Sarıkız Efsanesi (Kaz Dağları)

Konu, 'Ege Bölgesi' kısmında BRUCE LEE tarafından paylaşıldı.

  1. BRUCE LEE

    BRUCE LEE Daimi Üye

    [​IMG]
    SARIKIZ HİKAYESİ
    EDREMİT Körfezine bakan Kaz dağının hörgücünde bir yatır vardır. Her yıl[​IMG] ağustos ortasından eylül'ün ortasına kadar katar katar kervanlar[​IMG] bu yatırın ziyaretçilerini Kazdağının tepesine ulaştırır. Çadırlar kurulur. Pazarlar[​IMG] sergiler açılır. Alışveriş[​IMG] eğlence[​IMG] cümbüş hep o günlere saklanır. Kazdağı sanki bir kol çengi olmuştur. hop oturur hop kalkar.
    Kazdağında yatan evliya[​IMG] Sarı Kız diye anılır. Nereden gelmiştir[​IMG] kimin soyundan[​IMG] kimin kimin huyundan? Hakkında öyle çok şey söylenmez.Ancak[​IMG] oralarda kime sorsanız[​IMG] size sonbaharın parlak gecelerinde Kazdağının hörgücündeki yatırın üzerine nur indiğini bunu kendisinin de[​IMG] babasının da[​IMG] emmisinin[​IMG] halasının da gözleriyle gördüğünü yemin billah söyler.
    Halbuki[​IMG] yemin etmesine gerek yok... Eski Yunan şair Homeros'tan beri buralardan geçen kaç yazıcı[​IMG] sarı Kız'ın üzerine geceleri nur indiğini yazmış.
    Bir zamanlar Edremitte bir dünya güzeli bir kız varmış. Sarı saçları[​IMG]iki ışık demeti gibi omuzundan dökülür[​IMG]ela gözleri[​IMG] tatlı sular gibi tatlı tatlı bakarmış. Kız[​IMG] bu dünyada yaşıyormuş ama[​IMG] bu dünyanın adamı değilmiş. Aklı fikri Hak Yaradan'ın muhabbetinde[​IMG] gözü gönlü O'nun aşkında karalıymış. Sarı kız şu cihan içre ne varsa onu Hak bilir[​IMG] Hak tecellisi görür[​IMG]ona göre davranırmış. Cömertmiş[​IMG] doğruymuş[​IMG] sadık ve vefalıymış.
    Sarı Kız'ı hangi genç görse hemen ağzı[​IMG] dili bağlanır[​IMG] ona aşık olurmuş. Derhal araya aracılar konur; Aman[​IMG] düğün dernek edelim. Sarı kız'ı bana versinler-diye niyazlar[​IMG] yalvarmalar başlarmış. Ama[​IMG] Sarı Kız hiç kimseyle evlenmek istemiyor[​IMG] her isteyeni reddediyormuş. Kimseye de derdini anlatamaz[​IMG]
    -Benim Hak'tan başka bir şeyle alışverişim yok diyemezmiş.
    Gün günden herkesin sabrı tükenmeye[​IMG] canı sıkılmaya başlamış.Önce küçük dedikodular[​IMG] sonra büyük büyük iftiralar Edremit'e yayılmış. Sarı kız sustukça söylentiler büyümüş[​IMG] diken diken[​IMG]çatal çatal olmuş. Zavallı merak ediyor[​IMG] kendi kendine [​IMG] acaba şu insanoğlu[​IMG] kendi gibi olmayanlara karşı daha ne kadar zalim[​IMG] ne kadar anlayışsız olabilir diye soruyormuş.
    Birgün mamleketin ileri gelenleri Sarı Kız'ın babasını yoldan çevirmişler:
    -Ya namusunu temizle[​IMG] ya çek burdan git. Kızın kötü yoldadır[​IMG] biz böyle şey istemeyiz! diye dayatmışlar.
    Zavallı adam[​IMG] dünya güzeli kızından bir fenalık görmemiş ama[​IMG] o da onu anlayamıyor! O dalıp dalıp gitmeler[​IMG] günlerce aç susuz dolaşmalar. Boynum kıldan ince[​IMG] deyip her şeye boyun vermeler... Ama[​IMG] iş evlenmeye geldi mi hayır diye dayatmalar... Bütün bunlar niçin? Sonra[​IMG] madem ki iş bu hale geldi!. Gerçekten bu lekeyi temizlemek gerek.
    Ertesi gün adamcağız[​IMG] kümesten kazları çıkarmış[​IMG] Sarı Kız'ı yanına almış. Varmışlar Kazdağı'na... Kızına[​IMG] biraz kaz güdelim demiş ama niyeti[​IMG] bir punduna getirip yalnızca aşağı inmekmiş. Sarı Kız[​IMG] orada kaderiyle başbaşa kalacak. Kazdağı'nda[​IMG] bir gece geceleyip de sabaha sağ çıkan yok ki kızı çıksın. Orada ölür gider[​IMG] babası da âlemin dilinden kurtulur. Sarı Kız[​IMG] babasının niyetini yüreğinden okumuşmuş Ardından bakmış da
    -Haydi güle güle[​IMG] var selametle. demiş[​IMG] kazlarını süre süre tepelere doğru yürümüş.
    Babasının iki gözü iki çeşme[​IMG] sel sel ağlarmış.[​IMG] Kazdağı'nın ayazı yüzüne vurdukça "-Vay kızım[​IMG] Sarı kızım" diye dövünürmüş!...
    Ne ki[​IMG] korktuğu gibi[​IMG] Sarı Kız ölmemiş. Onu bir zaman sonra oduncular[​IMG] Kazdağı ormanlarında dolaşırken görüvermişler. Vay demişler[​IMG] adam bizi aldatmış. Kızı öldürdüm dediydi!
    Meseleyi haber alınca [​IMG]içi pişmanlık ateşiyle alev alev yanan Sarı Kız'ın babası[​IMG] sevinsin mi[​IMG] dövünsün mü? Yamçısını sırtına almış[​IMG] başlamış yokuşu tırmanmaya. Hey demişler [​IMG] kar var[​IMG] tip var[​IMG] delirdin mi?
    Artık bunları kim dinler? Bir solukta yolun yarısını gitmiş[​IMG] Ortalık göz gözü görmüyormuş. Derken önünde bir ışık belirmiş. O ışıkla beraber ne kar kalmış[​IMG] ne tipi. Hava ısınmış[​IMG] etrafı nefis kokular bürünmüş. Işık gitmiş[​IMG] adam gitmiş[​IMG] ta doruğa varmışlar[​IMG] Birden ışık şöyle bir titreyince [​IMG] ne görsün? Sarı Kız güle güle babasının boynuna sarılmaz mı? Ne sitem[​IMG] ne ağıt[​IMG] ne şikayet...
    "-Gel babam[​IMG] sana çorba pişirdim[​IMG] sana döşek serdim". diye onu bir mağaraya sokmuş. Sabaha kadar söyleşip gülüşmüşler. Baba anlamış[​IMG] iyice anlamış:
    "-Sarı Kız[​IMG] bu dünyanın adamı değil[​IMG] o ermişlerden bir ermiş!"
    Sabah olunca[​IMG] bir namaz kılayım[​IMG] diye adam davranmış. Sarı Kız[​IMG]
    "-Dur baba[​IMG] sen deniz suyuyla abdest alırsın" diye Kazdağı'ndan testisini uzatınca[​IMG] aşağıda[​IMG] testiye denizden suyu dolduruvermiş.
    Ama[​IMG] babanın bütün yalvarıp yakarması boşuna gitmiş. Sarı Kız'ı bir daha aşağı inmeye razı edememiş. Sarı Kız[​IMG]
    "-Benim masumiyetimi onlara sen haber ver. Hem ben[​IMG] Edremit'e beddua ettim. Bundan böyle kazları yağlı[​IMG] kızları sevdalı olacak. Kim bu sevdaya tutulursa mevlam kolaylık versin...
    Edremitten kız seven yanacak[​IMG] ama ne yanacak!..."
    EDREMİT Körfezine bakan Kaz dağının hörgücünde bir yatır vardır. Her yıl[​IMG] ağustos ortasından eylül'ün ortasına kadar katar katar kervanlar[​IMG] bu yatırın ziyaretçilerini Kazdağının tepesine ulaştırır. Çadırlar kurulur. Pazarlar[​IMG] sergiler açılır. Alışveriş[​IMG] eğlence[​IMG] cümbüş hep o günlere saklanır. Kazdağı sanki bir kol çengi olmuştur. hop oturur hop kalkar.
    Kazdağında yatan evliya[​IMG] Sarı Kız diye anılır. Nereden gelmiştir[​IMG] kimin soyundan[​IMG] kimin kimin huyundan? Hakkında öyle çok şey söylenmez.Ancak[​IMG] oralarda kime sorsanız[​IMG] size sonbaharın parlak gecelerinde Kazdağının hörgücündeki yatırın üzerine nur indiğini bunu kendisinin de[​IMG] babasının da[​IMG] emmisinin[​IMG] halasının da gözleriyle gördüğünü yemin billah söyler.
    Halbuki[​IMG] yemin etmesine gerek yok... Eski Yunan şair Homeros'tan beri buralardan geçen kaç yazıcı[​IMG] sarı Kız'ın üzerine geceleri nur indiğini yazmış.
    Bir zamanlar Edremitte bir dünya güzeli bir kız varmış. Sarı saçları[​IMG]iki ışık demeti gibi omuzundan dökülür[​IMG]ela gözleri[​IMG] tatlı sular gibi tatlı tatlı bakarmış. Kız[​IMG] bu dünyada yaşıyormuş ama[​IMG] bu dünyanın adamı değilmiş. Aklı fikri Hak Yaradan'ın muhabbetinde[​IMG] gözü gönlü O'nun aşkında karalıymış. Sarı kız şu cihan içre ne varsa onu Hak bilir[​IMG] Hak tecellisi görür[​IMG]ona göre davranırmış. Cömertmiş[​IMG] doğruymuş[​IMG] sadık ve vefalıymış.
    Sarı Kız'ı hangi genç görse hemen ağzı[​IMG] dili bağlanır[​IMG] ona aşık olurmuş. Derhal araya aracılar konur; Aman[​IMG] düğün dernek edelim. Sarı kız'ı bana versinler-diye niyazlar[​IMG] yalvarmalar başlarmış. Ama[​IMG] Sarı Kız hiç kimseyle evlenmek istemiyor[​IMG] her isteyeni reddediyormuş. Kimseye de derdini anlatamaz[​IMG]
    -Benim Hak'tan başka bir şeyle alışverişim yok diyemezmiş.
    Gün günden herkesin sabrı tükenmeye[​IMG] canı sıkılmaya başlamış.Önce küçük dedikodular[​IMG] sonra büyük büyük iftiralar Edremit'e yayılmış. Sarı kız sustukça söylentiler büyümüş[​IMG] diken diken[​IMG]çatal çatal olmuş. Zavallı merak ediyor[​IMG] kendi kendine [​IMG] acaba şu insanoğlu[​IMG] kendi gibi olmayanlara karşı daha ne kadar zalim[​IMG] ne kadar anlayışsız olabilir diye soruyormuş.
    Birgün mamleketin ileri gelenleri Sarı Kız'ın babasını yoldan çevirmişler:
    -Ya namusunu temizle[​IMG] ya çek burdan git. Kızın kötü yoldadır[​IMG] biz böyle şey istemeyiz! diye dayatmışlar.
    Zavallı adam[​IMG] dünya güzeli kızından bir fenalık görmemiş ama[​IMG] o da onu anlayamıyor! O dalıp dalıp gitmeler[​IMG] günlerce aç susuz dolaşmalar. Boynum kıldan ince[​IMG] deyip her şeye boyun vermeler... Ama[​IMG] iş evlenmeye geldi mi hayır diye dayatmalar... Bütün bunlar niçin? Sonra[​IMG] madem ki iş bu hale geldi!. Gerçekten bu lekeyi temizlemek gerek.
    Ertesi gün adamcağız[​IMG] kümesten kazları çıkarmış[​IMG] Sarı Kız'ı yanına almış. Varmışlar Kazdağı'na... Kızına[​IMG] biraz kaz güdelim demiş ama niyeti[​IMG] bir punduna getirip yalnızca aşağı inmekmiş. Sarı Kız[​IMG] orada kaderiyle başbaşa kalacak. Kazdağı'nda[​IMG] bir gece geceleyip de sabaha sağ çıkan yok ki kızı çıksın. Orada ölür gider[​IMG] babası da âlemin dilinden kurtulur. Sarı Kız[​IMG] babasının niyetini yüreğinden okumuşmuş Ardından bakmış da
    -Haydi güle güle[​IMG] var selametle. demiş[​IMG] kazlarını süre süre tepelere doğru yürümüş.
    Babasının iki gözü iki çeşme[​IMG] sel sel ağlarmış.[​IMG] Kazdağı'nın ayazı yüzüne vurdukça "-Vay kızım[​IMG] Sarı kızım" diye dövünürmüş!...
    Ne ki[​IMG] korktuğu gibi[​IMG] Sarı Kız ölmemiş. Onu bir zaman sonra oduncular[​IMG] Kazdağı ormanlarında dolaşırken görüvermişler. Vay demişler[​IMG] adam bizi aldatmış. Kızı öldürdüm dediydi!
    Meseleyi haber alınca [​IMG]içi pişmanlık ateşiyle alev alev yanan Sarı Kız'ın babası[​IMG] sevinsin mi[​IMG] dövünsün mü? Yamçısını sırtına almış[​IMG] başlamış yokuşu tırmanmaya. Hey demişler [​IMG] kar var[​IMG] tip var[​IMG] delirdin mi?
    Artık bunları kim dinler? Bir solukta yolun yarısını gitmiş[​IMG] Ortalık göz gözü görmüyormuş. Derken önünde bir ışık belirmiş. O ışıkla beraber ne kar kalmış[​IMG] ne tipi. Hava ısınmış[​IMG] etrafı nefis kokular bürünmüş. Işık gitmiş[​IMG] adam gitmiş[​IMG] ta doruğa varmışlar[​IMG] Birden ışık şöyle bir titreyince [​IMG] ne görsün? Sarı Kız güle güle babasının boynuna sarılmaz mı? Ne sitem[​IMG] ne ağıt[​IMG] ne şikayet...
    "-Gel babam[​IMG] sana çorba pişirdim[​IMG] sana döşek serdim". diye onu bir mağaraya sokmuş. Sabaha kadar söyleşip gülüşmüşler. Baba anlamış[​IMG] iyice anlamış:
    "-Sarı Kız[​IMG] bu dünyanın adamı değil[​IMG] o ermişlerden bir ermiş!"
    Sabah olunca[​IMG] bir namaz kılayım[​IMG] diye adam davranmış. Sarı Kız[​IMG]
    "-Dur baba[​IMG] sen deniz suyuyla abdest alırsın" diye Kazdağı'ndan testisini uzatınca[​IMG] aşağıda[​IMG] testiye denizden suyu dolduruvermiş.
    Ama[​IMG] babanın bütün yalvarıp yakarması boşuna gitmiş. Sarı Kız'ı bir daha aşağı inmeye razı edememiş. Sarı Kız[​IMG]
    "-Benim masumiyetimi onlara sen haber ver. Hem ben[​IMG] Edremit'e beddua ettim. Bundan böyle kazları yağlı[​IMG] kızları sevdalı olacak. Kim bu sevdaya tutulursa mevlam kolaylık versin...
    Edremitten kız seven yanacak[​IMG] ama ne yanacak!..."
     
    fairy44 bunu beğendi.
  2. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    bu yazıda resımler var sanırım gorunmeyen kapalı gorunuyo yada benmı gormuyorum
     
  3. sanem_62

    sanem_62 Daimi Üye

    Çok güzel bir hıkayeydı emegıne saglık can ...
     
  4. devran

    devran Yönetici

    paylaşım için teşekkürler can
     
  5. ero

    ero Daimi Üye

    benim bu hikayeden anladığım sakın edremitli kızlara aşık olmayın nasihati..
     
  6. devran

    devran Yönetici

    haklısın ero bende sana katılıyorum edremitliler yanıdki yandı !
     

Sayfayı Paylaş