Alevilerde kadin erkek ayrimciligi yapilmaz. Alevi meclisinde kadin erkek yoktur, insan vardir, can vardir. Can , Canlar Erenler ifadesi sadece kandin veya erkeK icin kullanilmaz. Her iki cins icin ortak olarak kullanilan bir deyimdir. Ailede, toplumda, dinsel hayatta kandin erkek ayrimi yapilmaz. Kadin ve erkek toplumun her anlaninda esittir. Örnegin, evde anne be babalar cocuklari arasinda kIz erkek ayrimi yapmazlar. Mirasta kadin ve erkek esit paya sahiptir. Evlilikte kadin ve erkek haklari esittir. Erkek, toplumu ikna etmeden esinden bosanirsa, o haksizlik sayilir ve erkek Yol Düskünü kabul edillir. Erkek hakli nedenler olmadikca esini bosayamaz. Bos ol gibi bir anlayis yoktur. Alevilerde bosanma konusunda kadina, erkege kiyasla daha toleransli bakilir. Erkek hakli bir neden olmadan esini bosayamaz ama kadin ayrilmak isterse neden göstermeden esini bosayabilir. Bu konuda kadin zorlanamaz. Bu hareket kadin haklarini koruyan bir gelenektir. Dinsel olarak bakildiginda da: dede toplumda saygin bir yere sahiptir. Ayni sayginlik dedenin esi icinde gösterilir. Ona da Ana denir. Bektasilikte dedebaba esine saygi ifadesi olarak, Anabaci Sultan diye hitap eder. Muhiplerde, dedebanin esine Anabaci derler
"Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde Hakkın yarattığı her şey, yerli yerinde Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok. Noksanlık da eksiklik de, senin görüşlerinde" Hacı Bektaş Veli âGel benim ey güzel servi çınarım Yüreğime ateş düştü yanarım Kıblem sensin, yüzüm sana dönerim Mihrabımdır kaşlarının arası.â Pir Sultan Abdal Kadın seherde ses Kadın sevdada saz Kadın semahta niyaz Kadın sevgide sabırdır Yaşar Seyman Aile İçinde Kadın İmam Cafer'üs Sadık'a göre, erkekler, kadınlara ne kadar sevgi gösterirlerse, inançlarının değeri o kadar artar. İmam Sadık âEvleniniz, fakat boşanmayınız. Zira boşanma, gökteki melekleri ve Arş-ı İlahi'de oturanları titretir, sarsar.â demek suretiyle ailenin parçalanmaması için kural koymuştur. Bu konuda Hz. Muhammet, âBenim ümmetimin en iyi erkekleri, kendi ailelerine büyüklük taslamayanlardır, ailelerine karşı yumuşak ve sevecen olan, yüreği yanan ve onlara zulüm etmeyenlerdir.â demiştir. Yine Hz. Muhammet, âSizin en iyileriniz, zevceleri hakkında hayırlı olanlardırâ diyerek kadına saygıyı istemiştir. Birinci İmam Ali, kadınlara, o zaman değin görülmeyen davranşılarıyla saygı göstermiş ve örnek olmuştur. Çocuklarından birisine söylediği şu sözler anlamlıdır: âKadın, çiçek tabiatlı, çiçek yaratılışlıdır. Kadın bir kahraman değildir. Her hal ve surette onunla anlaşınız. Kendisiyle iyi, gereği gibi ve makbul görülecek, herkes tarafından beğenilecek bir tarzda yaşayınız. Ona öyle bir hayat arkadaşı olunuz ki, o, yaşamının tadını tatsın.â Aleviler, Hz. Ali'nin bu yaklaşımına uygun davranmaya çalışırlar. Onlar için kız evlat, erkek evlat gibi değerlidir. yukarda verdiğim örneklerle alevilikte kadına verilen değeri anlatmaya çalıştım, ama aleviyim diyen bu yola baş koyan zati bilir bunları biz sözde değil özde yaşarız hayatı... emeğine sağlık arkadaşım çok güzel bir konu seçmişsin
Bir toplumda Kadına değer verilmezse sonu hüsran olur.Alevilikte de kadına değer veriliyor.Ben Aleviliğin en çok bu özelliğini seviyorum...Kadın toplumda eşit ve özgür....
Emeğinize sağlık canlar. Birebir katılıyorum. Biz özgür ve demokratik bir toplumuz. Ne mutlu alevi olana.
emegine sağlık can bizim her konuda adaletli oldugumuz aşinadır tabı anlayana yolumuz hak yolu sevgı yolu allah bu yoldan ayırmasın bızı ....
Elinize sağlık canlar çok güzel bir paylaşım olmuş yanlızca bizim toplumumuzda değil tüm dünyada kadınlara değer verilmesini diliyorum.
nisan güneşine katılıyorum tüm dünyada sadece kadın için değil kadın erkek tüm insanlar için insan haklarının uygulanmasını tam olarak işlemesini istiyorum ayrıca
Tahminim bir takım baskılara alevi kadınlarıda maruz kalıyorlardır ancak bunlar istisnadır Alevilik geçmişten güünmüze ilerici aydınlıkcı özgürlükten yana olup ayrımcılık yapmadan eşitlik ilkesinin hakkını vermiştir Kadınları dışlamamıştır bu sorrunu kendine özgü insancıl felsefesiyle hal etmiştir Bir alevi olarak kendimi şanslı görüyorum ben yoluma bir daha kurban olam Dilerim dünyadaki bütün kadınlar hak ettikleri yerde olurlar
ALEVİLİKTE KADIN Kuran-ı Kerim’de, kadının hak ve özgürlüğü ile ilgili hükümler vardır. Yüce Allah Kuran’da; “Erkek olsun, kadın olsun, her kimse mümin olarak iyi işler yaparsa; işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.” (Nisa 124) buyurmuştur. Bu ayeti kerime iyi kadının yerinin cennet olduğuna işaret etmiştir. Kadının erkeklerle aynı candan yaratıldığı da Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. “ Ey insanlar! Sizleri tek candan yaratanı o candan da eşini meydana getiren ve ikisinden birçok erkek ve kadın türeten rabbinizden korkun, günah işlemekten sakının.” (Nisa - 1) Kur’an-ı Kerim, erkek ve kadını anlattığı ayetlerde iyi amel edeni cennetle müjdelemiştir. Cennete gireceklerin meziyeti, mizacı, tavrı, hal ve hareketleri, iffeti, letafeti, ibadeti, tevazusu, hayâsı, giyimi, kuşamı ve amel-i salihi tam olmalıdır. Bunların hakları kaybolmaz, demiştir. Kur’an’ı Kerim, kadın üzerinde çoğalan kaba tavır ve incitici bakışları yok etmek için çeşitli hükümler vermiştir. Bu hükümlerin önemini belirtmek için “EN-NİSA (kadınlar)” suresi inmiştir. Çünkü yüce Allah, hikmeti ve adaletiyle erkek ve kadını aynı candan, erkeği kadına, kadını da erkeğe muhtaç olarak yaratmıştır. Yüce Allah kadın ve erkeği yaratılış özelliklerine göre eşit mesafede tutmuştur. Ancak birbirinden farklı özellikler vermiştir. Erkeğe fiziki bedensel güç, kadına ise doğurganlık özelliği vermiştir. Bazı cahiller kadının erkeğe göre bedensel zayıflığını fırsat bilerek kendilerini doğuranın bir kadın olduğunu unutmuş ve kadına hak etmediği şekilde ikinci sınıf insan muamelesi yaparak o nu yaşamın dışına itmişlerdir. Kur’an-ı Kerim’de kadını hak ve özgürlükten yoksun eden ya da onu aşağılayan hiçbir ayet yoktur. Kadınla ilgili Kur’an’daki ayetler kadını koruma amaçlıdır. Kur’an-ı Kerim: “Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve erkekler mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur.” (Nisa 34) diye buyurmuştur. Yüce Allah erkeği yaratırken ona kadına oranla daha fazla bedensel güç vermiştir. Bundan dolayı kadını erkeğin korumasına muhtaç bırakmıştır. Ancak ayetlerde erkek konu edildiğinde kadın da zikredilmektedir. Kadın tıpkı erkek gibi kendi bağımsızlığı ve sorumluluğu içerisinde kendi yaşamını serbestçe düzenleyebileceği ve idare edebileceği eşit haklara sahiptir. Günümüzün İslam dünyası bu aydın çağda, medeniyetin zirvesi sayesinde kız çocuklarını geleceğin anneleri olarak eğitecek ve nesil karşılaşacağı müşkül durumdan kendini kurtarma cesaretini elbette bulacaktır. Bu, İslam dini çerçevesinde Aleviliğin sönmez ışığı sayesinde olacaktır. Değerli Kardeşlerimiz: Doğruluk, güzellik, iffet, letafet, keramet, inanç, iman, itikat, hayâ sahibi olan, Allah’ın birliğine, Hz. Muhammed (s.a.a.v)’in peygamberliğine inanan, Ehlibeyt'e bağlanan, on iki imam sevgisini içinde barındıran, Kur’an-ı Kerim’i son din olan İslamiyetin anayasası olarak kabul edip ona inanan sizler cennete layıksınız. Bu amaca yakışır tarzda yaşamanız gerekir. Araştırıp öğreniniz. Allah’ın sevgili kulları arasında olunuz. Aleviler, İslami kurallar çerçevesinde yaşadı. Mahremlerini korudu. Örtünmeyi doğal olarak yemek, su gibi ihtiyaç gördü. Ancak çağın koşullarından dolayı açık giyim ve kuşamdan da nasibini almaya başladı. Moda illetinin peşine takılan bazı kardeşlerimizin zaafa uğradığına şahit olmaktayız. Bu zaafiyet mümkün olduğu kadarıyla giderilmelidir. Örtünme, kadına yaşamı içinde onur ve şeref ithaf eden, insanı hayvandan ayıran özelliklerdendir. Örtünme belli nizam içinde uygulandığında kadını kötü gözlerden korur ve onun saygınlığını arttırır. Din, maneviyatı ve sevabı, nefis ise arzularıyla günahı emreder. Hz. Muhammed’in (s.a.a.v); “Cennet anaların ayakları altındadır.” hadisi anne olan kadının makamının yüceliği gereği meziyetlerini koruması için gerekli hal ve hareketleri sergilemesi için yeterli sebeptir. Cennete ulaşmak için iyi bir anne olmak, kendini her türlü hırstan ve hevesten korumak, ruh güzelliğini önemseyerek güzel huyları ön plana çıkarmak, ahlaklı ve erdemli bir hayat onun için yeterli olacaktır. Dinimiz örtünmeyi emreder. Her kadın hem zarif olabilir, hem de dini vecibeleri yerine getirebilir. Tesettür, iffeti koruma vazifesi üstlenen vücudun örtünme olayıdır. Kuran-ı Kerim’deki örtünmeyle ilgili ayetler, insanların onur ve haysiyetini korumayla ilgilidir. Müslüman Alevi kadın usule uygun örtünmeyi uygulamalıdır. Vücudunu örten giysiler giymelidir. Ağır, oturaklı, kendini bilen olgun bir tavır sergilemelidir. Bu onun için önemli bir görevdir. Çünkü gelecek nesli kendisi yetiştirecektir. Mümin, Müslüman Alevi kardeşlerimizin (erkek, kadın) örtünme kuralları çerçevesinde giyinmeleri inançlarının gereğidir. Şüphesiz ki açık ve dar giysiden uzak durup usule göre giyinenler başka şekilde hareket edenlere göre sevapta üstünlüğü olacaktır. Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de :“Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına, örtülerini üstlerine almalarını söyle. Bu hâl onların tanınıp da taarruza uğramamaları için daha hayırlıdır. Allah bağışlayan esirgeyendir". (Ahzap 59) Yine Kuran-ı Kerim’de yüce Allah Hz. Peygamberine; “Mümin kadınlara de ki; gözlerini önlerine diksinler, utanacak yerlerini korusunlar, görünen kısımlardan başka ziynet yerlerini göstermesinler. Örtülerini yakaları üzerine çeksinler. Ziynet yerlerini kocalarından veya kendi babalarından veya kocalarının babalarından veya kendi oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya kendi kadınlarından veya memlüklerinden veya erkekliği kalmamış hizmetkârlardan veya kadınların utanılacak (mahrem) yerlerine muttali olmayan çocuklardan, başkasına göstermesinler, gizledikleri ziyneti bildirmek maksadıyla ayaklarını birbirine vurmasınlar. Müminler, Allah’a tövbe edin ki umduklarınıza ermiş olun.” (Nur 31) Bu vecibeleri bilip de gereklerini yerine getirmeyenler amel bakımından kusurlu sayılırlar. Amel, imanın güçlenmesini ve korunmasını sağlar. Amelsiz iman meyvesiz ağaç gibidir veya toprağında ekin ekmeden hasat bekleyen gibidir. Amel, İslam’da vazgeçilmez bir unsurdur. İmanı amelle yakalayalım. ALLAH BİZLERİ EHLİBEYT YOLUNDAN AYIRMASIN...
merhaba aleviyyun arkadaş.. yazının tamamını okudum, lakin bu yazının tamamını onaylamak 21.yy ülkem insanı olarak, bana göre değil.. yorumlarıma öncelikle Kuranı Kerim de başörtüsü veya tesettür hakkında Ayet veya Sure nin olmadığını bildiğimi söyleyerek başlayacam ve; aksini iddia edersen lütfen Kuran dan örnek vermeni isteyeceğim.. ********************* Mümin, Müslüman Alevi kardeşlerimizin (erkek, kadın) örtünme kuralları çerçevesinde giyinmeleri inançlarının gereğidir. Şüphesiz ki açık ve dar giysiden uzak durup usule göre giyinenler başka şekilde hareket edenlere göre sevapta üstünlüğü olacaktır. kırmızı parağrafta açıkça kapalılığın sevabının fazlalığı belirtilmişki, onaylamam imkansız.. Tesettür, iffeti koruma vazifesi üstlenen vücudun örtünme olayıdır. kırmızı cümlede anlatılan tesettür, iffeti koruyacak güce sahip olmamakla beraber, ancak bir yaşam tarzını seçme olayıdırki buna kimsenin itirazıda olamaz. DİKKAT.. YUKARIDAKİ YAZIDA SIK SIK GEÇMİŞ OLAN ÖRTÜNME BAZI YERLERDE VÜCUDUN TAMAMINA GİYDİRİLEN ELBİSEDEN DEM VURMAKTADIR..
Değerli ero can, Eleştiriniz için tşk. ederim. Kuran'dan örnek vermemi istemişsin ama öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Tesettürden kastım başörtüsü değildir. Daha öncede belirttiğim gibi tesettür örtünme olayıdır, başörtüsü demek değildir. Eğer tesettür konusunu bu şekilde anlarsanız sorun olmaz. (Bu arada Sünnilerin tesettürü algılama şekilleri de bizleri ilgilendirmez. Sünniler başörtüsünü tesettür zannediyorlar.) Müslüman Alevi kardeşlerimizin (erkek, kadın) örtünme kuralları çerçevesinde giyinmeleri inançlarının gereğidir. Açık ve dar giysiden uzak durulması gereğini belirttim. Dikkat ederseniz erkek, kadın ayrımı yapmadan örtünme kuralları çerçevesinde demişim. Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de : “Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına, örtülerini üstlerine almalarını söyle. Bu hâl onların tanınıp da taarruza uğramamaları için daha hayırlıdır. Allah bağışlayan esirgeyendir". (Ahzap 59) Yine Kuran-ı Kerim’de yüce Allah Hz. Peygamberine; “Mümin kadınlara de ki; gözlerini önlerine diksinler, utanacak yerlerini korusunlar, görünen kısımlardan başka ziynet yerlerini göstermesinler. Örtülerini yakaları üzerine çeksinler. Ziynet yerlerini kocalarından veya kendi babalarından veya kocalarının babalarından veya kendi oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya kendi kadınlarından veya memlüklerinden veya erkekliği kalmamış hizmetkârlardan veya kadınların utanılacak (mahrem) yerlerine muttali olmayan çocuklardan, başkasına göstermesinler, gizledikleri ziyneti bildirmek maksadıyla ayaklarını birbirine vurmasınlar. Müminler, Allah’a tövbe edin ki umduklarınıza ermiş olun.” (Nur 31)
Gülüş niki ile yorum yazan can yorumunun bir cümlesinde her şeyi anlatmış."Ben Yoluma Kurban" bu yola kim kurban olmaz ki.Sevgi ve güzel muhabbetler diliyorum.