Tarihte yaşayan ali ile bizim inandığım ali birbirini tutuyormu?

Konu, 'Türkü, Şiir, Devrimciler, Ozanlar, Bektaşi Fıkra' kısmında sinemilli tarafından paylaşıldı.

  1. sinemilli

    sinemilli Yeni Üye

    Arkadaşlar bu konunun yeterince işlendiğini hatta hemen hemen kimse tarafından sorgulandığını sanmıyorum. Ama birçok tabuyu yıkan alevi toplumu olarak bununda sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Rahmetli dedemin bir lafı vardı. Derdiki bizim alimizin kılıcı tahtadandır derdi. Oysa tarihte yaşayan ali bzizim şu anda karşı olduğumuz yada dahil olmadığımız islamiyet uğrunda cihat adı altında bir çok kişiyi öldürmüştür. Mesela biz çocuklarımıza osman ve ömer ismini vermezken hz. Alinin hz. Fatmadan sonraki eşlerinden olan çocuklarından ismi ömer ve osman olan vardır. Ayrıca hz. Alinin çok eşli olmasıda ayrı bir tartışma konusu. Bence alevilik bugün ki gibi olmasada islamiyet anadoluya gelmeden öncede vardı. Isim olarak mazda, hürremilik vs. Isimler altında yaşantısını sürdüryorlardı. Islamın anadoluya gelmesiyle birlikte onu benimsememekle birlikte ondan bir takım unsurlar aldı. Ve o ritüellere tarihsel süreç içerisinde farklı anlamlar yüklendi. Bu konuyla ilgili arkadaşarın yorumlarını ve katkılarını bekliyorum.
     
  2. ero

    ero Daimi Üye

    tabiki ülkemizde yaşatılan anadolu aleviliği oluyor..

    tarih, dediğin gibi, müslümanlık için öldürmeyi farz kılan bir tarih ve o tarihinin yaşayan tüm unsurlarıda o acılara müdahil olmuşlardır..

    anadolu alevileri(veya günümüz alevileri), sanırım alinin müslümanlık için yaptığı cihat eyleminden gayrısına aşık olmuş.

    tabi konuyu birde o zamanın koşullarına göre değerlendirirsek; dinlerin yeni doğduğu dönemler olduğundan bir çok acı olaylar yaşanmış(ki hala devam ettirenler var)..

    örneğin hristiyanlıkta da bir engizisyon dönemi varki müslümanlıktaki cihatlar gibi kanlıdır..

    yahudilerde olan başka dinlere olan katı tutum ender görülür cinstendir..

    konu için teşekkür etmekle beraber alinin çok eşliliği ve çocuklarına koyduğu isimler hakkında da bilgim yok.. umarım konuya ait kaynakla beraber cevaplama yaparsın..
     
  3. emğine salık..
     
  4. fefe

    fefe Misafir

    Emegine saglik sinemilli.

    Kilici hakkinda bu konuyu buldum. Catali olmadugunu saniyordum.
    :confused::confused:


    [​IMG]

    Bunlar arasında Hz. Fatma'nın hırka ve seccadesi, Hz. Hüseyin'in kanlı cübbesi yer alıyor. Ehl-i Beyt'e ait eşyalar ve yazma eserlerin yüzyıllar sonra görülebileceği serginin en büyük sürprizi ise Hz. Ali'ye ait olduğu belirtilen kılıç. Alınan bilgilere göre, "Osmanlı Devleti'nde Ehl-i Beyt Sevgisi" için envanter çalışması yapan uzmanlar, araştırma sırasında tarihî bir kılıca rastladı. Kılıç Kutsal Emanetler bölümünde envantere başka bir isimle kaydedilmişti. Ancak yapılan incelemeler ve laboratuvar çalışmaları sonucunda kutsal emanetin Hz. Ali'nin kılıcı olduğu belirlendi. 27 Ağustos'ta açılacak ve 24 Kasım 2008 tarihine kadar sürecek sergide Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethi sırasında Osmanlı Devleti'ne intikal eden eserler de ilk kez görülebilecek.

    23 Ağustos 2008-Zaman


    Alevilerde Osman ve Ömer ismlerinin kullanilmadigini bilmiyordum. Sebebini bilen varmi acaba?
     
  5. fefe

    fefe Misafir

    Bilgiler icin seninde emegine saglik Ero.

    Esleri ve ogullari hakkinda da bunu buldum.

    Hz. Alinin oğlu Muhsin(veya Muhassin) çok küçük yaşta vefat etmiştir. Ayrıca Hz. Alinin Hz. Hasan ve Hz. Hüseyinden başka bir çok çocuğu vardır.


    Hz. Ali, HaşÃ®moğullarmdandır. Hz. Peygamber'i amcası Ebû Tâlib'in oğludur. Onun hanımları ve bunlardan olan çocuklarını şöyle tespit etmek mümkündür:

    1) Hz. Fâtıma: Hz. Peygamber'in (s.a.v.) en küçü kızıdır. Hz. Ali'nin de ilk hanımıdır. Hz. Fâtıma vefat edinceye kadar, Hz. Ali bir başkasıyla evlenmemiştir. 1 Hz. Fâtıma'dan olan çocukları Hasan Hüseyin ve Muhsin, Zeyneb ve Ümmü Gülsüm'dür. Hz. Ömer halifeyken, Hz. Peygamber'in vefatından Önce dünyaya gelen Ümmü Gülsüm’le evlenmek istemiş ve evlenmistir. Onun Ümmü Gülsüm'le evlenmek istemesi, "bütün neseblerin ve sebeplerin kesildiği Kıyamet'te, ancak Hz. Peygamber'in nesebi ve sebebinin kesilme­diğini" bilmesindendir. Zeyneb de (Zeynebu'l-Kübrâ) Abdullah b. Cafer'le evlenmiştir.

    2) Âmir b. Kilâb Kabilesinden Ümmü'l-Benin bint-i Hizam. Hz. Ali'nin, bu hanımından Abbas, Cafer, Abuddullah ve Osman adlarında dört çocuğu olmuş­tur.

    3) Onun hanımlarından biri de, Temim Kabilesin­den Leyla bint-i Mes'ud'dur. Bunun iki çocuğu olmuş­tur: Abdullah ve Ebû Bekir.

    4) Has'amî Kabilesinden Esma bint-i Umeys. Bu hanımından, Yahya ve Muhammedul-Asgar (Küçük Muhammed) dünyaya gelmiştir.

    5) Cu'şem b. Bekir Kabilesinden Sahba bint-i Rabia adlı kadın da, onun eşlerindendir. Bu, Tağlibli bir câriye/köle kadındı. Hz. Ali'nin bu cariyeden Ömer ve Rukiyye adlı iki çocuğu olmuştur (Bir cariyenin sahibi, nikâha gerek kalmadan, câriyesiyle evlilik ilişkisine gi­rebilir. Buna istifraş veya odalık alma denir. Milk-i yemin [sahip olmak> milk-i nikâhtan daha kuvvetli olduğu için, cariyesini sahibi istifraş edebilir, yani yatağına alabilir. Câriye, böyle bir birliktelikten çocuk doğurursa Ümmü Veled=Çocuk Anası adını alır. Satılamaz. Çocuk hür statüde olur. Ümmü veled de ya sahibinin âzadlamasıyla yahut onun ölümüyle otomatikman hürriyetine kavuşur. Ayrıca, İslâm'a göre, bir başkasının câriyesiyle, sahibinin izniyle evlenilebilir. 2 Hz. Ali'nin, cariyesi ve ondan olan çocukları ko­nusu kafamızı karıştırmamalıdır).

    6) Hz. Peygamber'in damadı Ebû'1-As b. Rebi'nin kızı Ümâme de, Hz. Ali'nin hanımlarından birisidir. Mu-hammedu'l-Evsat da (Ortanca Muhammed) bu hanım­dan olmuştur.

    7) Havle bint-i Cafer el-Hanefiyye. "İbn-i Hanefiyye" diye bilinen Muhammed, bu hanımından olmuştur.

    8 ) Urve b. Mes'ud es-Sekafi'nin kızı Ümmü Said. Hz. Ali'nin bu hanımından ÜmmüT-Hüseyin ve Büyük Remle adlı kızları olmuştur.

    Bunlardan başka, Hz. Ali'nin edindiği cariyelerden olma kızları ve çocukları vardı. Hz. Ali 14 erkek çocuk, 18 kız çocuk sahibiydi. Fakat nesli, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Muhammed (İbn-i Hanefiyye), Abbas ve Ömer adındaki oğullarından türemiştir. Oğullarından çoğu Hicretin 60. Yılında Kerbela’da şehit edilmiştir.

    1- Ehl-i Beyt, Hz. Fâtımay'a ilgili hadislere bkz. "Hz. Fâtıma benden bir et parçasıdır. Onu üzen şey beni de üzer." Çocukları için bkz. Târîhû'l-Hamîs. II, 283

    2- Geniş bilgi için bkz. Osmanlı'da Kölelik Cariyelik ve Harem, s. 208 vd. Çok evlilik yerine cariyelerin istifraş edilebilmesi. A.g.e., s. 212 vd.; Ubancı, M. A. Osmanlı'da Modernleşme Sancısı, tere. Cemal Aydın, istanbul 1988 s. 359-365; köleler konusuna bkz. İslâm Tarihi, Hitti, II, 369-371 (Köleler Taba­kası); Ahkâm-ı Kur'âniye, s.133, 136; câriye nikahlamak hakkında ahkâm-ı Kur'âniye konusu.

    Kaynak: Hz. Ali, Dört Halife Dönemi, Doç. Dr. Murat Sarıcık
     


  6. Benim bu soruyla ilgili düşündüğüm bir cevabı paylaşmak isterim.(=
    Hz.Muhammed ölmeden önce Hz.Ali`nin halife olmasını istiyordu. Hz.Ebubekir bu düşünceye biraz karşı olmasına rağmen sesini çıkartmamış , Hz.Muhammed öldükten hemen sonra halifeliğini Hz.Osman ve Hz.Ömer`in yardımıyla ilan etmiştir. Daha sonra Hz.Ebubekir`in halifeliğinden sonra Hz.Ömer halife olmuştur. Hz.Ömer`in yardımıyla da Hz.Osman halife olmuş Hz.Ali`nin halife olmasını engellemişlerdirr..
    Ben bu nedenden dolayı Osman ve Ömer isimlerinin konulmadığını düşünüyorum.
     
  7. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Ellerinize ve meğinize sağlıt Canlar.Teşekkürler....
     

Sayfayı Paylaş