GÜNDEM DEN BAZI HABERLER (13 SUBAT)

Konu, 'Güncel Olaylar' kısmında prkacin tarafından paylaşıldı.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Aleviler ile sorunlu olanlar

    TARAFINDAN: OZAN CEYHUN



    Adanın kuzeyinde kendilerini "en Kemalist" ilan edenlerin, adadaki örgütlü Alevilerin "en doğal" hakları olan siyasal tercihlerini açıklamalarının ardından verdikleri tepki utanç verici.




    Bir yandan "Mustafa Kemal'in ve laiklik ilkesinin" kendilerinden daha fazla kimsenin bu derece "radikal" savunamayacağı iddiasında olanlar öte yandan tüm bu iddiaları ile açıkca çelişerek Aleviler hakkında öylesine yayınlar yapıyorlar ki, bu tarzını en "yobaz" kesimler bile yapmadı.



    Neden? Çünkü Kuzey Kıbrıs'ta adanın kuzeyinde iyi bir "network" oluşturmuş ve Avrupa'daki Alevi örgütleriyle sıkı bir işbirliği içinde olan ve de bir dernek çatısı altında birlikte tavır alan Aleviler'in sevilen ve aynı zamanda dernek başkanı olan Özdemir Gül CTP-BG adayı olacağını açıkladı! Alevileri "koyun" sanan bir grup hemen gazetelerinde "çamur atmaya" başladı. Neymiş Aleviler bu adaylık için "100 Milyar" bağış almışlar! Ayrıca benim adım da bu işe karıştırılarak "belden aşağı" yalanlarla Aleviler karalanmaya çalışıldı. Tek suçları en demokratik hakları olan "tercihlerini" açıklamak.



    Almanya'da olsaydı "toplum içinde nifak tohumları saçan ve insanları başkalarına hedef olarak gösteren" bir yayın organı "demokrasinin beşiğinde bile" Anayasa'ya aykırı olduğu için yasaklanırdı. Türkiye'de bu kafa yapısında olanların "Silivri'de" olduğu da bilinen bir gerçek. Kuzey Kıbrıs'ta ise "arkalarında aslında Türkiye Aleviler'inin en güvendiği bir kurumun olduğu" iddiası ile Kıbrıslı Aleviler'e saldırmakta bu kafa yapısında olanlar!



    Ne mutlu ki Kıbrıslı Aleviler'e, onların içinden çıkmış bir değer olan Özdemir Gül'e CTP, ÖRP, UBP, TDP ve diğerleri adaylık önerdiler. ÖRP Başkanı bunu bizzat dernek üyeleri içinde kamuoyuna açık yaptı. Bu durum elbette Alevi dostları çok onurlandırdı. Bir kez daha bu güzel Kuzey Kıbrıs toplumu içinde yaşama şansına sahip oldukları için mutlu oldular. Avrupa'daki ve Türkiye'deki tüm Alevi dostlar "Kıbrıslıları" kıskandı! Aleviler'in dünya genelinde özlemini duydukları bu ortamın Kuzey Kıbrıs'ta olması çok güzeldi. Ama ardından "çirkin saldırılar" geldi. Üstelik yalanlar ile donatılmış olarak.



    Evet! Kuzey Kıbrıs'ın Alevilerinin örgütlü olduğu derneğe devlet bugüne kadar Avrupa'nın "en büyük cemevi" inşaatının yapılabilinmesi için arazi verdi. Üstelik bu işlemler hem UBP hem de CTP döneminde gerçekleşti.



    Evet! Bu dönemde temeli atılan ve bu nedenle dernek üyesi her bireyin "son model bir araç" aldığı için değil, cemevine birikimini yatırdığı için "had safhada borçlandığı" bir ortamda derneğe biraz olsun rahatlayabilmesi için 80 Milyar bağış yapıldı. Bu bağışa ek olarak ÖRP, UBP, CTP gibi partilerin yaptığı ek bağışlarla ulaşılan rakam 100 Milyar'a yaklaştı. Yani "Aleviler'in demokrasik tercihi" ile sorunlu çevrelerin iddia ettiğünün tersine "adaylık ile ilgisi olmayan dönemlerde" Avrupa'nın "en büyük cemevi" hedefine herkes el attı. Çünkü bu gerçekleştiğinde Lefkoşa'ya bir "artı" olacak olan ve farklı dinlerden insanların kardeşçe yaşamasının sembolü olmaya aday bir eser söz konusu!



    Özdemir Gül gibi "onurlu ve mütevazi" bir insanın bir başkasının etkisi altında kalarak bir partiye aday olduğu iddiası ise bu yazıları yazanların aslında "Alevileri koyun" gibi gördüklerinin en açık kanıtı. Eğer Gül onların seçtiği bir partinin adayı olsaydı şimdi onu öve , öve bitiremiyorlardı. İşte onların demokrasiden anladıkları ya da hiç bir zaman anlayamayacakları budur!



    Dernekteki dostlar başkanları Gül'e yönelik adaylık teklifleri nedeniyle demokratik bir süreci başlattılar. Sayısız toplantılar yaptılar. Başta Gül olamak üzere bir çok gece çoğu uyuyamadı. Bir yandan "herkese eşit konumlarını" sürdürmek istiyor diğer yandan ise bugüne kadar dünyanın hiç bir ülkesinde olmamış bir şekilde kendilerine gösterilen ilgi ve sunulan parlamenter temsil olanağı nedeniyle de sorumluluklarının büyük olduğunu biliyorlardı. Öyle iddia edildiği gibi dernek dışından kimse bu karara karışmadı. Benim özelimde iddia edildiği gibi "CTP-BG" tercihi konusunda tek bir telkin olmadı. Çünkü Avrupa'da ve Türkiye'de çıkarılan dersler vardı. Aleviler hiç bir partinin "cepte olduğuna" inandığı "seçmen" kitlesi değildi artık. Bilinçli bir şekilde ve de politik çıkarları doğrultusunda karar veren bir toplumun bireyleri olarak çok uzun bir süreye ihtiyaç duydular ve sonunda kararları CTP-BG oldu. Bu partinin Sosyalist Enternasyonal üyesi olması, sosyal demokrat çizgiyi benimsemesi ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın "çözüm çabalarını" destekliyor olması sanırım belirleyici oldu. Ama benzeri nedenlerden dostlarım başka bir parti için de karar verseler şaşırmazdım!



    Alkışlanacak bir disiplin ile demokratik karar verme sürecini gerçekleştiren dernek üyelerini ve kendisine şahsen yapılan önerilere hiç bir şekilde şahsi çıkarlarını ön planda tutarak yaklaşmayan başkanları Özdemir Gül'ün dernek tabanının kararına gösterdiği saygıyı örnek olarak göstermek gerekirken onlara "satın alındılar" tarzı çirkin bir karalama kampanyası yapanların yazdıklarını tüm Avrupa genelinde okuyan Aleviler okuduklarına inanamaktalar. Bu güzel Kıbrıs toplumunda bu tarz yayınların olabileceğine inanmak istemiyorlar. Hepsi hem derneğin tavrıyla hem de verilen karar sonrası aday Özdemir Gül ile gurur duyuyorlar.



    Milletvekili Özdemir Gül eminimki Avrupa'dan çok davetiye alacak ve Kuzey Kıbrıs Gerçeği'ni çok sık olarak anlatmak zorunda kalacak. Kim bilir? Belki o zaman ona bugün çamur atanalar utanırlar mı? Aslında bunu hiç sanmıyorum. Onlar karanlık dünyalarında "siyahın içinde" yaşamlarını sürdürürler herhalde. Çünkü utanmak da bir erdemdir ve rengi kırmızıdır!








     
  2. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Alevi Örgütlerinden Tanık'a Tam Destek

    [​IMG]
    TARAFINDAN: GERÇEK GÜNDEM



    Bülent Tanık, Ankara Çankaya'da kalabalık bir kitleye hitaben bir konuşma yaptı.





    CHP Çankaya Belediye Başkan Adayı Bülent Tanık, seçim çalışmaları kapsamında ziyaretlerde bulunduğu Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu, Alevi Kültür Derneği ve Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı, Divriğililer Vakfı gibi alevi Bektaşi örgütlerinden tam destek aldı.



    CHP Çankaya Belediye Başkan Adayı Bülent Tanık, seçim çalışmalarına Alevi Bektaşi örgütlerini ziyaretlerle başladı. Önceki gün Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi?ni ziyaret eden Bülent Tanık, dün de Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu, Alevi Kültür Derneği ve Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı ile İmranlı Vakfı?nı ziyaret etti.



    Ziyaretleri sırasında Alevi Bektaşi örgüt yöneticilerine yönelik yaptığı konuşmasında Çankaya?da sadece seçimi kazanmanın yeterli olmayacağını, rakiplerine ciddi bir fark atmayı hedeflediklerini dile getiren Bülent Tanık, ?15 yıldır Ankara?nın başına musallat yönetimden kaynaklı sorunların köklü bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Ankara Büyükşehir?de yıllardır kentsel hizmetlerden mahrum bıraktırıcı uygulamalar var. Bu gidişe dur demek gerekiyor. Cumhuriyet değerlerini savunan bir devlet yapısını ortadan kaldırıp yerine şer-i hukukun hayata geçirilmeye çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Halife olma eğilimlerinin gündeme taşındığı bir dönemden geçiyoruz. İşte 29 Mart seçimlerini ülke genelinde bu duruma dur demenin ilk adımı olarak görüyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi üç büyük kentte seçim kazanılması demek AKP hükümetini erken genel seçime götürebilir. Ama şunu da söylemek lazım ki istenilen sonuçlar alınamazsa her şeye rağmen dimdik duran bir Çankaya olmalı? dedi.



    Yerel demokrasiyi genel demokrasinin teminatı olarak gördüğünü söyleyen Tanık, önceki seçimlerde sandığa gitmeyen seçmenlerin sandığa gitmelerini sağlamak gerektiğine dikkat çektiği konuşmasında, örgütlenmiş toplum parçalarının büyük önem arzettiğini ve bu çerçevede Alevi Bektaşi örgütlerinin talep, öneri, eleştiri ve görüşleriyle geçmişin olumsuzluklarını bertaraf edici bir yönetim sergileyeceklerini dile getirdi.



    Kadın ve erkeğin eşit şartlarda yaşadığı hiçbir vatandaşın ötekileştirilmediği bir Çankaya yaratıp bunu tüm Türkiye için bir modele dönüştüreceğini de söyleyen Bülent Tanık, Bin çocuk korosu kuracaklarını da sözlerine ekledi.



    Alevi Bektaşi Örgütlerinin yöneticileri Fevzi Gümüş, Ali Balkız, Ercan Geçmez ve Arif Ali Atay, kendilerini ziyaret etmesinden dolayı duydukları memnuniyeti dile getirip ?Çankaya?da kabuledilebilir bir aday beklentimiz vardı ve CHP bu konudaki hassasiyetimizi değerlendirmiştir. Bu ülkede dışlanmadan, ötekileştirilmeden bir arada yaşama kültürünü hayata geçirmek için yerel yönetimleri bir şans olarak görüyoruz. Biz Çankaya?da bu şansın iyi kullanılmasını istiyoruz. ?Çankaya?da sizin öncülüğünüzde bir model yaratılmasını istiyor ve bekliyoruz. İlk ziyaretinizi bize gerçekleştirmiş olmanızı da çok anlamlı buluyor ve bundan ötürü de teşekkür ediyoruz? dediler.



    Ziyaretler sonrası Ahmet Arif Parkı?nda Dikmenlilerle buluşan Bülent Tanık, burada kalabalık bir kitleye hitaben bir konuşma yaptı.






     
  3. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Madımak Oteli'ndeki Kebapçı 14 Yıl Sonra Taşındı

    [​IMG]
    TARAFINDAN: BIANET



    30'dan fazla kişinin öldüğü Madımak Oteli'ndeki kebapçı Başbakan'ın Sivas ziyareti öncesinde taşındı. İşyeri sahibi Manav "Toplumsal barış ve huzur için işyerimizi bıraktık" dedi. Alevi Bektaşi Federasyonu "Madımak müze olana kadar mücadelemiz sürecek" diye açıklama yaptı.





    Sivas'taki Madımak Oteli'nin altında bulunan "Sebatibey İskender" taşındı. Aleviler, 1993'te çıkarılan yangında 30'dan fazla kişinin öldüğü otelin müze yapılmasını istiyor.



    27 Haziran Öğretmenler Parkı'na taşınan kebapçının sahibi Sebati Manav "Toplumsal barış ve huzur için işyerimizi bıraktık" diye konuştu; bir süredir vali ve belediye başkanıyla taşınma işlemleri için görüştüklerini, tadilatın bitmesini beklediklerini, Erdoğan'ın bugün Sivas'a gelişine yetiştirilmesi için işlerin hızlandırıldığını söyledi.



    "Müze olana kadar mücadelemiz sürecek"

    Alevi Bektaşi Federasyonu'ysa (ABF), AKP'nin oteli müzeye dönüştürmeyip kebapçının taşınmasını sağlamasının olayı "seçim malzemesine" dönüştürmek, Alevilerin talebini "sulandırmak" olduğunu dile getirdi. Federasyon'un başkan yardımcısı Ali Kenanoğlu "Talebimiz Madımak Oteli'nin ibret müzesi olmasıdır, bu yerine getirilene kadar da mücadelemiz sürecektir" dedi.



    ABF'nin 9 Kasım'da Ankara'da düzenlediği mitingde dile getirdiği Alevilerin taleplerinden biri de otelin müze olmasıydı.



    2 Temmuz 1993'te aydınların yakıldığı Madımak Oteli'nin müze olması talebi, AKP hükümeti tarafından görmezden geliniyor. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, otelin kebapçı olmasından rahatsız olduğunu dile getirmiş, ancak müze olması için özel müzeler için gereken teknik yeterliliklerin bulunmadığını açıklamıştı.






     
  4. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Madımak?taki iğrendiren kebapçı taşındı

    [​IMG]
    TARAFINDAN: BEHZAT MİSER /RADIKAL



    Kültür ve Turizm Bakanın Ertuğrul Günay, Alevi örgütlerinin ?utanç müzesi? olması için girişim başlattığı ve ?temel Alevi isteklerinden? biri olan Madımak Oteli?nin altında et lokantası olmasını, ?Otelin altında kebapçı olmasından iğreniyorum? diye nitelemişti.




    Sivas?ta 2 Temmuz 1993?te 37 kişinin ölümüne sahne olan Madımak Oteli?nin altındaki et lokantası sonunda taşındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, burayı bakanlığın mağazası yaparken, bir bölümünü de kitapçı haline getirecek



    Kebapçıya taşınması için valilik ve belediye devreye girmesini ardından, işletme sahibine yer gösterildi. Lokanta çalışanları dün akşam eşyaları taşımaya başladı. Kebapçının yerine Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü?nün (DÖSİM) mağazası açılacak. Mağazada hediyelik eşya, el sanatları ürünleri, kitap ve çiçek satışı yapılacak. Bakan Ertuğrul Günay, Radikal?e ?İçinde orada yitirdiklerimizin anısını yaşatacağız; bir anı evi olsun diye düşünüyoruz. Yaşadığımız acı olayları unutturmamaya çalışacağız? dedi.

    Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş ise, otelin müze olmasında ısrarlı. Gümüş, şöyle konuştu: ?Bu kara leke, AKP iktidarının müze için verilen kanun teklifini reddetmesiyle, dahası Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın?ın, kütüphane ya da çiçekçi açılması veya binanın müzeye dönüştürülmesi tekliflerine karşı ?Pişmiş aşa soğuk su katılmaz? cevabı ile daha da büyümüştü. Türkiye, bu utancı temizlemek, geleceğini de aydınlatmak zorundadır. Bunun çözümü ise, Madımak?ın müzeye dönüştürülmesi, katliamın gerçek faillerinin bulunması ve Alevilerden özür dilenmesidir.?
     
  5. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Erdoğan'dan sert gönderme

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Sivas'taki konuşmasının hedefinde gazeteci yazar Bekir Coşkun vardı. İşte Erdoğan'ın Coşkun'la ilgili sözleri...

    Erdoğan'dan Bekir Coşkun'a gönderme
    Başbakan Erdoğan, AK Parti'ye oy verenleri göbeğini kaşıyan adamlar olarak tanımlayan gazeteci Bekir Coşkun'u milleti anlamamakla suçlarken çok sert bir ifade kullandı.

    Başbakan Erdoğan Sivas'ta partililere sesleniyor. Erdoğan, AK Parti'ye oy verenleri göbeğini kaşıyan adamlar olarak tanımlayan Hürriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun'u milleti anlamamakla suçlarken çok sert bir ifade kullandı. Erdoğan'ın omuzundaki Sivasspor atkısı dikkat çekti.

    Erdoğan'ın açıklamaları şöyleydi:

    "Bunlar monşer eskisi. Bunlar milleti anlamakta zorluk çekiyor. Bu millete tepeden bakarak siyaset yapılmaz. Bunların bir de yandaş medyaları da var. Siz onların kim olduğunu iyi biliyorsunuz.

    Benim milletime göbeğini kaşıyan adamlar diyor. İşte bunların bu millete bakışı. Bunların milletle işi yok. Bunların sevgili köpekleri var onlarla yatar onlarla kalkar. Benim milletime kimse bu yakıştırmaları yapamaz. Kimse milleti alay konusu yapamaz.

    Daha bitmedi. Daha yapacağımız çok şey var.

    Bizim dönemimizde çeteler ve mafyalar yokluğa mahkum oldu. Onlar önce batırdıkları bankaların hesabını versinler. Milletin sırtına vurdukları faturaların hesabını versinler. Bizim dönemimizde bir tane banka fona devredilmedi.

    Halep ordaysa arşın burada.. Bizden önce halkımın cebindeki parayı modern hırsızlar enflasyon ile çalıyordu.

    Seçimden seçime yüzlerini halka çeviriyorlar. Sonra birilerini sağa sol gönderip bak işte bu iktidar kömür dağıtıyor diyorlar. Biz bu kömürü bugün mü dağıtıyoruz. Biz bunu 6 yıldır yapıyoruz. Halkımıza hizmet için yapıyoruz.

    AK parti çeyrek altın dağıtıyor dediler. Siz bu altınlardan aldınız mı? Size de getirdiler mi bu altınlardan. Yok. İşte siz 29 Mart günü AK Parti'nin ampülüne mührü basmak suratiyle bunlara cevabı vereceksiniz.

    Sayın Baykal sen bu halka yardım yapamamışsın. Bari yapana engel olma.

    Biz yaradılanı yaradanda ötürü seviyoruz. Bu oyunları biz bozacağız.

    Sivas'a gelip de Aşık Veysel unutulur mu? Veysel ne der,

    Kürtü Türkü ne Çerkezi
    Hep Ademin oğlu kızı
    Beraberce şehit gazi
    Yanlış var mı ve neresi

    Yezit nedir, ne kızılbaş
    Değil miyiz hep bir kardaş
    Bizi yakar bizim ataş
    Söndürmektir tek çaresi

    Bizim felsefemiz budur.

    Bizler 70 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Biz de siz biz ayrımı yok. Hizmet alırken de götürürken de bu ayrımı yapmayız. Biz şu köy şöyle bu köy böyle anlayışını elimizin tersiyle ettik. Biz önce insan dedik. İnsanın merkeze koyduk ve hizmet götürme yarışına koyulduk.

    Şeyh Edebali'nin dediği gibi İnsanı yaşıt ki devlet yaşasın dedik. Yarın kabre konulunca sorguda Cumhurbaşkanı başbakan niyetine denilmez. Bize tevazu yarışır. Bize hizmetkarlık yarışır.

    Sivas Anadolu'da bir patlama daha yaptı. Futbola damga vuran Sivasspor'un Yiğidolarını gururla izliyoruz. Şimdi Sivasspor'a yakışacak bir stadı yapmak için çalışmalara başladık. Sivasspor'a kapalı spor salonunun da içinde bulundu çok kapsamlı bir tesis yapmak için çalışmalara başladık. Sivas bu modern stadında ismini Avrupa'ya duyuracaktır.

    Sivas'ta eli kalem tutan dili kelam tutan insan kıtlığı yaşanmaz diye bir söz vardır. Sivas'a bunun için eğitim alanında da önemli projeler yaptık.

    Haber: Haber7
     
  6. prkacin

    prkacin Super Moderator

    İbrahim Şahin'den TSK açıklaması

    İbrahim Şahin, Genelkurmay'ın açıklamasına cevap verdi.

    Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Özel Harekât Dairesi eski Başkanvekili İbrahim Şahin, Genelkurmay'ın dün yaptığı açıklamaya yazılı yanıt verdi.

    İbrahim Şahin'in yazılı açıklaması Ergenekon sanıklarından birinin avukatı vasıtasıyla basın mensuplarına dağıtıldı.

    Şahin'in açıklaması şu şekilde:

    "Genelkurmay Başkanlığı'nın 12 Şubat 2009 tarihli açıklamaları doğrudur. Benim Genelkurmay Başkanlığı ve Genelkurmay Başkanımız ile hiçbir görüşmem olmamıştır. Savcılık makamında ifade verirken böyle bir soruyla da karşılaşmadım. 70-80 soru ise baha hiç sorulmadı. Fakat TSK'lerini hedef alan bu sorular sanki sorulmuş gibi ifade tutanağında cevap hanesine boş olarak yazılmış. Soruların yüzde 70'i emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin üzerine hazırlanmış. Cezaevinde tanınma şerefine eriştiğim emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ile bu partinin diğer mensupları üzerine yoğunlaşmıştı. Sorgulama tamamen TSK'lerini hedef aldığından birçok soruda susma hakkımı kullandım. Ayrıca TSK'nin benim gibi hasta ve eski mahkûma da bir ihtiyacı yoktur. Tüm gerçekler mahkeme safahatında ortaya çıkacaktır. Türk milletinin ilelebet payidar olması dileğiyle"

    İLGİLİ HABER


     
  7. prkacin

    prkacin Super Moderator

    'Rüyamda Diyarbakır'ı gördüm'

    Terörist başı Abdullah Öcalan'ın seçim kabusu...

    Yerel seçimlerde alınacak sonuçların Kürt sorununun çözümünde etkili olacağını belirten Öcalan, ?Baharla beraber kansız bir çözümün yolunu açmasını diliyorum. Başbakandan rica ediyorum Kürt sorununu Ortadoğu'da bir silah olmaktan çıkaralım, Ortadoğu'da demokrasinin ve barışın tetikleyici gücü haline getirelim. Bu benim sloganımdır? dedi.

    YEMİ ALSINLAR AMA OLTAYA TAKILMASINLAR

    Öcalan dağıtılan seçim yardımlarına ilişkin ise ?Seçimlerde yardım dağıtılıyormuş. İhtiyacı olan yoksul halkımız bunları alabilir. Oltadaki yemleri alsınlar ama oltaya takılan balık olmasınlar? diye belirtti. Öcalan ayrıca barış olmazsa herkesin kendi kaderini tayin edeceğinin altını çizdi.

    RÜYAMDA DİYARBAKIR'I GÖRDÜM

    Öcalan görüşmede gördüğü bir rüyasını da anlattı. İki hafta önce gördüğü rüyasına da değinen Öcalan, rüyasını şu sözlerle anlattı: "Geçenler de Rüyam da Kamptan ayrılmıştım, yolumu şaşırmıştım, kendimi Diyarbakır Surlarının üzerinde buldum. Surlardan aşağı inmek istiyordum ama ayağımda ayakkabı yoktu inemiyordum. O sırada etrafımı çocuklar sardı. Benden bahşiş istediler. Elimi cebime attım, para yoktu. Cebimi karıştırdım, on kuruş vardı, bunu versem yetmez, diye düşünüyordum. Birisi bana "onu onlara ver, o altındır, hepsine yeter" dedi. Verdim. O sırada uyandım. Bu rüyam gerçekleşebilir, umutluyum."


    --------------------------------------------------------------------------------

     
  8. prkacin

    prkacin Super Moderator

    AKP'den Tunceli'de silahlı oy birlikleri

    [​IMG]
    AKP'nin en tehlikeli seçim yatırımı...

    AKP hükümetinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da tehlikeli bir seçim yatırımına giriştiği belirlendi. Tunceli'de yapılan beyaz eşya yardımı ile CHP ve diğer siyasi partilerden tepkiler alan hükümetin koruculuk sistemini kullanarak bölgede oy için yatırım yapmaya çalıştığı ortaya çıktı.

    90'lı yıllardan beri korucu kadrosu açılmayan Tunceli'de 2008 yılı itibariyle 305 kişilik geçici köy koruculuğu kadrosu açıldığı öğrenildi. Çemişkezek'te geçen hafta bu kadrodan 144 kişinin mülakatlarının tamamlandığı, Pertek'de ise 136 kişinin alımı için çalışmaların tamamlandığı belirlendi. Kalan boş kadro için de alımların süreceği belirtildi.


    Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç de, hükümetin 2008'de alınan kadroları seçim öncesi kullanmaya başladığına dikkat çekerek, '305 kadronun daha kullanılacağını öğrendim. Sayı 700 - 800'ü bulabilir. Tunceli'de işsiz insan çok. Hükümetde koruculuk adı altında istihdam yaratmak istiyor. Oysa bölgede koruculuk tepkiyle karşılanıyor. Başka bir isim altında insanları istihdanm edebilirledi' diye konuştu.



    Haber: TARAF


     
  9. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Deniz Feneri davasında önemli gelişme

    Deniz Feneri soruşturmasıyla ilgili hakkında dava açılan 10. Noter açığa alındı.

    Almanya'daki Deniz Feneri Derneği soruşturmasıyla ilgili hakkında, "resmi belgede
    sahtecilik" ve "görevi kötüye kullanma" suçlamalarından dava açılan İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç, dün akşam Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in onayı ve sahtecilik suçlamasıyla, "İvedi" kodlu bir yazışmayla açığa alındı. Adalet Bakanlığı, "Görevi kötüye kullanmak ve resmi belgede sahtecilik" gerekçeleriyle İsmet Büyükkılıç'ın işten el çektirildiğini İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirdi. Cumhuriyet Başsavcılığı, Büyükkılıç'ın yerine noterlik başkatibini görevlendirdi. Yerine yeni, noter tayin edilecek.

    Almanya'daki tutukluya vekaletname düzenledi

    Almanya'daki Deniz Feneri davasında 5 yıl 10 ay hüküm giyen Mehmet Gürhan'ın, cezaevinde bulunduğu sırada Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'a 21 Mayıs 2007'de genel vekalet verdiği ortaya çıkmıştı. Almanya'da tutuklu sanığın İstanbul'daki Karaman'a vekalet verdiğinin saptanması üzerine gözler vekaletnameyi veren İstanbul 10. Noterliği'ne çevrildi. Vekaletnameyi 10. Noter İsmet Büyükkılıç'ın hazırladığı belirlendi.

    4 yıldan 15 yıla hapsi isteniyor

    Türkiye Noterler Birliği Başkanı Hasan Yeni, Noter Büyükkılıç hakkında 5 ay önce suç duyurusunda bulundu. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma sonunda Savcılık, geçen hafta İstanbul 10. Noteri Büyükkılıç hakkında, 'resmi belgede sahtecilik' ve 'görevi kötüye kullanma' suçlarından 4 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezası istedi. İsmet Büyükkılıç için dün akşam saatlerinde ikinci şok ise Adalet Bakanlığı'ndan geldi.

    Bakan Şahin onayladı

    Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nden 12.02.2009'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na, "İstanbul 10. Noteri İsmet Büyükkılıç" konulu, "İvedi" uyarılı bir faks geçildi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in onayının ardından Bakan Adına-Genel Müdür Yardımcısı Hakim Mustafa Bulut imzasıyla gönderilen 1582-3608 sayılı resmi yazıyla bakanlıkça işten el çektirildiği bildirildi.

    İşten el çektirildiğini bildirin

    Bakanlık, "İsmet Büyükkılıç hakkında, "Resmi belgede sahtekarlık ve görevi kötüye kullanmak" suçu nedeniyle Noterlik Kanunu'nun 1512 sayılı-123/1 maddesi gereğince işten el çektirilmesi uygun görülmüştür" dedi. Notere işten ayrıldığının bildirilmesi ve yeni noter ile vekil noterin de bildirilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na da talimat verildi.

    Son 20 yıldır ilk vaka

    Bakanlık ayrıca alınan kararın Türkiye Noterler Odası Başkanlığı'na da bildirilmesine karar verdi. İsmet Büyükkılıç, hakkındaki yargılama sonunda suçlu bulunur ve sahtecilikten ceza alırsa bundan sonra hiçbir koşulda noterlik,
    avukatlık, hakimlik yada devlet memurluğu gibi kamusal görev alamayacak. Bu arada Türkiye'de son 20 yıldır hiçbir noterin işten el çektirilmediği öğrenildi.

    Deniz Feneri davasında ne olmuştu?

    Almanya'daki Deniz Feneri Derneği davasının da yargıç Johann Müller, üç sanığın da dolandırıcılık suçundan mahkum olduklarını açıklamıştı. Karara gore dolandırıcılık suçlamasıyla Mehmet Gürhan 5 yıl 10 ay hapis, Mehmet Taşkan 2 yıl 9 ay hapis ve tutukluluk halinin kaldırılması, Firdevsi Ermiş 1 yıl 10 ay hapis cezası aldı. Hakim Müller, gerekçeli kararında, bu davanın Almanya'nın en büyük bağış skandalı davası olduğunu belirterek daha önce çok ses getiren UNICEF Almanya davasını dahi geçtiğini söylemişti. Almanya Deniz Feneri'nin toplam 41 milyon euro bağış topladığını Türkiye'ye giden toplam miktarın 17 milyon euro olduğunu, bunun 8 milyonunun Türkiye Deniz Feneri'ne gittiğini, geri kalan kısmın çeşitli yerlerde kullanıldığını ifade etmişti.

    Amaç dışı kullanılan paradan sadece 4 milyon euro Almanya'da kaldı.

    Gerekçeli kararda olayın Türkiye boyutuna da değinen Müller, Mehmet Gürhan'ın
    dernekte yönetici olmasına karşın büyük oranda Türkiye'den yönlendirildiği ve karar vermede tek yetkilinin kendisi olmadığını, Türkiye'de Zekeriye Karaman'ın ön plana çıktığını vurguladı. Müller, kararında sanık Mehmet Gürhan'ın, İsmail Karahan, Harun Yoldaş, Mustafa Çelik ve Zahit Akman ile geçmişte ticari ilişkileri olduğunu belirtti. Almanya'da 1999'da kurulan Deniz Feneri Derneği'nin 2002-2007 arasında 41 milyon 423 bin 158 euro bağış topladığı belirtiliyor. Bankalardan çekilen yüksek miktarların emniyete bildirilmesi sonucu kara para aklandığı şüphesiyle savcılık harekete geçmişti.

    İhbarlar üzerine Hessen Eyalet Savcılığı, Mehmet Gürhan, Firdevsi Ermiş ve Mehmet Taşkan'a dolandırıcılık, karapara aklama ve vergi kaçakçılığı suçlarından dava açmıştı. Kesin delil olmasa da asıl faaillerin Türkiye'de olduğunu vurgulayan savcı, tüm sorumluluğun Türkiye Deniz Feneri kurucularından Zekeriya Karaman,


    Haber: SULTAN UÇAR/Habertürk
     
  10. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Büyük skandalda Melih Gökçek imzası

    [​IMG]
    MHP'li Oktay Vural Melih Gökçek'in peşini bırakmıyor. Arsa yolsuzluğunda Gökçek'in yalanlayan belge ortaya çıktı.

    Vural'ın ortaya koyduğu kooperatif skandalından sonra Melih Gökçek "haberim yok" açıklamsı yapmıştı. Şimdi ise Vural "haberi de var belgelerin altında imzası da var" diyor.

    Bugün ortaya çıkan belgeler Gökçek'in skandal kooperatiften de ballı arsa satışından da haberdar olduğunu ortaya koydu...

    Ankara'nın en değerli noktalarından Beysukent 598 numaralı parsel... Tam 30 bin metrekare arsa... Skandal Güzelbağ Kooperatifinin Başkanı Rahmi Çınar Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı... Büyükşehir Belediyesinin Emlak ve İstimlak Daire Başkanı Mehmet Pamuksuz da o kooperatifte başkan yardımcısı..

    Kişi başına sadece 9 milyar 280 milyon lira düştü.. Bugün satacak olsalar en az 20 trilyon yani 20 milyon lira edecek bu arsaya neredeyse bedavaya sahip oldular...

    Herkes şaşırdı... Şok oldu... Yapılan yazılı açıklamaya bakılırsa Melih Gökçek de şaşırdı.. "Medyadan öğrendim hemen soruŞturma açtırdım" dedi.

    Birinci belgeye göre belediye bürokratlara satılan arazinin yazısını Ankara Valiliğine yolluyor.. İşte o yazı Melih Gökçek adına deniyor ve Güzelbağ kooperatifine "tamamdır" deniliyor.

    İkinci belgeye göre Melih Gökçek Güzelbağı kooperatifini çok yakından tanıyor.. Çünkü aynı kooperatifle bürokratlar daha önce de 67 bin metrekarelik bir arsayı satın almak istemiş.

    Gökçek de hemen olur demiş ve belediyenin arsasını belediyenin yöneticilerine imzasıyla tahsis etmiş.. Ama arsaları istimlak edilen vatandaş mahkemeye gidince oyun bozulmuş...


    Haber: Kanal D Haber


     
  11. ero

    ero Daimi Üye

    memlekette hala GÖKÇEK KALPAZANINA oy veren varya, işte ben buna yorumsuz kalırım.
     
  12. Alevi_Kaptan

    Alevi_Kaptan Admin Yetkili Kişi

    aynen katılıyorum can :eek:k

    Madımak?taki iğrendiren kebapçı taşındı. buda güzel haber. umarım gerektiği gibi değerlendirebiliriz.
     
  13. ReGisTeR

    ReGisTeR Üye

    prkacın kardeşim bu sadece bildigimiz perdenın bu tarafına yansıyanı dahası da inşallah bir an önce halkın gözlerinin nüne sergilenir inş.

    Kaptanım inşallah degerlendiririz madimak daki yanan canlarımız için yanan canımız için yüreklerde sönmeyen o büyük ateşleri söndürmek için Degerlendirmeliyiz inşallah
     

Sayfayı Paylaş