Muharrem orucunun veya muharrem ayının en büyük problemi budur desek yanlış söylememiş oluruz. Çünkü, Alevi İslâm anlayışında her şey yerli yerine oturmadığı için, merkezi bir otorite oluşturulamadığı için, ister istemez yöresellikler/ farklılıklar olması kaçınılmazdır. Kur´an, âdini zorlaştırmayın, kolaylaştırınâ demesine rağmen muharrem ayı gelince kelimenin tam anlamıyla zorlaştırılması için elden gelen her şey yapılmış veya yaptırılmıştır. O kadar çok yasaklarla karşılaşırsınız ki âdetâ yasaklar bombardımanına tutulursunuz. Birileri bu orucun tutulmaması için her şeyi yapmıştır. Oysa, Kur´an; âZora sürme, sıkıştırmak, bunaltmak için indirilmedi.â (Taha,2) der. Oruç, daha önce de belirttiğimiz gibi istek ve aşkla tutulmalıdır. Tüm uydurma merasimler, yapay şartlara bağlanmamalıdır. Çünkü; Alevi İslâm inancı şekilciliğin adı değil, özü kabullenmenin adıdır. Muharrem ayın da öz yok edilmiş, şeklicilik ön plana çıkartılmıştır. Domates, patlıcan, soğan, patates, elma, portakal, v.s. kesmek yasak. Niçin? Bizim köyde öyle yapıyorlardı. Bu yasakların kaynağı neresidir? Diye sorulduğunda da; işte o meçhul dur. Tasavvuf, aklın ve ilmin adı ise o zaman sormak isterim: Bir Alevi memur, tıraş olmadan, banyo yapmadan nasıl işine gidecektir? Bir subay bu şartları yerine getirmeden nasıl görevini yapacaktır? Önünde iki seçenek vardır; işinden istifa edecek veya orucu tutmayacak . Hangisini yapmak istersiniz? Dün köylerimizde bunu uygulayabilirdik ama şimdi köyde değiliz ki! Diğer bir soruda: On iki gün boyunca su veya sulu gıdalar hiç almadan orucumuza devam edersek, insan vücudunda tahribatlara yol açmaz mı? Amaç, sağlıklı insanı bu koşullarda oruca sürükleyip hasta etmek mi yoksa sağlığını koruyarak mı orucunu tutmalıdır? Hangisi? Allah insanlara zulüm etmeyi sevmez. Zulüm nefsimizdendir. Öyleyse vücudumuza zulüm etmeden sağlıklı başlayıp sağlıklı orucumuz bitirmeliyiz. Aklımızla, ruhumuzla bu orucu yaşamalıyız. Tutulur olabilmesi için bu kadar mesnetsiz yasaklardan kaçınmalıyız. Öyleyse muharrem ayında neler yapmamalıyız? Muharrem ayın da eğlence yapılmaz; kan akıtılmaz, kurban kesilmez, can incitilmez, düğün, nişan, sünnet ve benzeri eğlenceler yapılmaz. Et yenilmez, su içilmez, eğlence yerlerine gidilmez. Et niçin yenilmez? Kan akıtılmaması için yenilmez. Su içilmemekle de Kerbela da Hz. Hüseyin ve sevenlerinin çektikleri sıkıntıları, susuzluğu hissetmektir. Ruhumuzda yaşatmaktır.İmam Hüseyin´in ve diğer Kerbela şehitlerinin çektikleri acıyı ve zulmü beynimiz de, kalbimizde ve yüreğimizde hissetmektir. Onlar gibi yaşayıp, onlar gibi inanıp, onlar gibi yaşamamızı pak etmeliyiz. Zalimlerden yana değil, mazlumlardan yana olmanın değerini ve faziletini bilmeliyiz. Ahlaklı yaşayıp, kul hakkı yemeden, onurlu yaşamanın erdem olduğunu bilmeliyiz. Yarın ulu divana yani anların karşısına alnı açık, yüzü ak çıkmalıyız. Çünkü, Kur´an; âİmamlarınızla birlikte sorgu, sual edileceksinizâ diye buyuruyor. Muharrem orucunu tutmadan, matemini yaşamadan hangi yüzle onlardan şefaat dileyebilirsiniz ki! Hangi yüzleâ¦. Kısaca, Orucumuzu tutacağız, matemimizi yaşayacağız. Ama, on iki gün boyunca yıkanmadan, tıraş olmadan, elbise değiştirmeden değil, bunları yaparak ama matemde olduğumuzu hiç unutmadan tertemizce yaşayacağız. Allah hiç pisliği sever mi? Sulu gıdalar alarak, su mümkün olduğunca içmeyerek, çayınız, ve diğer içecekleri içerek ama, zevkini yapmadan ihtiyacımız kadar matemimizi yaşayacağız. Ulular ulusu yüce Allah sırrı Kerbela´nın hakkı için oruçlarımız ve matemimizi kabul eyler inşallah.
bu bilgileri tüm alevi canların bilmesi lazım zaten ama ben bir kaçını uygulayamıyorum maalesef ben banakcıyım normalde traş olunmaz ama ben olmak zorundayım
çok gzl bir açıklama emegine sağık saolun herkesin oruçu ALLAH kabul etsn 12. imamlar aşıgına canlar.... gelin canlar bir olalım münküre kırıç çalalım onların öçünü alalım teveteytüpan ALLAH
görüşleriniz için teşekkürler canlar...bu günlerin hürmetine Allah orucunuzu ve gözyaşlarınızı kabul etsin... EY KERBELA'NIN ŞAH'I BU GAM REVA MI SANA? BİTMEZ TÜKENMEZ DERTLE HER DEMİN GAMI SANA...YAA HUSEYN....[/font][/size][/b
KARAGÜL arkadaşım öyle bir yazı yazmışsın ki, kendi içinde cevabını bulamadığın soruların cevaplarını da, yine yazının orta kısmından sonraki kısmında kendin vermişsin. ONİKİİMAMLAR orucunu tutan kişi şefaat, merhamet yada birşeyler dilemek için tutmaz, amaç KERBELANIN yasını tutmaktır. amaç unutulmadıklarının, bilincinde olunmasıdır. amaç içimizde oluşacak iradeyi, günü geldiğinde kötülüğe karşı kullanabilecek iradeye sahip olmaktır. amaç nefsimizden sakındığımız besinler ile, iradeyi pekiştirmektir. amaç tutulan oruç ile (her oruçta olduğu gibi) ; HAKLI ile HAKSIZIN ayırdına varacak gözlere sahip olmaktır ve hangi tarafta yer alacağımıza karar verebilecek cesareti bulabilmektir. günümüz hayat koşullarına da elbet uyacağız vede uymak zorundayız, her inançta olduğu gibi Alevilik de, yaşatıldığı çağın gereksinimlerine cevap verecektir. yinede sana teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim; dünyamızda unutulmaması gereken bir matemimizin olduğunu hatırlattığın için.