Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim. Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim...Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi KARDEŞÇESİNE, bu hasret bizim... MAVİ GÖZLÜ DEV, MİNNACIK KADIN VE HANIMELLERİ O mavi gözlü bir devdi, Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev, Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruliiii hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi, Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın. Rahata acıktı kadın yoruldu devin büyük yolunda. Ve elveda! deyip mavi gözlü deve, girdi zengin bir cücenin kolunda bahçesinde ebruliiii hanımeli açan eve. Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev, Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz: bahçesinde ebruliii hanımeli açan ev...
gelsene dedi bana kalsana dedi bana gülsene dedi bana ölsene dedi bana geldim kaldim güldüm öldüm nazim hikmet (ölmeden önce yazdigi son şiiri)