Madımak Oteli'nin müze olması tehlikeliymiş! Ankara'da yapılan Alevi çalıştaylarının ardından hazırlanan rapor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sunuldu. Çalıştayları birçok Avlevi dernekleri katılma***** protesto ederken, raporda, 'Madımak Oteli'nin müze yapılması fikrinin tehlike ürettiği düşünülmüş, bunun yerine binanın yıkılarak bir parka dönüştürülmesini katılımcıların büyük çoğunluğu desteklemiştir. Cemevlerine 'ibadethane' denilmesin' gibi ifadelerin yer alması dikkat çekti. 'Alevilerin temel sorunlarının ve çözüm önerilerinin öğrenilmesi, açılım bağlamında kamuoyunda oluşabilecek reflekslerin tespit edilmesi, birlik, beraberlik ve kardeşliğin önündeki engellerin belirlenmesi, bir yol haritası için gerekli bilgi akışının sağlanması' amacıyla ilki 3-4 Haziran 2009'da sonuncusu ise 27-30 Ocak 2010'da yapılan çalıştaylar, birçok Alevi derneklerinin tepkilerine neden olmuştu. Son çalıştaya birçok Alevi temsilcisi katılmazken, Çalıştayların sonunda hazırlanan ön raporda, çalıştaylarda ''Alevilik: Çerçevelendirme Sorunları, Kimlik ve Beyan Sorunları, Anayasal ve Hukuksal Sınırlar, Diyanet İşleri Başkanlığı, Zorunlu Din Dersleri, Madımak Oteli'nin Düzenlenmesi, İnanç Rehberleri (Dedelik ), Cemevlerinin Statüsü''nün tartışıldığı hatırlatıldı. Birçok konuda Alevi-Bektaşi katılımcılar arasında da görüş ayrılıklarının bulunduğu kaydedilen raporda, ilk oturumlarda tepki gösterilen başlığın, ilerleyen süreçte soğukkanlı şekilde ele alındığı, Aleviliğin İslam üst başlığı altında ''Hak-Muhammed-Ali'' kavramları etrafında oluşan bir inanç ve erkan yolu olduğu konusunda tam bir uzlaşma sağlandığı vurgulandı. 'Diyanet sivilleştirilsin' Yaygın Alevi söyleminin, Diyanet İşleri Başkanlığının meşruiyetine eleştirel baktığı ve uzun vadede tutarlı bir laikliğin icrası açısından Diyanet'in lağvedilmesini savunduğu belirtilen raporda, çalıştay sonucunda bu beklentinin, Başkanlığın mevcut koşullardaki pozisyonu da ele alınarak, rasyonel olmadığı konusunda taraflar arasında mutabakat sağlandığına iddia edildi. Çalıştayda, Başkanlığın lağvedilmesini isteyenlerin bile, bugünden yarına bunun çok da mümkün olamayacağını, ancak Başkanlığın daha sivil bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ifade ettikleri kaydedildi. 'Zorunlu' ifadesi rahatsız ediyor Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılmasının tartışıldığı ifade edilen raporda, dinler, mezhepler ve inançlar üstü bir din öğretimine tüm vatandaşların ihtiyacı olduğunun teyit edildiği belirtildi. ''Zorunluluk'' ifadesinin Aleviler arasında siyasi ve kültürel nedenlerle açık bir rahatsızlık yarattığı belirtilen raporda, ''Alevi ve Sünni vatandaşlarımız kendi inanç ve ritüellerini eğitim esaslı olarak devletten alma olanağı bulabileceklerdir. Zorunlu din dersleri gerekli düzenlemelerini yeniden yapmış ilahiyat fakültesi ya da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği mezunu öğretmenler tarafından verilecektir. Ancak Alevilerin isteğe bağlı derslerden yararlanabilmeleri için de mutlaka Alevi öğretmenlerin sürece dahil edilmeleri gerektiği vurgulanmıştır. Bu öğretmenlerin, ilahiyat mezunları arasından istihdam edilmesinin mahzurlarına da vurgu yapılmıştır. Bu dersler teknik alt yapı tarafları tatmin edecek bir düzeye erişinceye kadar gereken mevzuat değişikleriyle Alevi uzmanlardan yararlanılarak verilebilecektir. Ancak bu dersi uzun vadede verebilecek yetkinlikte öğretmenlerin hangi süreçlerde eğitileceği gibi konularda Alevi katılımcıların henüz tatminkar ve yeterli sayılabilecek önerilere sahip oldukları söylenemez' denildi. 'Müze fikri tehlikeli' Madımak Oteli'ndeki facianın katılımcıların tamamı tarafından lanetlendiği, olayın derin bir provokasyon olduğunun altının çizildiği ifade edilen raporda, şunlar yer aldı: ''Özellikle Alevi katılımcılar, kendi aralarında yüksek bir sembolik değer olarak gördükleri Madımak Oteli'nin, bütün bu duyarlılığa rağmen ülkenin birlik ve düzeninin esastan korunmasını dikkate alan bir düzenlemeyle yeniden düşünülmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Bu bağlamda müze fikrinin tehlike ürettiği düşünülmüş, bunun yerine binanın yıkılarak bir parka dönüştürülmesini katılımcıların büyük çoğunluğu desteklemiştir. Etraftaki birkaç binanın da kamulaştırılarak bu alana dahil edilmesini önerenler olmuştur. Sivas'ta sivil toplum örgütleri, kanaat önderleri ve resmi katılımcıların da ortak olabileceği değişik platformlarda bu süreci rehabilite ederek dönüştürecek girişimlere başlanması gerektiği üzerinde ısrarla durulmuştur.' 'Dedelere eğitim verilsin' Rapora göre, dedelerin statüsünün Aleviler arasındaki yerinin tartışılmaz olduğu vurgulanan çalıştayda, ancak yeni koşulların özellikle de kent Aleviliğinin göz önüne alınarak statünün yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi. Dedelere maaş bağlanmasına olumsuz bakanlar kadar, olumlu yaklaşanların da bulunduğu ifade edilen çalıştayda, dedelerin eğitimine ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Bu ihtiyacın bir an önce giderilmesi için dedelere hizmet içi eğitimler verilmesi istendi. Yasaların dedeliğin misyonunun sürdürülmesine izin vermediği işaret edilen raporda, ''Dedeliğin misyonunu modern bilgi ve kültür kalıpları içinde rasyonalize etme konusunda da güçlükler vardır. İnanç önderi ya da rehberi olarak yeniden isimlendirilen dedeler, manevi bilgi kanallarına açık oldukları iddiasıyla tanımladıkları kişiliklerinin modern eğitimle hangi çerçevede buluşacağı önemli bir sorundur'' denildi. Çalıştaya katılan Alevilerin her alanda ayrımcılığa uğradıklarını ifade ettikleri kaydedilen raporda, şu değerlendirmelere yer verildi: ''Sorunun gerek Sünni gerekse Alevi kesimlerinin karşılıklı hoşgörü, diyalog ve empati eksenli girişimlerle aşılabileceği paylaşılmış, bu bağlamda kimlik ve beyan konusunda ortaya çıkan sorunların eğitim müfredatı, tarihsel ön yargılar, iç ve dış kışkırtmalar, cehalet ve iyi niyet eksikliğiyle pekiştirildiğine vurgu yapılmıştır.' 'Cemevlerine ibadethane denilmesin' Rapora göre, çalıştayların cemevlerinin bir statüye kavuşturulması konusunda herhangi bir görüş ayrılığı yaşanmazken, bu mekanların birer ibadethane olarak tanımlanması konusunda Alevi olmayan katılımcılar da kaygılarını ifade etti. Katılımcıların bir kısmı cemevlerine ibadethane statüsü tanınmasının İslam içinde bir bölünmeye yol açabileceğini, çünkü her dinin ancak bir mabedi olabileceğini, Alevilerin ibadethane vurgusu yapmaktan kaçınarak, devlet tarafından bilinen statüsü teyid edilen cemevleri ifadesiyle yetinmeleri gerektiğini ifade etti. Bir kısmı da bu mekanlarda icra edilen erkan ve uygulamaların ne olup olmadığına, ne sayılıp ne sayılmayacağına Alevilerin karar vereceğini dile getirdi. Cemevlerine ''ibadethane'' demeksizin, dernek ve vakıflarına imkan tanımak ve kamu düzenini bozmadıkça bu kurumlara yerel yönetimlerin yardımcı olması da önerilirken, bütün bu önerilerin sonuçta teknik bir çalışma gerektirdiği görüşüne ulaşıldı. Çalıştayda, mevzuatta doğacak sıkıntıları aşmak üzere ilgili kanuna, ''Birer inanç ve erkan merkezi olarak değerlendirilen cemevleri de kanunlarda ibadethanelere tanınan bütün imkanlardan yararlanır'' veya ''Cemevlerine de aynı imkanlar sağlanır'' şeklinde bir ekleme yapılması önerildi. DİHA //////////////// BU NE PERHİZ BUNE LAHANA TURŞUS cümlesinin anlam bulduğu anlardan olsa gerek.. niye çalıştay oyunlarına giriyorsunuz niye müze hikayelerini savuşturmaya çalışıyorsunuz ?
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne dek Devletin resmi dini: Sünni İslam ve Hanefi Mezhebidir. Bu anlayışla da 12 Eylül faşist yönetimi Anayasa’ya “zorunlu din dersi” koymuştur. Bu anayasal “zorunluluk” laiklik ve özgürlükle bağdaşmaz. İnanç Allah ile kulu arasındadır; ödev insana hak ise Allah’a aittir. Laik Cumhuriyet olduğu farz edilen; “T.C. Anayasa”sında Allah’ın ne işi vardır. Demek ki Türkiye Laik bir ülke değil. Olmadığı da devasa organizasyonu ile “Diyanet İşleri Başkanlığı”ndan belli olup; DİB’de anayasal bir kurumdur. İşte, Alevilerin ilk yapacakları iş: DİB anayasal bir kurum olmaktan çıkarılması ile “zorunlu din dersleri”n de kaldırılması çabası içinde olumalıdır. Ülkemizi ve insanlarımızın kafalarını “örümcek ağları” gibi sarmış “Sünni DİB” örgütlenme çemberinden bir an önce kurtulmalıdır.
ülkemizde diyanet işleri başkanlığının kalması demek, milyona yakın kişinin işsiz kalması demek olur heralde.. öyleya herkes bi yol tutturmuş gidiyor.. Türkiye'de kaç okul var? 67 bin... Kaç hastane var? 1220... Kaç sağlık ocağı var: 6 bin 300... Peki kaç cami var? 85 bin... Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor. Peki kaç kilise var? 270... Kaç cemevi var? 100. Türkiye'de 1 opera derneği var; 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var. Peki kaç tane "cami yaptırma derneği" var? 35 bin... içişleri Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar? 783 trilyon... Ulaştırma Bakanlığı'nın? 678 trilyon... Bayındırlık ve iskân Bakanlığı'nın? 677 trilyon... Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın? 632 trilyon... Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın? 280 trilyon... Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın? 249 trilyon... Çevre ve Orman Bakanlığı'nın? 404 trilyon... Sadece Sünnileri temsil eden Diyanet işleri Başkanlığı'nın bütçesi ne kadar? 1.3 katrilyon... 8 bakanlığın bütçesi kadar... 22 üniversitenin toplam bütçesine denk... Diyanet işleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım: 1997'de 66 trilyon. 1998'de 119... 1999'da 180... 2000'de 270... 2001'de 302... 2002'de 553... 2003'te 771... 2004'te 1 katrilyon... 2005'te 1 katrilyon... 2006'da 1,3 katrilyon... 2007'de 1.7 katrilyon... Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi? ......can dündarın yazısı kaynaktır... bu veriler doğruyken DİB kalkarmı ?
tabi tehlikeli olur gelen yabancılar müze gezmek isteyecek peki sivasa gelen yabancı turistler gezmek isteyince ne diyeceğiz'' EFENDİM BİZ BURDA 37 CANI DİRİ DİRİ YAKTIK SONRA MÜZE YAPMAYA KARAR VERDİK'' Mİ diycekler bundan korkuyorlar
Valla kızılbere dostum o müzenin(olacağıda yokya) hikayesinide artık yakacak kadar insanlıktan uzaklaşmış, ne olduğu belirsiz kimliksizler anlatsın.. Dediğin gibi anlatabilirlerse....