Adama sormuşlar : -Kaç gün oruç tuttun? -Hastalığım nedeniyle, ancak bir gün tutabildim! Aynı soruyu, orada bulunan Bektasiye sorunca, hiç istifini bozmadan yanıt vermiş : -Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!
Bir eşek bir öküzİki softa, ramazanda bedava yiyip içeriz diye bir Bektaşi köyüne misafir olurlar. Hoşbeşten sonra, içlerinden biri tuvalete gider. Bektaşi, bu softaları kontrol etmek için odada kalana sorar:- Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?"O da kendini üstün göstermek için -Bırak şunu, eşeğin tekidir", cevabını verir. Biraz sonra öteki softaya da aynı soruyu sorar: â Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu? Bu softa da öteki gibi "Bırak şunu, öküzden farkı yoktur", cevabını verir. Akşam olunca iftar sofrası kurulur. Fakat tepsinin üzerinde arpa ile samandan başka bir şey göremeyen softalar hayretle sorarlar: â Bunlar ne erenler? Bektaşi gülerek cevap verir: â Biriniz eşek, ötekiniz öküz. Sizin için bunlardan daha iyi azık olur mu?"
Halim Mecalim yok Sohbet sırasında Bektaşi´ye sormuşlar: -Baba Erenler niçin oruç tutmazsın? Bektaşi´de mazeret hazırdır: -Vallahi tutmak isterim ama halim mecalim yok. Bektaşi´yi zorda bırakmak için bir soru daha sorarlar: -İftara çağırsalar gider misin? -Doğrusu ne yapar eder giderim. Bektaşi´nin bu cevabına itirazlarını bildirirler: -Bu nasıl olur? Allah´ın emrini dinlemiyorsun da kulların davetini kaçırmıyorsun! Bektaşi´nin cevabı hazırdır: -Bunda şaşılacak ne var? Bilirsiniz ki Cenabı Hak merhametlilerin merhametlisidir ve affedicidir. Fakat insanlar böyle midir? Onlar, en küçük bir sebepten güceniverirler. Bunun için kulların davetlerini kaçırmamak gerekir
İtibar Softanın biri Bektaşinin önüne geçti: -Ey Erenler; iyisin, hoşsun, ilim irfan sahibisin; bir de oruç tutup, namaz kılsan, bizim nazarımızda da itibarın olur o zaman, dedi. Bektaşi gülümseyerek: -Sizin nazarınızda itibar kazanmak için, Tanrı önündeki itibarımı zedeleyemem, dedi.
Niyet Bektaşi'ye, sahurda sorarlar: â Oruca nasıl niyet etmeli? Bektaşi, tıka basa yedikten sonra cevap verir: â Dayanırsam tutarım, dayanamazsam yutarım diye niyet edip ağzını çalkalamalı.
Sen ne işe yaradın? Bektaşi ile Hacı Osmanlı, zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af dileyerek: -Şeytana uyduk kadı efendi, der ancak Kadı Hacı'ya idam cezası verir. Bektaşiye sıra gelir ve der ki: -Kadı efendi ben gayri-müslümüm, bana oruç farz değildir. Kadı Bektaşiyi serbest bırakır. Bektaşi kadıya sorar -Kadı efendi ben de şehadet getirsem, müslüman olsam, arkadaşımı da bağışlar mısın? Kadı efendi düşünür -Gavuru müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve Hacı'yı da affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hacı şaşırararak Bektaşiye sorar: [FONT=cambria]-Sen ne biçim adamsin be, bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yok mu bire münafık? deyip azarlar. [FONT=cambria] [FONT=cambria]Bektaşi de: [FONT=cambria] [FONT=cambria]- Gavur oldum kendimi, müslüman oldum seni kurtardım be. Peki sen ne işe yaradın?[/FONT][/FONT][/FONT][/FONT][/FONT]
Su katıyorlar Bektaşinin birini ramazanda içki içtiği için yaka paça kadıya götürürler. Çakırkeyif Bektaşi'yi görür görmez kadı: - Behey kafir! Bu yaşta hala içiyorsun bu zıkkımı. Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu? der. - Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır..." diye karşılık verir Bektaşi. Kadı: - Bunun içine pamuk katarlar. Bektaşi: - Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar, der.