benim annem sünni babam alevi ve evliliklerinde de bu yuzden hiç bi sorun yaşamadılar ama ben yine de bu sebepten cıkan sorunları cok sacma bulsam da sorun yasandıgını cok gordum ve yasadım bu yuzden de bi yerden sonra olmayacagını dusunuyorum tabi taraflardan bırı yasantısından taviz vermezse..
Doğru bir evlilik hatta yakışan bir evlilik. Tabii bazı şartlar gerekmiyor değil... Mesela: 1- İmam Ali'nin de içinde bulunduğu 14 masum her iki taraf tarafından da sevilmeli. 2- Cemel, Sıffin, Gadir Hum, Fedek arazisi gibi olaylar her iki taraf tarafından iyi bir şekilde bellenmeli. 3- Muaviye ve Yezid kalleş köpekleri her iki taraftan lanetlenmeli. 4- Sünni taraf açısından bakılırsa zaten Aleviliğin diğer (dürüstlük, yalan, sadakat vb.) özellikleri zaten Sünnilikte de var ve başka bir şeye ihtiyaç yok... Doğacak çocukların neyi- hangi mezhebi tercih edeceği kendi rızalarına bırakılmalı ... İmam Ali a.s. sözlerinden 1- Nehc'ul-Belağa, Kısa Sözler: 333. 256 "İyi insanın on alâmeti vardır: 1- Allah için sever. 2- Allah için buğz eder. 3- Allah için arkadaş olur. 4-Allah için ayrılır. 5-Allah için kızar. 6-Allah için razı olur. 7-Allah için çalışır. 8- Allah'a rağbet eder. 9- Allah'tan korkar. 10-Ve Allah için iyilik eder."1
Sünni'den Sünni'ye değişir. Türbanlı, beş vakit namaz kılan, Ramazan orucu tutan bir Sünni ile evlenmem. Ancak sadece adı Sünni ise, Türbanla, beş vakit namazla, Ramazan orucuyla işi olmayan biriyse ölçer biçer Alevi olur mu diye bakarım. Umut vaat ederse evlenirim. Aksi takdirde asla.
Bencede cok yanlis Bir Alevinin Sünni ile evlenmesi, evlendigi kisiyi hadi diyelim Alevi yapti ama ailesi ne olacak helede dindar bir Sünni ise. Bence bu evlilikler uzun sürmez sürsede 2 aile arasinda devamli uyumsuzluk olur.
Evliklik kutsal bir müessesedir bunun dini mezhebi olmaz yeterki icinde sevgi olsun ask olsun sonucda insan insanda dogdugunda ne dini var nede mezhebi sonradan olma seylerle ugrasmak niye bana sorarsaniz mezhebim ask dinim ask askda bir yere gelince serseridir bunada mertebe denir sevgilerimle
kardeşim alevi olan diyecekki cem evine gidecem..öteki diyecek ki bende camiye zikir çekmeye gidecem.iki tane inanç ve ikisinde saygı duyulmalı ..amaa: nereye kadar gider bu bilmiyorum..seviyorsan ediyorsan aşıksan tamam ve evlenince bu sorun birden ortaya çıkıyor ve olay büyüyor
Ben Alevi, sen ise Sünni. Seviyorum seviyorum Derya'm seni Yakalayalım, haydi Güneşi Oğlumuzun adı Barış Kızımızın adı,olsun Sevgi ...
E NE VOUDRAIS PAS ÃTRE SANS TOI Je ne voudrais pas le monde si donné. Si des couronnes et les trônes étaient promis. Je ne voudrais pas rester sans toi et tranquillité. Il n’est pas aussi facile de vous abandonner. Je ne le voudrais pas, ne voudrais pas être sans toi.
ANTALYA'DAKİ İNTİHARIN ARDINDA ALEVİ - SÜNNİ AŞKI ÇIKTI!.. Antalya'da taksi şoförü ile liseli kız birbirlerine áşık oldu. Kızı istemeye gelen aileye Alevi diye karşı çıkan anne ve baba, kızlarını eve kapattı. Sevgilisine mektup yazan genç kız, ‘‘Seni çok özledim’’ dedi. 08 Mart 2004 Pazartesi 02:02 Antalya'da taksi şoförü ile liseli kız birbirlerine áşık oldu. Kızı istemeye gelen aileye Alevi diye karşı çıkan anne ve baba, kızlarını eve kapattı. Sevgilisine mektup yazan genç kız, ‘‘Seni çok özledim’’ dedi. Aşklarının mezhep farklılığı yüzünden devam edemeyeceğini anlayan iki genç, buluşup el ele ölüme atladı. ANTALYA'da 23 yaşındaki taksi şoförü Serkan Mutluer'in 15 yaşındaki B.U. ile birlikte geçen cumartesi günü 9'uncu kattan atlamasının ardından mezhep farklılığının ayırdığı bir karasevda öyküsü çıktı. Ölümle pençeleşen B.U., ölen Serkan Mutluer'e gönderdiği son mektubunda, ailesi tarafından eve kapatıldığını yazıyor. Özel Yaşam Lisesi öğrencisi B.U. 29 Şubat 2004 tarihli mektubunda, ‘‘Aşkım çok kötüyüm. Gelince annem beni dövdü. Cep telefonunu kırmıştı. Sakladım ama hattı kırıp çöpe atmış. Yeni hat çıkarttır. Sabah, akşam beni okula annem götürüp getirecek. Sokağa çıkmam da yasak. Kapı da üstüme kilitleniyor’’ diyor. Seni çok özledim Mektup, ‘‘Seni çok özledim bir tanem. Sen de beni özle. Sakın yaramazlık yapma. Eve geç gitme. Seni çok seviyorum. Bir tanecik aşkım’’ diye bitiyor. Mektubun son satırında üzgün bir yüz ifadesinin karikatürize şekli yer alıyor. Serkan'ın ikiz oğullarından biri olduğunu ve B.U.'yla 3 yıldır çıktığını anlatan baba Ahmet Mutluer, mezhep farklılığı nedeniyle kız tarafının evliliğe razı olmadığını söyledi. Ailesinden istedik Mutluer, ‘‘Onlar birbirlerini çılgınca seviyordu’’ deyip, oğlunun B.U.'yla çektirdiği fotoğrafları ve kızın bir hafta önce yazdığı mektubu gösterdi. Alevi olduklarını anlatan baba Mutluer, ‘‘Oğlumun o eve zorla girdiğine inanmıyorum. Geçen aralık ayında B.U.'yu ailesinden Allah'ın emriyle istedik ama B.U.'nun annesi Nurdan Hanım, mezhep ayrılığı nedeniyle evliliğe karşı çıktı. Ancak oğlum vazgeçemedi’’ dedi. Mutluer, oğlu ile B.U.'nun evlenemeyeceklerini anladıkları için birlikte atladıklarını tahmin ettiğini ifade etti. B.U.'nun babası İlhami U. ise kendine yöneltilen soruları yanıtsız bıraktı. Yaşam mücadelesi veriyor Serkan Mutluer'in cenazesi dün defnedildi. B.U. ise olaydan sonra kaldırıldığı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde yoğun bakım servisinde yaşam mücadelesi veriyor. 8 Mart 2004
Aşk Alevi Sünni dinlemedi 8 Ağustos 2007 OSMANİYE, (DHA) Aşk Alevi Sünni dinlemedi Mezhep ayrılığı nedeniyle ailelerinin evlenmelerine karşı çıktığı iddia edilen 2 gencin, 1 kilometrelik uçurumun dibindeki otomobilde cesetleri bulundu. 1 Temmuz’da ortadan kaybolan 20 yaşındaki Adem Göçer ile yaşıtı Buket Hayta’nın, evlenme umutları kalmadığı için birlikte intihar ettikleri sanılıyor. Geçen pazartesi günü merkeze bağlı Yarpuz Köyü İncebel Mevkii’ndeki ormanlık alanda ineklerini otlatan bir köylü, uçurumun dibinde bir otomobil fark edince durumu jandarmaya bildirdi. Karayoluna yaklaşık 1 kilometre derinliğindeki uçurumda parçalanmış haldeki 80 AP 185 plakalı otomobile ulaşan jandarma, içerisinde 2 ceset buldu. Yapılan incelemede cesetlerin 1 Temmuz’da ortadan kaybolan Buket Hayta ile Adem Göçer’e ait olduğu belirlendi. Buket Hayta’nın Alevi, Adem Göçer’in de Sünni olması nedeniyle, ailelerinin evlenmelerine izin vermediği için intihar ettikleri öne sürüldü. Genç sevgililerin cesetleri, Adana Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin ardından Asri Mezarlık’ta toprağa verildi. ‘BENİ ARAMAYIN, İNTİHAR EDECEĞİM’ Olayla ilgili soruşturmayı yürüten jandarma, Kurtuluş Mahallesi’nde oturan Adem Göçer’in, 1 Temmuz’da babası İsmail Göçer’den otomobiline benzin almak için 40 YTL alıp evden ayrıldığı, aynı gün Buket Hayta’nın da evden ayrıldığını belirledi. Buket Hayta’nın daha sonra ailesine cep telefonuyla, ‘Beni aramayın, öldü bilin. Ben intihar edeceğim’ diye mesaj çektiği ortaya çıktı. Kendileri Alevi olduğu için, Sünni olan Adem Göçer’e kızlarını vermediği iddia edilen baba İsmail Hayta’nın, kızının kaybolduğu akşam Göçer ailesinin evine gelerek, “Oğlunuz kızımızı kaçırdı” dediği ileri sürüldü. Baba Hayta’nın ertesi gün de Osmaniye Emniyet Müdürlüğü’ne başvurarak, kızları için kayıp dilekçesi verdiği anlaşıldı. Göçer ailesinin de Buket Hayta’yı Alevi olduğu için istemediği ileri sürüldü. Ailelerin evliliklerine karşı çıkması nedeniyle, birlikte intihar ettikleri sanılan genç sevgililerin ölümü çevreyi üzüntüye boğarken, olayla ilgili soruşturma sürüyor.
evlilik hayatın en zor kararıdır.ömür boyu hayatını paylaşacağın kişiyle birlikte olmaktır.her iki tarafında fedakar olmak zorundalar.kişinin anlaşması için ilk başta herşeyden önce düşünceler uymalıki o hayat sürdürülebilsin.insanları ayrım yapmamalıyız.ama tabiki insanın gelenek,göreneklerine uyan kişyle daha iyi anlaşabiliz.sevginin olmadığı yerde hayatta birlikte yaşamak olmaz.herşeyden önce düşünceler bir olursa sevgide orda olur.sevgide vede karşılıklı saygı olduğu yerde yaşam rahatlıkla paylaşılabilir.din ,dil,ırk ayrımı yapmadan insanı,insan olarak görmek gerekir.eğer kişiyle her yönüyle anlaşabiliyorsak hiç fark etmez yinede insanın kendi yöresindeki çevresinde olması kişliğini tanıması daha iyi olur.
Değerli Canlar Evlilik gerçekten çok önemli bir kurumsal birlikteliktir. Bence birbirlerini seven iki insanın bu duygu birlikteliğini evliliğe çevirmelerinde bir kancı yok. Ancak ne yazıkki bun oluşuma her iki tarafında hazır olmadıklarını ve daha uzun yıllar belki asırlar hazır olamayacaklarını düşünüyorum. Böyle bir birlikteliğin en başta ebeveynlerden uzakta yaniçekirdek aile ile bir ihtimal sürdürülebilir olduğunu düşünüyorum. Ancak ebeveynlerinde birlikte yaşadığı bizdeki feodal yapı içiresinde mutlu olabilme şansı ne yazıkki neredeyse yok gibi. Çevremizde gördüğümüz Alevi sunni evliliklerini ise iki şekilde değerlendirebiliriz; 1. Alevi erkek, Sunni kız ile evlenmiş ise sürdürülebilir bir evlilik kurabiliyorlar. 2.Alevi kız, Sunni erkek ile evlenmiş ise ne yazıkki bu evlilikler genellikle bir yılı aşmayan ve boşanma ile sonuçlanan evlilikler oluyor. Yani bun tespit benim gözlemlediğim ve çevremde gördüğün evlilikleri değerlendirdiğimde çıkardığım sonuçtur.Belki oldukça karamsar bir tablo çizdim ama kusura bakmasınlar kimi arkadaşlar. Saygı ve sevgilerimle.
Slmlar herkese merhaba ben yeni üyeyim ben bakmıyorum sadece şuan yaşıyorum. Ben aleviyim_eşim sünni bence eskide kalmış bazı inatçı düşünçeler var.Daha dogrusu hala ayrım yapanlar var.Önemli olan birbirinize o konuda saygı duymak benim eşim cem evinede gelir camiyede gider .Bende onlara ayak uydurabiliyorum nihayetinde KONU İNANANÇIMIZSA HER ŞEKİLDE KILMAK DUA ETMEK ALLAH YOLUNDA MAKBULDUR... ŞEKİLÇİLİK yapmamak lazım kimseyi nasıl zevkinden dolayı yargılayamıyosak seçiminden dolayıda yargılamamak lazım... canlar..
Değerli Can öncelikle aramıza hoşgeldiniz. Amacımız ayrımcılık yapmak, insanalır kırmak, üzmek değil. Sadece çevremizde gördüklerimizle durumu ortaya koymak ve karşı olmamakla birlikte her iki tarafında hanüz buna hazır olmadığını ve olabilme şansının çok ama çok az olduğun gördüğümüzü dile getirmekten ibarettir. Elbetteki siz yaşayan biri olarak daha sağlıklı tespitlerde bulunabilirsiniz. Ama bu genel anlamda her iki tarafında hala hazır olmadığı gerçeğini değiştirmez değerli Can
...hicte iyi bakmiyorum, sebebine gelirsek, böylesi evlilikler bizi iyice asimilasyona sürükler, bir müddet sonra YOL dan cikar, müslüman olur, günde bes defa caminin kapisini calariz...
Hosbulduk öncelikle ben nice ön yargılar gördüm .Ben bile basta sizin gibi düsünüyodum ama deman can sana dıyecem şuki sende bişeyler yaşadıkca ögrenecen.
