BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, dün ses bombasının patlaması sonucu 6 kişinin yaralandığı Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde yaralananların ailelerini ziyaret etti. Göstericilerin elinde ses bombasının patlamasından polisi sorumlu tutan Gültan Kışanak, "Bir taraftan demokrasiden bahsedeceksin, bir taraftan da halkın en demokratik hakkı olan protesto hakkını bile şiddetle, terörle, gaz bombasıyla, patlamayla provoke edeceksin" iddiasında bulundu. BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, 19 Aralık Cezaevi operasyonlarının protesto edildiği sırada bir göstericinin elinde ses bombasının patlaması sonucu 6 kişinin yaralandığı Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'ne geldi. Partisinin PM üyesi Fethi Gümüş ve Diyarbakır İl Başkanı Nijad Yaruk ile birlikte Silvan'a gelen Kışanak'ı, partililer ilçe binası önünde karşıladı. Patlamanın olduğu Silvan İlçe Emniyet Müdürlüğü önüne giden Kışanak, patlamada elinde ses bombası patlayan Ayten Kırtay ile yaralanan iki kardeşin annesi Kudret Kırtay'a geçmiş olsun dileklerini iletti. Bu arada parti binası önünde toplanan 100 kadar BDP'li, 'Biji Serok Apo' sloganı atarak, Selahattin Eyübi camisinin önüne yürüdü. BDP Diyarbakır İl Başkanı Nijad Yaruk, sembolik bir yürüyüş yaptıklarını belirterek, "Bugün bakın polis olmadığı için herhangi bir olay yaşanmadı. Demek ki birileri olayları tetiklemek için düğmeye basıyor" dedi. DEMOKRATİK HAKKINI KULLANDILAR Parti binasında basın toplantısı düzenleyen BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, yaşananların kendilerini derinden üzdüğünü söyledi. Partililerin cezaevlerini protesto etmek için demokratik hakları olan yürüyüş düzenlediklerini anlatan Kışanak, "Bundan daha doğal, demokratik meşru yaklaşım olamaz. Bir ülkenin en temel sorunu cezaevinde yaşanan durumlar ise, halkında buna karşı tepsini dile getirmek, protesto etmek, çözümünü talep etmek en doğal hakkıdır" dedi. POLİS GÖSTERİ HAKKINI SAĞLAMALI Türkiye'nin, tarihinin en kalabalık cezaevi dönemini yaşadığını kaydeden Kışanak, cezaevlerinde 120 bin kişinin kaldığını belirtti. Kışanak, 120 bin kişinin yarısının, suçluluklarının dahi kanıtlanmadığını ifade ederek, "Gün geçmiyor ki, bir cezaevinde baskı şiddet, tecrit, işkence haberi gelmesin. Bu konuda halkımızın cezaevlerinde yaşanan bu sorunları kınayan bir gösteriyi, bir basın açıklamasını bu kentte en uygun koşullarda yapmasını sağlamak bu devletin görevidir. Eğer Silvan'da devlet varım diyorsa bunun için ancak var olabilir. Kaymakamın, emniyetin, polisin görevi halkın gösteri hakkını hiçbir engelle karşılaşmadan yapmasını temin etmektir. Normalde demokratik ülkelerde böyle işler. Demokratik ülkelerde bu tür protesto gösterileri sırasında alınan güvenlik önlemi gösteri hakkını korumak için alınır" diye konuştu. PATLAMAYA NEYİN NEDEN OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Türkiye'de ise bu durumun tam tersi olduğunu, halkın en demokratik hakkını engellemek için sokaklara panzerler, robocoplar ve silahı polislerin yerleştirdiğini kaydetti. Demokrasinin askıya alındığını iddia eden Kışanak şöyle dedi: "Bunun adı hak ve özgürlükleri kısıtlamaktır. Bunun adı hak ve özgürlüklerin önüne polisin, panzerin, silahın, gaz bombasını çıkarmaktır. Dün Silvan'da yaşanan da bu olmuştur. Bu gösterinin yapılmaması için öncesinden başlayan tehdit vari yaklaşımlar, yürüyüş boyunca da devam etmiştir. Nihayetinde insanlar bir yerde durdurulmuş, müdahale edilme ortamı yaratılmıştır. Üstelik durdurdukları yer çok manidardır, Emniyet Müdürlüğü'nün önüdür. Biz yetkililere sormak istiyoruz bu yürüyüşü tam da Emniyet Müdürlüğü'nün önünde niye durdurdunuz. Bu insanlar oradan yürüyüş yapıp geçeceklerdi ve basın açıklamasını yapacakları yere gideceklerdi. Bunun cevabını kaymakamın ve emniyet amirinin vermesi gerekiyor. Durduruldukları andan çok kısa bir süre sonra patlama meydana geliyor. Eş zamanlı olarak polislerin ateş açtıklarını, gaz bombaları ile saldırdıklarını görüyoruz. Bir arkadaşımız hastanede tedavi görecek şekilde yaralandı. Bu saldırıda, onlarca insanımız ayakta tedavi görecek şekilde yaralanmıştır." PATLAMADAN POLİSİ SORUMLU TUTTU Kışanak, yaralılardan birinin gözünü kaybetme riski olduğunu, genç kızın da Ankara'da tedavisinin sürdüğünü, üç parmağını kaybettiğini söyledi. Halkın en demokratik hakkı olan gösteri hakkını kullanmaya devam edeceğini kaydeden Kışanak, şöyle konuştu: "Polisin şiddeti, terörü devletin baskıcı yaklaşımı. kaymakamın tehdit vari yaklaşımı asla halkımızı sindiremeyecektir. Bu uygulamanın yerel yöneticilerden olduğu kadar, merkezi hükümette de sorumluları vardır. İçişleri bakanı bu soruların muhatabıdır. Hükümet bu yaklaşımın, tutumun muhatabıdır. Bir taraftan demokrasiden bahsedeceksin, bir taraftan da halkın en demokratik hakkı olan protesto hakkını bile şiddetle, terörle, gaz bombasıyla, patlamayla provoke edeceksin. Saldıracaksın, kullanılamaz hale getireceksin. Halkın bu hakkını kullanmaya yönelik hakkını engelleyeceksin sonrada bunun adına demokrasi diyeceksin. Bunun demokrasi olmadığı çok açık. Bu tamda otoriter baskıcı bir rejim olduğu çok açık. Sorumlusu da AKP hükümetidir. Burada yaşananların muhatabı İçişleri bakanıdır. Kaymakamdan, emniyet amirinden ne yaptıklarını sorması gerekir." Kaynak : SonDakika.Com - Son Dakika Haberleri Peş yahu bu kadar haysiyetsiz bir düşünce yapısı olabilirmi.Teröristin elinde bomba patlıyor yine kabahatli olan Güvenlik Kuvvekleri oluyor. Yazık bu ülkenin ne duruma geldiğinin en büyük kanıtlarından biri.Dilerim gelecekte bu günleri aramak durumunda kalmayız ama ne yazıkki gelecek günlere dair olumlu anlamda herhangi bir umudum yok.Teröre ve bu terörist örgütün siyasi uzantılarına, onun destekçilerine lanet olsun.Yazıklar olsun.....
Lanet olsun Yezid'den zerre farkı olmayanlara, lanet olsun ekmeğini yediği ülkenin sırtından vuranlara, lanet olsun Hak'tan utanmayan cahillere.
