Sözde, Bektasiyi topluluk icinde kücük düsüreceklerdi. Oldukca zengin birisi: "Bektasi Efendi, borcunuz var mi?" diye sordu. "Evet, bakkala biraz borcum var." "Canim onu sormuyorum. Namaz borcun var mi?" Bektasi kizdi: "Namaz borcunu bana Tanri sorabilir. Size düsen bakkal borcunu sormaktir!" Bir toplulukta Kuran'ın anlatım mükemmelliğinden söz ediliyormuş.. Birisi sormuş: - Allah'ın sözü bu kadar güzeldir, acaba yazısı nasıldır? Mecliste hazır bulunan Bektaşi soruyu cevaplandırmak için atılmış: - Herhalde hiç güzel değildir. Hep birden sormuşlar: -Baba, nerden bildiniz? Bektaşi cevap vermiş: -Alnımın kara yazısından!... -Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya... Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş : -Yahu bu ne uzun namaz böyle? -Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim! Bektaşi : -Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza... Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış : -Erenler, senin namaz da uzun sürdü! -Önümüzdeki haftanın namazını kıldım! Hoca şaşırmış : -Yahu olur mu böyle şey? Bektaşi gülmüş : -Yukarıdaki senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin? Softanin biri Bektasinin önüne geçti: -Ey Erenler; iyisin, hossun, ilim irfan sahibisin; bir de oruç tutup, namaz kilsan, bizim nazarimizda da itibarin olur o zaman, dedi. Bektasi gülümseyerek: -Sizin nazarinizda itibar kazanmak için, Tanri önündeki itibarimi zedeleyemem, dedi. Dostlarının baskılarina dayanamayan Baba Erenler, camiye gitmiş, hocanın vaazini dinliyordu.Hoca, içkinin kötülüğünü anlatmak için aklına ne geliyorsa söylüyordu. Bir ara şöyle dedi: -Bir eşşeğin önüne, bir kova su ile bir kova şarap koysanız, hangisini içer? Elbette ki suyu içer. Peki eşşek niçin şarabı içmez? Bektaşi dayanamayıp seslendi: -Neden olacak, eşşekliğinden... bir gün bektaşi ile bir sofu değişimi tartışıyorlarmış . bektaşi her şey değişim halindedir ,her şey değişir. sofu ise hayır her aslına sadık kalır ve değişim olmaz der ve ekler . tamam der sofu kabul ettik sen ölecen toprak olacan ,ot olup çayırda bitecen. seni görüp diyecemki vay be bektaşi ne kadar değişmişsin . bektaşi ise derki sende ölecen toprak olacan ot olup bitecen inek gelip seni yiyecek ve çayıra sıçacak ve bende seni görüp diyecem ki vay be sofu hiç değişmemişsin ,eskiden de boktun, şimdide . Bektaşinin huysuz ve titiz bir karısı varmış. Kadın birgün ölmüş.Cenaze kaldırılırken imam usulen : -Ey cemaat! Bu hatun kişiyi nasıl bilirdiniz? Diye sorunca, Bektaşi; - Be imam efendi, cemaat ne bilsin . Onu bana sorun siz demiş Bektaşi birgün oğlu ve eşeği ile pazara gider. Pazarda rahatça gezmek isteyen Bektaşi oğlunun ve eşeğinin kendisini bir kenarda beklemesini ister. Oğluna da eşeği kaybetmemesini de iyice tenbih eder ve pazara yalnız başına gider. Bektaşinin oğlu dayanamaz ve eşeği bir ağaca bağlayarak kendi de pazara gezmeye gider. Tabi oğlu Bektaşiden önce geri döner carşıdan ve eşeği bıraktığı yerde bulamaz ve aramaya başlar. Bu arada da Bektaşi de pazardan döner ve oğluna eşeğin nerede oldugunu sorar. Oğlu, ağaca bağladığını ve eşeğin çalınmış olduğunu söyler. Bektaşi de oğluna sorar "Eşeği kime emanet ettin?" Oğlu "Allah'a" diye cevap verir. Bektaşi "Ah oğlum, eşek hiç Allah'a emanet edilir mi, Allah'tan hergün kaç kişi eşek ister, sen hiç bilir misin"? Hızır insanlarımızın dar anlarında inançlarını yitirmeden bir umut ışığı beklediklerinin göstergesidir. Dar anımızda her zaman bir yerden bir kapı açılır ya da bir yardım eli uzatılır. Bunlar içimizde ettiğimiz dualarla da bağlantılıdır. Hızır Alevi toplumunun bölünmez bir parçasıdır. Hızır yardımcınız olsun derler, derler ki işlerimiz kolay olsun. Ya da Hızır gibi yetişti, bu ise bir insanın Hızır'a benzetilmesidir. Daha bir sürü deyim ve söz vardır, Hızır'la başlayan veya ilgili. Dostça selamlar ALINTIDIRRR!!!!!!
ÖNEMLİ DEĞİL KARDEŞLER HER ZAMAN SİTEYE KATILIMIMIZ OLSUN SİTE BİZİM VE BİZİM EMEĞİMİZLE AYAKTA TUTABİLİRİZ BU BİR GERÇEK.... SİZDE SAOLUN BEĞENMEZİNE SEVİNDİM::::