Özel Harp Dairesi Operasyonu: 'Sivas Katliamını Devlet Gerçekleştirdi'

Konu, 'Alevilere Yapılan Zulüm! ve Katliamlar' kısmında Baskoylu tarafından paylaşıldı.

  1. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Sivas´ta bir otel yangınına sebep olduk. Madımakta biz o zaman Erzincan´da idik. Poligon birliğinde ordu komutanlığının hemen arka tarafında. O zaman Teoman koman vardı ve ordu komutanı bizzat poligon birliğine gelip bir birimin Sivas´a gitmesi gerektiğini söyledi. Helikopterle geldik ve Sivas´a 11 km kala bir mezraya indik. Askeri haritalarda koordinatları 58´e 47. İki gün öncesinde ordaydık madımak otelinin olayları çıktığı dönemde. Bizi oradan iki otobüs aldı. İki grup halinde dağılım yapıldı. İlk etapta biz birinci tim şehir merkezinin dışında bırakıldı.


    Toplumda yıllar süren 'Laik-dinci' kutuplaşmasının en önemli tetikleyicilerinden biri olan ve Alevilerin sürekli 'katliam' beklentisi içinde yaşamasına neden olan 'Sivas Katliamı' 'operasyonu' 2 Temmuz 1993'te gerçekleştirilmişti. Operasyonun ardından Cumhuriyet Gazetesi de hemen 'Şeriatçılar ayaklandı' başlığını atmıştı. 'Derin devlet', 'paralel devlet', 'Ergenekon' örgütlenmesi olarak da tanımlanan yapılanmanın, kontrgerilla olarak da ifade edilen Genelkurmay'a bağlı örgütü Özel Harp Dairesi elemanı, İngiltere´de, İsrail ve ABD´de eğitim görmüş (H.Ç) adlı bir üsteğmen; Fırat Ajansı ve Roj TV'de, Alevilere yönelik provokasyonları ve 'Sivas Katliamı'nı nasıl tertiplediklerini anlattı.

    Üsteğmen Özel Harp Dairesi´nin yapısı ve Sivas katliamını şöyle anlatıyor:
    “Helikopterle geldik ve Sivas´a 11 km. kala bir mezraya indik. Askeri haritalarda koordinatları 58´e 47… 13 kişiydik herkes ikişerli gruplara ayrıldı… Üç yazar özel hedefti başlarında da Aziz Nesin vardı… Duyum Jitem´den geldi… Bizim bölgede yaptığımız en büyük olay insanların Madımak oteli önünde toplandığı zaman taşı atmamız ve geri çekilmemizdir….”

    Gerçek ismini kullanmak istemeyen ve çok önemli konularda çarpıcı açıklamalar yapan H.Ç kendisi ile ilgili şu bilgileri verdi: "Üsteğmenim. Kıdemli üsteğmen iken Türkiye´den firar ettim. Ben askeriyeye çoluk çocuk öldürmek için girmedim. Askerin askere eziyet etmesi için girmedim...” Bu yüzden de konuşmak, bildiklerini açıklama gereğini hissettiğini vurguluyor.

    Babası subay. Yurtdışında görevli. NATO bünyesinde çalışıyormuş. 1982 senesinde Türkiye´ye dönüyor. 1986 yılında Kuleli Askeri lisesine giriyor. 1993 yılında mezun olup çeşitli yerlerde görev yapıyor. Anlattığına göre “emre itaatsizlik ve üste silah çekme” gibi disiplin suçu işliyor.. Öğrencilik döneminde bir kez, mezun olduktan sonar ise 2 kez ceza almış. Askeri deyim ile “diskotek” cezası almış, ardından”1993 yılının başlangıcında Ankara Genelkurmaylık Özel Takımlar Komutanlığından davet aldım” diyor. Direkt Özel Harp Dairesi Başkanlığından. İlginç detaylar anlatıyor.

    İNGİLTERE´DE EĞİTİM

    İngiltere´de “yabancı dil üzerine uzmanlaşma” adı altında eğitim görüyor. Kendisi ile beraber 26 kişi. 1989´da eğitim görmüş. 8,5 ay sürmüş eğitim. Kod ismi kullanıyorlar. Sadece üst düzey rütbelilerin ismi var diyor. İngiltere´de Kıdemli Binbaşı Bekir Çelik kendisine kod adı veriyor. Daha sonra 1991 yılında Kıd. Bnb. Bekir Çelik ile Japonya´ya teknik Elektronik sistemler üzerine uzmanlık eğitimi alıyor. Bu eğitim program üzerine detay vermiyor. Bilgi verenlerin başı büyük belaya giriyor!

    İSRAİL´DE PATLAYICI EĞİTİMİ

    İsrail´de 1993 yılının ilk iki ayında patlayıcı üzerine eğitim görüyor. Kıd. Yüzbaşı Mehmet Keskin var. Gübreden C4 patlayıcılarına kadar zaman ayarlı eğitim. Garip bir İsrail ismi veriyor. 13 kişi görmüş eğitimi.

    ABD´DE KONTGERİLLA EĞİTİMİ

    Daha sonra 1996 yılının sonunda ABD´ye gidiyor. 3 aylık kontrgerilla eğitimi alıyor. Manhattan´da. Üst Teğmen İlker Özkay ve astsubay Şahin Atmaca, kıdemli başçavuş Fikret Akbulut isimlerini veriyor. Amerika´nın CIA bölümünden Brown Downs adlı birinin ismini veriyor. Kontrgerilla eğitimlerinde destek olmuş. MP 75 silah eğitimi almış. Silahın özelliğini anlatıyor: Fünyeli patlayıcı özelliği olan bir silah. Türkiye´de gördüğü eğitimden “farklı bir eğitim” diyor. Plastik mermi, boyalı mermi ve sonra gerçek mermilerle eğitim almışlar. Hatta iki kişinin eğitim sırasında yaralandığı bilgisini veriyor. Meziyet, dayanıklılık. Dağ başında 3 ay kendini koruyacak ve ayakta kalacak duruma getirilmesi hedefleniyor.

    RUSYA´DA DA EĞİTİM VERİLİYOR

    Son dönemlerde aldığı duyumlara göre Rusya´da da eğitim verildiğini söylüyor.

    Daha sonar Manisa Aksaz´da SAS komanda eğitimi almış. 25´e kişilik timlerle eğitim alıyor. İskender Tarlan isimli bir subay. Ordudan sakatlıktan emekli olmuş. Yurt dışındaymış.

    SAS eğitiminden sonar Manisa Kırkağaç´da 3aylık eğitim alıyor. Fikret adlı bir binbaşı. Kendi deyimi ile “manyak” özelliği alan birinden eğitim almış. “Eğitim sürekli bir hal” diyor. Bitmiyor. Makinanın yağlanması gibi, askeriyede eğitim. Sürekli devam ediyor. Daha sonra bölgeye gönderiliyor. Yani Kürdistan´a gidiyor. PKK temel olarak hedefleniyor. PKK´ye destek verdiği düşünülen herkes hedefteymiş.

    Özel Harp Dairesi´nin emrinde çalışan bu asker Sivas´taki Madımak Oteli'nin yakılması ve aydınlaın katledilmesi konusunda çok çarpıcı açıklamalarda bulunuyor.

    "ÖZEL HARP DAİRESİ´NİN YENİDEN YAPILANIŞI 80´Lİ YILLAR"

    İlişkide olduğu isimleri ise şu cümleler ile anlatıyor: b>Fikret Altıoklar, o dönem jandarma teknik istihbarat daire başkanı olan Hasan Atilla Uğur, Hurşit Tolon daha sonra olaylara intikal etti. 94 senesinin sonunda... “Yapılmaması gereken şeyler yapıldı” diyor.

    Özel Harp dairesinin özelliğini anlatıyor: “Buz dağının altında bulunan isimler vardır, bu listede bulunan kişilerden yaklaşık altı tanesi buzdağının altında bulunan isimlerdir. Sizin medyada tanıdığınız insanlar buzdağının üst yüzüdür. Özel Harp Dairesi'nin asıl kuruluş dönemi 80li yıllardır. Sağ sol davalarından. Özel harp dairesi size bayağı eğitim verir. Kendi örgütünün içine kimseyi almaz. Ve eğittiği insanlar genelde kimsesizlerdir. Örgütleme şemasında bir baş dört tane alt rütbeli subay ve bunlar dediğim gibi hepsi subay statüsünde olan insanlardır. Başta bulunan insan cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanı dahil kimseyi tanımaz.”

    ÖZEL HARP DAİRESİ'NİN BAŞINDA KİM VAR?

    Özel Harp Dairesinin başında kim var sorusuna şu yanıtı veriyor:

    “Şöyle söyleyeyim milli güvenlik teşkilatı toplandığı zaman verilen bir birifing vardır. Bu birifingte orduda rütbe alacak subaylar ya da kademeli olarak Başbakanlık, Ekonomi bakanlığı, Dışişleri bakanlığı gibi. Bu tür olayları belirleyen bir kurumdur. Ve bu insanların belirlediği kişiler dışında hiç kimse bir yere gelemez Türkiye´de.”

    ANITKABİR´İN ALTINDA DA BİR BİRİM VAR

    Özel Harp dairesinin nerede olduğu ve kaç kişiden oluştuğunu ise şöyle anlatıyor: “Ordunun içinde bu 200 kişinin haricinde kullanılan insanlar da vardır. Eğitim kademeleri vardır. Bu 200 kişilik birim Türkiye´nin beyni diyebileceğimiz birim. Burada çalışan görev yapan insanların hepsi üst statüde olan insanlardır. Genelkurmaylıkta sadece bir birimleri var bildiğim kadarıyla ama Ankara´da Anıtkabir´in altında bir birimleri var. İstanbul´da var Erzincan´da bir ara kurulması düşünülüyordu ama kuruldu mu bilmiyorum. Üçüncü ordu komutanlığının arka tarafında düşünülüyordu ama zannetmiyorum. İstanbul´da birinci ordu komutanlığında birinci ordu komutanlığı binasının arka tarafında.

    İstanbul´daki binaya izin günlerinde geliyordum. Beni kurmay bir albay Faik Ataman kapıdan gelip alıyordu. Birime girdiğimiz zaman zaten girişte cep telefonlarımız dahil herşey kapatılıyordu. İçerde gerekli konuşmalar yapılıyordu rapor vereceksek raporumuz veriliyordu ve sorularımız cevaplanıyordu.”

    "ÖLÜM LİSTESİNDEKİ İSİMLERİN YÜZDE 80´İ AYDIN YA DA ÜNİVERSİTELİYDİ"

    Faaliyet alanlarında temel konseptlerinin sivil infazları gerçekleştirmek olduğunu söylüyor ve çalışma sistemlerini şöyle anlatıyor:

    “Sistem şuydu. 93 senesinde kurulum başladı. 93 senesinde bölgeye farklı birimlerden insanlar gönderildi. Ben bu insanlardan bir tanesiydim. Gönderilen birinci takım ve ikinci takım hepimizi anti terör, kontgerilla eğitimi almıştık. Ve patlayıcı uzmanlığı eğitimi almıştık.

    Bizim gidiş konseptimiz bölgede ilk başta bir kaos ortamı yaratmak belli başlı isimleri infaz etmekti 93´teki kurulum amacı 94 yılına kadar tamamen sivil insanları hedef aldı. Bu insanlar dağda bulunan gerilla değildi. Seçilen insanların zaten listeye baktığınız zaman yaklaşık yüzde 80´i aydın insanlar üniversite mezunu ya da üniversitede okuyan insanlardı.

    "Gir, böl, parçala" arkasından "birimi koy, sevdir ve yönet". Örnek Tunceli bölgesinde yaklaşık bir ay içerisinde işlenen 30 cinayet. Tunceli´de karakola 300 metre mesafede bir insan kafasından vuruluyor. Bölge OHAL bölgesi vurulduğu saat 8 ve faili meçhul bulunamıyor. Affedersiniz tuvalete bile gitmek için askerden izin aldığınız bir bölge. Okulların yakılması at pazarı ve un fabrikasının yakılması var.

    25 KİŞİLİK TİMİN BAŞINDA

    Bölgede her tim 25 kişiden oluşur. Birinci timin başkanı bendim. Emir komuta merkezinden bir kişi geride bırakılır geride kalan 24 kişi 12 gruba ayrılır. İkişer kişilik gruptur ve birbirine zimmetlidir.

    Üç tim çıkartıldı. Üç tim 75 kişidir. 75 kişiden birer kişi komuta merkezine bırakıldı. Bu kişiler iletişimi sağlar.

    Timlerin hepsi özel harp daire başkanlığından emir alır. Timlerdeki insanlar birbirini tanımaz bizim timimiz kurt timi idi. Şahin ve atmaca vardı.

    “DEV GENÇ´TEKİ İNSANLARI BİRBİRİNE DÜŞÜRDÜK”

    Benim direk emir aldığım kişi 93´te Teoman Koman, arkasından Osman Önal geldi. Osman Önal bölgede pek ılımlı karşılanmadı açık söylemek gerekirse Osman Önal´ın halka karşı çok büyük bir eğilimi vardı. Özel harp daire başkanlığının istediği sistemi uygulamak istemeyen bir insandı.

    Tunceli´de olaylar yaptık. Elazığ´da Tokat´ta Sivas´ta yaptık. Tokat´ta Dehap´lı gençler vardı. Dev Genç denen örgüt vardı. Dev Genç´teki insanları birbirine düşürdük.

    "SİVAS KATLİAMINI ÖZEL HARP DAİRESİ ÖRGÜTLEDİ"

    Sivas´ta bir otel yangınına sebep olduk. Madımakta biz o zaman Erzincan´da idik. Poligon birliğinde ordu komutanlığının hemen arka tarafında. O zaman Teoman koman vardı ve ordu komutanı bizzat poligon birliğine gelip bir birimin Sivas´a gitmesi gerektiğini söyledi. Helikopterle geldik ve Sivas´a 11 km kala bir mezraya indik. Askeri haritalarda koordinatları 58´e 47.

    İki gün öncesinde ordaydık madımak otelinin olayları çıktığı dönemde. Bizi oradan iki otobüs aldı. İki grup halinde dağılım yapıldı. İlk etapta biz birinci tim şehir merkezinin dışında bırakıldı.

    13 kişiydik herkes ikişerli gruplara ayrıldı. Bir kişi geride bırakıldı. Ve dağılım yapıldı 6 grup halinde dağılımımız yapıldı. Halkın arasında baya bir dolaşıldı Sivas otogarda kontroller yapıldı. Kervan denen bir bölge var otogarın üst tarafında özellikle İslamcıların bulunduğu bölge. Amaç insanları oraya adapte edebilmekti. Madımak otelinin çevresine o dönem Aziz Nesin askeriye hakkında çok yazılar yazmıştı ve bulunan insanlar da askeriye hakkında çok bilgi sahibi olan insanlardı ve ellerinde bulunan bazı belgeler olduğu söylendi. Bize belgelerin imha olması gerektiği söylendi. Üç yazar 'özel hedefti' başlarında da Aziz Nesin vardı. Duyum Jitem´den geldi.

    "İSLAMCILARIN İÇİNE GİRMEK ÇOK BASİT"

    İslamcıların içine girmek çok basit iki külhüallah bir bismillah çekersiniz İslamcıların içindesiniz. İslamcıları alevlendirmek çok kolay oldu. Aziz nesin in kitapları sosyal hayatı islamcıları baştan sona rahatsız eden olaylar.

    Sivas çok hassas bir bölge, Alevilik üzerine ya da aleviler üzerine farklı evraklar sunduğunuz zaman önlerine çok farklı şeyler çıkıyor.

    "EN BÜYÜK OLAY OTELE TAŞ ATIP GERİ ÇEKİLMEMİZDİ"

    İki gün içerisinde örgütleme yapılamaz iki gün içerisinde daha farklı insanlar faaliyete sokulur.

    Bizim bölgede yaptığımız en büyük olay insanların Madımak oteli önünde toplandığı zaman taşı atmamız ve geri çekilmemizdir.

    Yanlış hatırlamıyorsam altılı gruba ayrıldığımız timde beşinci gruptaki bir arkadaş ilk başta bir mermi sıktı. Ve arkasından molotof kokteylleri daha sonra Madımak otelinin içerisine girmeye çalışan insanlar oldu.

    Askeriye o konuda yetersiz kaldı ve olay beklenenin dışına çıktı.

    Bir kişi yakalandı. O dava askeri mahkemeye getirildi. Erzincan ikinci ordu komutanlığına iki gün sonra da nasıl olduysa yangın çıktı dosyalar yandı. Basına sadece orduda yangın eğitimi verildiği yansıdı.

    Madımak otellerinin yanmasından önceki sahneleri televizyonda görüyorsunuz silah çeken üç dört kişi var, hepsi farklı tarafa ateş ediyor hiçbiri otele ateş etmiyor.

    "PKK´NİN YOK EDİLMESİ İÇİN İSLAMCI ÖRGÜTLER DÜŞÜNÜLDÜ"

    O dönemde PKK´nin yok edilmesini sağlamak amacıyla İslami örgütler düşünüldü. Bizim Türk insanının belli bir zaafı var. Allah peygamber dediğiniz zaman Türk insanı ayağa kalkar ve ordu bunu çok güzel kullandı.

    Toplumu yönetmek istiyorsanız ilk başta bölersiniz. Sivas´taki amaç buydu ve orda beklenilen olmadı. Çünkü oradaki amaç Alevileri ve Sünnileri birbirine düşürmek, kaos yaratmak çünkü Sivas bölgede stratejik bir konum taşıyor. Erzurum Erzincan ve Sivas bunlar askeriye için stratejik önem taşıyan bölgeler. Bölgede bulunan bazı silahlardan dolayı beklenilen olmadı orda Aleviler ve Sünniler bir arada yaptılar yapacaklarını beklenenin dışına çıktı.

    SİVAS´TAKİ GÖREVİ NEYDİ?

    Benim oradaki görevim askeri istihbarat teşkilatının işine yarayacak görüntüleri almak kişileri tespit etmek ve iletişimi sağlamaktı. Olay olduğu gün ateş eden insanlardan birisiydim. Bir çatışma esnasında ele geçen 9 mm´lik bir silah. O silahla ateş edildi hatta madımak otelinin camlarından bazı kurşunlar çıkarıldı balistik incelemede gene kayboldu. Çünkü bir hayalet silahı tespit etmeniz kolay değil. Silah tekrar ordu içerisinde kullanıma geçti. Ve en son hatırladığım bu silah gene birkaç olayda kullanıldı.

    Biz yapmamız gerekeni yaptık. Halkı ateşledik halk olaya girdi ve timler bir anda geriye çekilmeye başladı. Ve geldiğimiz yoldan aynı şekilde geri dönüşümüz yapıldı.

    Bizim görevimiz sadece kargaşayı çıkartmaktı ama dediğim gibi kargaşa bizim beklediğimizin üzerine çıktı. Yani böyle bir kargaşayı biz bile beklemedik...

    Alinti;
     
  2. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Biz Duyarli Alevi Halki Bunu Cok Iyi Biliyoruz, Ilk Gunden Itibaren, Efendinizden Aldiginiz Ogretilerle, 1920 lerden Beri Surdurdugunuz Bu Hile ve Yalanlarinizi Cok Iyi Bildigimizden dolayi, Boylesi Katliamlarin Fasist Devlet Tarafindan Yaptirildigini Cok Iyi Biliyoruz.....

    Bilmiyen ve Bilmek Istemiyen ve Bizi Her Gecen Gun Uzen ve Icimizde Kaniyan Bir Yara Haline Gelen Icimizdeki Hinzir Pasalar ve Olayin Gercekligini Anlamiyan, Anlamak Istemiyenlerin Bize Verdigi Derin Acidir......

    Biz Sizin Hile ve Yalanlariniza Alistik, Ama Icimizdeki Hinzir Pasalara Bir Turlu Alisamadik...........
     
  3. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Değerli Canlar bir bölücü terör örgütü yayın organındaki yayınlara inanmak ne kadar doğru acaba ??? Kanla beslenen bir bölüc terör örgütü yayın organı ........
     
  4. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Saygideger Enelhak Can.

    Size veya direk her hangi bir uye arkadasa HIZIR PASA demek gibi bir derdimiz olamaz, boylesi bir yaklasim Onyargili yaklasimdan oteye gitmiyecektir,
    Benim vurgulamak istedigim, Alevi Yasam Felsefesine yakismiyan, Aklin Yolu ve Vicdan Olgusu ile butun sorunlara Insanliga yakisir bir durus segilemiyen, Kendi dusmanina asik olan veya kendi dusmanini kahraman ilan eden, Alevi olduklarini savunmaya calisarak, ozunde Alevi dusmanlarindan daha cok zarar veren ve bu yola golge dusurmek istiyen Hinzir Pasalardan soz ediyoruz.....

    Eger Aklin yolu ve vicdan olgusunu yasama yansitabiliyorsak,
    Duzenin savunuculuguna soyunup, Halk ve Halklarin bas dusmani olan bu duzenin nicelik ve niteligini kavramaktan uzak, Fasist Yasalarin ve kanunlarin (ilkelerin) savunucusu olmaya calisiyorsak!! aynaya bakarak, yaptiklarimizin Alevice durus olmadigini, Alevi dusmanligi oldugunu goruyorsak... Hinzir Pasa oldugumuzu kabul etmek zorundayiz, Ben, Sen, O ve Biz gibi tekiller ve cogullar fark etmiyor.
    Kim olursa olsun, Haklidan, Dogrudan ve Guzelden yana degilde, Haksizdan, Yanlistan ve Cirkinliklerden yana oluyorsa... Hizir Pasadan farklari yoktur... onun takipcileridir......

    Son verdiginiz cevap!!!!! beni oldukca dusundurmedi ve husrana ugratmadi desem yalan olur....

    Kendisine Aleviyim diyen, Demokratim ve Ilericiyim diyen Her Birey, Kurt Halkinin Kendi Kader Tayin Hakkina karsi cikiyorsa!!!!!!!!!!!!!!!!!!
    Aleviliginden, Demokratligindan ve Ilericiliginden soz etmek hayalcilikten oteye gitmiyecektir....

    Tarihlerden beri KANLA BESLENEN sizin soylediginiz teror orgutumudur? Yoksa Fasist Develet Denen Teror Orgutumudur? Dusman tespitinde bile yetersizliklerimiz ve eksiklerimiz varsa!!
    Kimden yana olmamiz gerektigi konusunda yetersizliklerimiz ve bilgisizliklerimiz varsa!!
    Bu demektir daha cok yol kat etmemiz gerekiyor...

    Hem var olan duzenden hosnut olmiyacaksiniz!!!! Hemde Duzenin bir numarali savunucusu olacaksiniz!!!!!!!!!!!!!
    Gecen hafta Madimak katliamini protosto etmek istiyen binlerce insanin uzerine saldiran, ve gaz bombalarini yagdiran, sizin dediginiz KANLA BESLENEN BOLUCU TEROR ORGUTU DEGILDI degilmi?

    Bu Devlet Yalanlari ile Hileleri ile, Oyunlari ile unlu Osmanlinin devamidir, Cumuhriyet ve Laiklik gibi soylemler iki yuzlulukten ve riyakarliktan baska bir sey degildir, Iflas eden Osmanlinin yerine yeni bir isim gerekiyordu, isim verildi, Halkin gereksinimi olmiyan, Kilik kiyafet, harf yeniliklerinden oteye gidilmedi gidilmezde.....

    Yani Fasist Milliyetci ve Irkci bir mantik oldugu surece, her ne kadar kendisini dunyaya ayak uydurma mantigi ile hareket etmis olsada, degisen farkli bir sey olmiyacaktir.

    Toplu Katilamlar, Cinayetler, Yargisiz Infazlar, Iskenceler, Tabutluklar, Zindanlar ve Soykirimlar sizin dediginiz KANLA BESLENEN BOLUCU TEROR ORGUTU TARAFINDAN YAPILDI VE YAPILMAYA DEVAM EDILYOR DEGILMI?

    Saygideger Can,

    Ezilen Ulusun Milliyetciligi olmaz, Yeri ve Zamani geldiginde Sizden ve baskasindan cok PKK`yi elestirenlerdenim, Ama yeri geldiginde Kurdistanda Verilen Ulusal Kurtulus Mucadelesinin Kayitsiz Sartsiz Desteklenmesinin dogru oldugunu savunurum, Cunku ben ezilenden ve somurulenden yanayim, Cunku ben Haklidan ve Dogrudan Yanayim, Cunku ben Guzelden ve Iyiden yanayim...

    Dolayisiyla Bizler kendimizi duyarli birer birey olarak goruyosak, Aklin yolu ve vicdanimizla hareket ettigimizi dusunuyorsak... yukarida soylediklerimi ve saydiklarimdan yana olmak zorundayiz, yok degilse, Vicdansizlik ve Adaletsizlik yapip Insanlik dusmanligi yapmis oluruz...

    Bana gore "Bolucu ve Teror Orgutu" Fasist Devletin kendisidir,
    Sizin Soylediginiz ve soylemeye calistiginiz Bolucu Teror Orgutunun bireysel ve karsi devrimci eylemlerini siddetli sekilde elestirip mahkum ederken, Fasist duzene karsi vermis oldugu ozgurluk mucadelesinide desteklerim.

    Maras, Corum, Gazi ve Sivas katliamlarin tek sorumlusu olan Fasist Duzen iken, bunlari yalan ve hilelerle, Devrimcilerin ve Ulusal mucadele veren orgutun ustune atmaya calismasi sizin icin inandirici olabilir, sizi inandirabilirler...

    Lakin kendileri kendi yazilari ve itraflari ile acik acik yazmalarina bile tahmul edemiyorsunuz!!! uzucu olanda budur.
    Boylesi bir yaklasimimiz, bizi duyarli olmaktan uzak tutar, Tutucu, Irkci ve Milliyetci bir kimlige sahip oldugumuzu aciklar.

    OZEL HARP DAIRESINDE bir Ustegemenin aciklamalarina ve itraflarina tahmulunuz yoksa..... buna karsi geliyorsaniz!!! diyecek son sozu soylemis olmuyormusunuz?

    Madimak katliamini anma gunune Askeri birlikleri bile harekete gecirmeye gerek duymiyan, Duzenin Fasist Kolluk gucleri tarafindan, Halkin uzerine yagdirilan GAZ BOMABLARI ve dipciklerle onune geceni yere indiren, Devletin fasist kolluk gucleri, Madimak Oteli yakildiginda neredeydiler?

    Sivas`in sehirin batisinda 10 dakikalik yuruyus mesafesinde olan TUGAY VAR, Guzey / Dogusunda 15 dakikalik yuruyus mesafesinde olan ALAY VAR....

    Madimak Katliaminda, birak Polis`i, ve Alay`a gerek kalmadan, Tugay`dan gelecek sadece bir Boluk bile Madimak Katliamini gerceklestirmek istiyenleri puskurtebilirlerdi....
    Puskurtmeyi bir yana birak, Katliamin olmasi icin, yapilan butun planlar duzenli sekilde yerine getirildi........

    Madimak Otelinde Bir Millet Vekili vardi.. Yol Duskunu, Isbirlikci HIZIR PASA`NIN TORNU ARIF SAG vardi, Devlet tarafindan gelen Emir. Iceride 1 Millet Vekili Var, O cikarilmadan katliam yapilmasin emri ile, Asker Madimak Otelin Etrafini Cevirdi, Arka Kapidan Cikarilan Hizir Pasanin Tornu Arif Sag... Ciktiktan sonra, Parola ASKER ASKER BIZIM ASKER olarak verildi.....
    Asker Madimakta katledilmek istenen savunmasiz insanlara olurda ALI BABA mahlesinden gelebilecek bir yardimi engellemek icin, ALI BABA mahallesini boylu boyunca barikat kurdu, hemde toplanan halka silahlarini dogrultarak!!!!

    Pekki Silahlar Madimak Otelinde savunmasiz insanlarin yakilmamasi icin gelebilecek yardima dogrumu dogrultulmaliydi, Yoksa 33 insani hunarca katleden ve piyon olarak kullanilan Dinci, Gerici ve Yobazlara dogrumu dogrultulmaliydi?

    Butun gercekler acik acik goz onunde iken, Hala Duzeni savunmaya calismaniz dusundurucu degilmidir? Inanin MHP`li bile, Sivas Katliaminin Devlet Tarafindan Yaptirildigini Kabul Ediyor... Siz bunu nasil kabul edemiyorsunuz hayret.........

    Devlet icinde var olan gercekleri itraf etmek zorunda kalanlari savunup, PKK ve farkli orgutlerin uydurma yazisi veya propagandasi olarak lanese etmeye calismaniz, Manidar olmus......

    Sonuc olarak Var Olan Bu Gercegi Bile Kabul Etmememenizi Goz Onunde Bulundurursak... Ataturk konusunda var olan hic bir gercegi kabul etmenizin mumkunu yok.... Cunku ogretildiklerinizle hareket ettiginize inaniyorum, Arasitirici Ozelligimizi yasama yasitigimizda... Acida olsa gercekleri kabul edip kendimizi yenilmek ve insanlik gorevimizi yerine getirme sorumlulugumuzu gostermis oluruz.......

    Saygi ve Insani Sevgilerimle.
     
  5. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Sivas katliamının kim tarafından organize edildiği, nasıl organize edildiği, haftalar öncesinde nasıl hazırlanıldığı bu akadar ulu orta bilinirken bunu gizemli hale getirmek ve ilgisiz alakasız bir şekilde senaryolar yaratmak, saptırmak o sözde dinci, banaz ve aşağılık yaratıkları ödüllendermek çabası neden anlamak mümkün değil.

    Ayrıca, Alevi toplumu için birbirlerinden değerli Canları aşağılamak kime ne yarar sağlamış anlamak mümkün değil. Arif SAĞ gibi bir sanatçı Alevi toplumuna ve Aleviliğe sanatı ile yapmış olduğu sayısız hizmeti vardır. Bu hizmerleri görmezden gelmek ne ile açıklanır bilemiyorum :(
     
  6. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Saygideger Enelhak Can

    Sivas Katliaminda donen dolaplara ve oyunlara karsi duyarli olmanin yolu tarafsiz arastirmaktan gecer, Devletci ve devletin butun sorumlularini korumaya almamaktan gecer....

    Madimak Katliami, Dersim, Maras, Corum ve Gazi Katliamlarin bir devamidir.... Fasist Duzenin Resmi Kolluk Guclerin Disinda, Kontrgerilla ve Jitem gibi katliamin bas mimarligini yapan gizli timlerin butun katliamlardan ve cinayetlerin sorumlusu oldugunu kabul etmemek, Demokratligimizi bile golgede birakir...

    Arif Sag; Madimak otelin arka kapisindan cikmasaydi, Madimak yakilirmiydi?
    Arif Sag; Icerideki Insanlarin Hepisi Cikmadan Ben Cikmam Deseydi... Madimakta Insanlar Cayir Cayir Yakilirmiydi?
    Arif Sag; Belindeki resmi silahini cekip bir kac el ates etmis olsaydi, Madimak Otelinde Savunmasiz Insanlar Cayir Cayir Yakilirmiydi?
    Arif Sag; Madimak Otelin Araka Kapisindan Cikmayi Red Etmis Olsaydi, Asker Linc Girisimine ve Madimaki Atese Verilmesine Firsat Verirmiydi???

    Bunlari siraladikca siraliyabiliriz, ARIF SAG Millet vekiliydi, Oradaki Validen, Emniyet Amirinden, Tugay Komutanindan, Alay Komutanindan bile emir verecek bir konuma sahipti,
    Arif Sag Iktidarin Millet Vekiliydi...

    Dolayisiyla Madimak Katliamin sorumlusu Devlet olduguna gore,
    Devletin sozcusu olan Millet Vekilide Arka kapidan cikyorsa, Oradaki insanlari olume terk ediyorsa, Duzene boyun egip, kendi halkinin cayir cayir yanmasina seyirci kaliyorsa!!!!

    Arif Sag; tipa tip KEKLIK CINSINDE OLAN BIRIDIR.....

     
  7. enelhak

    enelhak Super Moderator



    Değerli Can bu konuda size katıldığımı söyleyemem üzgünüm. Yerel yönetimlerin uygulamalarını, yanlışlarını devlete mal etmek gerçeklerden saptırmak doğru değil. Bunu söylerken ben kutsal devlet anlayışına karşı olduğumu da belirtmek isterim. yanlış anlaşılmasın yani. Ama Kurumlara yapmakdıkları yanlışlarıda yükleyerek olayları saptırmak, gerçeklerin ortaya çıkmasını ertelemek anlamına gelir. Madımakta Arif Sağ konusundaki tespitinizi tabiiki doğru bulmuyorum. Ne yani Arif Sağ bir kaç el silah ateşleseydi olaylar durulacakmıydı. değerli Can ben olayları kahır ve gözyaşı içinde televizyonda canlı canlı izledim. O insanların nasıl canileştiklerini gözlerimle gördüm. Ağızlarından salyalar aktığını görenler var. Siz neden bahsediyorsunuz. Silah ateşlemek emin olun orda diğer sağ kalan tüm Canlarında ölümü anlamına gelirdi o ortamda.Saygı ve sevgilerimle.
     
  8. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Saygideger Enelhak Can

    Bizim en dogru yonlerimizden biri, taraf tutmadan, arastirici ve sorgululayici yanimizdir, En yakinlarimizi bir yana birak, Kendimizi dahi sorgulama zorunda oldugumuzu kavriyan insan ozelliklerine sahibiz.
    Boylesi bir olguya sahip oldugumuzu kabul etmek veya gormenin yolu.. Yine kendimizi sorgulamaktan ve aynaya bakmaktan gecer.

    Arif Sag`a sahsen soyle bir soru yoneltim, Sivas Katliami; Dersim, Maras, Corum ve Gazi Katliamlarin devamidir, Siz duzenin millet vekili olarak, Madimak Otelinde bulunmaniza ragmen, Iceridekilerin disiriya cikmasini saglamadan once, neden tek basiniza disari cikmayi kabul ettiniz?
    Sivas Katliaminda Hunarca Katledilen 33 Canin katledilmesinde kendinizde suc payi buluyormusunuz?
    Sordugumda ne dedi biliyormusunuz?

    Arif Sag;
    Sert bir sekilde yuzu kip kirmizi olmakla birlikte...
    O dava kapandi, Suclular Yaklandi, Yakalanmiyanlar`da Araniyor, Yakalanacaklar,
    Herkes Cezasini Cekecek, Adalet herseyi tecelli edecektir.... dedi!!!!!!!

    Ben;
    Gercek suclular ortada iken, Devlet ve onun kolluk gucleri iken, Pion olarak kullanilan insanlari suclu olarak yakalamak ve danisikli dogus ile serbest birakmak sizin icin Adaletmidir?
    33 insanin orada yanmasina goz yumdunuz, arka kapidan sistemli plana ortak oldunuz, Duzenin bu planli oyununda en buyuk suclulardan biride siz oldugunuza gore, Siz neden yargilanmiyorsunuz? Adalet sizin icin gecerli degilmidir?

    Arif Sag;
    Sizin nasil bir dusunceye sahip oldugunuzu tahmin ediyorum, O yuzden Cevap vermek istemiyorum.

    Ben;
    cevap veremezsiniz, Cunku Suclusunuz, Cunku Sivas Katliaminda Suclular icinde oldugunuzu biliyorsunuz.... belki bizlere cevap vermiyebilirsiniz, Ama Olunceye kadar Vicdaninizla hesaplasmak zorunda oldugunuzuda biliyoruz, Bir gun vicdaniniz sizi konusmak zorunda birakirsa sasirmayin.... bizlerde cevabimizi O zaman almis oluruz....

    Dolayisiyla butun aciklamlarima regmen!!! Haala Devletci yaninizin agir basmasi, Devleti korumaya calismaniz benim icin buyuk bir hayal kirikligi olsa gerek.....

    Affiniza siginarak; Size Kor Olasiniz Demiyorum, Ama Kor Olmadan Gor Gercekleri... diyorum.....

    Duzenin Kendisi; Butun Faili Mehcul Cinayetlerin Derin Devlet Tarafindan Yapildigini Itraf Ederken!!!! 1920 lerden Beri Cinayetleri ile, Katliamlari ile, Soykirimlari ile, Yargisiz Infazlari ile, Iskenceleri ile, Toplu katliamari ile, Fasist Irkci Yasa ve Kanunlari ile, Zam ve Zulumleri ile... Turkiye Halklarina Kan Kusturan Boylesi Bir Duzenin Savunuculugunu Yapan Irkci ve Milliyetci Akimlar Basrol Oynarken....
    Sizin Haala Devleti Korumaya Calismaniz ise, MANIDARDIR.....

    Saygi ve Insani Sevgilerimle.
     
  9. enelhak

    enelhak Super Moderator



    Eyvallah değrli Can yinede eyvalah. ben size varsa hakkımı helal ediyorum. Sizi başımın üstünde taşıyacağım :) hiç olmazsa körü körüne inanmak yerine sorgulamayı seçiyorsunuz bu benim için önemli bir nirengi. Değerli Can devletin yada hükümetlerin yanlışlarını düşünmek bir yara kurumsal anlamda o kadar çok sıkıntılar yaşayan bir insanım ki anlatamam. Ama dönüpte geriye baktığım zaman benim utanç duyacağım herhangi bir davranışım ve yaşama yansıyan yüzüm yok. Ne mutlu bana.Ne devleti savunmak nede uygulamlarını savunmak asla bana göre değil ama değerlerimizi savunmak tabiiki bana düşür. Sizede düşer. Faşimden dert yanıyor ama alasını sergilemekten geri durmuyorsunuz. Allah yar ve yardımcımız olsun cümlemizin.Sevgi ve saygılarımla değerli Can.
     
  10. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Saygideger Enelhak Can

    Tartismalarimiz ve sohbetlerimiz saygi ve sevgi cercevesi icinde gectigi surece, kirici ve yikici bir yaklasim gostermedigimiz surece, "ben size varsa hakkımı helal ediyorum." demenize gerek yok saniyorum, cunku bir birimizden hak talebinde veya hakkimi helal ediyorum veya etmiyorum gibi bir ortamin olmadigini dusunuyorum, Bu ancak biri digerinden kirilirsa, kirci yaklasimdan dolayi alinirsa boylesi bir yaklasim tarzi dogar, yok degilse boylesi bir yaklasiminizdan farkli bir anlam cikarmis oluyorum.

    Tartismalarimiz ve sohbetlerimiz bazen sert ve acimasiz gecsede, farkliliklarimizi zenginliklerimiz olarak kabul edecek olursak, farkliliklarimizin dogruluklarini nasil bulabiliriz? vaya yanlislarimizi ve eksiklerimizi nasil mahkum edebiliriz?

    Aklin Yolu ve Vicdan olgusunu yasama yansittigimiz surece, Insanlik degerlerimizi on planda tuttugumuz surece asamiyacagimiz bir engellin olmiyacagini dusunuyorum, Eger On Yargilarimizla, Hislerimizle, Duyduklarimizla gercekle ilgisi olmiyan bir cok olusumun arkasindan gozumu yumar gorevimi yaparim, inanclarim kutsal ve dokunulmazdir gibi yaklasimlarla yaklasirsak!!
    Karanliklari nasil aydinliga cikarabiliriz, Alevilikte ILIMDEN GITMIYE YOLUN SONU KARANLIKTIR olgusuda buradan gelmektedir.
    Bazen soylemlerimiz ve gercekleri acik acik ortaya koymamiz incitici ve yipratici gorunuyorsa... GONUL KALSIN YOL KALMASIN siari ile Alevice durusun gercekligi ile baglantilidir.

    Son yazinizdan yola cikip, Farkliliklarimizdan bir kac ornek verecek olursak.....

    Siz;
    demenin dogru oldugunu goruyorsunuz!!!

    Ben ise; "Gercegin Demine Huuuuu Degerli Can, Yinede Gercegin Demine Huuuu" soylemin Alevice bir soylem oldugunu dusunuyorum.

    Siz;
    demeyi dogru buluyorsunuz!!

    Ben ise; Hizir Yardimcimiz ve Yoldasimiz olsun demeyi Alevice bir durus olarak goruyorum, bunlar farkli yerlerde farkli kulturlerde, farkli ortamlarda yasamanin verdigi birikimler veya ogretiler olabilir, burada ya siz asimile olmaktan nasibinizi almissiniz, yada ben... bunda ne senin nede benim sucum var, bizim tek bir sucumuz, arasitmamaktir, dogru ve gercekleri oldugu gibi kabul etmemek, ogrendigimiz ve bilidigimiz yanlislari mahkum etmemektir....

    Basiniz gozunuz sag olsun, varliginiz insanlik degeridir, Sizide benim basimin ustunde yeriniz var.......

    Saygideger Can yukaridaki yazilarini bir kez daha gozden gecirmeni rica ediyorum,
    Bir kac alintini buraya aktarabilirim.

    Sizce Bolucu orgutmu kanla besleniyor? yoksa Fasist Devletmi Kanla Besleniyor? Devlet yanlisi oldugunuzu belgelemiyormu bu? Kendisine Demokratim diyen herkes Kurt Halkinin varligini inkar etmezken, Devletin Kurdistanda Estirdigi Milli Zulum ve Milli Baskiya siddetle karsi cikarken, Kendisine Aleviyim diyen sizin gibi birinin devletci olupta, Kendi kader tayin hakkini tayin etmeye calisan bir kurum ve kurulusa Kanla Beslenen Bir Bolucu Teror Orgutu diyebilmeyi kendinize nasil yakistiyorsunuz?

    Yukaridaki alintilariniz ve digerlerini bir kez daha gozden gecirimenizi umut ediyorum, Size verdigim cevaplar on yargi ile degil, sizin yazilariniza verdigim cevaplardir.....

    Demissiniz!
    Farkli Degerlerimiz oldugu kesindir,
    Sizin soylemelerinizle yola cikarsak, Allah`tan daha buyuk bir varligin olmadigini, dusunurken,
    Ben ise; Insanliktan daha buyuk ve degerli bir varligin olmadigini dusunuyorum,
    Ben; Yol Cumleden Uludur derken,
    Siz; Allah Buyuktur, Allah Yardimcimiz olsun vs vs diyorsunuz!

    Dolayisiyla Insanliktan Daha Degerli Bir Varligin Olmadigini dusunuyorsak... Insanlik Degerlerini savunmak.. Kendisine Insanim diyen her bireye savunmak duser. olmalidir.

    Alasini yaptigim Fasistligimi Aciklarmisiniz? Bunun adi kisisel saldiridir, saldirabilirsiniz, hak ettigim ve bana ait olan degerlerle bena istediginizi soyliyebilirsiniz, Ama anlamini bilmediginiz bir seyi bana ait oldugunu savunmaniz hakaret ve kufurdende otedir.

    Fasizm benim icin yer yuzunde insanligin en igrencligidir, Insanlik dusmanligidir, Irkcilik, Milliyetcilik, Gericilik, Somuruculuk, Baski ve Zulum, Fasizmin temel ozudur....

    Bana Kizilbas Alevi diyebilirsiniz, Kizilbas Alevilere yonelik karalama ve asaglama gibi yaklasimlarda bulunabilirsiniz, bende size Kizilbas Alevilerin, Ansina, Bacisina her toplumdan daha cok deger verdigini, kendi esinden baskasina kotu gozle bakmadigini, Ikrarin kizi, Kivresinin kizini bile bacisi goren, Evlilik gibi bir yaklasim sonuclanirsa Duskun Ilan edildigini, Islam Yobazlara ait olan boylesi onursuzca bir durusu Kizilbas Alevilerin ustune atmalari, Efendileri olan Uckur Duskunu Hz. Muhammedi aklama cabasidir der ve buna bir yigin delillerle gelirim.......

    Bana Kominist veya Sosyalist dersen yine saygi ile karsilarim, Evet ben Koministim, Sosyalistim, Kizilbasim, Aleviyim ve Insanliga ait olan butun gezel degerleri kabul edenim derim.....
    Lakin Fasistligin anlamini bilmeden, bana FASIST demeniz!! kendinizle celiskiye dusmussunuz.... MHP liye fasist dersen, sana sert bir sekilde doner, Fasistligi kabul etmez, Devrimci dusunceye sahip olmana regmen FASIST SENSIN DER.... sizinkide tam olmazsa bile benzeri bir yaklasim olmus...

    Gonul Kaslin Yol Kalmasin.....

    Saygi ve Insani Sevgilerimle.
     
  11. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Değerli Can benim yazdıklarıma alternatif seçtiğiniz tüm cümleler ve enlatımlara, duygu ve düşüncelerinize eyvallah. Ben sizin yazdıklarınızın ve savunduklarınızın hiç birine yanlış benim yazdıklarım yada savunduklarım doğrudur demem. Çünkü onlar sizin fikirleriniz ve saygı duyarım. Lakin "Faşimden dert yanıyor ama alasını sergilemekten geri durmuyorsunuz." ifadelerini kişisel saldırı olarak algılamanız üzücü, çünkü tamda yaptığınız faşizmin kendine özgü bir türüdür. Yani ben yada benliğin öne çıktığı bir nevi dikta düşünce yapısının tezahürüdür. Çünkü sizdeki farkındamısınız bilmem ama beğendiğiniz bir tek olgu veya düsünceye rastlamadım şahsen. Her şeyi reddeden ve yanlızca kendi düşüncelerinin doğruluğunu savunan ve bunu karşı tarafa kabul ettirmeye çalışan bir yaklaşım sergilemektesiniz. Şahsınıza değil düşüncelerinize binaen yazdıklarım için gösterdiğiniz alınganlığınızı anlamamakla birlikte yinede üzdü isem sizleri özür dilerim. Bunu kişisel hakaret olarak agılamanız beni sadece üzer. Yoksa yaşınız itibarı ilede size saygıda kusur etmem, şahsiyetinizede asla saygısızlık etmek istemem etmemde.

    Faşizm, dar anlamda Benito Mussolini altında 1922´de İtalya´da iktidarı alan politik sistem. Daha geniş anlamıyla özellikle iki dünya savaşı arası ortaya çıkan ve özellikle Adolf Hitler yönetimindeki nasyonal-sosyalizmin temsil ettiği aşırı milliyetçi, antidemokratik ve antikomünist bir ideolojiye ve otoriter siyasi bir yapıya sahip bütün politik hareketler ve egemenlik sistemleri.

    Kavramın kökeni Antik Roma yöneticilerinin geniş hükümet yetkisini sembolize eden ucunda balta bulunan bir çubuk demetinin adı olan Latince fasces, İtalyanca fascio sözcüklerinden gelmektedir. Aynı simge daha sonraları Fransız Devrimi sırasında Aydınlanma anlamında, halkın elindeki devlet gücünü temsil etmek üzere kullanılmıştır. Sözkonusu sembol bir takım değişikliklerle 1926 yılından itbaren İtalya´nın resmi devlet sembolü olmuştur. Sembolün üçlü anlamı, yani devlet gücü, halk mülkiyeti ve birliktelik Mussolini´nin propagandasında kullanılmıştır.

    Faşizmin Özellikleri
    Lider ilkesi: Bu ilkeye göre toplumsal yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir tek ideoloji bağlayıcı olarak ilan edilir. Gerek devlet gerekse de yönetim dünya görüşüne göre ve lider ilkesine göre örgütlenir ve belirlenir. Aynı şekilde işletmelerde de patron ve işçi arasında işletme yöneticisinin iktidarına dayalı bir ilişki kabul edilir.
    Milliyetçilik: 19. yüzyıl boyunca yükselen milliyetçilik 20. yüzyılda çeşitli ve aşırı boyutlara varmıştı.
    İdeolojik olarak belirlenmiş bir dünya görüşü: Faşizm kimi ritülleri ve mistik-irrasyonel dünya görüşüyle Aydınlanma karşıtı bir dünya görüşünü temsil eder.
    Antisemitizm ve Irkçılık: Bu konuda Alman nazizminin halka yönelik terörü birçok başka ülkeye göre oldukça ön plandadır.
    Hukukun işlevselleştirilmesi.
    Öldürme yasağının kalkmasına yönelik eğilim (görev sırasında öldürmenin iyi ve haklı ilan edilmesi).
    Sosyal Darwinizm: En iyinin ayıklanması ve egemenliğine dayalı toplum anlayışı.
    Bir ulusa, kültüre ya da “ırka” üye insanların toplumun geri kalanı üzerinde üstün oldukları iddiası. Bu yaklaşım aynı zamanda lider ilkesinde de ifadesini bulur. Belli bir kişi diğer herkesten ve topluluktan daha isabetli kararları alabilir durumdadır.
    Otoriter iktidar biçimleri ve sıklıkla totaliter bir sistem. Totalitarizm Alman ve İtalyan faşizmlerinde ön plandayken, Avusturya Faşizmi ve Francocu İspanya´da vurgulu değildir.

    Düşmanlar
    Komünizm:[FONT=Georgia] Özellikle Sovyet Devrimi ve komünizmin Avrupa´ya yayılacağı korkusu faşist liderler tarafından sıklıkla liberal ve muhafazakarlarla ittifak kurmak üzere dile getirilmiştir.
    [FONT=Georgia]Liberalizm ve demokrasi[FONT=Georgia]: Demokrasi, özgürlük ve çoğulculuk düşünceleri ile, devlet, ekonomi ve özel mülkiyet arasındaki ayrımda faşizm önemli bir düşman görür.
    [FONT=Georgia]Muhafazakârlık:[FONT=Georgia] Faşist hareketler sıklıkla muhafazakâr özellikler taşısalar da kendilerini devrimci olarak gören faşistler muhafazakârlarda laik vitalizmin ve “yeni insan” düşüncesinin düşmanlarını
    görürler.

    [FONT=Georgia]Sevgi ve saygılarımla.[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]
     
  12. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Sayin Enelhak Can

    Insanlarin gorundugu veya oldugu gibi gorunmesi kadar guzel bir sey olabilirmi? Hem saygili oldugumuzu ve ustelik EYVALLAH gibi bir yaklasimla yaklasacagiz!!!!
    Hemde karsimizdaki kisi ve kisilere icimizden gelen kin ve nefreti kusacagiz!!!

    Simdiye kadar forumda yazdigim ve dedigimi kabul edin gibi dayatmalar tehdit vari konusmalarimi akatarirmisiniz?
    Baskasinin fikirlerine saygi duyuyorsunuz, ama fasizmin alasini uyguladigini hakaret vari imaa etmekten geri durmuyorsunuz!!
    Burada ne saygi nede hosgoru gibi bir yaklasim var, burada hem sag vurup hemde caktirmadan sol vurma taktigi uygulamaktasiniz.

    Cok kisa bir sure icinde burada olmamdan dolayi kimse ile bir sert tartismam gecmedi, siz haric...

    Alintiyi bir kez daha kopyalarsak, Saygi duyup duymadiginiz, Eyvallah gibi yaklasimlarinizda ne kadar samimi oldugunuzu gormek icinde olsa, kisa olarak size hem cevap hemde soru sormamda sakinca yoksa, musadenizle gizli kin ve nefretinizi ogrenmek isterim......

    Mesela benim siz ve baskasi ile hangi tartismamizda ve sohbetimizde begenmedigim bir tek olgu veya dusunce olmadigini neye dayanarak idda ediyorsunuz?
    Sizinle neyi tartistik, neyi sonuclandirmadik???
    Hangi dusuncenizi ve fikrinizi ortaya attiniz, bilimsel olarak neyi tartistiniz? ben sizin tartistiginiz hangi mantikli ve guzel olgularla hem fikir olmadim, veya karsi geldim????

    Buraya geldigimde, her seferinde karsima cikan ARKADASLIK VE EVLILIK gibi ozel reklamlarla karsilasmam beni rahatsiz etti. Alevi Sitesinde Boylesi bir olsuma firsat verilmesi!! Belimize sahip olmadigini, boylesi burcuva ozentisinin yanlis oldugunu soyliyerek tepki gosterdim, Sanal ortaminda oylesi siteler oldukca cok olmasindan dolayi, burcuva batakligin ve insanlari burcuva ozentilerine yoneltmenin yanlis oldugunu, Alevi sitesine yakismadigina dair tepki gosterdim...

    En fazla yonetici arkadaslar, Arkadas; bizim site boyle bir site, isine gelirse kalirsin, isine gelmezse geldigin gibi cikar gidersin.... dediklerinde bizde sesimizi cikarmadan cikip gideriz...

    Boylesi bir yaklasimim sizi bana yonelik kin beslemeye itmisse, duzeninizi bozmussam,
    Karalama veya kendinizde olan olgulari baskasinda gorme hakkina sahip olamazsiniz...

    Fikir ve dusuncelerin catismasi veya bildiklerimizi foruma yansitip tartisma ortami saglamak FASISTLIK ise!!! burada herkes fasistlik yapiyor demektir!!!!!!!!

    Daha oncede soyledim... Fasistligin anlamini bilmiyorsunuz, kisileri bilip bilmeden fasistlikle sucluyorsunuz.
    Siz buna karsilik bana google dan alinti yaparak, Fasizmin, Milliyetciligin, Irkciligin ve benzeri bir kac ornek vererek, bazi seylerin farkinda oldugunuzu imaa etmeye calismissiniz!!!!!

    Ama bilmediginiz bir sey var, Fasizm konusunda dogru tahlil yapan Ustanin kim oldugunu bilmiyorsunuz, ve onun soylediklerini alinti yapmayi unutmussunuz!!!!!

    Georgi Dimitrov`un Kominter`in 7`nci Kongresinde resmi olarak kabul edilen ve en dogru tespit oldugunu bile farkinda olmamaniz, bu konuda ne kadar bilgi sahibi oldugunuzu ortaya koymaktadir....

    Fasizm' " Finans Kapitalin En Gerici, En Sovenist, En Emperyalist Unsurlarinin Acik Terorcu Diktatorlugudur"

    Pekki yukaridaki acilamanin ve tahlilin hangi sayfasinda beni goruyorsunuz? veya yukaridaki tahlilin hangi katagorisini temsil ettigimi dusunebiliyorsunuz???

    Ozel Harp Dairesini yani Derin Devleti koruyan ve kollamaya calisan sizsiniz!!! Turkiyede Ezilen sinifin dusmanligini yapan ve MHP`li irkcilar gibi Kurt Halkinin Kendi Kader Tayin Hakkina siddetle karsi cikiyor, gercek terorist olan Fasist duzeni savunuyorsunuz... Fasist duzene karsi mucadele edenleri ise Terorist goruyorsunuz!!!!!
    Ezilenden yana degilde, ezenden yana oldugunuzu ve devleti koruma ve kollamaya gidiyorsunuz!!!!

    Osmanli Padisahi ava cikarken, Koprunun basinda sarabini icen kirmizi kulahli Bektasiye rastlar, aksilik ya O gun hic bir av yakaliyamaz... bunun tek suclusunu sabah karsilastigi Bektasi oldugunu dusunur... Emir verir, Bektasiyi apar topar getirirler....

    Bre ugursuz Bektasi, Sabah ava giderken sen karsima ciktin, ugrusuzluk getirdin, bir av bile yakaliyamadim, der ve ardindan Ucurun su kizilbasin kellesini der....
    Bektasi tepki gostererek katledilmeden, (yargisiz infaz edilmeden) once Soz hakki ister.

    Sen sabah ava giderken benimle karsilastin, hic bir av yakaliyamadin, sucu benim ugursuzlugumdan kaynaklandigini dusunuyorsun...

    Ben seninle karsilastigim icin Canimdan oluyorum, Ugursuz sizmisiniz yoksa benmiyim der.....

    Dolayisiyla Duzeni koruyan ve kolliyan sizsiniz, Kurt Halkinin Kendi Kader Tayin Hakkina karsi cikan sizsiniz, PKK ve duzene karsi cikan ilerici ve aydin kimligine sahip olanlari terorist goren sizsiniz!!!! vs vs butun bunlara ragmen baskasina fasistligin alasini yapiyorsun diyen yine sizsiniz!!!

    Bektasinin fikrasini cozebildiyseniz... Kimin fasist oldugunuda cozmus olursunuz....

    Size gore Dersim Katliamin sorumlusuda, PKK dir oyle degilmi? yoksa ulu onder Ata`nizi nasil koruyup ve kolliyacaksiniz????

    Yaniliyormuyum?

    Not; Fasizm ve Irkcilik konusunda alinti yaptiginiz siteyi iyice inceleyin, incelediginiz zaman, Kemalizmi gozunuzun onune getirin, ama Irkci ve Milliyetciliginizi bir yana birakarak, tarafsiz bir yaklasimla degerlendirmenizi isterim.....

    Not: Siz yorulmadan, ben sizin alinti yaptiginiz siteden, bilgileri aktarayim, olurda bir daha ayni siteyi bulamazsiniz!!!
    sizin alintilarinizla birlikte digerlerinide okumus olursunuz... istersenin genis sekilde alintidaki konu uzerine tartisabiliriz....

    Saygi ve Insani Sevgilerimle.
     
  13. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    İdeoloji ve Amaçlar [değiştir]

    Faşizmde toplumsal yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir tek ideoloji bağlayıcı olarak ilan edilir. Gerek devlet gerekse de iktidarın dünya görüşüne göre ve lider ilkesine göre örgütlenir ve belirlenir. Basın ve yayın kuruluşlarının mevcut ideolojiye göre yayınlar yapması zorlanır. Hakim görüşe zıt düşünceler ve muhalif seslerin çıkması çeşitli baskı unsurlarıyla önlenir. Aykırı yayın yapanlar sansürlenir, kapatılır veya başka türlü yollarla engellenmeye çalışılır. Böylece hakim düşüncenin karşısına farklı düşüncelerin çıkmasının önüne geçilmiş olunur ve tek tip düşünce, toplumda baskın hale getirilir. Faşizmin boyutu, bu koşulların ne kadarının somut olarak uygulamaya geçirildiğiyle doğru orantılıdır.

    Lider ilkesi: Bu ilkeye göre toplumsal yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir tek ideoloji bağlayıcı olarak ilan edilir. Gerek devlet gerekse de yönetim dünya görüşüne göre ve lider ilkesine göre örgütlenir ve belirlenir. Aynı şekilde işletmelerde de patron ve işçi arasında işletme yöneticisinin iktidarına dayalı bir ilişki kabul edilir.

    Milliyetçilik ve Vatanseverlik: 19. yüzyıl boyunca yükselen milliyetçilik 20. yüzyılda çeşitli ve aşırı boyutlara varmıştı. Faşizm'de milliyetçilik en ön plandadır ve temel ideolojidir. Vatanseverlik ve milli değerler her fırsatta vurgulanmaktadır.

    Antisemitizm ve Irkçılık: İtalyan Faşizmi'nin özünde ırkçılık yoktur, milliyetçilik ve vatanseverlik vardır. Fakat Alman Nazizmi'nde ise katı bir ırkçılık vardır.

    Popülizm, Antikomünizm ve Antikapitalizm: İtalyan Faşizmi ve Nazizm'de popülizm ön plandadır. Kapitalizm tümüyle veya zararlı yönleriyle reddedilir. Korporatif ekonomi uygulamaya konur. Komünizm, faşizmin düşman ideolojisi kabul edilir. Bunun nedeni komünizmin faşizme ideolojik olarak ters düşmesidir.

    Hukukun işlevselleştirilmesi.

    Rejim karşıtlarının ve aşağı görülen halk gruplarının idam edilmeleri ve/veya öldürülmelerinin haklı görülmesi ve bir devlet politikası olarak yürütülmesi.

    Bir ulusa, kültüre ya da “ırka” üye insanların toplumun geri kalanı üzerinde üstün oldukları iddiası. Bu yaklaşım aynı zamanda lider ilkesinde de ifadesini bulur. Belli bir kişi diğer herkesten ve topluluktan daha isabetli kararları alabilir durumdadır.

    Görev sırasında öldürmenin iyi ve haklı ilan edilmesi.

    Otoriter iktidar biçimleri ve sıklıkla totaliter bir sistem. Totalitarizm Alman ve İtalyan faşizmlerinde ön plandayken, Avusturya Faşizmi ve Franco İspanyası´nda vurgulu değildir.

    Sosyal Darwinizm: Daha çok Nasyonal Sosyalizm'de görülür. En iyinin ayıklanması ve egemenliğine dayalı toplum anlayışı. Yani aryan ırk, başka bir deyişle üstün ırk kavramının devlet yapısında ve toplumsal yapıda etkili olması.

    Karşıtlar [değiştir]

    Komünizm: Özellikle Sovyet Devrimi ve komünizmin Avrupa´ya yayılacağı korkusu faşist liderler tarafından sıklıkla liberal ve muhafazakar gruplarla ittifak kurmak üzere dile getirilmiştir.

    Liberalizm ve Demokrasi: Demokrasi, özgürlük ve çoğulculuk düşünceleri ile, devlet, ekonomi ve özel mülkiyet arasındaki ayrımda faşizmi önemli bir düşman görür.

    Muhafazakârlık: Faşist hareketler sıklıkla muhafazakâr özellikler taşısalar da kendilerini devrimci olarak gören faşistler muhafazakârlarda laik vitalizmin ve “yeni insan” düşüncesinin düşmanlarını görürler.

    Şekilsel ve Örgütsel Özellikler [değiştir]

    Devlet içinde ve yanında başka bir devlet olan silahlı gizli servisin merkezi önemi. Kendi taraftarlarının gözetim altında tutulması.

    Militarizm: Ekonomik hayat da dâhil olmak üzere toplumsal hayatın militarize edilmesi. Militer kitle yürüyüşleri ve büyük gösteriler faşizmin en önemli görünüşleridir.

    Bilimlerin taraflılık yasasının egemenliği altına alınması.

    Kitle seferberliği, parti propagandası yoluyla toplumsal alanın ve kitle iletişim araçlarının tekelleşmesi çabası.

    Toplumun sürekli kışkırtılması, devrimci ilan edilen konular lehine zorunlu coşkunluk.

    Kolektivizm: Halkın kitle olarak anlaşılması. Mussolini´nin stato totalitario kavramından beri faşist anlayış özel yaşama kadar toplumsal hayatın her alanında hak iddia eder. Aile çocuklarla halk birliğine katkı yapacak olan davadaşlık birliği olarak düşünülür.

    Pasifizmin aşağılanması. Bunun yerine hareket adı altında militarizmin ve savaşın yüceltilmesi.

    Politik karşıtın ortadan kaldırılması eğilimi. Faşizme göre karşıt düşmandır ve bir an önce yok edilmelidir. Bu söylem esas olarak kitlelerin faşist yönetime örgütlenmesi amacıyla kullanılır.

    Parti milisleri. Paramiliter çeteler.

    Estetikleştirme ve mistikleştirme. Özellikle ulusun kendi tarihine yönelik mistikleştirilmiş bir algı.

    Erkeklik vurgusu. Ataerkil yapıların yüceltilmesi.

    Gençliğin vurgulanması. Gençliğin dinamizminin savaş taraftarlığıyla ilişkilendirilmesi.

    Kimi ülkelerde bir yandan monarşi ve ruhban sınıf önderliğine yönelik vurgu, ama diğer yandan dini unsurların yerini alan ilerleme ve teknoloji inancı.

    Bu özellikler bazen Milliyetçilik, Militarizm ve Şovenizm´den oluşan Üç Sütun Modeli ile özetlenir. Ancak bu bir yandan da faşist ideolojilerin başka temel özelliklerinin göz ardı edilmesine yol açan bir indirgeme olarak eleştirilir.

    Faşist hareketler yaklaşık olarak bütün Avrupa ülkelerinde ve bir çok Latin Amerika ülkesinde bulunur. İspanya İç Savaşı´nda (1936-1939) Francisco Franco yönetimindeki falanjlar İtalya ve Almanya desteği sonucu iktidara gelmişler ve 1975´e kadar iktidarlarını devam ettirmişlerdir. İspanya´da António de Oliveira Salazar Estado Novo ile faşist bir rejim kurmuştur. Avusturya´da Almanya´yla birleşmeye karşı çıkan Avusturya Faşizmi rejimi kurulmuştur. II. Dünya Savaşı sırasında Almanya Hırvatistan´daki Almanya Rejimi gibi birçok faşist harekete yardım etmiştir.

    II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan faşist hareketler daha çok başlığı altında değerlendirilir.
    İtalyan Faşizmi [değiştir]
    Tarihçe [değiştir]
    Mussolini'nin Nazilerin desteğiyle kurduğu İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'nin bayrağı.

    Mussolini, İtalyan Sosyalist Partisi´nin sendikalist kanadından geliyordu. Parti gazetesi L´Avanti´nin redaktörleri arasındaydı. 1915 yılında Mussolini kendisi sosyalist partinin savaş karşıtı manifestosunu imzalamış olmasına rağmen Fasci d´azione rivoluzionaria örgütünü kurdu. Bu örgüt I. Dünya Savaşı sırasında İtalya´nın savaşa katılımı yolunda faaliyet gösterdi. Mussolini halen Avusturya-Macaristan İmparatorluğu´nun idaresinde bulunan Adriyatik Denizi´in doğu yakasını İtalya´ya dâhil etme amacının propagandasını yapıyordu. Bu faaliyetinin sonucunda sosyalist partiden çıkartıldı. Bu tarihten sonra sosyalist ve komünist hareketlerle onlara yakın işçi hareketlerine karşı şiddetli bir mücadeleye girişti. 1919´da Milano´da 1. Fascio di Combattimento kuruldu. Örgüt otoriter bir düzen ve Versailles Barış Antlaşması'nin İtalya lehine düzeltilmesini talep ediyordu. 1919´da I. Dünya Savaşı´nda savaş pilotluğu yapmış olan yazar Gabriele D´Annunzio´nun Fiume´de (bugünkü Rijeka) ele geçirmesiyle korporatif bir sisteme, kitle gösterilerine ve faşizm tarafından devralınan sembolizme dayanan ilk ön-faşist rejim kurulmuş oldu. 1920´den itibaren faşist hareket bir kitle hareketine dönüştü. Taraftarları arasında toprak sahipleri, küçük burjuvalar ve orta sınıf burjuvalar vardı. Politik karşıtlar Squadri adı verilen çetelerin terör eylemleri sonucu saf dışı bırakıldı. 1921 yılında faşist parti Nasyonal Faşist Parti kuruldu. Partiyi destekleyenler arasında bürokrasi, kilise ve ordu bulunuyordu. Roma Yürüyüşü sonucu kral III. Vittorio Emanuele, Mussolini´yi 30 Ekim 1922´de başbakan ilan etti.

    Mussolini 1925´te sosyalist partiyi ve antifaşist örgütleri yasakladı ve kendi lider kültüyle diğer faşist diktatörlükler için bir model kurdu. Kendini Duce (lider) olarak adlandırıyordu. Ona göre Duce üniforması ve savaşçı görünümüyle bir halk adamı, bir işçi, bir baba, bir sporcu, kadınların bir kahramanı ve bir askerdi. Antik Roma´nın dünya imparatorluğu idealinden devralınan bir büyük devlet iddiası İtalyan faşizminin temel düşüncesiydi ve 1935´te Etiyopya´nın yağmasına yol açtı. 1938 sonrası faşizm resmi olarak antisemitist bir politika sürdürdü.

    1932´de Mussolini Dottrina del fascismo ile ilk defa İtalyan faşist ideolojisinin bir taslağını yayınladı. Bu eserinde Mussolini Friedrich Nietzsche´nin “iktidar isteği” düşüncesiyle ilişkili olarak ve Vilfredo Pareto´ya dayanarak “büyük adamların” otoriter rejiminin meşruluğu üzerine tezler ortaya atıyordu. Georges Sorel´den esinlenerek siyasi olanın yaratıcı şekillendirme ilkesi için doğrudan eylem ilan ediyordu. Mussolini´nin anlayışında sendikalizme dayanan korporatist bir ekonomik sistemle sınıf karşıtlıklarının aşılacağı düşünülüyor ve birçok kaynaktan beslenen bir milliyetçilikle İtalya Akdeniz imparatorluğunun merkezi olarak görülüyordu.

    Peş peşe gelen askeri başarısızlıklar sonucu 1943´te Mussolini faşist devletin en yüksek yürütme organı olan Büyük Meclis tarafından görevinden alındı ve tutuklandı. Ancak Alman Waffen-SS kuvvetleri Mussolini´yi hapisten kurtardı. Mussolini Kuzey İtalya´da İtalyan Sosyal Cumhuriyeti´ni (Repubblica Sociale Italiana) ilan etti. Ancak başarılı olamadı. Daha sonra 28 Nisan 1945'de İtalyan komünistler tarafından idam edildi. Sonraki yıllarda ideolojisi İtalyan halkı tarafından utanç kaynağı olarak nitelendirilmiştir.
    İtalyan Faşizmi'nin Temel Özellikleri
     
  14. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    İtalyan Faşizmi'nin Temel Özellikleri

    Lider kültüne dayanan aşırı milliyetçi, popülist egemenlik biçimi.
    Politikanın belirgin şekilde estetize edilmesi ve iradenin ekonomiye önceliğinin vurgulanması. Bu anlamıyla Faşizm Füturizm´in mirasçısıdır.
    Bayraklar, yürüyüş kolları ve ritüel kitle gösterilerinde taşınan üniformalar gibi politik sembollerin abartılı kullanımı.
    Antik dünyaya dayandırılan ve kendini en çok Roma geçmişi kültünde açığa vuran bir gelenekselcilik. Bununla birlikte devrimci-dinamik bir kendilik temsili.
    Üretim dallarına göre örgütlenmiş korporatif ekonomik model ve parlamentonun yerine geçen bir birlik (Fasci ve Korporasyonlar Odası, Camera dei Fasci e delle Corporazioni) ve Parti ve devlet işlevlerinin karışmasından oluşan bir organın, Büyük Faşist Meclis´in (Gran Consiglio del Fascismo) iktidarda bulunuşu.
    Georges Sorel geleneğine dayanan, şiddetin politik kutsanması.
    Adriyatik Denizinin Hırvat yakasını İtalya´ya bağlama çabası.
    Özellikle sosyolog Robert Michels´in getirdiği gibi bir partiler eleştirisi ve kendini bir anti-parti (1919–1922 arası) ve daha sonraları yeni tipte bir kitle partisi olarak değerlendirme.

    İtalyan faşizmi içinde modernist-devrimci kanatla, tutucu-geleneksel kanat arasında süregiden bir gerilim vardı. Mussolini 1921-1925 arası bu kuvvetleri bir arada tutmak için çaba harcadı. Bununla birlikte çelişkili temsiller dışarıya karşı farklı toplumsal akımların faşizmde birleşmesi olarak sunuldu.
    İtalyan Faşizmi'nin Alman Nazizmi'nden Farkları ve Benzerlikleri [değiştir]
    Mussolini ve Hitler

    Uzun süre yapılan araştırmalar faşizmin nazizmin aksine köken olarak antisemitist olmadığını, antisemitizmin faşizme Mussolini´nin Almanya´yla Mihver ittifakını kurduktan sonra Alman etkisiyle dâhil olduğunu savunuyordu.

    Yeni çalışmalar bu bakış açısını şüpheli bulmaktadır. Bu çalışmalara göre 1919 yılından itibaren faşist önderler sürekli olarak antisemitist sloganlar kullanmışlar ve düşünceler açıklamışlardır. Antisemitizm daha önce düşünüldüğü gibi 1930ların sonlarına doğru faşizme dâhil olmamış, her zaman faşizme içkin olarak varolmuşken, yıllar süren radikalleşme sonucu ön plana çıkmıştır. 1938´den sonraki Yahudi düşmanı yasal düzenlemeler bu radikalleşmenin sonucudur. Ancak Nazi devleti Yahudileri kitle halinde katlederken, İtalyan faşistleri haklarını alma, dağıtma ve sürme yöntemlerini kullanmışlardır.

    İtalyan faşizminde nazizmde olduğu gibi bir ırk ideolojisi yoktur. “Irk” sözcüğüyle en azından 1938´e kadar biyolojik ya da kökensel bir şey ifade edilmemiş, daha çok “asalet” düşünülmüştür. 1938 sonrası biyolojik çağrışımları olan bir ırkçı söylem faşizm içinde yaygınlaşır. Irkçılık öncelikle siyah Afrikalılara, sonra da Slavlara yönelmiştir. Daha sonraları da antisemitist tonlar almıştır.

    Faşist “yeni düzen” anlayışı nazizmin modelinden farklıdır. Hitler´in “ırk devleti” anlayışı yerine Mussolini rejimi eski elitin bir araya getirilmesi ve geleneksel bir iktidar ve yayılma politikasına dayanan kuvvetli bir devleti amaçlamaktadır.

    İtalyan faşizmi en başından itibaren savaş sürdürmüş, Libya ve Etiyopya´da sömürgecilik tarihinde benzeri olmayan ve II. Dünya Savaşı sırasında çok büyük oranlara varan bir şiddet kullanmıştır: Kitlesel göçertme politikası, cinayetler, savaş tutsaklarının topluca öldürülmesi, toplama kampları ve zehirli gazların kullanılması. 1930 yılında Cyrenaika ayaklanması sonrasında kamplara kapatılan insanlardan 40 bini 1933 yılına kadar ölmüştür.Mussolini'nin bu uygulamaları Hitleri çok büyük oranda etki altında bırakmıştır. Etiyopya´nın işgalinin ne kadar ölüye malolduğu bilinmiyorsa da, tahminler ülkenin 10 milyonluk nüfusunun 2.300.000-3.660.000´inin öldüğü yolundadır.

    Faşizm, Nazizm gibi katı bir lider disiplinine dayanır. Ancak bunun Alman diktatörlüğündeki gibi radikal sonuçları yoktur. Duce ideolojik olarak önplana çıkarılır, ancak kendisinin yanında Büyük Faşist Meclisi ve kralın da adı geçer.

    İtalyan Faşizmi Nazizme göre çok daha fazla eski monarşinin elitlerinin, askerin, sanayinin ve kilisenin egemenlik uzlaşmasına dayanır. Nazizmse kısa süre içinde geleneksel toplumsal katmanlarla olan ilişkisini ortadan kaldırmıştır.

    Faşizmin devletçiliği SS tarafından belirlenen, halkçı Nazi devletçilik karşıtlığından ayrılır. Nazizmde açıkça partinin devlet karşısındaki üstünlüğü vurgulanır. Bunun sonucunda Naziler eskiden kalan normsal ve kurumsal sistemleri ortadan kaldırmışlardır. Buna karşın İtalyan Faşistleri yeni kurumlar geliştirdilerse de mevcut düzene önemli ölçüde el sürmemişlerdir.

    İtalyan Faşizminin politik kurbanlarının sayısı Nazizme göre belirgin ölçüde azdır. Faşist rejim karşıtlarını öldürse ve idam etse bile karşıtlara yönelik idam cezası verilmesi İtalya´da az görülür. Sonuçta Mussolini´nin ve Kara Gömlekliler´in (Paramiliter Faşist Çetelerin) terörü Nazilerin aksine iktidarda kalmalarına yetmemiştir.

    Faşizm'in İtalyan Toplumunda Değerlendirilmesi [değiştir]

    Savaş sonrasında İtalyan Faşizmi'nin Demokratik yapıyı ortadan kaldırması, Nazizmle işbirliği, İtalyan Yahudilerinin dörtte birinin öldürülmesi ve sürülmesi gibi suçları Almanya´da olduğundan çok farklı şekillerde değerlendirilmiştir.

    Bunun nedenleri Nazizmle karşılaştırıldığında İtalyan Faşizmi'nin daha düşük bir iç, dış ve askeri etkiye sahip olması kadar, rejimin iç güçler tarafından devrilmesine bağlı olarak Nazilerin yargılandıkları Nürnberg Davaları gibi açıklayıcı ve kamuyu etkileyici uluslararası bir yargı sürecinin gerçekleşmemiş olmasıdır.

    Böylece Mussolini´nin etkin olduğu bölgeler, İtalyan Sosyal Cumhuriyeti´ni ilan ettiği Salò, aile mezarının bulunduğu Predappio ya da bugünkü bir Mussolini müzesi bulunan Forlì Neo-Faşist örgütler tarafından kutsanmaktadır. Her ne kadar Faşizmin övülmesi bugünkü İtalya´da yasal olarak cezalandırılmayı gerektirse de, yasalar uygulanmamaktadır.

    Tanınmış bir Neo-Faşist politikacı ve Mussolini´nin torunu olan Alessandra Mussolini Kimlik, Gelenek, Egemenlik Fraksiyonu'nun temsilcisi olarak Avrupa Parlamentosu´nda bulunmaktadır.
    1945'e Kadar Avrupa'da Faşizm [değiştir]

    İtalyan sistemi birçok Avrupa ülkesinde Faşist ve Faşizm benzeri harekete, partiye ve örgüte model oldu. İtalya´nın yanında Almanya´da 1933´den itibaren Adolf Hitler´in Nasyonal Sosyalizmi, 1939´dan itibaren İspanya´da Francisco Franco´nun Francoluğu ve falanjları, 1933´den itibaren Portekiz´de Salazar diktatörlüğü en bilinen ve en etkili faşizm etkilenmeli diktatörlüklerdir. İkinci Dünya Savaşı boyunca Almanya ve İtalya´nın desteklediği Faşist rejimler Macaristan ve Romanya´da iktidarda bulunmuştur.
    1945'e Kadar Avrupa Dışında Faşizm [değiştir]


    Japonya [değiştir]

    Faşizmin Japon versiyonu Showa döneminin başlangıç dönemindeki Japon İmparatorluğu´dur. Bu dönemde Japonya içinde aşırı milliyetçi ve militarist bir politika izlendi.

    1937 yılında Japonya Çin´e saldırdı ve Kore´yi 1910 yılında işgal etti. Buralarda savaş tutsakları üzerinde tıbbi deneyler yapıldı. Halktan devlete kutsal bir şekilde bağlanması istendi ve Japonlar “tanrısal ırk” olarak görüldü.
    1945'ten Sonra Faşizm [değiştir]


    Almanya [değiştir]

    II. Dünya Savaşı'ndan sonra hem Batı Almanya'da hem de Doğu Almanya'da Nazi düşünceleri yasaklanmıştır. Hem Batı hem Doğu Almanya'da Hitler mozaleleri ve heykelleri yıkılmış, Nazilere ait bayraklar, semboller, flamalar ve savaştan kalma eşyalar müzelerde sergilenmeye başlamıştır. Her iki Almanya birleştikten sonra bu yasak devam etmiştir. Şu an etkinlikte olan Neonaziler Almanya'da Türkler ve Yahudiler[1] başta olmak üzere Alman olmayanlara saldırıda bulunmaktadır. Nazi propagandası yapmak ve Nazizmi savunmak Almanya'da büyük bir suçtur.


    İtalya

    İtalya'da da Almanya'da olduğu gibi faşist hareketler yasaklanmıştır. Fakat bu yasaklar pek sıkı değildir. Halen İtalya Meclisi'nde Neofaşist milletvekilleri vardır. Bunun dışında daha çok İtalyan gençlerinin oluşturduğu Neofaşist Kara Gömlekliler bulunmaktadır. Şu an Nasyonal Faşist Parti'nin yeniden kurulması İtalya Anayasası'nda yasaktır.
    Yunanistan [değiştir]

    1967´de gerçekleşen Albaylar Cuntası ile Yunanistan´da 1974´e kadar iktidarda kalacak faşizan bir rejim iktidara geldi. İktidarı yoğun bir şiddet politikasıyla ellerinde tutan cunta rejimi özellikle Yunanistan´daki güçlü komünist hareketin etkisiyle 1974´de devrildi.


    Şili

    Şili´de 1973 yılında ABD´nin desteğiyle gerçekleşen askeri darbede Salvador Allende´nin demokratik-sosyalist hükümeti devrildi ve General Augusto Pinochet iktidara geldi. Pinochet ülkeyi 1989-1990 dönemine kadar terör ve şiddet rejimiyle yönetti.

    Yine de tarihçiler arasında Pinochet rejiminin ne kadar faşist olarak tanımlanabileceği tartışmalıdır. Pinochet dönemi Şili devleti için post-faşist tanımlaması da kullanılmaktadır. Pinochet diktatörlüğü kuvvetli bir antikomünist tutum takınmıştır ve hem iç politikayla ilgili hem de halkın muhalif kesimlerine yönelik bastırma ve imhaya yönelik şiddete dayalı yöntemleri önceki faşist rejimleri hatırlatır.

    Buna karşın ekonomik politikalarda Şili devleti kapitalist pazar liberalizmini tercih etmiş, ülkeyi yabancı yatırımcılara, özellikle de ABD´ye açmıştır. Irkçılık, lider kültü, dışarıya yönelik saldırgan bir milliyetçilik Pinochet diktatörlüğü döneminde 1930lu ve 1940lı yılların faşizmlerinde olduğu gibi belirleyici bir rol oynamaz.


    Rusya

    Rusya'da Sovyetler Birliği döneminden beri faşist oluşumlar olmuştur. Bu oluşumlar ilk olarak Ekim Devrimi'nden sonra komünizm karşıtı aşırı milliyetçi Rus siyasetçiler ve kişiler tarafından oluşturulmuştur, ancak bunların gerçek anlamda faşist olduğu söylenemezdi. II. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği'ni yıkıp yerine milliyetçi ve ulusal bilince sahip "büyük bir Rusya" kurmak isteyen komünizm karşıtları Sovyet topraklarını işgal eden Alman Ordusu'nun yanında savaşmışlardır. II. Dünya Savaşı'nı Müttefiklerin kazanmasıyla beraber Sovyetler Birliği Doğu Avrupa'daki etkisini artırmıştı. O dönemlerden beri komünist sisteme karşı çıkıp "büyük Rusya"yı kurmak isteyen Rus Neofaşistler etkinliklerini günümüzde de sürdürmektedirler. Kendilerine Dazlaklar denmektedir.


    Türkiye

    Bakınız: TürkischeJugend

    Türkiye'de Cumhuriyet'in İlanı'ndan beri açık bir şekilde faşist hareketlenmeler ve örgütlenmeler olmamıştır. Ancak 1944'te gerçekleşen Irkçılık-Turancılık Davası'nda Hüseyin Nihal Atsız ve arkadaşlarının aşırı Türkçü söylemleri onların faşizme eğilimli olduklarını göstermekteydi. Hüseyin Nihal Atsız'ın II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nı desteklediği söylenmektedir, ancak bu konu ile ilgili herhangi bir yazılı belge veya siyasi söylem bulunmamaktadır.

    Birçok kişi tarafından 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 tarihlerinde gerçekleşen askeri darbe dönemleri demokrasinin yara almasının yanında faşist olarak da nitelendirilmektedir. Özellikle 12 Eylül rejimi kuvvetli antikomünist vurgusu ve şiddete dayalı yöntemleriyle Şili'deki Pinochet iktidarına benzer bir takım özellikler göstermiş olsa da Pinochet rejiminden farklı olarak 12 Eylül rejimi, darbenin başında bulunan Kenan Evren'in cumhurbaşkanı olmasına karşın, siyasi partilerin yeniden kurulmasına ve parlamentonun yeniden faaliyete geçmesine olanak sağlamıştır.

    Günümüzde ise 2004 yılında kurulmuş olan TürkischeJugend ismindeki Türk Neonazi grubu faaliyetlerini sürdürmektedir. TürkischeJugend grubunun 250'nin üzerinde üyesi bulunmaktadır. TürkischeJugend'in dışında Nasyonal Sosyalist Türk Hareketi (NASOTUHA) ve Türk Nazi Partisi gibi oluşumlar da bulunmaktadır.[2][3]
     
  15. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Faşizme Yönelik Tanımlamalar ve Teoriler

    Faşizmin tanımlamasına yönelik çalışmalar genellikle faşizmi ortaya çıkartan ekonomik ve toplumsal koşulların belirlenmesi ve faşizmin iktidara geldiği ülkelerde işçi hareketinin ezilmesinin nedenlerin saptanması üzerinde durur.

    Faşizmi ele alan Marksist yazarlardan Troçki, faşizmi geç dönem kapitalizmin yapısal bunalımıyla ilişkilendirir ve tekelci sermayenin toplumun bütününü totaliter bir tarzda örgütleme çabasına dayandırır. Ona göre faşist kitle hareketleri toplumsal temellerini küçük burjuvazide ve orta sınıflarda bulur.

    Otto Bauer de faşizmin yükselişiyle ilgili üç nedenden bahseder:

    I. Dünya Savaşı´nın bir çok insanı burjuva toplumsal hayattan dışlaması, daha alt sınıflara düşmesi ve bu unsurların daha sonra faşist milislerin tabanını oluşturmaları.

    Savaş sonrası yaşanan ekonomik bunalım orta sınıfların alt kesimini ve köylüleri aşırı derecede yoksullaştırmış ve bu unsurlar burjuva partileri terk ederek faşist partilere yönelmiştir.

    Ekonomik bunalım sonucu kapitalist sınıfın kârlarının düşmesi sömürü düzeyinin yükseltilmesini, bu da işçi sınıfının direncinin kırılmasını gerektirmişti.

    Başta Clara Zetkin olmak üzere Komintern´e yakın yazarlar faşizmi sermayenin terörist egemenlik biçimi olarak tanımlarlar. Georgi Dimitrov´un Komintern´in 7. Kongresi´nde resmi olarak kabul edilen tarifinde de faşizm “finans kapitalin en gerici, en şovenist, en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğü” olarak tanımlanır.

    August Thalheimer de faşizmi Bonapartizm´le karşılaştırır. Aynı III. Napoléon´un ve lumpenproleter taraftarlarının 1848 Şubat Devrimi'nden sonra iktidara gelişinde olduğu gibi, faşizmin de bir aşağı sınıfa düşmüş ya da düşme tehlikesi bulunan taraftarlarıyla sınıf savaşımındaki bir eşitlik durumunda burjuvaziden görece bağımsız olarak iktidara geldiğini ama nesnel olarak burjuvazinin çıkarlarını temsil ettiğini ve devrimi engellemeye çalıştığını ileri sürer. Thalheimer faşizmi burjuvazinin kendisi de dahil olmak üzere kitlelerin büyük burjuvazinin ve büyük toprak sahiplerinin toplumsal egemenliğinin hüküm sürdüğü faşist devlet iktidarı altına alınması olarak tanımlar.

    Freud'un ilk kuşak öğrencilerinden ve Erich Fromm'un hocası Wilhelm Reich faşizme psikolojik bir açıklama getirirken Marxist yorumun salt sınıfsal bakışaçısını şiddetle reddeder. Reich'a göre komünist bir devrimin tüm sınıfsal koşullarının ortaya çıktığı Almanya'da kitlenin tepkisinin yönünün komünist devrime değil de faşist partilere akması özellikle sorgulanması gereken bir çelişkidir. Wilhelm Reich'a göre faşizm yeni bir toplumsal olgudur ve salt sınıfsal-ekonomik-altyapısal faktörlerle anlaşılamaz. Wilhelm Reich faşizmin izlerini, Alman Faşizminin üzerine çok vurgu yaptığı ailede bulur.Aile cinselliğin, kadının ve çocukların baskılanması demektir.Cinsellik önemli bir üretici güç olduğundan onun faşist tahakküm altına alınışı,öğrenilmiş erkekliğin tırmandırılarak teşvik edilişi ve militarist söylemlerinde sıkça erkek yücelten öğelere bakıldığında faşizmin önce cinselliğin düzenlenişi üzerinde baskı yaptığı anlaşılacaktır. Reich'a göre komünistlerin başarısızlığının sebebi politikada yani uygulamadadır. Faşistlerin "komünizm eşlerinizi ortak mülkiyete açmak demektir." "komünistler son mal mülkünüze kadar sizi kamulaştırır" türü korkulara seslenen propagandalarında başarıya ulaştıklarını yine Reich aktarır. Reich'a göre kitleler özünde iyi olsalar da 6000 yıllık devlet deneyimleri sonunda emir almaya alışmışlardır. Özgürlükten korkan, köleliğe hızla koşan kitlelerin önce özgürlükle yeniden tanışmaları gerekmektedir. Faşizm özel bir hükümet biçimi değil, kitle psikolojisinin tarih içerisinde ortaya çıkan özel bir halidir.

    Franz Neumann Nazi Almanyası´nı değerlendirirken, tekelci sistemde totaliter nitelikli politik bir iktidar olmadan kârların korunamayacağını, bunun da nazizmin ayırıcı özelliği olduğunu belirtiyordu. Daha sonra Neumann faşizmi “buyrukçu ekonomi” ya da “totaliter tekelci kapitalizm” olarak tanımlamıştı. Neumann´a göre Almanya´da nazizmin yükselmesi sermayenin tekelleşmeyle sonuçlanan merkezileşme ve yoğunlaşma sürecinin ilerlemiş olmasıyla ilişkilendiriyordu.

    Friedrich Pollock´sa tekelci kapitalizmden bahsederken aynı zamanda devletin müdahaleciliği üzerinde duruyor ve faşizmi “devlet kapitalizmi” olarak tanımlıyordu.

    Adorno ve Horkheimer 1945´ten sonra faşizmin psikolojik kaynaklarını otoriter kişilik kavramı ile ilişki içinde açıklamaya çalıştılar.

    Daha sonraki araştırmacılar faşizmi tekelci kapitalizm, ekonomik bunalım ve orta sınıfların tehdit altında bulunmasıyla ilgili olarak açıklamaya çalışmışlardır.

    Nicos Poulantzas daha çok III. Enternasyonal´in politikaları doğrultusunda İtalyan ve Alman komünist partilerinin faşizm karşısındaki tutumlarının eleştirisini ön plana çıkartırken, Bonapartizm, askeri rejimler ve “kural dışı kapitalist devletin” başka biçimleri karşısında faşizmin ayrılığını değerlendirir.

    Tim Mason da Hitler ve antisemitizmin rolüne dikkat çekerek nazizmin kendine özgü olduğundan bahseder. Ona göre faşizmi ortaya çıkartan koşullar bütün gelişmiş kapitalist ülkelerde bulunmasına karşın, faşizmi iktidara taşıyan özellikler özel ulusal koşullara ve tarihsel geleneklere bağlı olabilir.

    Ayrıca üzerinde durulan başka bir nokta da, işsizliğin özel etkisidir. İşsizliğin artışının işçi sınıfı hareketi yerine sağ radikalizmin kuvvetlenmesine ön ayak olduğu üzerinde durulmaktadır.

    Robert O. Paxton faşizmi tanımlarken topluluğun yenilgi, küçük düşme ve kurban rolüyle saplantılı meşguliyeti ve bunları birlik, güç ve arılık kültleriyle giderme çabasıyla ilişkilendirir.

    Ernst Nolte de faşizmi anti-marksizm olarak tanımlar. Nolte´ye göre faşizm 1917-1945 arasıyla karakterizedir. Bu dönemde Sovyetler Birliği'ni ve onun dünya devrimi talebini faşist araçlarla karşılamak gereği doğmuştur. Nolte 20. yüzyıl Avrupası´ndaki herhangi bir antikomünist diktatörlüğün amaçladığı ve gerçekleştirdiği her şeyi faşizm kavramı altında toplar.
    “Faşizan” Kavramı [değiştir]

    Faşizan olarak faşizmle ilişkili ya da faşizme benzeyen ama yumuşatılmış bir biçimi ifade eden tutumlar kastedilir. Bazen bir politik sistemin ya da ideolojinin tekil bileşenleri faşizan olarak değerlendirilir. Böylece sözkonusu sistemin ya da ideolojinin faşizan eğilimlerinden bahsedilir.

    Kavram daha çok polemik amaçlı, karşıtın otoriter davranışını suçlamaya yönelik kullanılır.

    Faşizm, 20. yüzyılda doğmuş ve yayılmış bir ideoloji olarak bilinir. Oysa gerçekte savaşı ve vahşeti yücelten bu ideolojinin kökeni, antik çağlara, Sparta'ya kadar uzanmaktadır. Hızlı yayılışı ise I. Dünya Savaşı'nın hemen ardından oldu, Almanya ve İtalya başta olmak üzere, İspanya ve Japonya gibi ülkelerde faşist yönetimler iktidarı ele geçirdiler. Bu ülkelerin halkları faşizm yüzünden çok büyük acılar çektiler ve korkunç vahşetlere maruz kaldılar. Kavganın, kaba kuvvetin, saldırganlığın, kan dökücülüğün, şiddetin hakim olduğu bu rejimlerde, başta bulunan faşist diktatör ve yönetici kadrolar, kurdukları milis birlikler ve gizli polis örgütleri ile toplum üzerinde terör estirdiler. Üstelik faşist ideolojiyi, eğitimden kültüre, dini kurumlardan sanata, devlet yapısından askeri sisteme, polis teşkilatlarından insanların özel yaşamına dek hemen her alana zorla empoze ettiler. Faşizmin neden olduğu II. Dünya Savaşı ise, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri oldu ve ardında 55 milyon ölü bıraktı. Bu filmde, faşizmin bilinen öyküsünün yanı sıra, yeterince vurgulanmayan iki önemli yönünü izleyeceksiniz. Bunlardan ilki, faşist ideolojinin kökeninin eski putperest kültürlere dayanmasıdır. Faşizmin bir diğer önemli yönü ise, 19. yüzyıldan bu yana dünya üzerindeki çeşitli çatışmacı ideolojilerin dayanak noktasını oluşturan Darwin'in evrim teorisiyle olan bağıdır.
    Dünyada Faşist Hareketler
     
  16. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Sayin Enelhak Can

    Ufkunuzun acilmasi acisindan dolayi, Alintiyi bir kez daha buraya aktararak, Konuyu Google`da degerlendiren, ve Turkiye`de Fasizmi gizlemeye calisan, 12 mart, 12 Eylul gibi fasist darbeleri bile fasist gormiyen bir mantigin neye ve kime hizmet ettigini gormek sizce ne kadar mumkundur bilinmez..

    Kurtulus Savasindan Sonra, Ataturk ve Silah Arkadaslari Tarafindan Kurulan, 1946`lara Kadar Askeri Fasist Diktatorlukle Yonetilen, Italyan modelini secen...

    [

    Boylesi Cumhhuriyetcilikle yola cikan mantik ayni mantiktir... Adolf Hitler su sozleri "Mussolini Ataturk`ten ilaham almistir, bende Ataturk ve Mussolinden Ilham Aldim" butun dunyada kullaklarda cinlarken, malesef Turkiye`de Irkcilik ve Milliyetcilik, Vatan Millet Sakarya nutuklari bunlari gormemezlikten gelmektedir.....

    Verdigim alintilari tarafsiz okuyun,
    Turkiye tarihinide inceleyin, sonra oturup sapkanizi onunuze koyup dusunun........

    Sozde kendisini Alevi gormeye calisanlarin kendi Dusmanina Asik Olmasi Moda Haline Gelmis, bunu gormemek icinde kor olmak gerekir....
     
  17. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Ufkunuzun acilmasi acisindan dolayi, Alintiyi bir kez daha buraya aktararak, Konuyu Google`da degerlendiren, ve Turkiye`de Fasizmi gizlemeye calisan, 12 mart, 12 Eylul gibi fasist darbeleri bile fasist gormiyen bir mantigin neye ve kime hizmet ettigini gormek sizce ne kadar mumkundur bilinmez..


    Değerli can, yazdıklarınızın tamamını okudum. Tamamına yakınında aşağılama, hakaret ne ararsanız var J Allah sizin anladığınız anlamı ile her ne ise adı o ulu güç size yardımcı olsun, Size akıl fikir versin. Aslında sabrımı sınayabilecek ne gücünüz ve nede kurdretiniz var benimle başa çıkabilecek ama sizinle sizin anladığınız dilden konuşmazsam bana hakkı geçen çok insana dönüp bana hakkınızı helal edin diyebilme şansımı yitirmiş olacağım. Benim kelimelerle sizinki kadar aramın iyi olduğunu söyleyemem. Malum buda bilgi birikimi ve kültürel zenginlik ile olur ki ondan bende maalesef yok. Ben kimim ki siz Allaha kafa tutan, Allahın cebinden peygamberini çalmış biri olarak sizinle sidik yarıştırabileyim. Bakın Size kin tutacak ve sizin kininizi içimde taşıyacak kadar zavallı biri değilim. Her şeye rağmen size sevgi ve saygılarım sunuyorum sırf insan olduğunuz için. Dahası kelimelerimi özenle seçmeye çalışıyorum sizi kırmamak için çünkü yaşınız itibarı ile elbetteki bunu hak ediyorsunuz. Ama o kadar çok ileri gitmişsiniz ki size karşı kelimeleri seçmeme ve tüm bencilce yaklaşım ve ukalaca tavırlarınıza rağmen, sergilemiş olduğum nazik tavrı görmezden gelmeniz yada bunu acizlik olarak algılamış olmanız sizin kendinizde ifade bulmaktadır kuşkusuz.

    Evet gerek gördüğüm her türlü kaynağı tararım. İnterneti iyi bir kaynak olarak gördüğümü söyleyebilirim. Bunda bir sakıncada görmüyorum. Benim siz gibi bilgi, birikim ve kültür gibi olgularla yüklü doğma şansım olmadı. Bana bunlar vahiy yoluylada gelmedi. Yani sizin gibi doğuştan bu özelliklere sahip değilim. Böyle bir ihtimal olmadığına göre elbetteki her türlü kaynaktan beslenmem doğal. Bunun yadırganacak tarafı varmı bilemiyorum siz eleştirdiğinize göre var. Ama bana göre yok, bu güne kadar olduğu gibi bu sınırsız bilgi hazinesinden bundan sonrada sonuna kadar yararlanmaya devam edeceğim.

    Türkiyede elbetteki demokrasi ve insan hakları ihlalleri vardır ve tüm dünyada da olduğu gibi var olamaya devam edecektir. Demokrasinin beşiği dediğiniz şu avrupanın Türkiyeden çok daha parlak bir insan hakları karnesi yoktur emin olun. Hani batıda yaşayan sizler Avrupalıların sizelere uyguladıkları ayrımcılık, ırkçılık ve insanlık dışı uygulamaları görmezden gelerek aslında beni itham ettiğiniz şu meşhur “Stockholm Sendromunu” yaşamıyormusunuz.



    Kurtulus Savasindan Sonra, Ataturk ve Silah Arkadaslari Tarafindan Kurulan, 1946`lara Kadar Askeri Fasist Diktatorlukle Yonetilen, Italyan modelini secen...


    Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının yoktan var ettikleri bir ülke var ortada beğenirsiniz beğenmezsiniz. Özür dilerim ama buna Neyzen TEVFİK çok yerinde bir şiirle cevap vermiş onu eminim bilirsiniz ben burada dillendirmek istemezdim ama beni buna mecbur bıraktığınız için okumanızı öneririm.

    Ne ararsin TANRI ile aramda!...
    Sen kimsin ki orucumu sorarsin?
    Hakikaten gözün yoksa haramda
    Basi açiga niye türban sorarsin?

    Raki, sarap içiyorsam sana ne.[FONT=Georgia]
    Yoksa sana bir zararim, içerim.
    Ikimiz de gelsek kildan köprüye,
    Ben dürüstsem sarhosken de geçerim

    Esir iken mümkün müdür ibadet?[FONT=Georgia]
    Yatip kalkip ATATÜRK'e dua et.
    Senin gibi dürzülerin yüzünden,
    Dininden de soguyacak bu millet

    Isgaldeki hali sakin unutma.[FONT=Georgia]
    ATATÜRK'e dil uzatma sebepsiz.
    Sen anandan yine çikardin amma
    Baban kimdi bilemezdin serefsiz.

    Neyzen TEVFİK[FONT=Georgia]

    [FONT=Georgia]Şiiri okuduğunuzda aslında ne kadar nesnel bir değerlendirme yapabildiğinizi yada yapamadığınızı daha iyi görürsünüz.[FONT=Georgia]

    [FONT=Georgia]Tüm dünyanın gıpta ettiği bir lider Mustafa Kemal TATÜRK şimdi belge isterseniz binlerce belki yüzbinlerce kaynak koyabilirim buraya ama gerek görmüyorum. Çünkü siz doğruları görmek yerine kendi dünyanızı yaratmış ve ve gerçekte var olmayan o dünyanızda yaşamayı seçmişsiniz. Size kendi dünyanızda mutluluklar dilerim. Ama asla sizin yaratmış olduğunuz gerçekte olmayan ve asla olmayacak olan kendi dünyanızda yaşamak istemem.[FONT=Georgia]
    [FONT=Georgia]
    Böylece Mussolini´nin etkin olduğu bölgeler, İtalyan Sosyal Cumhuriyeti´ni ilan ettiği Salò, aile mezarının bulunduğu Predappio ya da bugünkü bir Mussolini müzesi bulunan Forlì Neo-Faşist örgütler tarafından kutsanmaktadır. Her ne kadar Faşizmin övülmesi bugünkü İtalya´da yasal olarak cezalandırılmayı gerektirse de, yasalar uygulanmamaktadır.[FONT=Georgia]

    [FONT=Georgia]Türkiyede de yasalar uygulanmamaktadır. Türkiyenin yasalarına göre terörü ve teröristi övmek suçtur ama Türkiyenin dört bir tarafında törer örgütü başının posterleri taşınır, terör örgütünü sembolize eden afişler ve bez parçaları dolaştırılır ama kimse bunlara dokunmaz ilişmez, yasal işlem yapmaz. Nedendir anlamak mümkün değil. Alın size kıyas bu ülkenin aslında ne kadar sabırlı ve neye tahammül edebildiğine siz bile şaşıracaksınız. [FONT=Georgia]

    [FONT=Georgia]Hayranı olduğunuz Avrupalı dostlarınızın uygulamaları için aşağıdaki linkleri izlemenizi öneririm.[FONT=Georgia]

    [FONT=Georgia]Link:1[FONT=Georgia]
    [FONT=Georgia][URL="http://video.mynet.com/bayw/Sinirlar-Arasinda-Ispanya-1/458839/"]izleyin[/URL][FONT=Georgia]
    [FONT=Georgia]Link :2[FONT=Georgia]
    [FONT=Georgia][URL="http://video.mynet.com/bayw/Sinirlar-Arasinda-Ispanya-2/458842/"]izleyin[/URL][FONT=Georgia]


    [FONT=Georgia]Boylesi Cumhhuriyetcilikle yola cikan mantik ayni mantiktir... Adolf Hitler su sozleri "Mussolini Ataturk`ten ilaham almistir, bende Ataturk ve Mussolinden Ilham Aldim" butun dunyada kullaklarda cinlarken, malesef Turkiye`de Irkcilik ve Milliyetcilik, Vatan Millet Sakarya nutuklari bunlari gormemezlikten gelmektedir.....

    [FONT=Georgia]
    [FONT=Georgia]Tüm dünyanın hayranı olduğu bir liderdir Mustafa Kemal ATATÜRK. Ne benim nede bir başkasının tekelinde değildir. Elbetteki tüm dünyanın hayranı olduğu bir lideri yetiştiren bir milletten olduğum için gurur duyuyorum. Alın size faşisim bakın Türk olduğumu söylüyorum. Çünkü szlere göre içinde Türk geçen her olgu faşizmdir. Ama Kürt geçen her olgu ise mazlum ve devrimcidir. Bundan farklı nemalanmalar yoluna gitmeyiniz.Benim adıma konuşmayınız lütfen. Eğer kürt düşmanlığım olsaydı bunu ben dile getirirdim emin olabilirsiniz. Hiç heveslenmeyin benim ne böyle bir düşmanlığı ve nede beslediğim kin ve garezim vardır kürt toplumuna karşı. Çünkü her ne kadar kimi kürt kökenli insanlarımız kendilerini azınlıkmış gibi görselerde ben onların bu ülkenin sahipleri olduğunu biliyorum. Kürtler bu ülkenin kurucu unsurlarındandır. Her dönem yarıya yakın temsilcileri ile mecliste yerini almışlardır. [FONT=Georgia]

    [FONT=Georgia]
    Verdigim alintilari tarafsiz okuyun,
    Turkiye tarihinide inceleyin, sonra oturup sapkanizi onunuze koyup dusunun........

    Sozde kendisini Alevi gormeye calisanlarin kendi Dusmanina Asik Olmasi Moda Haline Gelmis, bunu gormemek icinde kor olmak gerekir....[FONT=Georgia]

    [FONT=Georgia]İşte buna gülünmesi gerekir gerçekten. Çok komik be Can, Afedersiniz, hakikaten siz nasıl yada ney dayanarak benim Aleviliğimi sorguluyorsunuz. “[FONT=Georgia][COLOR=Black]Sozde kendisini [COLOR=Black]Alevi[COLOR=Black] gormeye calisanlarin” [FONT=Georgia]Benim “Alevi” olabilmemem için sizden icazetmi almam gerekir. Ben elbetteki Aleviyim ve Türkmen Aleviyim hemde. Kendi nesebimle övünürüm elbetteki. Ne Mutlu Türküm Diyene, ne mutlu insanım diyene, varsın Kürt kardeşimde “Ne Mutlu Kürdüm Diyene” desin bu beni rahatsız etmez. Ama benim söylemim sizi varsın rahatsız etsin. Bakın Türkiye tarihini ve kendi tarihimi, nerede geldiğimi iyi bilirim siz hiç sıkmayın canınızı. Ama şunu söyleyeyim siz kim olduğunuzun bilincinde ve farkında değilsiniz. Siz kayıpsınız değerli Can gerçekte var olan ama özünü yitirmiş ve ne zaman nerede kimin ayağı altında patlayacağı, kolunu, bacağını koparacağı belli olmayan bir serseri mayın gibisiniz siz. Allahın selameti başınıza olsun. Kalın sağlıcakla. [FONT=Georgia]


    [FONT=Georgia]NOT: Yukarıda yazmış olduğum yazıdan dolayı dini, dili, mezhebi, soyu, sopu ne olursa olsun lütfen hiç kimse üzerine alınmasın. Sadece nezaketi acizlik olarak algılayan haddini aşan bir Cana verilmesi gereken bir cevaptır. Metnin üslubu için muhatabı hariç tüm Canlardan özür dilerim. Sevgi ve saygılarımla…[/FONT][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]
     
  18. Baskoylu

    Baskoylu Daimi Üye

    Sayin Enelhak

    Sizinle polemiklere girmek gibi bir derdim yok, Polemikler yaratmak yerine, fikir ve dusuncelerin catismasi dogru olandir,
    Fikir ve dusuncelerin catismasi edep, erkan, saygi ve sevgi cerevesi icinde gecmelidir....

    Farkinda iseniz sizin usluplerinize ve yaptiginiz hakaret ve saygisizliklara karsilik cevap vermisim, isterseniz sizin ne dedinize ve ardindan benim ne dedigime, vaya benim ne dedigime, sonra sizin ne dedigine bakalim.

    Yazilarinizda, EYVALLAH, SIZI BASIMIN USTUNDE TASIYACAM VS VS gibi soylemlerin ardindan, Fasist oldugum soyleminizi ortbas edecegini dusunuyorsaniz, yani ilk once saygili gorunup daha sonra hakaret ve etiketleme gibi yaklasimlar gostermenizi gormemezlikten gelmek, bunlara cevap vermemek sizin gibi kendisini koylu kurnazi sananlara odun vermek olur....

    Yasca sizden buyuk olabilirim, bunu hem goz onunde bulunduruyorsunuz, hem saygi duymaya calisiyorsunuz!!! hemde istediginizi soyliyorsunuz!!!!
    Benim sizden yasli olmami goz onunde bulundurup bana saygi gostermeyin, once kendinize karsi saygili olun, kendinize karsi saygili olursaniz, cevrenizde herkese saygili olursunuz....

    Kendinize nasil baktiginiz veya kendinizi nasil gormeye calistiginiz cok onemli degil, cevrenin ve toplumun size bakis acisi onemlidir.... yani kendinizi cok temiz, saygili ve durust gorebilirsiniz..... bu sizin bakisinizdir, onemli olan cevrenin ve toplumun size karsi olan deger yargisidir......

    Ben bir cok forumda aktif olarak katilan biriyim, burada bazi canlar beni tanir, nasil bir durusa sahip oldugumu bilirler, bana yonelik gelen elestirileri ve tepkileri saygi ile karsilar, hata ve yanlislarim varsa ayni erdemlikle ozellestiri verir ozur dilerim.....

    Sizin gibi ozur diler gibi yapip, ardindan hakaret ediliyorsa..... edilen ve yapilan Ozurun bir anlami olmaz, Ozur dilemenin anlami, bir insanin yaptigi yanlis ve hatasindan dolayi karsisindaki insanin gonlunu almasidir.... bazende Kusuru.... Ozurunden buyuk olunca.... Ozur dilemekte yersiz olur, yani ozur anlam tasimaz........

    Bakin size yine sizden alinti yaparak nasil bir durusa sahip oldugunuzu kendi gozlerinizle gormenizi isterim........

     
  19. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Degerli Can, aşağıda sizin yazdıklarınızdan alıntılar yaptım. Mavi renkli olanları tekrar bir gözden geçirin isterseniz. Tek tek okuyun, nesnel bir şekilde okuduğunuzda hakaretin her türlüsünü görebilirsiniz. Tabii eğer görmek isterseniz. Bence bu kadar olgun biri oldugunuzu düşünüyor ve bilimsellikten dem vuruyorsanız, aynaya bakın ve nerede hata yaptığınızı görmeye çalışın. Ben sizin kadar siyasette iddialı değilim. Hatta anlamam dersem yeridir. Ama bu siyaset ile ilgili hiç fikir sahibi olmadığım ve kendi doğrularımı savunamayacağım anlamına gelmez. Siyaset biliminden bahsediyorsunuz merak ettim. Kaç makaleniz hangi bilimsel yayın organında yayımlandı. Yazarsanız sevinirim.

    Sayin Enelhak Can

    Insanlarin gorundugu veya oldugu gibi gorunmesi kadar guzel bir sey olabilirmi? Hem saygili oldugumuzu ve ustelik EYVALLAH gibi bir yaklasimla yaklasacagiz!!!!
    Yukadıraki yazdıklarınızın hiç birini üzerime alınmam ama ithamlarınızın çok sakat olsduğunu asla hedefi tutturmadığınızı bilmenizi isterim.
    Hemde karsimizdaki kisi ve kisilere icimizden gelen kin ve nefreti kusacagiz!!!
    Değerli Can benim yazdıklarıma alternatif seçtiğiniz tüm cümleler ve enlatımlara, duygu ve düşüncelerinize eyvallah. Ben sizin yazdıklarınızın ve savunduklarınızın hiç birine yanlış benim yazdıklarım yada savunduklarım doğrudur demem. Çünkü onlar sizin fikirleriniz ve saygı duyarım. Lakin "Faşimden dert yanıyor ama alasını sergilemekten geri durmuyorsunuz." ifadelerini kişisel saldırı olarak algılamanız üzücü, çünkü tamda yaptığınız faşizmin kendine özgü bir türüdür. Yani ben yada benliğin öne çıktığı bir nevi dikta düşünce yapısının tezahürüdür. Çünkü sizdeki farkındamısınız bilmem ama beğendiğiniz bir tek olgu veya düsünceye rastlamadım şahsen. Her şeyi reddeden ve yanlızca kendi düşüncelerinin doğruluğunu savunan ve bunu karşı tarafa kabul ettirmeye çalışan bir yaklaşım sergilemektesiniz.
    Simdiye kadar forumda yazdigim ve dedigimi kabul edin gibi dayatmalar tehdit vari konusmalarimi akatarirmisiniz?

    Baskasinin fikirlerine saygi duyuyorsunuz, ama fasizmin alasini uyguladigini hakaret vari imaa etmekten geri durmuyorsunuz!!

    Burada ne saygi nede hosgoru gibi bir yaklasim var, burada hem sag vurup hemde caktirmadan sol vurma taktigi uygulamaktasiniz.


    Kavga etmek benim hiç tasvip etmediğim ve uzak olduğum bir olgu. Diyalog ile çözülmeyecek hiçbir sorunun olamayacağına inanan bir insanım. Asla sağ gösterip sol vurmam. Açık sözlüyüm ve doğru bildiğimden asla ödün vermem.

    Cok kisa bir sure icinde burada olmamdan dolayi kimse ile bir sert tartismam gecmedi, siz haric...
    Çünkü sizdeki farkındamısınız bilmem ama beğendiğiniz bir tek olgu veya düsünceye rastlamadım şahsen. Her şeyi reddeden ve yanlızca kendi düşüncelerinin doğruluğunu savunan ve bunu karşı tarafa kabul ettirmeye çalışan bir yaklaşım sergilemektesiniz.

    Alintiyi bir kez daha kopyalarsak, Saygi duyup duymadiginiz, Eyvallah gibi yaklasimlarinizda ne kadar samimi oldugunuzu gormek icinde olsa, kisa olarak size hem cevap hemde soru sormamda sakinca yoksa, musadenizle gizli kin ve nefretinizi ogrenmek isterim......


    Hiçbir insana karşı kin besleme. Kin ve nefretin insanın kendisini kemiren olumsuz insani bir duygu olduğunu düşünüyorum.
    [FONT=Georgia]
    Mesela benim siz ve baskasi ile hangi tartismamizda ve sohbetimizde begenmedigim bir tek olgu veya dusunce olmadigini neye dayanarak idda ediyorsunuz?
    Sizinle neyi tartistik, neyi sonuclandirmadik???
    [FONT=Georgia]
    Hangi dusuncenizi ve fikrinizi ortaya attiniz, [COLOR=blue]bilimsel olarak neyi tartistiniz? ben sizin tartistiginiz hangi mantikli ve guzel olgularla hem fikir olmadim, veya karsi geldim????


    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Benim herhangi bir konuyu bilimsel olarak tartışabilme şansımın olmadığını düşünüyorum. Çünkü ne o denli bir bilgi birikim var. Nede öyle bir iddiam var. Ancak kendi çapımda bilimsellikten uzak, amatörce kendi duygu ve düşüncelerimi, fikirlerimi, kendi doğrularımı paylaşabilirim.

    [FONT=Georgia]
    Buraya geldigimde, her seferinde karsima cikan ARKADASLIK VE EVLILIK gibi ozel reklamlarla karsilasmam beni rahatsiz etti. [FONT=Georgia]Alevi Sitesinde Boylesi bir olsuma firsat verilmesi!! Belimize sahip olmadigini, boylesi burcuva ozentisinin yanlis oldugunu soyliyerek tepki gosterdim, Sanal ortaminda oylesi siteler oldukca cok olmasindan dolayi, burcuva batakligin ve insanlari burcuva ozentilerine yoneltmenin yanlis oldugunu, [FONT=Georgia]Alevi sitesine yakismadigina dair tepki gosterdim...

    En fazla yonetici arkadaslar, Arkadas; bizim site boyle bir site, isine gelirse kalirsin, isine gelmezse geldigin gibi cikar gidersin.... dediklerinde bizde sesimizi cikarmadan cikip gideriz...

    [COLOR=blue]Boylesi bir yaklasimim sizi bana yonelik kin beslemeye itmisse, duzeninizi bozmussam,

    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Asla ne size nede bir başkasına kin beslemem. Bu forumda ne benim nede birbaşkasının kurduğu herhangi bir düzen yok. Sadece bir paylaşım platformu olarak görüyorum. Şunuda belirtmek isterim. Şimdiye kadar ki gördüğüm en özgür iletişim ve paylaşım forumudur diyebilirim. Bu ifadem birilerine yaranmak için değil gerçek duygularımdan ibarettir.
    [COLOR=blue][FONT=Georgia]
    [FONT=Georgia]Karalama veya kendinizde olan olgulari baskasinda gorme hakkina sahip olamazsiniz...

    Fikir ve dusuncelerin catismasi veya bildiklerimizi foruma yansitip tartisma ortami saglamak FASISTLIK ise!!! burada herkes fasistlik yapiyor demektir!!!!!!!!

    Daha oncede soyledim... [COLOR=blue]Fasistligin anlamini bilmiyorsunuz, kisileri bilip bilmeden fasistlikle sucluyorsunuz.

    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Faşizm yada başka herhangi bir konuda fikir sahibi olmamak gibi bir durum mümkün değil değerli Can. Herkesin elinin altında böylesi bir bilgi hazinesi varken bilgi sahibi olamaması gibi bir yakıştırma gerçeklikten uzak ve gereksiz bir ifade olduğu kesin. İstesem yaptığım alıntıyı bilerce sayfaya kadar çıkarabilirdim. Alıntı yaptığım sayfayı bulup bulmamak bana kalmış sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum. Alıntı olduğunu belirmediğimi eleştirmissiniz aynı siteden yaptığız alıntıyı sizde belirtmeyi unutmuşsunuz.
    [FONT=Georgia]
    [COLOR=blue]Siz buna karsilik bana google dan alinti yaparak, Fasizmin, Milliyetciligin, Irkciligin ve benzeri bir kac ornek vererek, bazi seylerin farkinda oldugunuzu imaa etmeye calismissiniz!!!!!



    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Hiçbir şeyi ima etmeye çalışmıyorum. Daha öncede belirttiğim gibi ben hiçbir şeyi bildiğimi iddia etmiyorum. Ancak kendi fikirlerimi paylaşmaktan ve savunmaktan asla geri durmam. Siz gibi bilimsel olaylara yaklaşan birileri için bunlar bilimsellikten uzak ve önemsiz şeyler olabilirler ama benim gibi ortalama insanlar için önemli olduğunu düşünüyorum.
    [FONT=Georgia]
    Ama bilmediginiz bir sey var, [COLOR=blue]Fasizm konusunda dogru tahlil yapan Ustanin kim oldugunu bilmiyorsunuz, ve onun soylediklerini alinti yapmayi unutmussunuz!!!!!

    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Faşizm veya başka bir konuda sizin usta olarak gördüğünüz birileri benim için usta değerlendirmesini hak etmeyen birileri olabilirler öyle değimli. Sizin için rus yara kökeni komünist olsunda kim olursa olsun ustadır. Bu da sizin fikriniz ama benim için ne komünizmin nede faşizmin hiçbir önemi yok. Her iki görüşünde canı cehenneme.
    [FONT=Georgia]
    Georgi Dimitrov`un Kominter`in 7`nci Kongresinde resmi olarak kabul edilen ve en dogru tespit oldugunu bile farkinda olmamaniz, bu konuda ne kadar bilgi sahibi oldugunuzu ortaya koymaktadir....

    Fasizm' " Finans Kapitalin En Gerici, En Sovenist, En Emperyalist Unsurlarinin Acik Terorcu Diktatorlugudur"

    Pekki yukaridaki acilamanin ve tahlilin hangi sayfasinda beni goruyorsunuz? veya yukaridaki tahlilin hangi katagorisini temsil ettigimi dusunebiliyorsunuz???

    Ozel Harp Dairesini yani Derin Devleti koruyan ve kollamaya calisan sizsiniz!!! Turkiyede Ezilen sinifin dusmanligini yapan ve MHP`li irkcilar gibi Kurt Halkinin Kendi Kader Tayin Hakkina siddetle karsi cikiyor, [COLOR=blue]gercek terorist olan Fasist duzeni savunuyorsunuz... [COLOR=blue]Fasist duzene karsi mucadele edenleri ise Terorist goruyorsunuz!!!!!
    [FONT=Georgia]
    [COLOR=blue]Ezilenden yana degilde, ezenden yana oldugunuzu ve devleti koruma ve kollamaya gidiyorsunuz!!!!



    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Bakın sizin anlayışınıza hayran kalmamak mümkün değil. Meşru olan, ülkesini milletini ve yurttaşlarını korumaya çalışan meşru devlet size göre terörist ama bu meşdu ülkeyi bölmeye çalışan pkk terör örgütü “devrimci” öylemi. Bu terör örgütü Kürt halkının kaderini tayin etme hakkına sahip öylemi. Afedersiniz ama siz ki insanlıktan, insan hakkından, demokrasiden, dem vuran Aleviliği harfiyen yaşayan yada yaşamaya çalışan (yazdıklarınızdan öyle anlaşılıyor) bir zata kan döken bir terör örgütünden yana tavır oymak ne derece doğru bu sizin duruşunuzla ve yaşam felsefenizle çelişmiyor mu?
    [FONT=Georgia]
    Osmanli Padisahi ava cikarken, Koprunun basinda sarabini icen kirmizi kulahli Bektasiye rastlar, aksilik ya O gun hic bir av yakaliyamaz... bunun tek suclusunu sabah karsilastigi Bektasi oldugunu dusunur... Emir verir, Bektasiyi apar topar getirirler....

    Bre ugursuz Bektasi, Sabah ava giderken sen karsima ciktin, ugrusuzluk getirdin, bir av bile yakaliyamadim, der ve ardindan Ucurun su kizilbasin kellesini der....
    Bektasi tepki gostererek katledilmeden, (yargisiz infaz edilmeden) once Soz hakki ister.

    Sen sabah ava giderken benimle karsilastin, hic bir av yakaliyamadin, sucu benim ugursuzlugumdan kaynaklandigini dusunuyorsun...

    Ben seninle karsilastigim icin Canimdan oluyorum, Ugursuz sizmisiniz yoksa benmiyim der.....

    Dolayisiyla Duzeni koruyan ve kolliyan sizsiniz, [COLOR=blue]Kurt Halkinin Kendi Kader Tayin Hakkina karsi cikan sizsiniz, PKK ve duzene karsi cikan ilerici ve aydin kimligine sahip olanlari terorist goren sizsiniz!!!! vs vs butun bunlara ragmen baskasina fasistligin alasini yapiyorsun diyen yine sizsiniz!!!


    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]PKK ve “düzene” karşı çıkan ilerici ve aydın kimliğine sahip kimseler bu tanımlamayı pek anladığımı söyleyemem. Ama düzene karşı çıkmak zaten başlı başına bir sorun ilerici, aydın düzenin kendisine değil, yanlışlarına karşı çıkar ve benim düzen değidiğiniz devlet olgusuna karşı duruşlara değil elbetteki ama yanlışlarına tabiî ki karşıyım ve karşı duranlarla omuzomuza mücadele ederim. Sizir terörist örgüte ve devletin yanlışlarına karşı duranlara terörist gözü ile baktığımı nereden çıkardığınızı nasıl böyle bir sonuca vardığınızı bilemiyorum
    [FONT=Georgia]
    Bektasinin fikrasini cozebildiyseniz... Kimin fasist oldugunuda cozmus olursunuz....

    [COLOR=blue]Size gore Dersim Katliamin sorumlusuda, PKK dir oyle degilmi? yoksa ulu onder Ata`nizi nasil koruyup ve kolliyacaksiniz????


    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Dersim konusu tabiî ki çok farklı br konu ve kendi şartları içinde değerlendirilmesi gereken bambaşka bir konu. Ben Dersim olayları konusunda tabiî ki ne olursa olsun o kadar insanı katletmenin hiçbir insani değer ile bağdaşmadığını ve lanetlediğimi belirtmek isterim.
    [FONT=Georgia]
    Yaniliyormuyum?

    Not; Fasizm ve Irkcilik konusunda alinti yaptiginiz siteyi iyice inceleyin, incelediginiz zaman, Kemalizmi gozunuzun onune getirin, ama [COLOR=blue]Irkci ve Milliyetciliginizi bir yana birakarak, tarafsiz bir yaklasimla degerlendirmenizi isterim.....


    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Asla ırkçı ve faşist bir duruşa sahip değilim. Bu yakıştırmanızı da bir başka hakaret olarak görüyorum. Ben siyasetin insanlara hizmet etmesi gerektiğine inananan biri olarak şunu üzülerek belirtmek isterim. Türkiyede ne yazıkki insanlar siyasete hizmet etmekteler.
    [FONT=Georgia]
    Not: [COLOR=blue]Siz yorulmadan, ben sizin alinti yaptiginiz siteden, bilgileri aktarayim, olurda bir daha ayni siteyi bulamazsiniz!!!

    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia]Yine buda bir başka hakaret ve aşağılama, küçük görme vs.
    [COLOR=blue][FONT=Georgia]
    [FONT=Georgia]sizin alintilarinizla birlikte digerlerinide okumus olursunuz... istersenin genis sekilde alintidaki konu uzerine tartisabiliriz....

    Saygi ve Insani Sevgilerimle.


    [COLOR=#99CC00][FONT=Georgia] Değerli can edebi sanatlardan alıntılarla, kıssadan hisselerle cevaplamayı isterdim ama ne yazıkki zamanımın kısıtlı oluşu beni bu imkanlardan yoksun bırakmakta. Belki zaman içinde bu eksikliğimi giderir ve zamanım elverdiği ölçüde, dilim döndüğünce cevaplamaya çalışırım. Eleştirilerinizi cevaplamaya çalıştım. Sizin umduğunuz yada ummadığınız seviyede değerlendirmeler ve cevaplamalar değil belki ama benden şimdilik bu kadar. Sevgi ve saygılarımla.Kalın sağlıcakla.

    Not: Siz kızsanızda ben yinede bir önceki yazıdaki üslup için sizdende özür diliyorum. Kusura bakmayınız lütfen. Amacım sizi kırmak değildir. Sizin için pek önemi olmazsada, yada size göre benim kendi içinde fikirleri ile çelişen klinik bir vaka olmama arğmen, yinede böyle bir örnek danha sergileyerek sizi haklı çıkarma adına ben üzerime düşeni yapayım. Sizin üslubunuzun çok masum olmadığını da belirtmek isterim. Afedersiniz ama belki eşref saatimin dışında bir satte okumama ve değerlendirmeme denk gelmiştir.[/FONT][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/COLOR][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/COLOR][/COLOR][/FONT][/FONT]
     

Sayfayı Paylaş