> > Kutup ayilarini derileri icin avlarlarmis. Ama bu is kolay olmazmis. > Derilerinin altindaki ortalama 10 cm'lik yag tabakasi ayilarin buzlu sularda > donmasini engeller; hem de onlari bir zirh gibi korurmus. Kucuk atesli > silahlarla ayilarda oldurucu yaralar acmak mumkun olmazmis. Buyuk silahlar > da derileri paramparca edip kullanilmaz hale sokarmis. Kutup ayisini avlamak > icin alnindaki ozel bir noktaya yakindan ve tek el ates edilmeliymis. > Kutup ayilarinin koklama ve isitme duyulari da gucluymus. 2 metre > yukseklikte karin altindaki fok baliginin kokusunu veya 30 km uzakliktaki > yarali hayvanin kan kokusunu hissedebilirlermis. Bununla birlikte en ufak > bir citirtiyi bile duyabildiklerinden kimseyi yanlarina yaklastirmazlarmis. > Avcilar kutup ayilarini avlamak icin ilginc bir teknik kullanirlarmis. > Bir baltanin agzi iyice, ama iyice keskinlestirilirmis. Sonra bu balta bir > yere sabitlenirmis. Uzerine sapini ve demirini tamamen kaplayacak sekilde > fok baligi kani sivanirmis. Ve olay yerinden uzaklasilirmis. > Kan kokusunu alan kutup ayisi baltayi kolayca bulur ve yalamaya baslarmis. > Yalarken farkinda olmadan dilini baltanin keskin agzina da surtermis. > Hafif hafif kesilen dilden sizan kanlarla balta, yalamasi daha da keyifli hale > gelirmis. Zavalli ayi, yaladikca kanayan, kanadikca yalayan diliyle bir sure > sonra iyice kendinden gecermis. Hem zevklenirmis, hem bitkinlesirmis. > Avci ise surekli ayiyi gozlermis. Kan kaybindan iyice halsiz dusup > bayilmasini beklermis. Bayilinca ayinin yanina gidermis, elindeki silahi > alnina yaklastirirmis. Tek el atesle ayiyi oldururmus. Boylece deriye > zarar vermeden avlama islemini tamamlarmis. > Haluk Bey'in hikayeyle ilgili yorumu su: > *"Son gunlerde toplum olarak oldukca hareketli gunler geciriyoruz. Genel > secimler sonuclandi. Halkin buyuk cogunlugu *'Yola devam,' *dedi."* > *"Yola devam, yalamaya devam..."* > *"Yalamaya devam, kanamaya devam..."* > *"Kanamaya devam, yalamaya devam..."* > *"Kan nasil da tatli..."* > *"Ama dikkat etmek lazim. Basta baskasinin kani diye yalanirken, sonra kendi > kanimizi yalar hale geliyoruz. Tadindan basimizin dondugu sey kendi kanimiz. > Basimizin donmesi de sirf keyiften degil." * > Aklima Tarhan Erdem'in soyledikleri geliyor: > *"AKP ekonomideki basarilari nedeniyle oy almistir. Issizlik, kalkinmanin > halka yayginlastirilmadigi, ciftcinin perisan oldugu gibi seyler sehir > efsaneleridir. Gercekle alakalari yoktur." * > Haluk Bey yorumunu soyle bagliyor: > *"Simdi her seyin yolunda gittigini saniyoruz. Karnimizin doydugunu > saniyoruz. Peki kanimiz tukendiginde ne olacak? Turkiye Cumhuriyeti kani > tukenmis, gucsuz, mantikli dusunemez hale getiriliyor diye korkuyorum. > Pusudaki avcinin oldurucu hamlesi ne zaman gelecek, aklima geldikce irkiliyorum." * > Aziz vatanin butun kaleleri zaptedilmis. Butun bankalari yabancilarin > eline gecmis. Kamunun elinde hicbir sey kalmamis. Ekonomi butunuyle esir edilmis. > Tuketim uretimin fersah fersah otesinde. Borclar almis basini gidiyor. ABD > ordusunu sinira dayamis, ulkeyi parcalama projelerini dayatiyor. > Memleketin her medyasi bilfiil isgal edilmis, psikolojik bir savasi aciktan uzerimize suruyor... > Olur mu canim?.. > Milli gelirimiz buyuyor. Enflasyon dizginleniyor. Global dunyayla > entegrasyon suruyor. Yabanci sermaye kopmus geliyor. Guven ve istikrar > pacalarimizdan akiyor. AB ile muzakereler ilerliyor. Dunyanin patronu ABD > ile aramizdan su sizmiyor. Turk, Kurt, Alevi, Sunni, Fethullahci, Suleymanci > herkesler alt ve ust kimliklerine kavusuyor. Toplum demokrasiyi ozumsuyor. > Otoyollar yurdu bastan basa oruyor. Hastanelerde kimse tedavisiz, ilacsiz > kalmiyor. Yoksul halkin makus talihi yeniliyor... > Ne diyelim?.. > Buyrun oyleyse yola devam. > Yola devam, yalamaya devam... >