16. Pir Sultan Abdal'dan Seçme Şiirler

Konu, 'Ustalara Saygı' kısmında bluedream tarafından paylaşıldı.

  1. bluedream

    bluedream Daimi Üye

    16. Pir Sultan Abdal'dan Seçme Şiirler

    1. Derleyen: ismail Kaygusuz

    Koyun beni Hak aşkına yanayım

    Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

    Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım

    Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

    Benim pirim gayet ulu kişidir
    Yediler ulusu Kırklar eşidir
    On İki İmamın server başıdır
    Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
    Kadılar müftüler fetva yazarsa
    İşte kemend işte boynum asarsa

    İşte hançer işte boynum keserse

    Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

    Ulu mahşer olur divan kurulur
    Suçlu suçsuz gelir anda derilir
    Piri olmayanlar anda dirilir
    Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan
    Pir Sultan'ım arşa çıkar ünümüz
    O da bizim ulumuzdur pirimiz

    Hakka teslim olsun garip canımız

    Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

    2.

    Yas u matem günü derdim yeniler

    Yarin sesi kulağımda çınılar

    Sordum ki dağlara niçin iniler

    Dedi çekticeğim karın elinden

    Alnıma yazılmış kara yazılar
    İtikattır talip pirin arzular
    Sordum ki çamlara neden sızılar
    Dedi çekticeğim pürün elinden
    Varup Hakkın divanına durursun
    Pervan olup aşk oduna yanarsun

    Sordum degirmene ne hoş dönersin

    Dedi çekticeğim perin elinden

    Varup bir pir ile pazar edersin
    Oturup da ikrarını güdersin
    Sordum garip bülbül niçin ötersin
    Dedi çekticeğim harın elinden
    Serçeşmeden gelir suyun durusu
    Nasibimiz verir pirin birisi

    Dedim Pir Sultan'ım benzin sarısı

    Dedi çekticeğim yarin elinden.

    3.

    Gelmiş iken bir habercik sorayım

    Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın

    Gerçek erenlere yüzler süreyim

    Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın

    Alçağında al kırmızı taşın var
    Yükseğinde turnaların sesi var
    Ben de bilmem ne talihsiz başım var
    Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
    Benim şahım al kırmızı bürünür
    Dost yüzün görmeyen düşman bilinir

    Yücesinden Şah'ın ili görünür

    Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın

    El ettiler turnalarla kazlara
    Dağlar yeşillendi döndü yazlara
    Çiğdemler takınsın söyle kızlara
    Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
    Şah'ın bahçesinde gonca gül biter
    Anda garip garip bülbüller öter

    Bunda ayrılık var ölümden beter

    Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın

    Ben de bildim şu dağların şahısın
    Gerçek erenlerin nazargahısın
    Abdal Pir Sultan'ın nazargahısın
    Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın
    4.
    Ben de şu dünyaya geldim sakinim

    Kalsın benim davam divana kalsın

    Muhammed Ali'dir benim vekilim

    Kalsın benim davam divana kalsın

    Yorulan yorulsun ben yorulmazam
    Derviş makamından ben ayrılmazam
    Dünya kadısından ben sorulmazam
    Kalsın benim davam divana kalsın
    Ben de vekil ettim Bari Hüda'mı
    O da kulu gibi zulüm ede mi

    Orda söyletirler bir bir adamı

    Kalsın benim davam divana kalsın

    Mümin müslüm döşürür de cem olur
    Anda sınık yaralara em olur
    Kara taş erir de safi dem olur
    Kalsın benim davam divana kalsın
    Pir Sultan Abdal'ım dünya kovandır
    Giden adil beyler kalan ihvandır

    Muhammed divanı ulu divandır

    Kalsın benim davam divana kalsın

    5.

    Şu yalan dünyaya geldim giderim

    Gönül senden özge yar bulamadım

    Yaralandım al kanlara bulandım

    Gönül senden özge yar bulamadım

    Güzel olan neyler altın akçayı
    Arif olan düzer türlü bohçayı
    Vücudunda seyreyledim bahçeyi
    Dosta el değmedik nar bulamadım
    Güzellerin zülfü destedir deste
    Erenler Hak için oturmuş posta

    Bir zaman sağ gezdim bir zaman hasta

    Hasta halin nedir der bulamadım

    Felek kırdı benim kolum kanadım
    Baykuş gibi viranlarda tünedim
    Bugün üç güzelin nabzın sınadım
    Can feda yoluna der bulamadım
    Felek benim kurulu yayım yastı
    Her köşe başında yolumu kesti

    Keskin kadeh ile dolumdan içti

    Yandı yüreciğim kar bulamadım

    Pir Sultan Abdal'ım dağlar ben olsam
    Üstü mor sümbüllü bağlar ben olsam
    Alem çiçek olsa arı ben olsam
    Dost dilinden tatlı bal bulamadım
    6.
    Çıkıp gökyüzünde sökün eyleyen

    Şam'da Kul Yusuf'u görmeye geldim

    Eğildim turaba yüzümü sürdüm

    Hakkın divanına durmaya geldim

    Nurdan kuşak kuşattılar belime
    Hak Muhammed Ali geldi dilime
    İnem gidem imamların yoluna
    Yusuf'tan bir haber almaya geldim
    Hani benim hırka ile postlarım
    Men tutimi bir kafeste beslerim

    Yüküm lal-ü gevher müşter'isterim

    Alan kardeşlere satmaya geldim

    Yapusu var usul ile yapulu
    Hocası var kapusunda tapulu
    Bir şar gördüm üç yüz altmış kapulu
    Kimin açıp kimin örtmeye geldim
    Pir Sultan Abdal'ım dünyadan göçtü
    İdris peygamber de donunu biçti

    Suyu suya köpr'eyledi kim geçti

    Yusuf'tan bir haber almaya geldim

    7.

    Kur'an yazılırken arş-ı Rahman'da

    Kudret katibinin elinde idim

    Güller açılırken kevn ü mekânda

    Bülbül idim gonca gülünde idim

    Evvel Cebrail'in ilk kelamında
    Kırklar meclisinde aşk meydanında
    Muhammed Ali'nin sır kelamında
    Nihan söyleşirken dilinde idim
    Kırklar arş üstünde kurdular cemi
    Muhabbet halk olup sürdüler demi

    Balçıktan yarattı Allah Ademi

    Ben ol vakit anın belinde idim

    Yunus'un deryaya daldığı zaman
    Kırk gündüz kırk gece kaldığı zaman
    Ali zülfikarı çaldığı zaman
    Hayber kalesinde kolunda idim
    Pir Sultan'ım içtim aşkın dolusun
    Makadir bilmeze vermem yarısın

    Bir kuşa seksen bin şehrin kapısın

    Tayin verilirken yanında idim

    8.

    Uyur idik uyardılar

    Diriye saydılar bizi

    Koyun olduk ses anladık

    Sürüye saydılar bizi

    Halımızı hal eyledik
    Yolumuzu yol eyledik
    Her çiçekten bal eyledik
    Arıya saydılar bizi
    Hak divanına dizildik
    Aşk defterine yazıldık

    Bal olduk şerbet ezildik

    Doluya saydılar bizi

    Pir Sultan Abdal'ım şunda
    Çok keramet var insanda
    O cihanda bu cihanda
    Ali'ye saydılar bizi
    9.
    Bir nefescik söylüyeyim

    Dinlemezsen neyleyeyim

    Aşk deryasın boylayayım

    Ummana dalmaya geldim

    Aşk harmanında savruldum
    Hem elendim hem yoğruldum
    Kazana girdim kavruldum
    Meydana yenmeğe geldim
    Ben Hakkın edna kuluyum
    Kem damarlardan beriyim

    Ayn-i Cem'in bülbülüyüm

    Meydana ötmeye geldim

    Ben Hak ile oldum aşna
    Kalmadı gönlümde nesne
    Pervaneyim ateşine
    Şemine yanmağa geldim
    Pir Sultan'ım yeryüzünde
    Var mıdır noksan sözümde

    Eksiğim kendi özümde

    Dârına durmağa geldim

    10.

    Gafil kaldır gönlündeki gümanı

    Bu mülkün sahibi Ali değil mi

    Yaratmıştır on sekiz bin alemi

    Irızgını veren Ali değil mi

    Gelin vazgeçelim böyle gümandan
    Vallahi çıkarız dinden imandan
    Şefaat umariz On'ki İmam'dan
    Anların atası Ali değil mi
    Yarattı Mülcem'i o da oldu düşman
    Kasdetti Ali'ye son oldu püşman

    Kangı kitapta gördün Ömer Osman

    Kur'an-da okunan Ali değil mi

    Binbir adı vardır birisi Hızır
    Her nerde çağırsam orada hazır
    Ali'm padişahtır Muhammed vezir
    Bu fermanı yazan Ali değil mi
    Pir Sultan Abdal'am ben bir fukara
    Acep bulunur mu derdime çare

    Yüzü kara nasıl varam huzura

    Divanda oturan Ali değil mi

    11.

    Alçakta yüksekte yatan erenler

    Mürvetiniz yok mu aldı dert beni

    Başım alıp hangi yere gideyim

    Gittiğim yerlerde buldu dert beni

    Oturup benimle ibadet kıldı
    Yalan söyledi de yüzüme güldü
    Yalın kılıç olup üstüme geldi
    Çaldı bölük bölük böldü dert beni
    Üstümüzden gelen boran kış gibi
    Yavru şahin pençesinde kuş gibi

    Seher çağı bir korkulu düş gibi

    Çağırta çağırta aldı dert beni

    Abdal Pir Sultan'ım gönlüm hastadır
    Kimseye diyemem gönlüm yastadır
    Bilmem deli oldu bilmem ustadır
    Şöyle bir savdaya saldı dert beni
    12.
    Bu kanlı zalımın ettiği işler

    Garip bülbül gibi zareler beni

    Yağmur gibi yağar başıma taşlar

    Dostun bir fiskesi paralar beni

    Dar günümde dost düşmanım belloldu
    On derdim var ise şimdi elloldu
    Ecel fermanı boynuma takıldı
    Gerek asa gerek vuralar beni
    Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
    Haktan emrolmazsa ırahmet yağmaz

    Şu ellerin taşı hiç bana değmez

    İlle dostun gülü yaralar beni

    13.

    Hak nasib eylese dergâha varsam

    Daim divanında dursam ya Ali

    Eğilsem payine niyaz eylesem

    Yüzüm tabanına sürsem ya Ali

    Yüzüm tabanına sürdüğüm zaman
    Kalmadı kalbimde zerrece güman
    Kâfire Zülfikar çaldığın zaman
    Önünce Kanber'in olsam ya Ali
    Kanber gibi hizmetine yeldirsen
    Bir dem ağlatsan da bir dem güldürsen

    Çeküp Zülfikar'ı beni öldürsen

    Kesmem eteğinden elim ya Ali

    Hiç çekem mi eteğinden elimi
    Hak katında kabul kıldım ölümü
    Erler doğru sürün Ali yolunu
    Mümince kulların görsem ya Ali
    Mümin olan neresinden bellidir
    Haklı söyler nefesinden bellidir

    Erenlerin cemi gonca güllüdür

    Tomurcuk güllerin dersem ya Ali

    Mümin olan müslimini getürse
    Hakikatı Hak cemine yetürse
    Dizi dize verüp irfan otursa
    Doyunca didarın görsem ya Ali
    Pir Sultan'ım niyaz eyle pirine
    İnan gel Muhammed Ali yoluna

    Bu divanda girem kalbin evine

    Yarın fırsat elden gider ya Ali

    14.

    Ben gayrı nesne bilmezem

    Allah bir Muhammed Ali

    Özümü gayra salmazam

    Allah bir Muhammed Ali

    Bir mum yanar bir şişede
    Bülbül eğlenmez meşede
    Yedi iklim dört köşede
    Allah bir Muhammed Ali
    İki kuş gördüm yuvada
    Döner muallak havada

    Dağda deryada ovada

    Allah bir Muhammed Ali

    Yaktıcağım bir çıraktır
    Bindiceğim bir buraktır
    Yerden göğe bir direktir
    Allah bir Muhammed Ali
    Pir Sultan'ım bu bir sırdır
    Sırrını saklayan erdir

    Ay da sırdır gün de sırdır

    Allah bir Muhammed Ali

    15.

    Arzuladım size geldim

    Hünkâr Hacı Bektaş Veli

    Eşiğine yüzüm sürdüm

    Hünkâr Hacı Bektaş Veli

    Pir elinden dolu içtim
    Doğdum elinize düştüm
    Ak cenneti gördüm geçtim
    Hünkâr Hacı Bektaş Veli
    Rehber aradım aradan
    Cümle alemi yaradan

    Beş taşlı şahit getiren

    Hünkâr Hacı Bektaş Veli

    Güvercin donunda durur
    Cümle eksikler yetürür
    Beş taşlı şanit getüren
    Hünkâr Hacı Bektaş Veli
    Âşıkların semah döner
    Kırk budakta şem'a yanar

    Dolusun içenler kanar

    Hünkâr Hacı Bektaş Veli

    Bahçende gördüm gülünü
    Erenler sürsün demini
    İmam Rıza'nın torunu
    Hünkâr Hacı Bektaş Veli
    Balım Sultan er köçeği
    Keser kılıcı bıçağı

    Erenlerin bal çiçeği

    Hünkâr Hacı Bektaş Veli

    Pir Sultan'ım gerçek Veli
    Erenlerden çekmez eli
    On İki İmam'ın yolu
    Hünkâr Hacı Bektaş Veli
    16.
    Bu dünyanın evvelini sorarsan

    Allah bir Muhammed Ali'dir Ali

    Sen bu yolun sahibini ararsan

    Allah bir Muhammed Ali'dir Ali

    Tahtını terketti İbrahim Edhem
    Süleyman Nebiye verildi hatem
    Her kulun alnına yazıldı sitem
    Allah bir Muhammed Ali'dir Ali
    Erenler öldürür yoldan şaşanı
    İhlas ile kaldırtırlar düşeni

    Tarikatta her kişinin nişanı

    Erenler katında bellidir belli

    Erenler elinden dolu içildi
    Ol saadette kil ü kal'den geçildi
    Firdevsi alâ'da güller açıldı
    Cennet-i alâ'nın gülidir güli
    Pir Sultan Abdal'ım ummana daldı
    Yenemedi kendin engine saldı

    Hakıpayinize yüz süregeldi

    Erenlerin kemter kuludur kuli

    17.

    Kocabaşlı koca kadı

    Sende hiç din iman var mı

    Haramı helalı yedi

    Sende hiç din iman var mı

    Fetva verir yalan yulan
    Domuz gubu baga dolan
    Sırtına vururum palan
    Senin gibi hayvan var mı
    İman eder amel etmez
    Hakkın buyruğuna gitmez

    Kadılar yaş yere yatmaz

    Hiç böyle bir şeytan var mı

    Pir Sultan'ım zatlarımız
    Gerçektir şöhretlerimiz
    Haram yemez itlerimiz
    Bu sözümde ziyan var mı
    18.
    Kahpe felek sana n'ettim neyledim

    Aksine döndürdün çark-ı devranı

    Hani n'oldu esk'adalet eski gün

    Perişan eyledin cümle cihanı

    Dayanılmaz âşıkların derdine
    Akıl yetmez ezberine virdine
    Nakes konmak ister cömert yurduna
    Tilki kovdu ülkesinden arslanı
    Anca bu yaraya dayandı Eyyub
    Huda'nın cefasın safaya sayıp

    Cahiller kamile sen bilmen deyip

    Anın için kaybettiler irfanı

    Pir Sultan'ım niye geldin cihana
    Kusur senin imiş etme bahane
    Evvel kullar yalvarırdı sultana
    Şimdi minnetç'ettin kula sultanı
    19.
    Gözleyi gözleyi gözüm dört oldu

    Ali'm ne yatarsın günlerin geldi

    Korular kalmadı kara yurd oldu

    Ali'm ne yatarsın dar günün geldi

    Sancak gele Kazova'ya dikile
    Münafık başına taşlar döküle
    Mümin olanlar da Hakka çekile
    Ali'm ne yatarsın günlerin geldi
    Kızılırmak gibi bendinden boşan
    Hama'dan Mardin'den, Sivas'a döşen

    Düldül eğerlendi Zülfikar kuşan

    Ali'm ne yatarsın günlerin geldi

    Sene tekmil olduğunu bildiler
    Yezid lain gömleğini giydiler
    Kasdeyleyüb imamlara kıydılar
    Ali'm ne yatarsın günlerin geldi
    Abdal Pir Sultan'ım bu sözüm haktır
    Vallahi sözümün hatası yoktur

    Şimdiki sofunun yezidi çoktur

    Ali'm ne yatarsın günlerin geldi

    20.

    Gelin yiyelim içelim

    Bu güzellik geçer birgün

    Alem yaran yaran olmuş

    Ali'm sırrın açar olmuş

    Yeyip yediren bir adem
    Eksik etmez bari Hüdam
    Gök ekini misal adem
    Anı eken biçer bir gün
    Yeyip yedirmesi hoşdur
    Dayan kahpe yürek taşır

    Can dedikleri bir kuştur

    Kuş kafesten uçar bir gün

    Ağaçlarda yeşil yaprak
    Bastığımız kara toprak
    Yer altında kefen yırtmak
    Boyumuzdan geçer bir gün
    Pir Sultan'ım düşümüzde
    Uzak değil karşımızda

    Baykuş mezar taşımızda

    Dertli dertli öter bir gün

    21.

    Yel esti mi aşka gelir sallanır

    Mart ayında yeşillenir ağaçlar

    Kıpkırmızı donlar giyer allanır

    Hu dost çağırır sallanır ağaçlar

    Çiçek açar domur domur dal verir
    Kimi uzar birbirine el verir
    Kimi meyva verir kimi gül verir
    Kuşlar üstünde dillenir ağaçlar
    Yazbaharda bahçe ile bağ ile
    Kaba çamın gürlemesi dal ile

    Koç yiğidin eğlenmesi yar ile

    Muhabbet eder eğlenir ağaçlar

    Pir Sultan Abdal´ım Hatayi şahım
    Adem için ne halk etmiş Allah´ım
    Güz gelince salar yaprağın dalın
    Vakti geldimi sulanır ağaçlar
    22.
    Hızır Paşa´nın zulmü var ise

    Ne yapayım benim de bir ahım var

    Senin tuğlu padişaın var ise

    Benim arkam kal´em bir Allahım var

    Şol icra Tanrısı yatmaz uyumaz
    Kimsenin hakkını kimsede komaz
    Hünkâr sağır olmuş ünümü duymaz
    Masumlar boğdurur padişahım var
    Gönül verdim ikrar verdim Hayder´e
    Geçmem beni etseler pare pare

    İrafizi deye çektiler dare

    Acab benim bunda ne günahım var

    Pir Sultan Abdal´ım yedullahımız
    Batına hükmeder padişahımız
    Sahib çıkar miskin kul (a) Allahımız
    Şefaat edecek güzel şahım var
    23.
    Birlik makamında bir güzel gördüm

    Leblerinin şekeri var kandi var

    Âşıkı çok imiş aradım sordum

    Nice bencileyin derdimendi var

    Cemali geliyor hayalde düşte
    Canım asumanda kandilde düşte
    Uzakta yakında yepinde pişte
    Her nereye baksam Ali'm kendi var
    Gâh bahçeye girer gülden görünür
    Gâh mana söyleşir dilden görünür

    Gâh gönül evinde mihman görünür

    Âşıkına türlü türlü fendi var

    Şükür olsun bu sevdaya ulaştım
    Muhabbet bağını gezdim dolaştım
    On İki İmam'ın cemine düştüm
    Şimdi boynumuzda aşk kemendi var
    Pir Sultan'ım sever böyle dilberi
    Bu cümle Cihanın yekta gevheri

    Kahrın lutfun çeker ise gel beri

    Sevdiğimin nerde bir menendi var

    24.

    Viran bahçelerde bülbül öter mi

    Gönül eğlencesi gül olmayınca

    Merhemsiz yaralar unar biter mi

    Bir gerçek Veliden el olmayınca

    Nefse uyan Hakka uymuş değildir
    Gaziler namazın kılmış değildir
    Bu gezen abdallar derviş değildir
    Arkasında hırka şal olmayınca
    Tabib olmayınca yaram sarılmaz
    Mürşid olmayınca Pire varılmaz

    Yüzbin asker olsa yezid kovulmaz

    Eli Zülfikar'lı Al (i) olmayınca

    Bu aşk meydanında bir divan olur
    O meydana düşen nevcivan olur
    İtikatsız talib boş kovan olur
    Vızılar arısı bal olmayınca
    Değme arif bunu böyle bilemez
    Bilir ama yine arif olamaz

    Her mürşid ölüyü diri kılamaz

    Hünkâr Hacı Bektaş Vel (i) olmayınca

    İki melek gelir sual sorarlar
    Döker de hurcunu gevher ararlar
    Bir kılın üstüne köprü kurarlar
    Geçemezsin Hakka kul olmayınca
    Pir Sultan'ım baştan dalga aşırır
    Bu aşkın doluşu aşka düşürür

    Her bildiğin rehber çiğ mi pişirir

    Yanıp ateşlere kül olmayınca

    25.

    Çeke çeke ben bu dertten ölürüm

    Seversen Ali'yi değme yaram

    Ali'nin yoluna serim veririm

    Seversen Ali'yi değme yarama

    Ali'nin yarası yar yarasıdır
    Buna merhem olmaz dil yarasıdır
    Ali'yi sevmeyen Hakk'ığn nesider
    Seversen Ali'yi değme yarama
    Bu yurt senin değil konup göçersin
    Ali'nin dolusun bir gün içersin

    Körpe kuzulardan nasıl geçersin

    Seversen Ali'yi değme yarama

    Ilgıt ılgıt oldu akıyor kanım
    Kem gelde didara talihim benim
    Benim derdim bana yeter ey canım
    Seversen Ali'yi değme yarama
    Pir Sultan Abdal'ım deftere yazar
    Hilebaz yar ile olur mu pazar

    Pir merhem çalmazsa yaralar azar

    Seversen Ali'yi değme yarama

    26.

    Ne güzelce muradıma ererken

    Felek beni nazlı yardan ayırdı

    Al yanaktan kırmızı gül dererken

    Felek beni nazlı yardan ayırdı

    Demir kafeslerdir benim durağım
    Yanar iken yanmaz oldu çırağım
    Gün be gün artıyor derdim firakım
    Felek beni nazlı yardan ayırdı
    Yaz gelince yazı yaban yurt olur
    Ak sürüye kara koyun kurd olur

    Sevip sevip ayrılması derd olur

    Felek beni nazlı yardan ayırdı

    Yaz gelince atlar çıkar çayıra
    Kadir mevlam sevdiğini kayıra
    Meğer beni senden ölüm ayıra
    Felek beni nazlı yardan ayırdı
    Pir Sultan Abdal'ım dağları aşam
    Aşam aşam ırmaklara karışam

    Hiç başına gelen var mı danışam

    Felek beni nazlı yardan ayırdı

    27.

    Hazreti Ali'nin devri yürüye

    Ali kim olduğu bilinmelidir

    Alay alay gelen gaziler ile

    İmamların öcü alınmalıdır

    Kendin teslim eyle bir serçeşmeye
    Er oldur ki yarın senden şaşmaya
    Bir munafık bin gaziye düşmeye
    Din aşkına kılıç çalınmalıdır
    Yeryüzünü kızıl taçlar bürüye
    Munafık olanın bağrı eriye

    Sahib-i zamanın emri yürüye

    Sultan kim olduğu bilinmelidir

    Çağırırlar filan oğlu filana
    Ne itibar Yezid kavli yalana
    Kılıcın arştadır doğru gelene
    Ya ser verip ya ser alınmadır
    Pir Sultan Abdal'ım ey Dede Himmet
    Kendine cevr etme aleme rahm et

    İstanbul şehrinde ol sahib devlet

    Tac-ı devlet ile alınmalıdır

    28.

    Gelin özümüze sitem uralım

    Hile ile hurda ile hal olmaz

    Hakkın divanına nice varalım

    Hak katında yalancıya yer olmaz

    Yine gerçeklerden açtık kapuyu
    Bir pirin önünde kıldık tapuyu
    Arı birlik ile yapar yapuyu
    Birlik ile bitmeyende bal olmaz
    Erenler gafletten kalktı uyandı
    Gerçeklerin nefesine boyandı

    Bu yolun içine girde uyandı

    Be gaziler bunda hiç vebal olmaz

    Ali kulu olan Hak'tan utana
    Var pazarlık ile cevher satana
    Bu yolun içinde riya tutana
    Sürün gitsün dört kapuda yer olmaz
    Pir Sultan'ım eydür kalbimiz nurdur
    Müminler gözlüyse munafık kördür

    Erenlerin yolu kadimdir birdir

    Her tepenin başında da yol olmaz

    29.

    Bülbül olsam gül dalında şakısam

    Öz bağında biten gül neme yetmez

    Süleymanın kuş dilinden okurum

    Bana talim olan dil neme yetmez

    Derviş oldum pir eteğin tutarım
    Hakka doğru çekilmiştir katarım
    Baykuş gibi garip garip öterim
    Issız viraneler çöl neme yetmez
    Aşk kitabın ele aldım yazarım
    Yolum Hakka doğru meylim nazarım

    Neme gerek dağı taşı gezerim

    Karşıda görünen yol neme yetmez

    Dünyanın ötesi neden malumdur
    Anın da aslına eren alimdir
    Az yaşa çok yaşa sonu ölümdür
    Bana hırkayla şal çul neme yetmez
    Pir Sultan'ım sırrım kimseler bilmez
    Tevekkül malını erteye koymaz

    Kişi kısmatından artuğun yemez

    Bana kısmat olan mal neme yetmez

    30.

    Hacı Bektaş tekkesinin dışında

    Dediler bir suna aştı yalınız

    Ayrılmışlar yaranından eşinden

    Dediler bir suna aştı yalınız

    Eşinden ayrıldı Bektaş'a vardı
    Kuru göllerde çok savaşlar kıldı
    Ayrılık haberin Mucur'dan aldı
    Dediler bir suna aştı yalınız
    Geçti m'ola Kızılırmak boyunca
    Çeken bilir ayrılığı doyunca

    Ayrılmıştır On İki İmam soyunca

    Dediler bir suna aştı yalınız

    Aştı m'ola Kırlangıç'ın belini
    Avcı rast gelirse yolar telini
    Arzulamış gider dostun elini
    Dediler bir suna aştı yalınız
    Pir Sultan Abdal'ım gönlümüz paslı
    Tutu kumru gibi kafeste besli

    Hünkâr Hacı Bektaş Veli'dir nesli

    Dediler bir suna aştı yalınız

    31.

    Yürü bre Hızır Paşa

    Senin de çarkın kırılır

    Güvendiğin padişahın

    O da bir gün dev (i)rilir

    Nemrud gibi Anka n'oldu
    Bir sinek havale oldu
    Davamız mahşere kaldı
    Yarın bu senden sorulur
    Şahı sevmek suç mu bana
    Kem bildirdin beni Hana

    Can için yalvarmam sana

    Şehinşah bana darılır

    Hafid-i Peygamber'im has
    Gel Yezid Hüseynimi kes
    Mansur'um beni dâra as
    Ben ölünce il durulur
    Ben Musa'yım sen Firavun
    İkrarsız Şeytan-ı lain

    Üçüncü ölmem bu hain

    Pir Sultan ölür dirilir

    32.

    Dağdan kütür kütür hezen indirir

    İndirir de ataşlara yandırır

    Her evin devliğin öküz döndürür

    İreçberler hoşça tutun öküzü

    Öküzün damını alçacık yapın
    Yaş koman altını kuruluk sepin
    Koşumdan koşuma gözünden öpün
    İreçberler hoşça tutun öküzü
    Pir Sultan'm der ki kaynar coşunca
    Tekne hamur kalmaz ekmek pişince

    Adem At (a) öküzün çifte koşunca

    İreçberler hoşça tutun öküzü

    33.

    Gidi Yezid bize Kızılbaş demiş

    Meğer Şah'ı sevmiş dese yoludur

    Yetmiş iki millet sevmezler şahı

    Biz severiz Şah'ı Merdan Ali'dir

    Kırkımız da bir katara dizildik
    Hak Muhammed ümmetine yazıldık
    Hakikat şerbeti olduk ezildik
    Biz içeriz bize sunan Ali'dir
    Gidi Yezid bizler haram yemedik
    Batındaki gördüğümüz demedik

    İkrar birdir dedik geri dönmedik

    Yedileriz birincimiz Ali'dir

    Muhammed dinidir bizim dinimiz
    Tarikat altından geçer yolumuz
    Hem Cibril-i Emin'dir rehberimiz
    Biz müminiz mürşidimiz Ali'dir
    Pir Sultan'ım Nesimi'dir pirimiz
    Evvel kurban ettik Şah'a serimiz

    On İki İmam meydanında dârımız

    Biz şehidiz serdarımız Ali'dir

    34.

    Emek çektim bir ev yaptım erenler

    Yine bu güzele bildiremedim

    Bahar geldi çiçek bitti ot bitti

    Toprak güldü taşı güldüremedim

    Önüne rehber almıştır kadıyı
    Gelir kitabın okuyu okuyu
    Burhan ile buldum yetmiş ikiyi
    İkisin bir kaba sığdıramadım
    Yüreğimde belli belli yaralar
    Şeytan kalbin almış gözün köreler

    Hakka niyaz eylemeye ar eyler

    Eğilip bir secde kıldıramadım

    Hu demine bir ikrarı güdenin
    Tuh yüzüne ikrarından dönenin
    Pir Sultan'ım munafıkın nadanın
    Gönül aynasını sildiremedim
    35.
    Hızır Paşa bizi berdar etmeden

    Açılın kapılar Şah'a gidelim

    Siyaset günleri gelip yetmeden

    Açılın kapılar Şah'a gidelim

    Gönül çıkmak ister Şah'ın köşküne
    Can boyanmak ister Ali müşküne
    Pirim Ali On İki İmam aşkına
    Açılın kapılar Şah'a gidelim
    Her nereye gitsem yolum dumandır
    Bizi böyle kılan ahd ü amandır

    Zincir boynum sıktı haylı zamandır

    Açılın kapılar Şah'a gidelim

    Ilgın ılgın eser seher yelleri
    Yare selam eylen Urum Erleri
    Bize Peyik geldi Şah bülbülleri
    Açılın kapılar Şah'a gidelim
    Çıkarım bakarım kale başına
    Mümin müslümanlar gider işine

    Bir ben mi düşmüşüm can telaşına

    Açılın kapılar Şah'a gidelim

    Yaz seli gibiyim akar çağlarım
    Hançer alıp ciğerciğim dağlarım
    Garip kaldım şu arada ağlarım
    Açılın kapılar Şah'a gidelim
    Pir Sultan'ım eydür mürvetli Şah'ım
    Yaram başverdi sızlar ciğergahım

    Arşa direk direk de olmuş ahım

    Açılın kapılar Şah'a gidelim

    36.

    Ben de şu dünyaya geldim geleli

    Emanetten bir don giymişe döndüm

    Sahibi çıktı da elimden aldı

    Koru yerde koyup yaymışa döndüm

    O yar geldi geçti geri bakmadı
    Hendekler kazdırdım sular akmadı
    Çok yuva bekledim cücük çıkmadı
    Boş yuva beklemiş yoz kuşa döndüm
    Pir Sultan Abdal'ım bu dünya fani
    Baştan başa kim sürdü bu devranı

    Yarin bir çift sözü üşüttü beni

    Yüce dağ başında buymuşa döndüm

    37.

    Sofi mezhebimi niye sorarsın

    Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

    Gözlüye gizli olmaz ne ararsın

    Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

    Eğnimize biz kırmızı giyeriz
    Halimizce biz de mana duyarız
    İmam Cafer mezhebine uyarız
    Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz
    Her kulun çırağın yaksa Hak yakar
    Mümin olanları katara çeker

    Aslımız On İki İmam'a çıkar

    Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

    Muhammed Ali'dir Kırkların başı
    Anı sevmeyenin nic'olur işi
    Yezid'e lanetle atalım taşı
    Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz
    Biz tüccar değiliz alıp satmazız
    Erenler malına hile katmazız

    Gönlümüz geniştir biz kin tutmazız

    Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

    İlkbaharda açılmıştır gülümüz
    Hakkin dergâhına gider yolumuz
    On İki İmamı okur dilimiz
    Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz
    Pir Sultan'ım söyler ganidir gani
    Evveli Muhammed ahırı Ali

    Anlardan öğrendik erkânı yolu

    Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

    38.

    Gelin canlar bir olalım

    Münkire kılıç çalalım

    Hüseyn'in kanın alalım

    Tevekkeltü taalallah

    Özü öze bağlayalım
    Sular gibi çağlayalım
    Bir yürüyüş eyleyelim
    Tevekkeltü taalallah
    Açalım kızıl sancağı
    Geçsin yezitlerin çağı

    Elimizde aşk bıçağı

    Tevekkeltü taalallah

    Pir Sultan'ım geldi cuşa
    Münkirlerin aklı şaşa
    Takdir olan gelir başa
    Tevekkeltü taalalla



    alıntıdır
     
  2. mihrican

    mihrican Misafir

    Saolasın değerli can paylaşımın için.
     
  3. B_1_A_C_K

    B_1_A_C_K Daimi Üye

    PAYLAŞIM COOK GÜZEL ABLA EMEYİNE SOGLIK
     
  4. yasemin

    yasemin Daimi Üye

    PAYLAŞIMIN İÇİN SAĞOL CAN.


    DÖNEN DÖNSÜN BEN DÖNMEZEM YOLUMDAN
     

Sayfayı Paylaş