Ölüm-Dirim günleri / Barış Pirhasan

Konu, 'Ustalara Saygı' kısmında cem58 tarafından paylaşıldı.

  1. cem58

    cem58 Aktif Üye

    Sözcükler yine
    Işıltılı, şişman, ince, gülünç, acıklı
    Kimi eski dost
    Kimi kadın
    Kimi yabancı.

    Bunu ben yazmışım
    Bunu da
    İnanılır şey değil bunu da ben yazmışım.
    Kantinde çay içerken konuşuyorum
    Gilindre'de dam üstünde sesim dolaşıyor
    Söylev yerindeki:
    O da benim

    Peki hangisi gerçek,
    Gür ve binlerce
    Binlerce akarsuya ulanacak olan.
    İten güç hani?
    Bu sözcükler gördüğüm taş yığınlarından
    Okuduklarımdan, insan yüzlerinden
    Boş ve anlamsız imgeler mi?

    Çok az gördüm satırlarımın
    Birini etkileyip sarstığını,
    Gördüklerimin de çoğu esrimiş
    Boşalacak yer arıyorlardı.
    Türkülerim, doğrusu en çok beni değiştirdi,
    Beni koşturdu peşlerinden
    Elimden tutup bir yukarı çıkardı.

    Arıyorum titreşimin kaynaklarını
    "Güzel" demeden
    "Kavga" demeden önce
    Hangi demirin hangi candamarı kestiğini
    Sesler değişik,
    Anlam bağıl ve değişkenmiş
    Olsun
    Pıt pıt atan yüreğine inmek bir sürecin
    Bütün bu çabalara değmez mi?

    Ölüm-dirim günleri yaklaşıyor
    Gövdemde gerginlik
    En küçük halk birimlerinde kıpırdanmalar
    Yönetenlerin beceriksizliği...

    Türkülerim,
    Ağır çamurlu çizmeler geçecek üzerlerinizden
    Yarın, pasaklı mürekkep lekeleri diyecekleri size.
    Bunlar beni elden ayaktan düşürmüyor.
    Duyuyorum dağlardan, köşebaşlarından, koğuşlardan
    Duyuyorum odalardan, ciplerden, ırmaktan
    Duyuyorum dışımda insan yüreklerinden, dudaklarından
    Zorlu ve engin bir çığlık yürüyor dudaklarıma.

    Barış Pirhasan
     

Sayfayı Paylaş