Fukara bir Bektaşinin yoksulluk canına yetmiş. Soğuk ve fırtınalı bir günde midesi açlıktan kazınırken sızlanmış; Yarabbi! Bari canımı alda kurtulayım! Bunu der demez, olacak ya, yanından geçmekte olduğu binanın duvarı yıkılmaya başlamış. Canını zor kurtarıp karşı kaldırıma sıçrayan Bektaşi şunları söylemiş: Yarabbi! Sen adamın canını almaya amma meraklısın ha! Bir lokma ekmek ver diye yüzlerce defa yalvardım duymadın da, bir kez canımı al deyince, hemen yetiştin. Bektaşi, ırmak kıyısında otururken, biri elinde biri kucağında iki çocukla bir kadın gelir. Kadın babaya rica eder, çocuğun bir tanesini tut, ötekini karşıya geçireyim, gelir bunu da alırım der. Baba çocuğa bakar, anne küçük çocuğu karşıya geçirdikten sonra döner, ötekini alır. Fakat tam ırmağın ortasında ayağı kayınca çocukla beraber boğulur gider. Bektaşi yüzme bilemediği için yardım edemez. Bir yandan bu acıklı manzarayı gören, diğer taraftan karşıdaki çocuğun ağlamasını işiten Bektaşi, başını yukarı kaldırarak şöyle seslenir. Hey allahım! Şunu ben yapsam, canıma okursun vallahi. Büyük bir tarlası olan baba erenlerden birisi, mevsiminde karpuz ekerken derki. Allahım! Bu sene bostanda seninle ortağız. İyi ürün ver. Yarısını ben alayım, yarısı senin olsun.yarıdan yarıya ortağımsın. Gerçektende o sene karpuz o kadar bol olur ki, Bektaşi ne yapacağını bilemez. Öyle ki, gece yatağında zenginlik hayalleri kurmaya başlar.Allah´la ortaklığı bozup, tüm malı kendisinin alması gerektiğini düşünür. Düşündüğünü de yapar ve ortaklığı bozar. Olacak ya, ertesi akşam müthiş bir fırtına çıkar. Dolu bütün karpuzları yarar. Sel tarlayı silip süpürür. Bektaşi tarlaya koşar, bakar ki; hiçbir şey kalmamış. İşte tan bu sırada bir yıldırım çakar ve bir an ortalık gündüz gibi aydınlık olur. Baba dayanamaz ve şöyle seslenir; İşte yapacağını yaptın. Daha çakmağını çakıp neye bakıyorsun? Bostan filan kalmadı.
rica ederim sevgili kızılbasbahattin. zaman zaman yazacam ben çok severim bektaşi fıkralarını ama son zamanlarda zamanım yok foruma fazla gelemiyorum.
bektaşinin biri birgün cemaatin peşine takılır yağmur duasına çıkar yolda giderken tam tarlasının yanına gelir ve hemen ağaçtan bir dal koparır tarlasının kösesine diker ve ellerini yukarı kaldırarak şöyle der allahım eğer yağmur yagdırırsan aha benin tarlada burası.. daha sonra hoca yağmur duasına başlar o sırada kara bir bulut çıkar ve bektaşinin tarlasına dogru gider tabi bektaşide heme peşine koşmaya başlar bide gelirki ne görsün ceviz büyüklüğünde dolu yağmış ve ekinler telef olmuş bektaşı hemen ellerini yukarı kaldırır ve şöyle der tabi suç sende degil tarlayı sana gösterende.... paylaşımın için saol can
Yanlışlıkla ağzına girmiş... 1 Sofulardan bir zevzek, Bektaşi ile güya alay etmek için ona her rastlayışında rüyalar uydurur söyler ve bu rüyaların konularını da , mutlaka Bektaşi babalarını küçültecek uydurma vakalara ayırırmış. Bir sabah Bektaşi işine giderken bu zevzek herif yine kendisini karşılamış: - Aman dostum, bu gece öyle bir rüya gördüm ki bayılacaksın. Diye söze başlamış ve rüyasında, bir Bektaşi babasının kendisinin ağzına tükürdüğünü anlatmış. Bektaşi, rüyayı büyük bir dikkatle dinlemiş. - Hakikaten, rüya çok mühim... Her halde bizim baba senin suratına tükürecekmiş. Fakat bu tükürük, yanlışlıkla ağzına girmiş