16. Pir Sultan Abdal'dan Seçme Şiirler 1. Derleyen: ismail Kaygusuz Koyun beni Hak aşkına yanayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp mahrum mu kalayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Benim pirim gayet ulu kişidir Yediler ulusu Kırklar eşidir On İki İmamın server başıdır Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Kadılar müftüler fetva yazarsa İşte kemend işte boynum asarsa İşte hançer işte boynum keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Ulu mahşer olur divan kurulur Suçlu suçsuz gelir anda derilir Piri olmayanlar anda dirilir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Pir Sultan'ım arşa çıkar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canımız Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan 2. Yas u matem günü derdim yeniler Yarin sesi kulağımda çınılar Sordum ki dağlara niçin iniler Dedi çekticeğim karın elinden Alnıma yazılmış kara yazılar İtikattır talip pirin arzular Sordum ki çamlara neden sızılar Dedi çekticeğim pürün elinden Varup Hakkın divanına durursun Pervan olup aşk oduna yanarsun Sordum degirmene ne hoş dönersin Dedi çekticeğim perin elinden Varup bir pir ile pazar edersin Oturup da ikrarını güdersin Sordum garip bülbül niçin ötersin Dedi çekticeğim harın elinden Serçeşmeden gelir suyun durusu Nasibimiz verir pirin birisi Dedim Pir Sultan'ım benzin sarısı Dedi çekticeğim yarin elinden. 3. Gelmiş iken bir habercik sorayım Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın Gerçek erenlere yüzler süreyim Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın Alçağında al kırmızı taşın var Yükseğinde turnaların sesi var Ben de bilmem ne talihsiz başım var Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın Benim şahım al kırmızı bürünür Dost yüzün görmeyen düşman bilinir Yücesinden Şah'ın ili görünür Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın El ettiler turnalarla kazlara Dağlar yeşillendi döndü yazlara Çiğdemler takınsın söyle kızlara Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın Şah'ın bahçesinde gonca gül biter Anda garip garip bülbüller öter Bunda ayrılık var ölümden beter Niçin gitmez Yıldız Dağı dumanın Ben de bildim şu dağların şahısın Gerçek erenlerin nazargahısın Abdal Pir Sultan'ın nazargahısın Niçin gitmez Yıldız dağı dumanın 4. Ben de şu dünyaya geldim sakinim Kalsın benim davam divana kalsın Muhammed Ali'dir benim vekilim Kalsın benim davam divana kalsın Yorulan yorulsun ben yorulmazam Derviş makamından ben ayrılmazam Dünya kadısından ben sorulmazam Kalsın benim davam divana kalsın Ben de vekil ettim Bari Hüda'mı O da kulu gibi zulüm ede mi Orda söyletirler bir bir adamı Kalsın benim davam divana kalsın Mümin müslüm döşürür de cem olur Anda sınık yaralara em olur Kara taş erir de safi dem olur Kalsın benim davam divana kalsın Pir Sultan Abdal'ım dünya kovandır Giden adil beyler kalan ihvandır Muhammed divanı ulu divandır Kalsın benim davam divana kalsın 5. Şu yalan dünyaya geldim giderim Gönül senden özge yar bulamadım Yaralandım al kanlara bulandım Gönül senden özge yar bulamadım Güzel olan neyler altın akçayı Arif olan düzer türlü bohçayı Vücudunda seyreyledim bahçeyi Dosta el değmedik nar bulamadım Güzellerin zülfü destedir deste Erenler Hak için oturmuş posta Bir zaman sağ gezdim bir zaman hasta Hasta halin nedir der bulamadım Felek kırdı benim kolum kanadım Baykuş gibi viranlarda tünedim Bugün üç güzelin nabzın sınadım Can feda yoluna der bulamadım Felek benim kurulu yayım yastı Her köşe başında yolumu kesti Keskin kadeh ile dolumdan içti Yandı yüreciğim kar bulamadım Pir Sultan Abdal'ım dağlar ben olsam Üstü mor sümbüllü bağlar ben olsam Alem çiçek olsa arı ben olsam Dost dilinden tatlı bal bulamadım 6. Çıkıp gökyüzünde sökün eyleyen Şam'da Kul Yusuf'u görmeye geldim Eğildim turaba yüzümü sürdüm Hakkın divanına durmaya geldim Nurdan kuşak kuşattılar belime Hak Muhammed Ali geldi dilime İnem gidem imamların yoluna Yusuf'tan bir haber almaya geldim Hani benim hırka ile postlarım Men tutimi bir kafeste beslerim Yüküm lal-ü gevher müşter'isterim Alan kardeşlere satmaya geldim Yapusu var usul ile yapulu Hocası var kapusunda tapulu Bir şar gördüm üç yüz altmış kapulu Kimin açıp kimin örtmeye geldim Pir Sultan Abdal'ım dünyadan göçtü İdris peygamber de donunu biçti Suyu suya köpr'eyledi kim geçti Yusuf'tan bir haber almaya geldim 7. Kur'an yazılırken arş-ı Rahman'da Kudret katibinin elinde idim Güller açılırken kevn ü mekânda Bülbül idim gonca gülünde idim Evvel Cebrail'in ilk kelamında Kırklar meclisinde aşk meydanında Muhammed Ali'nin sır kelamında Nihan söyleşirken dilinde idim Kırklar arş üstünde kurdular cemi Muhabbet halk olup sürdüler demi Balçıktan yarattı Allah Ademi Ben ol vakit anın belinde idim Yunus'un deryaya daldığı zaman Kırk gündüz kırk gece kaldığı zaman Ali zülfikarı çaldığı zaman Hayber kalesinde kolunda idim Pir Sultan'ım içtim aşkın dolusun Makadir bilmeze vermem yarısın Bir kuşa seksen bin şehrin kapısın Tayin verilirken yanında idim 8. Uyur idik uyardılar Diriye saydılar bizi Koyun olduk ses anladık Sürüye saydılar bizi Halımızı hal eyledik Yolumuzu yol eyledik Her çiçekten bal eyledik Arıya saydılar bizi Hak divanına dizildik Aşk defterine yazıldık Bal olduk şerbet ezildik Doluya saydılar bizi Pir Sultan Abdal'ım şunda Çok keramet var insanda O cihanda bu cihanda Ali'ye saydılar bizi 9. Bir nefescik söylüyeyim Dinlemezsen neyleyeyim Aşk deryasın boylayayım Ummana dalmaya geldim Aşk harmanında savruldum Hem elendim hem yoğruldum Kazana girdim kavruldum Meydana yenmeğe geldim Ben Hakkın edna kuluyum Kem damarlardan beriyim Ayn-i Cem'in bülbülüyüm Meydana ötmeye geldim Ben Hak ile oldum aşna Kalmadı gönlümde nesne Pervaneyim ateşine Şemine yanmağa geldim Pir Sultan'ım yeryüzünde Var mıdır noksan sözümde Eksiğim kendi özümde Dârına durmağa geldim 10. Gafil kaldır gönlündeki gümanı Bu mülkün sahibi Ali değil mi Yaratmıştır on sekiz bin alemi Irızgını veren Ali değil mi Gelin vazgeçelim böyle gümandan Vallahi çıkarız dinden imandan Şefaat umariz On'ki İmam'dan Anların atası Ali değil mi Yarattı Mülcem'i o da oldu düşman Kasdetti Ali'ye son oldu püşman Kangı kitapta gördün Ömer Osman Kur'an-da okunan Ali değil mi Binbir adı vardır birisi Hızır Her nerde çağırsam orada hazır Ali'm padişahtır Muhammed vezir Bu fermanı yazan Ali değil mi Pir Sultan Abdal'am ben bir fukara Acep bulunur mu derdime çare Yüzü kara nasıl varam huzura Divanda oturan Ali değil mi 11. Alçakta yüksekte yatan erenler Mürvetiniz yok mu aldı dert beni Başım alıp hangi yere gideyim Gittiğim yerlerde buldu dert beni Oturup benimle ibadet kıldı Yalan söyledi de yüzüme güldü Yalın kılıç olup üstüme geldi Çaldı bölük bölük böldü dert beni Üstümüzden gelen boran kış gibi Yavru şahin pençesinde kuş gibi Seher çağı bir korkulu düş gibi Çağırta çağırta aldı dert beni Abdal Pir Sultan'ım gönlüm hastadır Kimseye diyemem gönlüm yastadır Bilmem deli oldu bilmem ustadır Şöyle bir savdaya saldı dert beni 12. Bu kanlı zalımın ettiği işler Garip bülbül gibi zareler beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dostun bir fiskesi paralar beni Dar günümde dost düşmanım belloldu On derdim var ise şimdi elloldu Ecel fermanı boynuma takıldı Gerek asa gerek vuralar beni Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz Haktan emrolmazsa ırahmet yağmaz Şu ellerin taşı hiç bana değmez İlle dostun gülü yaralar beni 13. Hak nasib eylese dergâha varsam Daim divanında dursam ya Ali Eğilsem payine niyaz eylesem Yüzüm tabanına sürsem ya Ali Yüzüm tabanına sürdüğüm zaman Kalmadı kalbimde zerrece güman Kâfire Zülfikar çaldığın zaman Önünce Kanber'in olsam ya Ali Kanber gibi hizmetine yeldirsen Bir dem ağlatsan da bir dem güldürsen Çeküp Zülfikar'ı beni öldürsen Kesmem eteğinden elim ya Ali Hiç çekem mi eteğinden elimi Hak katında kabul kıldım ölümü Erler doğru sürün Ali yolunu Mümince kulların görsem ya Ali Mümin olan neresinden bellidir Haklı söyler nefesinden bellidir Erenlerin cemi gonca güllüdür Tomurcuk güllerin dersem ya Ali Mümin olan müslimini getürse Hakikatı Hak cemine yetürse Dizi dize verüp irfan otursa Doyunca didarın görsem ya Ali Pir Sultan'ım niyaz eyle pirine İnan gel Muhammed Ali yoluna Bu divanda girem kalbin evine Yarın fırsat elden gider ya Ali 14. Ben gayrı nesne bilmezem Allah bir Muhammed Ali Özümü gayra salmazam Allah bir Muhammed Ali Bir mum yanar bir şişede Bülbül eğlenmez meşede Yedi iklim dört köşede Allah bir Muhammed Ali İki kuş gördüm yuvada Döner muallak havada Dağda deryada ovada Allah bir Muhammed Ali Yaktıcağım bir çıraktır Bindiceğim bir buraktır Yerden göğe bir direktir Allah bir Muhammed Ali Pir Sultan'ım bu bir sırdır Sırrını saklayan erdir Ay da sırdır gün de sırdır Allah bir Muhammed Ali 15. Arzuladım size geldim Hünkâr Hacı Bektaş Veli Eşiğine yüzüm sürdüm Hünkâr Hacı Bektaş Veli Pir elinden dolu içtim Doğdum elinize düştüm Ak cenneti gördüm geçtim Hünkâr Hacı Bektaş Veli Rehber aradım aradan Cümle alemi yaradan Beş taşlı şahit getiren Hünkâr Hacı Bektaş Veli Güvercin donunda durur Cümle eksikler yetürür Beş taşlı şanit getüren Hünkâr Hacı Bektaş Veli Ãşıkların semah döner Kırk budakta şem'a yanar Dolusun içenler kanar Hünkâr Hacı Bektaş Veli Bahçende gördüm gülünü Erenler sürsün demini İmam Rıza'nın torunu Hünkâr Hacı Bektaş Veli Balım Sultan er köçeği Keser kılıcı bıçağı Erenlerin bal çiçeği Hünkâr Hacı Bektaş Veli Pir Sultan'ım gerçek Veli Erenlerden çekmez eli On İki İmam'ın yolu Hünkâr Hacı Bektaş Veli 16. Bu dünyanın evvelini sorarsan Allah bir Muhammed Ali'dir Ali Sen bu yolun sahibini ararsan Allah bir Muhammed Ali'dir Ali Tahtını terketti İbrahim Edhem Süleyman Nebiye verildi hatem Her kulun alnına yazıldı sitem Allah bir Muhammed Ali'dir Ali Erenler öldürür yoldan şaşanı İhlas ile kaldırtırlar düşeni Tarikatta her kişinin nişanı Erenler katında bellidir belli Erenler elinden dolu içildi Ol saadette kil ü kal'den geçildi Firdevsi alâ'da güller açıldı Cennet-i alâ'nın gülidir güli Pir Sultan Abdal'ım ummana daldı Yenemedi kendin engine saldı Hakıpayinize yüz süregeldi Erenlerin kemter kuludur kuli 17. Kocabaşlı koca kadı Sende hiç din iman var mı Haramı helalı yedi Sende hiç din iman var mı Fetva verir yalan yulan Domuz gubu baga dolan Sırtına vururum palan Senin gibi hayvan var mı İman eder amel etmez Hakkın buyruğuna gitmez Kadılar yaş yere yatmaz Hiç böyle bir şeytan var mı Pir Sultan'ım zatlarımız Gerçektir şöhretlerimiz Haram yemez itlerimiz Bu sözümde ziyan var mı 18. Kahpe felek sana n'ettim neyledim Aksine döndürdün çark-ı devranı Hani n'oldu esk'adalet eski gün Perişan eyledin cümle cihanı Dayanılmaz âşıkların derdine Akıl yetmez ezberine virdine Nakes konmak ister cömert yurduna Tilki kovdu ülkesinden arslanı Anca bu yaraya dayandı Eyyub Huda'nın cefasın safaya sayıp Cahiller kamile sen bilmen deyip Anın için kaybettiler irfanı Pir Sultan'ım niye geldin cihana Kusur senin imiş etme bahane Evvel kullar yalvarırdı sultana Şimdi minnetç'ettin kula sultanı 19. Gözleyi gözleyi gözüm dört oldu Ali'm ne yatarsın günlerin geldi Korular kalmadı kara yurd oldu Ali'm ne yatarsın dar günün geldi Sancak gele Kazova'ya dikile Münafık başına taşlar döküle Mümin olanlar da Hakka çekile Ali'm ne yatarsın günlerin geldi Kızılırmak gibi bendinden boşan Hama'dan Mardin'den, Sivas'a döşen Düldül eğerlendi Zülfikar kuşan Ali'm ne yatarsın günlerin geldi Sene tekmil olduğunu bildiler Yezid lain gömleğini giydiler Kasdeyleyüb imamlara kıydılar Ali'm ne yatarsın günlerin geldi Abdal Pir Sultan'ım bu sözüm haktır Vallahi sözümün hatası yoktur Şimdiki sofunun yezidi çoktur Ali'm ne yatarsın günlerin geldi 20. Gelin yiyelim içelim Bu güzellik geçer birgün Alem yaran yaran olmuş Ali'm sırrın açar olmuş Yeyip yediren bir adem Eksik etmez bari Hüdam Gök ekini misal adem Anı eken biçer bir gün Yeyip yedirmesi hoşdur Dayan kahpe yürek taşır Can dedikleri bir kuştur Kuş kafesten uçar bir gün Ağaçlarda yeşil yaprak Bastığımız kara toprak Yer altında kefen yırtmak Boyumuzdan geçer bir gün Pir Sultan'ım düşümüzde Uzak değil karşımızda Baykuş mezar taşımızda Dertli dertli öter bir gün 21. Yel esti mi aşka gelir sallanır Mart ayında yeşillenir ağaçlar Kıpkırmızı donlar giyer allanır Hu dost çağırır sallanır ağaçlar Çiçek açar domur domur dal verir Kimi uzar birbirine el verir Kimi meyva verir kimi gül verir Kuşlar üstünde dillenir ağaçlar Yazbaharda bahçe ile bağ ile Kaba çamın gürlemesi dal ile Koç yiğidin eğlenmesi yar ile Muhabbet eder eğlenir ağaçlar Pir Sultan Abdal´ım Hatayi şahım Adem için ne halk etmiş Allah´ım Güz gelince salar yaprağın dalın Vakti geldimi sulanır ağaçlar 22. Hızır Paşa´nın zulmü var ise Ne yapayım benim de bir ahım var Senin tuğlu padişaın var ise Benim arkam kal´em bir Allahım var Şol icra Tanrısı yatmaz uyumaz Kimsenin hakkını kimsede komaz Hünkâr sağır olmuş ünümü duymaz Masumlar boğdurur padişahım var Gönül verdim ikrar verdim Hayder´e Geçmem beni etseler pare pare İrafizi deye çektiler dare Acab benim bunda ne günahım var Pir Sultan Abdal´ım yedullahımız Batına hükmeder padişahımız Sahib çıkar miskin kul (a) Allahımız Şefaat edecek güzel şahım var 23. Birlik makamında bir güzel gördüm Leblerinin şekeri var kandi var Ãşıkı çok imiş aradım sordum Nice bencileyin derdimendi var Cemali geliyor hayalde düşte Canım asumanda kandilde düşte Uzakta yakında yepinde pişte Her nereye baksam Ali'm kendi var Gâh bahçeye girer gülden görünür Gâh mana söyleşir dilden görünür Gâh gönül evinde mihman görünür Ãşıkına türlü türlü fendi var Şükür olsun bu sevdaya ulaştım Muhabbet bağını gezdim dolaştım On İki İmam'ın cemine düştüm Şimdi boynumuzda aşk kemendi var Pir Sultan'ım sever böyle dilberi Bu cümle Cihanın yekta gevheri Kahrın lutfun çeker ise gel beri Sevdiğimin nerde bir menendi var 24. Viran bahçelerde bülbül öter mi Gönül eğlencesi gül olmayınca Merhemsiz yaralar unar biter mi Bir gerçek Veliden el olmayınca Nefse uyan Hakka uymuş değildir Gaziler namazın kılmış değildir Bu gezen abdallar derviş değildir Arkasında hırka şal olmayınca Tabib olmayınca yaram sarılmaz Mürşid olmayınca Pire varılmaz Yüzbin asker olsa yezid kovulmaz Eli Zülfikar'lı Al (i) olmayınca Bu aşk meydanında bir divan olur O meydana düşen nevcivan olur İtikatsız talib boş kovan olur Vızılar arısı bal olmayınca Değme arif bunu böyle bilemez Bilir ama yine arif olamaz Her mürşid ölüyü diri kılamaz Hünkâr Hacı Bektaş Vel (i) olmayınca İki melek gelir sual sorarlar Döker de hurcunu gevher ararlar Bir kılın üstüne köprü kurarlar Geçemezsin Hakka kul olmayınca Pir Sultan'ım baştan dalga aşırır Bu aşkın doluşu aşka düşürür Her bildiğin rehber çiğ mi pişirir Yanıp ateşlere kül olmayınca 25. Çeke çeke ben bu dertten ölürüm Seversen Ali'yi değme yaram Ali'nin yoluna serim veririm Seversen Ali'yi değme yarama Ali'nin yarası yar yarasıdır Buna merhem olmaz dil yarasıdır Ali'yi sevmeyen Hakk'ığn nesider Seversen Ali'yi değme yarama Bu yurt senin değil konup göçersin Ali'nin dolusun bir gün içersin Körpe kuzulardan nasıl geçersin Seversen Ali'yi değme yarama Ilgıt ılgıt oldu akıyor kanım Kem gelde didara talihim benim Benim derdim bana yeter ey canım Seversen Ali'yi değme yarama Pir Sultan Abdal'ım deftere yazar Hilebaz yar ile olur mu pazar Pir merhem çalmazsa yaralar azar Seversen Ali'yi değme yarama 26. Ne güzelce muradıma ererken Felek beni nazlı yardan ayırdı Al yanaktan kırmızı gül dererken Felek beni nazlı yardan ayırdı Demir kafeslerdir benim durağım Yanar iken yanmaz oldu çırağım Gün be gün artıyor derdim firakım Felek beni nazlı yardan ayırdı Yaz gelince yazı yaban yurt olur Ak sürüye kara koyun kurd olur Sevip sevip ayrılması derd olur Felek beni nazlı yardan ayırdı Yaz gelince atlar çıkar çayıra Kadir mevlam sevdiğini kayıra Meğer beni senden ölüm ayıra Felek beni nazlı yardan ayırdı Pir Sultan Abdal'ım dağları aşam Aşam aşam ırmaklara karışam Hiç başına gelen var mı danışam Felek beni nazlı yardan ayırdı 27. Hazreti Ali'nin devri yürüye Ali kim olduğu bilinmelidir Alay alay gelen gaziler ile İmamların öcü alınmalıdır Kendin teslim eyle bir serçeşmeye Er oldur ki yarın senden şaşmaya Bir munafık bin gaziye düşmeye Din aşkına kılıç çalınmalıdır Yeryüzünü kızıl taçlar bürüye Munafık olanın bağrı eriye Sahib-i zamanın emri yürüye Sultan kim olduğu bilinmelidir Çağırırlar filan oğlu filana Ne itibar Yezid kavli yalana Kılıcın arştadır doğru gelene Ya ser verip ya ser alınmadır Pir Sultan Abdal'ım ey Dede Himmet Kendine cevr etme aleme rahm et İstanbul şehrinde ol sahib devlet Tac-ı devlet ile alınmalıdır 28. Gelin özümüze sitem uralım Hile ile hurda ile hal olmaz Hakkın divanına nice varalım Hak katında yalancıya yer olmaz Yine gerçeklerden açtık kapuyu Bir pirin önünde kıldık tapuyu Arı birlik ile yapar yapuyu Birlik ile bitmeyende bal olmaz Erenler gafletten kalktı uyandı Gerçeklerin nefesine boyandı Bu yolun içine girde uyandı Be gaziler bunda hiç vebal olmaz Ali kulu olan Hak'tan utana Var pazarlık ile cevher satana Bu yolun içinde riya tutana Sürün gitsün dört kapuda yer olmaz Pir Sultan'ım eydür kalbimiz nurdur Müminler gözlüyse munafık kördür Erenlerin yolu kadimdir birdir Her tepenin başında da yol olmaz 29. Bülbül olsam gül dalında şakısam Öz bağında biten gül neme yetmez Süleymanın kuş dilinden okurum Bana talim olan dil neme yetmez Derviş oldum pir eteğin tutarım Hakka doğru çekilmiştir katarım Baykuş gibi garip garip öterim Issız viraneler çöl neme yetmez Aşk kitabın ele aldım yazarım Yolum Hakka doğru meylim nazarım Neme gerek dağı taşı gezerim Karşıda görünen yol neme yetmez Dünyanın ötesi neden malumdur Anın da aslına eren alimdir Az yaşa çok yaşa sonu ölümdür Bana hırkayla şal çul neme yetmez Pir Sultan'ım sırrım kimseler bilmez Tevekkül malını erteye koymaz Kişi kısmatından artuğun yemez Bana kısmat olan mal neme yetmez 30. Hacı Bektaş tekkesinin dışında Dediler bir suna aştı yalınız Ayrılmışlar yaranından eşinden Dediler bir suna aştı yalınız Eşinden ayrıldı Bektaş'a vardı Kuru göllerde çok savaşlar kıldı Ayrılık haberin Mucur'dan aldı Dediler bir suna aştı yalınız Geçti m'ola Kızılırmak boyunca Çeken bilir ayrılığı doyunca Ayrılmıştır On İki İmam soyunca Dediler bir suna aştı yalınız Aştı m'ola Kırlangıç'ın belini Avcı rast gelirse yolar telini Arzulamış gider dostun elini Dediler bir suna aştı yalınız Pir Sultan Abdal'ım gönlümüz paslı Tutu kumru gibi kafeste besli Hünkâr Hacı Bektaş Veli'dir nesli Dediler bir suna aştı yalınız 31. Yürü bre Hızır Paşa Senin de çarkın kırılır Güvendiğin padişahın O da bir gün dev (i)rilir Nemrud gibi Anka n'oldu Bir sinek havale oldu Davamız mahşere kaldı Yarın bu senden sorulur Şahı sevmek suç mu bana Kem bildirdin beni Hana Can için yalvarmam sana Şehinşah bana darılır Hafid-i Peygamber'im has Gel Yezid Hüseynimi kes Mansur'um beni dâra as Ben ölünce il durulur Ben Musa'yım sen Firavun İkrarsız Şeytan-ı lain Üçüncü ölmem bu hain Pir Sultan ölür dirilir 32. Dağdan kütür kütür hezen indirir İndirir de ataşlara yandırır Her evin devliğin öküz döndürür İreçberler hoşça tutun öküzü Öküzün damını alçacık yapın Yaş koman altını kuruluk sepin Koşumdan koşuma gözünden öpün İreçberler hoşça tutun öküzü Pir Sultan'm der ki kaynar coşunca Tekne hamur kalmaz ekmek pişince Adem At (a) öküzün çifte koşunca İreçberler hoşça tutun öküzü 33. Gidi Yezid bize Kızılbaş demiş Meğer Şah'ı sevmiş dese yoludur Yetmiş iki millet sevmezler şahı Biz severiz Şah'ı Merdan Ali'dir Kırkımız da bir katara dizildik Hak Muhammed ümmetine yazıldık Hakikat şerbeti olduk ezildik Biz içeriz bize sunan Ali'dir Gidi Yezid bizler haram yemedik Batındaki gördüğümüz demedik İkrar birdir dedik geri dönmedik Yedileriz birincimiz Ali'dir Muhammed dinidir bizim dinimiz Tarikat altından geçer yolumuz Hem Cibril-i Emin'dir rehberimiz Biz müminiz mürşidimiz Ali'dir Pir Sultan'ım Nesimi'dir pirimiz Evvel kurban ettik Şah'a serimiz On İki İmam meydanında dârımız Biz şehidiz serdarımız Ali'dir 34. Emek çektim bir ev yaptım erenler Yine bu güzele bildiremedim Bahar geldi çiçek bitti ot bitti Toprak güldü taşı güldüremedim Önüne rehber almıştır kadıyı Gelir kitabın okuyu okuyu Burhan ile buldum yetmiş ikiyi İkisin bir kaba sığdıramadım Yüreğimde belli belli yaralar Şeytan kalbin almış gözün köreler Hakka niyaz eylemeye ar eyler Eğilip bir secde kıldıramadım Hu demine bir ikrarı güdenin Tuh yüzüne ikrarından dönenin Pir Sultan'ım munafıkın nadanın Gönül aynasını sildiremedim 35. Hızır Paşa bizi berdar etmeden Açılın kapılar Şah'a gidelim Siyaset günleri gelip yetmeden Açılın kapılar Şah'a gidelim Gönül çıkmak ister Şah'ın köşküne Can boyanmak ister Ali müşküne Pirim Ali On İki İmam aşkına Açılın kapılar Şah'a gidelim Her nereye gitsem yolum dumandır Bizi böyle kılan ahd ü amandır Zincir boynum sıktı haylı zamandır Açılın kapılar Şah'a gidelim Ilgın ılgın eser seher yelleri Yare selam eylen Urum Erleri Bize Peyik geldi Şah bülbülleri Açılın kapılar Şah'a gidelim Çıkarım bakarım kale başına Mümin müslümanlar gider işine Bir ben mi düşmüşüm can telaşına Açılın kapılar Şah'a gidelim Yaz seli gibiyim akar çağlarım Hançer alıp ciğerciğim dağlarım Garip kaldım şu arada ağlarım Açılın kapılar Şah'a gidelim Pir Sultan'ım eydür mürvetli Şah'ım Yaram başverdi sızlar ciğergahım Arşa direk direk de olmuş ahım Açılın kapılar Şah'a gidelim 36. Ben de şu dünyaya geldim geleli Emanetten bir don giymişe döndüm Sahibi çıktı da elimden aldı Koru yerde koyup yaymışa döndüm O yar geldi geçti geri bakmadı Hendekler kazdırdım sular akmadı Çok yuva bekledim cücük çıkmadı Boş yuva beklemiş yoz kuşa döndüm Pir Sultan Abdal'ım bu dünya fani Baştan başa kim sürdü bu devranı Yarin bir çift sözü üşüttü beni Yüce dağ başında buymuşa döndüm 37. Sofi mezhebimi niye sorarsın Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Gözlüye gizli olmaz ne ararsın Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Eğnimize biz kırmızı giyeriz Halimizce biz de mana duyarız İmam Cafer mezhebine uyarız Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Her kulun çırağın yaksa Hak yakar Mümin olanları katara çeker Aslımız On İki İmam'a çıkar Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Muhammed Ali'dir Kırkların başı Anı sevmeyenin nic'olur işi Yezid'e lanetle atalım taşı Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Biz tüccar değiliz alıp satmazız Erenler malına hile katmazız Gönlümüz geniştir biz kin tutmazız Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz İlkbaharda açılmıştır gülümüz Hakkin dergâhına gider yolumuz On İki İmamı okur dilimiz Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz Pir Sultan'ım söyler ganidir gani Evveli Muhammed ahırı Ali Anlardan öğrendik erkânı yolu Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz 38. Gelin canlar bir olalım Münkire kılıç çalalım Hüseyn'in kanın alalım Tevekkeltü taalallah Özü öze bağlayalım Sular gibi çağlayalım Bir yürüyüş eyleyelim Tevekkeltü taalallah Açalım kızıl sancağı Geçsin yezitlerin çağı Elimizde aşk bıçağı Tevekkeltü taalallah Pir Sultan'ım geldi cuşa Münkirlerin aklı şaşa Takdir olan gelir başa Tevekkeltü taalalla alıntıdır