrende sabit olduğu halde, gözlemci ( beşinci boyut, karar veren bilinç mekanizması) bir şeylerin var olduğu bilincindedir.

    Bu bakımdan, imkan ve ihtimalleri, uzay- zaman veren fizik denklemleri, hareket hakkında bir fikir vermez. Sadece maddi olmayan soyut alanlarda maddenin bir dalga gibi davranışından söz eder.

    Kuantum fiziği maddeyi bir hayat gibi kabul eder. Birbirinden ayrı görünmek de hayaldir. Çünkü büyük sistemin alt yapısını oluşturan atomaltı ölçekte sabit madde ve hacmi ile birbirinden ayrılmış bireyler arası mesafe ve daha doğrusu ayrık cisimler yoktur. Ayrılık olmayınca çekim-cazibe gibi mekanik etkileşme de yoktur. Sağlam bildiğimiz fizik burada hapı yutar! Herşey bir hayal ve bir bütünün üyesi oluverir, bireyler birer noktasallıktır ve yine hayaldir.

    Kuantum teoreminin en büyük özelliği, Einstein'ın dördüncü boyutuna ek olarak beşinci boyutu bulmasıydı. Akıl- ruh-zihin-şuur-bilinç dediğimiz bu boyut, parapsikololji ile fiziği birleştirmek, ruh bilmecesini çözmek için en önemli adımdır. Kuantum teoremi yalnızca maddi evren, maddi fizik için geçerlidir. Buna rağmen soyut olan denklemlerine dayanır, fakat hareket açıklanamaz. Mekanik dünyamıza etki eden ve soyut olduğu halde bu dünyayla etkileşen Bilinç ve düşünce ilişkisini ele alır.

    Mekanik fizik olaylarını ve evrenin aslını ZİHİN aslı belirler. Bilinç ile fizik dünya arasında vermek-almak ilşkisi hiç durmaz. Fizik oluşum ile bilinç arasındaki bu ilişki, gözlemcinin bilinç boyutuna dayanarak ortaya çıkar. Bilinç boyutu kuantum fiziği sonucu gündeme getirilmiştir. Kesinkes, belirgin,açık oluşumlar sezgiyle kavranılır ve bütünlükle ifade edilir. Önce bilinç (dolayısıyla sezgi sahibi anlayacak) sezecek, sonra da anlatacaktır. Çünkü zihinsel olaylar alanında determine (belirgin) bir açıklık vardır.

    Evren üç boyutludur ve zaman içinde hareket ettiğinden dördüncü boyutta evrene girer. Yani dört boyutlu bir cansız evreni beşinci boyuttaki bir canlı (bilinçli) anlamlandırır. Beşinci boyut bilinç bize sır gibi gelmektedir. Ama ruhsal enerjiler, paranormal olaylar, düşler, düşünceler, hep bu beşinci boyut enerjisinden gelişir.

    İnsanın kendini keşfetmesi için bir üst boyuta (örneğin altıncı boyuta) ihtiyacı vardır. böylece insan kendi bilincini bulabilir ve zihin gücüyle istediği eşyayı hareket ettirerek, maddeye hakim olabilir. (psiko-kinetizm budur)

    Bilinç boyutu cansızların evrenine fizik yasaları olarak yansır. Bu cansız atomlardan kurulmuş bütün canlılara ve insan vücuduna içgüdü olarak yansır. Kozmik bilinç insanın temel yapısına da akıl olarak yansır.
     
    devran bunu beğendi.

Sayfayı Paylaş