HZ. MUSA EL âKAZIM (A.S) ZAMANINDA YAŞAMIŞ VE ÖNCEDEN EĞLENCE DÜŞKÜNÜ OLAN DAHA SONRADAN TÖVBE EDEN âBİŞR EL-HAFİâ (R.A) KUL MUDUR ? HÜR MÜDÜR? Hz.Musa El âKazım (A.S) günlerden birgün yolda yürürken çok güzel bir evin önünden geçer. HZ.Musa El âKazım (A.S) Bir anda evin önünde durur ve bir bakar ki o evden müzik sesleri geliyordu. Belliki o evde büyük bir eğlence düzenleniyordu. İçki sofrası kurulmuş şaraplar peş peşe yudumlanıyor.kızlar dans ediyor . Belikli şaşalı bir eğlence vardı.O anda o evden bir hizmetçi kız çıkar. Hizmetçi kızın elinde evden çıkan çöpler vardı. Onları atmak için dışarı çıkmıştı.O anda hizmetçi kız evin önünde Hz. Musa El âKazım (A.S)âı görür. İbadet izlerinin ,uzun secdelerin yüzünden okunduğu bir Hz. Ali ânin (A.S) torunu , çok büyük heybet sahibi Hz. Musa El âKazım (A.S) hizmetçi kıza şöyle sordu: -Bu evin sahibi kul mudur ,hürmüdür? Hizmetçi kız: -Hürdür efendim , diye cevap verince , Hz. Musa El âKazım (A.S ) hizmetçi kıza der ki : Hür olduğu belli oluyor.Eğer kul oldaydı , sahibi ve maliki olan Rabbinden korkar ve böyle bir eğlence tertiplemezdi, dedi. Hizmetçi kızla Hz. Musa El âKazım (A.S) arasındaki geçen bu konuşmalardan dolayı hizmetçi kız eve biraz geç kalmıştı.Eve döndüğünde sahibi hiddetle sordu: Niye bu kadar geç kaldın?Hizmetçi kız da, dışarıda yaşananları ,sorulan soruyu ve verilen cevabı tek tek ev sahibine anlattı. Bu olayı duyan ev sahibi ,biraz düşünceye daldı.Özellikle de âEğer kul olsaydı ,sahibi olan Rabbinden korkardı.â Sözü ok gibi kalbine saplanmıştı. Ev sahibi bir anda ayağa kalktı ,aceleyle ayakkabılarını bile giymeden sözün sahibini bulmak için kendisini dışarı attı.Yalın ayak bir halde koşarak sözün sahibi yedinci imam Hz.Musa Kazım´a (A.S) yetişti. Hz.Musa Kazım´ (A.S) â ın eliyle tövbe etme şerefine nail oldu. O evin sahibi yalın ayak tövbe şerefine nail olduğu için bir daha da ayakkabı giymedi. O güne kadar Bişr b.Haris b. Abdurrahman el-Mervezi ismiyle meşhur oldu.Tövbe ettikten sonra ,âHafi (yalın ayak ) lakabını aldı ve â Bişr-i El - Hafiâ diye meşhur oldu. Hayatta olduğu sürece ahdine vefa etti.Tövbesini bozmadı.Bir daha günah peşinden koşmadı.O güne kadar ayyaşlar kafilesinde olan Bişr El- hafi , o günden sonra artık takvalılar kafilesine katılmıştı.Allah´ın rahmeti , salat ve selamı Hz.Muhammed (s.a.v) ve onun pak tertemiz Eh-li Beyti olan Hz.Ali , Hz. Fatıma âya , Hz. Hasan , Hz.Hüseyin ´e ve Onlardan sonra gelecek dokuz hak imama ve onlara tabi olan müminlere olsun . Yüce Allah´ın bir kulu olarak , yüce Allah´tan dilerim ki ; Yüce rahmetini benden esirgemesin. Beni ondan korkan takvalı ve güzel amel işleyen salih kullarından eylesin ve kıyamet gününde beni Eh-li bey-ti sevenlerle beraber haşr etsin.Hamd ancak alemlerin rabbi olan yüce ALLAH ´a ( c.c) mahsustur. 30 kasım 2011 m *** 6 muharrem 1433 hYazan : Muhsin ESKİOCAK muhsineskiocak@ hotmail HARBİ[FONT=Arial Rounded MT Bold]YE/HATAY Kaynak : (el-Kunave´l-Elkap,Muhaddis Kummi,c.2,s.153[FONT=Arial Narrow])[/FONT][/FONT]
Değerli Can paylaşım için tesekkürler. Lakin Biz Allah korkusu ile değil Allah sevgisi ile yetiştirilmişizdir. Saygı ve sevgilerimle...
Öncelikle bu yazıya ilgin için teşekkür ederim. Bizim ehlibeyt imamlarımız Allah sevgisinden bahsettiği gibi, Allah korkusuna da değinmiştir, bu yazı benim şahsi kendimin yazısı değil bizim ehlibeyt imamın yaşadığı bir olaydır, bu nedenle hiçbir şekilde karşı birşey söyliyemem ve saygım sonsuzdur.
Evet elbetteki alıntı yapıyoruz hepimiz. Ona itirazım yok zaten ama neden insan kendi yaratıcısından korksun bunu benim aklım ve mantığım kabul etmiyor. Elbetteki sorgulayacağız eğer herhangi bir konuda fikrimizi beyan etmiyorsak, olanı olduğu gibi kabul ediyorsak asıl bu normal değil çünkü Allahın verdiği aklı kullanmış olmayız. Sevgi ve saygılarımla...
Sorgulama konusunda sonuna kadar katılıyorum, her zaman savunduğum analitik düşünmektir fakat burada söz konusu ehlibeyt imamları olunca; bana göre onlar sıradan değil hepsi özel insanlar ve hiçbiri birbirleri ile hiç bir zaman çelişmezler kendileri bu şekilde yorumladıkları için bunu sorgulayamam dedim.. Yoksa bunun dışında gerçekleşen diğer durumlar için tabiki hepimiz sorgulamalı ve hiç bir zaman Hak-Muhammed-Ali'den ayrılmamalıyız. En içten sevgi ve saygılarımla...Serkan