İMAM HÜSEYİN'İN BAŞI NUSAYBİN KEŞİŞİ VE 7 OĞLU KERBELA meydanının GALİB (?) komutanları, EHLİBEYT kervanına katılan KADIN, ve ÇOCUKLARI esir aldılar. NUHAYLA denilen kasabada olayların gelişmesini takip eden PİÇ ZEYYAD'ın oğlu UBEYDULLAH'ın yanına geldiler. ŞEHİD olan HÜSEYİN ASHABININ cesedlerini öylece meydanda bıraktılar. İMAM HÜSEYİN Aleyhisselamında mübarek başını bir mızrağa takıp Bedenini KERBELA'da bıraktılar. Yezidiler, NUHAYLA'da üç gün üç gece eğlentiler yaptılar. Esir ettikleri kadınlarıda bu eğlencelerine ortak etmek istediler. Başta ZEYNEB ANA olmak üzere bütün kadınlar ölmek pahasına bu duruma isyan ettiler. ZEYNEB ANA İbni Mercane'nin oğluna haykırdı. - EY SOYSUZ OĞLU SOYSUZ. " SEN ELBETTEKİ BİZE KARŞI YAPACAKLARINI YAPTIN VE ELİNDEN GELİRSE DAHADA YAPACAKSIN. " BİZİM CESEDLERİMİZİ ÇİĞNEMEDEN. EMELLERİNİZE ULAŞAMAZSINIZ. " SENİ TARİH VE İNSANLIK ÖNÜNDE TEL'İN EDİYORUM, dedi. İBN-İ MERCANE'nin oğlu için İNSANLIK VE TARİH ÖNÜNDE ÖLÇÜ OLMAK mühim değildi ama, bu davranışının başına ne işler açacağını anlayarak kendi A'lemine daldı. UBEYDULLAH B.ZİYAD (İbni Mercane),Emrindeki komutanları ve askerlerini yanına alarak KİBİR VE GURUR, içinde yola çıktı. İMAM HÜSEYİN Aleynisaelamın mübarek başı,UBEYDULLAH'ın KÖLE'sinin mızrağının ucunda takılmıştı. İNSANLIK neslinin en ASİLZADESİ'nin başı, İNSANLIK neslinin en SOYSUZUNUN elinde oyuncak olmuştu. Bu, bir İBRET-İ İLAHİYYE İDİKİ, A'kibetinde nasıl bir HİKMET-İ İLAHİYYE ile ölçülecekti.? mühim olan bu idi. Yezidi ordusunun yolu Kuzeye doğru yol alarak bugün Türkiyemiz sınırları içinide bulunan NUSAYBİN karyesine ulaştı. NUSAYBİN'in o zamanki ismi NİSIBIS idi. Ordu NUSAYBİN'e ulaştığında üç günlük bir istirahat molası verildi. Yezidi ordusunun PARA ile tutulmuş askerlerinin çoğunda, derin düşünceler sezilirken, bilhassa MEKKE'nin yerli halkından olanların sevinçlerinden göbek attıkları görülüyordu. MEKKE, ötedenberi SÜFYANİ'lerin hizmetinde olan insanlarla dolu idi. MEKKE kavmi Peygamberimizi hicrete mecbur ettikten sonra, dahada artan uşaklık çizgisinde kalmışlardı. Yaptıkları İNSANLIKDIŞI zalimliklerin zerre umurunda olmadan, esasen ordu arasında mevcut olan kadınları meydana toplayıp,işret ve zevk a'lemlerine daldılar. MEKKE halkının, diğer şehir ve ülkeler halklarına karşı özel bir üstünlükleri vardı. Zira, EMEVİ saltanatının en sadık askerleri buradan çıkmakta idi. UBEYDULLAH B.ZİYAD, elbetteki askerlerinden geri kalacak değildi Komutanlara özel ziyafet masaları kuruldu. Piç ZİYYAD'ın oğlu UBEYDULLAH, kurulan masanın baş köşesine kendisi oturdu. Tam karşısınada YEZID'in kölesi oturdu. Diğer komutanlar, kendi mizaçlarına göre sıra sıra oturdular. Ordunun büyükbir bölümü IRAK-SURİYE-ŞAM beldelerindeki birliklerine gitmişlerdi. O zamanlarda NUSAYBİN beldesi tarihi bir uğrak yeri, idi. Yezidi komutanlar bu tarihi yerde büyük bir şölen verdiler. O gece sabaha kadar içip eğlendiler. Eğlenmenin bir vaktinde Piç ZİYAD'ın oğlu UBEYDULLAH'ın yanına bir heyet geldi. Bu heyetin başında bir KEŞİŞ vardı. Bu KEŞİŞ,uzak ülkelerce de tanınmış bir zattı. Yedi tane erkek oğlu vardı. Keşiş 70.yaşına gelmişti. Görünüşü ile 50 yaşında gibiydi. Yanında bulunan kalabalık bir heyetle UBEYDULLAH'ın yakınına geldi. - EY UBEYD. BİZ DUYDUK Kİ SEN, EFENDİN YEZİD'İN EMRİ İLE BÜYÜK BİR DAVAYI HALLETMİŞSİN. " YEZİD'İN BÜYÜK DÜŞMANI VEYA BÜYÜK. DÜŞMAN GÖRDÜĞÜ HÜSEYİN'İ ÖLDÜRMÜŞSÜNÜZ. " HÜSEYİN'İN KESİK BAŞINI DA MIZRAKLARINIZ UCUNDA GEZDİRİP O'NU TEŞHİR ETMEKTESİNİZ. " BENİM SENDEN BİR DİLEĞİM VARDİR. * SEN, HÜSEYİN'IN. BAŞINI BU GECE BİZE VER? " BİZ ONU İSA RUHULLAH ŞERIATINCA VE GELENEKLERİMİZE GÖRE A'YİN YAPARAK TESLİS EDELİM. UBEYDULLAH, kendi ismini UBEYD olarak anan KEŞİŞ’e kızdı. - EY KESİŞ KELEMNA. SEN BENİM ADIMI NASİL OLURDA UBEYD OLARAK ANARSIN.? diye hışımlandı. Keşiş cevap verdi. - EY UBEYD. SEN BİLMEZMİSİNKİ EFENDİSİNİN. KÖLESİ OLMAK, O KİŞİ İÇİN BİR ÖĞÜNMEDIR. YOKSA SEN, EFENDİN YEZID'İN KÖLESİ OLMAKTAN MEMNUN DEĞILMISIN.? dedi. UBEYD'in arabça manası (KÜÇÜK KÖLE), demekti. UBEYD''in babası İBNİ ZİYAD büyük köle, oğlu UBEYD, küçük köle olarak isim yapmıştı. UBEYDULLAH, hemen kendine geldi. Yezidin köleliğini red edici tavır almaktan korktu. Keşiş KELEMNA'ya yılışıkça baktı. - EY KELEMNA. " VAR HÜSEYİN'İN KELLESİNİ AL. " BU GECE ONA BİLDİĞİNİZİ YAPIN. " AMA,YARIN HÜSEYİN'İN KELLESİNİ ALDIĞIN KİŞİLERE TESLİM EDİN. “ HÜSEYİN HİÇ OLMAZSA BİRDE İSEVİ ADEDİNCE TESLİS OLSUN. Sonrada kahkahalarla gülmeye başladı. Yanındaki komutanlarda yüksek sesle gülmeye başladılar. Keşiş KELEMNA, Hüseyin AS.ın kanlı başını, yezidi askerden aldı. Geniş harmaniyesi ile sarıp sarmaladı. Sonrada kesik başı kucağına aldı, Kiliseye doğru yürümeye başladı. Yanındaki heyet te onunla birlikte kiliseye geldiler. Keşiş, oğullarına emretti. - KİLİSENİN BÜYÜK KAPISINI İYİCE KAPATIN. " KİMSELER İÇERİ-DIŞARI ÇIKMASINLAR. " VALLAHİ BU GÜN. ÖYLE BİR. GÜNDÜR Kİ, A'HIRET A'LEMLERİNDE EBEDİ GÜZEL NASİBLERE ERME GÜNÜDÜR., dedi. Zatende akşam olmakta idi. Nusaybin kilisesi çok yüksek bir tepede yapılmıştı. Nusaybin halkı, ROMA Hükümdarının himayesinde idiler. Halktan bazıları gizli din tutmakta idiler. Keşiş KELEMNA bunların başı idi. Kilisenin büyük kapısı kapatıldı ve 10 kişi kadarı kapıda muhafız olarak kaldılar. Keşiş KELEMNA, Hüseyin AS.ın mübarek başını harmaniyesinden çıkardı . Saygı ile yüksekçe bir yere koydu. Gözlerinden sel sel yaşlar gelmekte idi. Aynı şekilde yedi oğlu takriben elli kişilik bir gurupta yaşlı gözlerle büyük salonda yerlerini aldılar. O gece İNCİL'den ve KUR'AN-dan A'yetler okudular. Zikirler yaptılar. Sabaha kadar ibadetlerine devam ettiler. Nihayet sabah oldu. Öğle vaktine doğru Yezidi heyet Kilise'ye gelip İmam Hüseyin'in başını istediler. Keşiş KELEMNA, zamanın geldiğini anlayınca telaşa kapıldı. İçerdeki cemaat, onun emrini bekliyordu. Yapılacak en çabuk iş, HÜSEYİN AS.ın başının yerine kendi başını vermekti. Büyükoğluna emretti. - OĞULCUĞUM. BU ZALİMLER GÜRUHUNA BENİM BAŞIMI KESEREK VERİN.. " BUNU YAPINKİ BEN YARIN MAHŞAR. GÜNÜNDE ŞEFAAT BULAYIM, dedi. Durum vahimdi. Hatta çok vahimdi. Dışardan yezidi askerleri bağırıp çağırıyorlar,(HÜSEYİN'İN KELLESİNİ ACELE GETİRİN) diye bağırıp duruyorlardı. Keşiş'in büyük oğlu öne çıktı. - EY BABAM. SEN BİZİM BAŞIMIZIN TACISIN. " SEN NASILKİ ŞEHID, OLMAK İÇİN İSTEKLİ İSEN, VALLAHİ BENDE SENİN GİBİ İSTEKLİYİM. " LÜTFEN ŞU KILICIMI AL VE BENİM BAŞIMI KES. SONRADA BENİM BAŞIMI TOZA-TOPRAĞA BULAYIN VE YEZİDİLERE VERİN. dedi. Vakit yoktu. İkinci oğluna emretti. - EVLADIM. KALE SURLARINA ÇIKTA İSTENEN BAŞIN GETİRİLECEĞİNİ HABER VER. dedi. Sonrada oğlunun kılıcını eline aldı ve HÜSEYİN AS. uğruna ölmeyi şehid olmayı cana minnet bilen büyük oğlunun kellesini kesti. Kale surlarından aşağıya attı. Aşağıda bulunanlar, hemen bu başı tozlara-topraklara buladılar. Sonrada yezidi askerlerine teslim ettiler. Ancak, Yezidi askerleri itiraz ettiler. - HEEEY. BİZE YANLIŞ KELLE ATTINIZ. TEZ HÜSEYİN'İN BAŞINI ATIN. diye haykırdılar. Keşiş KELEMNA, yaptığı işin netice vermediğini göründe, ümidsiz bakışlarını yanındakilere çevirdi. Babasının sıkıntısını anlayan ikinci oğul, hemen öne çıktı. - EY BABAM. BENİM CANIMDA İMAM HÜSEYİN UĞRUNA FEDA OLSUN. " LÜTFEN VAKİT KAYBETME VE BENİM BAŞIMI KES. SONRADA YEZİDİLERE AT. KANIM SANA HELAL OLSUN. dedi. Keşiş KELEMNA, kanlı gözyaşları dökerek ikinci oğlununda başını kesti ve Yezidi askerlerine attı. Ama, yezidi askerleri yine itiraz ettiler. - KEŞİŞ EFENDİ. YİNE BİZE BAŞKA BİR KELLE VERDİNİZ. " BİZ HÜSEYİN'İN KELLESİNİ İSTİYORUZ, diye haykırdılar. Yezidi askerleri elbetteki İMAM HÜSEYİN AS.ın kellesini almadan gitmeyeceklerdi ama, onları ikna edecek bir formül asla yoktu. İçerde bulunan kalabalık, kendi başlarının verilmesi için Keşişin önünde adeta secdeye vardılar. Hepside, HÜSEYİN'in başı gitmekten ise,kendi başlarını vermede adeta yarış yaptılar. Aradan zaman geçiyor,Yezidi askerleri kapıları kırıp içeri girmeye çalışıyorlardı. Keşiş KELEMNA, hemen surlardan tarafa koştu ve Yezidi askerlerine seslendi. - EY YEZİDİ'İN KULLARI. " ACELE ETMEYİN. ZİRA BİZ BURADA ÇOK TELAŞLIYIZ. " BURADA YİRMİ TANE YEZİD DÜŞMANLARI VAR. " BİZ ONLARIN KELLELERİNİ KESMEKLE MEŞGULÜZ. " BİRAZ SABREDİN, dedi ve hemen içeri koştu. Keşişin sağ kalan oğulları ve içerde bulunan insanlardan hepsi de, kendi başlarının kesilmesini adeta yalvarıyorlardı. Hatta aralarında karar verdiler. Hepsi birlikte huruç edecekler,Yezidi askerleri ile çarpışıp şehid olacaklardı. Keşiş KELEMNA, bunun çözüm olacağına inansa,çoktan saldırıya geçme kararı verecekti ama,böyle yapmanın fayda sağlamayacağını düşünüyor, kesin karara varamıyordu. Birden Keşişin en küçük oğlu öne çıktı, - EY BABAM. " LÜTFEN DİKKAT BUYURUN. " HİÇBİRİNİZİN SİMASI CENAB-I İMAM HÜSEYİN'E BENZEMİYOR. " HAMD OLSUN Kİ BİR TEK BENİM SİMAM BENZİYOR. " EY BABAM.LÜTFEN SEN BENİM BAŞIMI KES VE YEZİDİLERE AT. " VALLAHİ UMULURKİ BU OLAYA BİR ÇÖZÜM BULUNUR. " BENİM KANIM-CANIM, İMAM HÜSEYİN EFENDİME FEDA OLSUN. " HAYDİ. FAZLA BEKLEME VE GÖREVİNİ YAP. " İNŞAALLAH BU BADİREYİ BÖYLECE ATLATIRIZ. " BENİM KANIM-KATLIM DE SANA HELAL OLSUN. Dedi ve başını babasından yana uzattı. Biz, duygu sömürüsü yapmamak için, mevzuyu kısadan bitirelim. Keşiş KELEMNA, elinde tuttuğu kılıcı oğlunun boynuna indirdi. Yanındakiler, göz yaşları içinde kesilen başı mazgallardan aşağıya attılar. Aşağıda bulunan iman ehli insanlar, hemen bu başı toza-topraklara buladılar. Hatta, Yezidi askerlerinin gözleri önünde bu baş ile top oynar gibi oynadılar. Uzun süre böyle yaptılar. Hatta Yezidi askerlerine bile teklif ettiler. Onlarda HÜSEYİN'in başı zannederek Keşiş KELEMNA'nın küçük oğlunun başını tekmelediler. Sonrada tanınmayacak hale gelen bu başı, mızrak üzerine takıp yola çıktılar. UBEYDULLAÜ B.ZİYAD, etrafını Yezidi askerleri ve komutanları sarılmış halde yola çıktı. Bazı büyük kasabalara uğrayacaklar, gittikleri yerlerde kazandıkları zaferlerin kutlamasını yapacaklardı.(??) O zamanlarda ve sonralarda, zafer kazananlar, zaferi kaybeden komutanların kellelerini böylesi mızrakların üzerine takıp, gösteri yaparlardı. NUSAYBİN KİLİSESİ'nin Baş keşişi, İman ehli oğulları ve Dostları ile, elde ettikleri başarıdan, dolayı mutluluklar duyarak CENAB-I HÜSEYİN Aleyhisselam'ın mübarek başını, NUSAYBİN KİLISESİ'nin elden-ayaktan uzak bir köşesine, TEKBİRLERLE Sırladılar. Asırlar sonrasında o mıntıkaya ASALETLİ-ADALETELI bir DEVLET BAŞKANI uğradı. NUSAYBİN Kilisesi Baş Keşişi KELEMNA'nın vasiyyetini yerine getirdi. İMAM HÜSEYİN Aleyhisselam'ın mübarek başını, HEMEDAN-MEDAYIN arasında bir yere getirdi. YEDİTEPE olarak anılan ve göklere yükselen bir tepe'nin uç kismina İMAM HÜSEYİN Aleyhisselamın şehid başını defin yaptı. Bu ASALETLİ-ADALETLİ Devlet başkanı, SEYYİD HASAN'dır. Osmanlı Devletinin tarafgirane tarihini yazanlarca UZUN HASAN olarak ve AKKOYUNLU Devlet başkanı olarak anılır. Halbuki hiç ilgisi yoktur. Boyunun uzunluğundan dolayı Tarih kalpazanlarınca UZUN HASAN olarak tarihe geçirilen SEYYİD MİR HASAN, İRAN-SASANİ Topraklarında büyük bir Devlet kurmuştu. Savaşta YENENLER ÇOK BÜYÜK, YENİLENLERDE ZELİL olarak tarihe geçerler. Bu mevzuyu bırakalım. Zira TARİH, adına kalem tutanlar, hep kazananlardan tarafa kalem kullandıklarından, neyin HAK, neyin BA'TIL olduğu bilinmez. SEYYİD MİR. HASAN, İMAM HÜSEYİN Aleyhisselamın şehid başını, bizim bildiğimiz ama başka kimselerin bilmediği,bilmekte istemediği bir yere defnettikten sonra, HEMEDAN-MEDAYIN-NUSAYBİN vesair yerlerde yerleşen ve KERBELA meydanından İMAM HÜSEYİN tarafından azad edilen İMAM HASAN Aleyhisselam oğullarını, EBUZER GIFARİ, SELMAN-I FARİSİ, VEYSELKARANİ, EBA EYYÜP HALİD-EL ENSARİ, AMMAR-I YASİR. vesairlerin oğulları-torunlarınıda himayesine alıp onları MALATYA'ya getirdi. (+)1 Bazılarını TRABZON beldesine getirdi ve onlara yeni bir YURT verdi. Bu yurdun adına da VAKFIKEBİR adı verildi. KERBELA'da şehid olanların en yakın akrabaları-torunları olan nesil, şimdilerde zamanın zemanesine uyanlarca hep HOR. GORÜLEGELDİLER. MALATYA-HORASAN-BAYBURT vesair yerler, EHLİBEYT EMANETLERİNE artık riayet etmez oldular. HAYIRLISI.
Allah öteki tarafta hesabını soracak bu pis yezitlere...Ablacım paylaşımın için candan teşekkür ediyorum...Hz.Hüseyin in başının kesilip top gibi oynandığını o kadar çok kitapta aradım bir türlü bulamadım...Ama sayende paylaştığın için okudum çok sağol ablacım........
Lanet olsun yezideeeeeee Ne yaparlarsa yapsinlar! assalar da, kesseler de , yaksalar da bizim yolumuz hz. Muhammedin yoludur, bizim yolumuz Haka giden yoldur Dönen dönsün biz dönmeyiz yolumuzdan! Bize kizilbas demisler ! biz Allah yolunda canimizi verenlerdeniz... Ben hz. Hüseyinin basina kurban olurum! Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali
canlar bugün hz mehdinin zuhra kavuştuğu gün imiş bu konuda bilginisi olan varmı bilgilenmek istiyorum okumak istiyorum
Sevgili kardeşim Hz Hüseyin'in başının Türkiye'de olduğunu yazmışsınız soğolun ama lütfen kaynagını da belirtirmisiniz.