fısıltı ve tuğla

Konu, 'Serbest bölge' kısmında seyduna_34 tarafından paylaşıldı.

  1. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    Genç ve başarılı bir yönetici, yeni Jaguar´ıyla bir mahalleden
    hızlı bir şekilde geçiyordu. Parketmiş arabaların arasından yola
    aniden çıkabilecek çocuklara dikkat ediyordu ve bir şey
    gördüğünü sanarak yavaşladı. Arabayla caddeden yavasça geçerken
    hiç bir çocuk göremedi fakat, arabasının kapısına bir tuğla atıldığını
    farketti. Aniden arabasını durdurarak tuğlanın fırlatıldığı yere geri döndü.

    Arabadan indi, orada bulunan küçük bir çocuğu tuttu ve onu parketmiş
    bir arabaya doğru iterek bağırmaya başladı; “Bunu neden yaptın?
    Sen de kimsin, ne yaptığının farkında mısın?” İyice sinirlenerek devam
    etti: “Bu yeni bir araba ve atmış olduğun bu tuğla bana çok pahalıya
    malolacak. Bunu neden yaptın?” Çocuk yalvararak cevap verdi:
    “Lütfen efendim. Çok üzgünüm ama başka ne yapabilirdim bilmiyordum.
    Eğer tuğlayı fırlatmasaydım kimse durmazdı” Parketmiş bir arabanın
    arkasına işaret ederken çocuğun gözyaşları çenesine süzülüyordu.

    “Kardeşim kaldırımın kenarından yuvarlandı ve tekerlekli
    sandalyesinden düştü, ben onu kaldıramıyorum. Lütfen onu tekerlekli
    sandalyesine oturtmam için bana yardım eder misiniz? Benim için
    çok ağır.” Bu durumdan son derece duygulanan genç yönetici,
    bogazında büyüyen yumruyu zar zor da olsa yutkundu. Yerdeki
    genci kaldırarak, tekerlekli sandalyeye geri oturttu. Mendiliyle, çizik
    ve yaraları sildi ve adamın ciddi bir yarası olup olmadığını kontrol etti.

    Küçük çocuk genç yöneticiye dönerek “teşekkür ederim efendim, Tanrı
    sizden razı olsun” dedi. Genç yönetici, küçük çocuğun, ağabeyini
    kaldırımdan evine doğru götürmesini izledi. Bulunduğu yerden arabasına
    geri dönmesi oldukça uzun sürmüştü. Uzun ve yavaş bir yürüyüştü.

    Genç yönetici, kapıyı hiç tamir ettirmedi. Kapıda oluşan çöküğü,
    hayatını birisinin kendisine tuğla atmasını gerektirecek kadar hızlı
    yaşamaması gerektiğini hatırlatması için öylece bıraktı.

    Tanrı, ruhunuza fısıldar ve kalbinize konuşur. Bazan,
    dinleyecek kadar zamanınız olmadığında ise, size
    bir tuğla fırlatır. İster fısıltıyı, ister tuğlayı dinleyin.
    Tercihi siz yapın…
     
  2. selenayy

    selenayy Daimi Üye

    bu öyküyü her karşıma çıkışında içimde bir yer can çekişiyor :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll:

    emeğine sağlık dilek

    [​IMG]
     
  3. teknisyen

    teknisyen Aktif Üye

    mükemmel bi hikaye içimden birşeyler koptu gerçekten çok etkilendim paylaşım için teşekkürler
     

Sayfayı Paylaş