İstanbul - Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) ve Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd), Van'da deprem nedeniyle iki aydır yürüttükleri ruh sağlığı programını tamamladı. Çalışmanın raporu, yıkılanın sadece yaşam alanları olmadığını; psikolojilerin de yıkıma uğradığını gösteriyor. İki aylık sürede Van´ın 31 çevre köyünde yürütülen çalışmanın raporunda, travma seanslarına katılanların depreme dair tanıklıklarına yer veriliyor. Sınır Tanımayan Doktorlar'ın çalışmasında, 3.470 kadın ve 1.850 erkek grup terapisi seanslarından yararlanırken; şikâyetlerinin boyutu daha ciddi olan 53 kişi de bireysel ruh sağlığı desteğine tabi tutuldu. 91 mülteci ve sığınmacı aileye de psikolojik destek verildi. Seanslar, depremin psikolojik pek çok soruna da neden olduğunun görülmesini sağladı. Seanslara katılanların tamamında anksiyete, post-travmatik semptomlar ve depresyon belirtileri gözlemlendiği açıklandı. Sınır Tanımayan Doktorlar, çalışmanın tamamlanmasının ardından yayımlanan raporda, travma seanslarına katılanların deprem tanıklıklarını aktardı. Tanıklar arasında yer alan kurtarma ekibi üyesi olay yerine vardığında karşılaştıklarını özetlerken; 35 yaşındaki bir kadın tanık da, depremden sonra oğlunun aile üyelerine yönelik saldırganlaşan tutumundan söz etti. Bir başka kadınsa, depremden sonra eşiyle yatamadığını, "günahkar olarak ölürüm" korkusuyla açıklıyor. Tanıkların rapora yansıyan anlatımları, şöyle: * Bir kurtarma ekibi üyesi: "Yıkılmakta olan bir bina vardı. Olay yerine vardığımda bir adam benden içeri girip karısını ve bebeğini kurtarmamı istedi. Elimizden geleni yaptık, fakat sonunda bina yıkıldı, anneyle bebek öldüler. Tek elimden gelen bu adamla beraber ağlamaktı. Öylece beraber ağladık. Hâlâ rüyalarıma giriyor." * 21 yaşında bir genç bir erkek: "Sizinle dışarıda konuşamam, herkes dedikodu yapıyor. Her hafta buraya geldiğinizi biliyorum ama ancak bugün cesaret edip sizi görmeye gelebildim. Ben galiba deliriyorum. Prefabrikte uyuyamıyorum, önceki odamı hatırlıyorum, bilgisayar vardı, arkadaşlarımla konuşuyordum.... Sevgilimle görüşemiyorum, depremde her şeyini kaybedince başka şehre gitti. Ne kitap okuyabiliyorum ne de arkadaşlarımla buluşabiliyorum. Depremden önce zevk aldığım şeylerden artık zevk alamıyorum. Sizce ben deliriyor muyum? Bana yardım eder misiniz?" 'KEL KALMAM, DEĞİL Mİ?' * 60 yaşlarındaki bir kadın: "Hep geleceğiz dediğinizde inanmadım ben. Buraya kimse gelmez çünkü. Bu köyün yolları kapanır, telefon çekmez, ulaşımı yok. Kimse gelmez buraya, sahipsiziz, yalnızız, terk edilmişiz biz burada. Ama siz söz verdiğiniz gibi geldiniz." * Bir kadın: "Bir sorunum var, ama diğer kadınların önünde konuşamam. Kocamla yatamıyorum, deprem oldu ya, günahkâr gibi ölürüm diye korkuyorum. O da çok kızıyor, ne yapayım bilmiyorum. Lütfen bana yardım edin!" * 8 yaşında bir kız çocuğu: "Saçımın hepsini kaybetmem, değil mi? Kel kalmam, değil mi? Teşekkürler, anneme söylerim, o da meraklanıyordu." * 35 yaşlarında bir kadın: "Birden bir sıkıntı geliyor, nedenini bilmiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum. İçim sıkılıyor. Kalp çarpıntısı oluyor. Günde bir kaç kez oluyor, bir iş yapıyorsam o anda, bırakıyorum, devam edemiyorum." Yapılan görüşmelerin ardından zaman içerisinde nedeni belirsiz sıkıntı olarak tanımladığı durumun deprem korkusu olduğunu anladığını ve grup toplantılardındaki bilgilendirmeler doğrultusunda bu korkusunun da biraz azaldığını, kontrol edilebilir bir hale geldiğini söyledi. 'YIKIMA ŞAHİT OLDU, SALDIRGANLAŞTI' Yine 35 yaşlarında bir kadın da, oğlunun depremden bu yana depremle ilgili hiç konuşmadığını, buna rağmen çok agresif olduğunu, aile üyelerine bıçak çektiğini anlattı. Yapılan görüşmelerde çocuğun deprem esnasında yıkılan evleri gördüğü öğrenildi ve çocuk ile yapılan görüşmelerde duyguları hakkında konuşuldu. Anne, zaman içerisinde çocuğun önce konuşmaya başladığından söz etti. Çocuk, deprem esnasında gördükleri, hissettikleri ile ilgili sıklıkla konuşmayı istiyor, sorular soruyor. Fotoğraf: Ubeydullah Hakan / Van ANF NEWS AGENCY
kolay degil yasananlar bütün düzenleri birden alt üst oldu, psikolojik yikma ugramalari cok dogal, tanrim hepsinin yardimcisi olsun.... paylasim icin tesekkürler...