sevmek...

Konu, 'Aşk, Duygusal, Sevgiliye Şiir Yazı, Kıssadan ' kısmında selenayy tarafından paylaşıldı.

  1. selenayy

    selenayy Daimi Üye

    [​IMG]

    Kişi
    sevdiğiyle olmak ister!.

    Sevdiğinin
    hâliyle hâllenir…

    Sevgisi
    kadarıyla,
    onunla yaşar!.

    Sevginin
    ne
    olduğunu
    tam olarak bilemediğimiz için,
    çoğunlukla,
    “beğeni”
    ile
    “sevgi”yi
    birbirine karıştırırız..

    “Beğeni”
    yanında
    “sahip olma” arzusuyla
    açığa çıkar!.
    Bir nesneden hoşlandığında,
    beğendiğin şeye sahip olmak
    ve
    üzerinde tasarruf edebilmek
    arzusuyla yaşarsın…

    Bu
    tüm mahlukatta
    çok yaygın bir duygudur!.

    Kimi,
    beğendiğini cebine sokar;
    kimi,
    beğendiğine
    tasma takıp yanında taşıyarak
    onunla hava atmak ister;
    kimi,
    yakalayıp inine sürükler…

    Her
    mahlûk yaradılış fıtratına göre,
    beğendiği üzerinde
    tasarruf
    etmek ister.

    “Sevmek”
    ise bundan çok farklıdır…

    Sevince,

    yanlızca sevdiğin için yaşamak istersin!.

    Yalnızca
    yanında olmak,

    yalnızca
    onun olmak,
    yalnızca

    onun zevk aldığıyla zevk alıp,
    sevmediğinden kaçmak istersin!
    Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını,
    fikrini,
    ruhunu ki,
    her şey sana,
    onu hatırlatır;

    yanında iken bile
    onun
    içinde olmak istersin!…
    Yakınlık
    bile uzak gelir sana!…

    Sen kaybolursun,
    sende;
    sevdiğin kalır yalnızca,
    beyninde!..

    Onun
    bakışıyla bakar,
    onun
    değerlendirmesiyle değerlendirir,
    onun
    diliyle konuşmaya başlarsın!.
    Gözün
    ondan başkasını görmez,
    kulağın
    ondan başkasını duymaz,
    elin
    ondan başkasına uzanmaz olur!.

    Her an
    sana
    sahip olmasını;

    varlığının,

    tasarrufunun
    her an
    üzerinde olmasını,

    her an
    seni kucaklamasını istersin!…
    Bedensel
    yakınlık bile,
    korkunç uzaklık gibi gelir sana;

    ve

    onunla tek bir beden,
    tek bir ruh,
    tek bir şuur olmayı dilersin!.

    Sevgi,

    fıtratın müsait ise,
    sevdiğinde yok edesiye yakar seni;
    ve
    gün gelir
    kaşında-gözünde,
    yüzünde-dilinde
    sevdiğini görürler de,
    “sen o olmuşun” derler!

    Beğenen sahip olmak ister…
    Seven ise sevdiğinde yok olur;

    feda
    eder her şeyi sevdiği uğruna!.
    Bazılarının da
    sevgi kokusu sürülür
    üstüne;

    “aşığım” sanır!.
    Ama
    sevdiği uğruna,
    fedakarlık etmeye gelince
    sıra,
    o
    koku
    siLİniverir
    üzerinden
    “kopamama” sabunuyla!.
    Parasından kopamaz…
    Mevkiinden kopamaz…
    Yakınlarından kopamaz…
    İçinde
    yaşadığı ortamın
    güzelliklerinden kopamaz…
    “Etraf”tan kopamaz!.
    Derken
    kusurlar
    belirmeye başlar
    sevdiğini sandığının
    üzerinde…
    Eksiklikler
    görmeye başlar
    başlar,
    yetersizlikler görmeye başlar…
    Bunlar
    önce acıma
    duygusuna dönüştürür
    sevgisini;
    uzaktan
    acıyarak seyretmeye başlar…

    Sonra
    tatlı bir anıya dönüşür,
    sevgi
    sandığı duyguları!.
    Bu
    tecrübe gösterir ki,
    onun
    fıtratında sevgi programı yoktur!..
    Beğeniyi,
    sevgi sanmıştır!..
    Uzaklaşma
    ondan gelmemiş de,
    karşısındakinden
    gelmişse,
    bu defa “nefret”e döner
    “beğeni”;

    ondan
    intikam alma duygusu
    gelişir içinde;

    ve

    vicdanla
    intikam dalgaları arasında
    bir o yana
    bir bu yana
    sürüklenir
    durur;

    terkedilmişliğin,
    uzaklaşmanın,
    layık
    olmadığını
    yaşamanın sanısı içinde!..

    Oysa
    yanlızca,
    fıtratında olmayan
    gerçek
    sevginin sonuçlarını
    yaşamaktadır!.

    Cüzdanı için,
    güzelliği-yakışıklılığı için,
    kendisine hoş gelen
    huyları için,
    mevkii-koltuğu için,
    ilmi için beğenmiştir;
    sevdiğini sanmış;
    sahip
    olamayınca da
    arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş;

    yalnızca
    çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir…

    Seven ise
    göze
    almıştır kopmayı…
    Dışlanmayı…
    Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı…
    Fıtratından gelir
    sevgi!.
    Kulluğu sevmek üzeredir!.
    Onunla,
    sevmeyi yaşamak
    istediği için yaratmıştır
    onu Yaratan…
    O
    yüzden kopar anadan-babadan;
    dünyadan paradan!

    Seven,
    karşılıksız sever!…

    Beğenen karşılığını ister!.

    Benim
    istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma,
    der beğenen!..
    Onun
    zaten fıtratında yoktur sevgi,
    bilmez aşkın
    ne
    olduğunu!..
    Ne
    üzere yaratılmışsa,
    odur
    tüm meşgalesi…
    Karınca gibi çalışır;
    maymun gibi çiftleşir;
    aslan gibi yavrularına
    sahip çıkar…
    Ama

    pervane gibi sevemez!.
    Atamaz
    kendini ateşe!.
    Sevgi
    sonunda yanmayı getirir!..
    Beğeni
    ise sonunda kaçmayı!.

    Beğenen
    mahlûkat çoğunluğuna göre,
    “sevgi”
    delilikten bir türdür!..
    Anlamazlar onlar,
    sevdiği uğruna,

    etraf
    ne
    derse
    desin deyip,
    her şarta katlanmayı!

    Ve

    “delillik bu”

    derler…

    Beğenme
    bir tür “hobi”dir!…
    Bazen
    ömür boyu sürer,
    bazen
    bir kaçyıl,
    bazen
    bir kaç ay!..


    Sevgi bir ömür boyudur!…
    Bitmez,
    tükenmez,
    bazen durulur,
    bazen coşar ama hiç gerilemez!.


    [​IMG]

    "alıntıdır"
     
  2. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    emegıne saglık cok guzeldı :-o :-o :-o :-o :-o :-o
     
  3. kesinlikle çok doğru süper bir şiirdi emeğinize sağlık 8)
     
  4. musayuce

    musayuce Daimi Üye

    selamlar
    selen emeğine yüreğine sağlık.aşırı duygusal sözler.ve derin anlamını çok duygusal anlarımızda anlayabiliriz.
     

Sayfayı Paylaş