Atatürk’ e Dil Uzatanlara

Konu, 'Atatürk bölümü' kısmında enelhak tarafından paylaşıldı.

  1. enelhak

    enelhak Super Moderator

    Bu sıralar internet sitelerinde gezerken, daha önce yobaz dincilerden duymadığım Mustafa Kemal Atatürk hakkında yeni bir karalama kampanyası duyuyorum. Açık açık bazı forum sitelerinde ‘’Atatürk katildir’’ başlığı atıyorlar. Tabi ki forum yöneticileri bu başlık ve altına yazılanları fark eder etmez başlığı silip, yazanı forum sitesinden ihraç ediyorlar.

    Hepimizin malumu üzerinde tarikat evlerinde beyinleri yıkanan insanlar, eteklerini öptükleri şeyhlerin ağızlarının içine bakmaktadırlar. Şeyhler ise hiç soluklanmadan o günkü duruma göre üyelerine yeni asılsız iddialar yumurtlamaktadırlar.

    Atatürk Katildir iddiasına kaynak olarak, Ulu önderin Çanakkale savaşında söylediği Size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum sözünden başlık altına sadece ölmeyi emrediyorum kısmını kullanıyorlar. Peki neden böyle bir karalama başlattılar. Dertleri nedir?

    Hepinizin malumu 11 eylül sonrasında İslam dünyası batı dünyasının gözünde vahşi, şiddet yanlısı olarak algılanmaya başladı. Muhammedi terörist gibi gösteren karikatürler çizildi, Müslümanlar ayağa kalktı. Kısa süre önce Danimarka da bir vatandaş Kuran ı şiddet içerdiği ayetleri yüzünden yasaklanması gerektiğini belirterek dava açmıştır.

    Davaya konu olan ayetlerin bazıları :Tevbe-14 ‘Onlarla savaşın ki Allah, sizin ellerinizle onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kilsin ve mümin toplumun kalplerini ferahlatsın.’ Tevbe 113 ‘’Akraba bile olsalar, müşrikler için magrifet dilemek Peygambere ve müminlere yakışmaz’’ Tevbe-73 Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir varis yeridir!( Maide 33. Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvalığıdır. Onlar için ahrette de büyük azap vardır.

    Ülkemizde uzunca yıllardır din adına bir çok vatandaşımız, aydınımız katledildi. Sivas ta insanların yakılması, Sinagogların, bankaların, elçiliklerin bombalanması, domuz bağıyla öldürülen insanlar, Trabzon da rahibin öldürülmesi, oruç tutmuyor diye Malatya ve Van’ da öldürülen gençler….. Bahriye Üçok -Muammer Aksoy - Uğur Mumcu – Onat Kutlar – Konca Kuriş - Ahmet Taner Kışlalı – Turan Dursun – Ümit Kaftancıoğlu – Cavit Orhan Tütengil – Teslime Nesrin – Çetin Emeç ve niceleri…

    Bütün bu olan biteni alt alta topladığımızda Müslümanlar, özellikle fanatik kısım bütün olup bitenlerde ki suçlarını kabul etmemek için direniyor. İnsanları şiddetten uzak tutacak açıklamalar yapmak yerine, yapılan şiddeti normal karşılayan açıklamalarda bulunuyorlar. Daha da ötesi kendi şiddetlerini haklı çıkartmak adına Mustafa Kemal Atatürk’ ün sözlerini çarpıtıp yukarıda ki cinayetlerin normal olduğunu savunmaktır yaptıkları..

    Bana bir Türk vatandaşı olarak Mustafa Kemal Atatürk e söylediği sözü çarpıtarak katil diyenlere bu sözün gerçekte ne anlam içerdiğini açıklamak düşer. Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal’in düşündüğü noktadan saldırdı. 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Kocaçimen’de Conkbayır’da, savaştı. Cephanesi biten askerlere:— «Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir» dedi. Tarihin bu en büyük siper savaşı başlamıştı.Şimdi gelin hep birlikte bu sözün ne anlam ifade ettiğini analiz edelim. Öncelikle Bu söz…….’herkesin’ söyleyebileceği türden bir söz değildir…….. ve bu ‘büyük söz’ ün muhatapları da…..O’na yakışacak kadar ‘BÜYÜK’ tüler. Askerlerine “size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum” diyebilen bir komutan yoktur. Ölme emrini tereddütsüz yerine getiren Mehmetçik’ten başka bir asker, Türk milletinden başka bir millet de bulunamaz..

    General HamiltonTaarruz kelime olarak sataşma, saldırı, ortaya çıkma, karşısına çıkma anlamına gelen ‘ arz’ kelimesinden türemiştir. Demek ki Atatürk fethetmeyi, saldırmayı, işgal etmeyi değil savunmayı vurgulamak istemiştir. Buda onun ‘’yurtta barış dünyada barış’’ sözünü doğrulamaktadır.
    Evlatlarınız, Evlatlarımızdır…

    Bu ülkenin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar
    Burada bir dost vatanın toprağındasınız
    Huzur ve dinginlik içinde uyuyunuz
    Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız
    Uzak diyarlardan evlatlarını savaşa gönderen analar
    Göz yaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır
    Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat, rahat uyuyacaklardır
    Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır

    Mustafa Kemal Atatürk, 18 Mart 1934

    Şimdi Arap ne demiş ona bir bakalım…Tevbe 113 ‘’Akraba bile olsalar, müşrikler için magrifet dilemek Peygambere ve müminlere yakışmaz’’Eğer bu topraklar için Çanakkale de canlarını feda eden Türk gençlerinin vatanları için değil de Atatürk tarafından öldürüldüğünü düşünüyorsanız şehit kanıyla sulanmış bu topraklarda yaşamayı hakketmiyorsunuz. Sizin hak ettiğiniz bir yer varsa o da cehennem gibi sıcak olan Arap çölleridir. O şehitler ayağa kalksa Çanakkale de ki gibi aslanlar gibi sizin üzerinize yürür layık olduğunuz cevabı sizlere verirdi. Vatanları için kanlarını akıttıkları bu topraklar sizin iftiralarınızla kirlenmeyecektir.

    Ben ve benim gibi milyonlarca Türk genci Allah adına savaşıp cennete gitmek yerine vatan adına erdemimizle ölmeyi yeğ tutarız. Zira erdem onlarca huriden daha değerlidir. Erdemden vücudum, değil ruhum haz alır. Çanakkale’ de canlarını verenler cennetteki huriler için değil vatanları için canlarını verdiler. Zira Atatürk ün sözlerinde onlara vatan haricinde hiçbir vaat verilmemiştir.

    Siz Türklere, Türklüğe karşı yayın yapan web sayfalarını çökertenler… Siz dinimize küfür ediyor diye bilimsel tartışma yapılan, yobazlara karşı Atatürk ü savunan siteleri göçerten giriş sayfalarına Din, Allah mesajları yazan hackerlar. Asıl tehlikeyi görmüyor musunuz. Dini kullanarak insanların beyinlerini yıkayan, vatana, millete, Atatürk e karşı beyinler yetiştiren, tarikatların elinde ki içi dogmalarla, saçmalıklarla dolu siteleri baş tacı etmeye ne kadar devam edeceksiniz. Asıl tehlike onlardan gelmektedir. Dogmalara, mitlere karşı bilimsel yazı yazan, onlara karşı Atatürk ü aslanlar gibi savunan sizin dinsiz dediğiniz yerlerden değil. Yoksa sizde mi onların tarafındasınız?

    Şu Boğaz harbi nedir?

    Var mı ki dünyada eşi?

    En kesif orduların yükleniyor dördü beşi -

    Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ ya-

    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya

    Ne hayasızca tahaşşüt ki ufuklar kapalı!

    Nerede- gösterdiği vahşetle

    “Bu: bir Avrupalı”Dedirir -

    yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi

    Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

    Eski dünya, yeni dünya, bütün akvam-ı beşer,

    Kanıyor kum gibi, tufan gibi hakikat mahşer mi mahşer

    Yedi iklimi cihanın duruyor karşıda

    Ostralya’ yla beraber bakıyorsun: Kanada!

    Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk;

    Sade bir havadis var ortada: vahşetler denk.

    Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bela…


    Alıntıdır.
     

Sayfayı Paylaş