Alevi öğretmene 'ayrımcılığı neden anlattın' tazminatı -

Alevi öğretmene 'ayrımcılığı neden anlattın' tazminatı -



Alevi-Kürt olduğu için İnegöl Özel Kültür Dershanesinin ırkçı ve ayrımcı uygulamalarına maruz kaldığını ANF´ye açıklayan Biyoloji Öğretmeni Taylan Çakır´a dershane tarafından manevi tazminat davası istemiyle hakkında suç duyurusu yapıldı.

Geçtiğimiz ocak ayında Özel Kültür Dershanesi'nde Biyoloji öğretmeni Taylan Çakır, ''Aleviler ve Şiiler sapıktır. Seni Alevisin. Alevi biriyle çalışıp günaha girmek istemiyoruz'' denilerek hakaretlere maruz kaldı, ardından dershanedeki işinden atıldı.

Dershane hakkında suç duyurusunda bulunan ve olayı kamuoyuna duyurduğu için Çakır hakkında dershane Bakırköy Hukuk Mahkemesi´ne suç duyurusunda bulundu. Dershane, suç duyurusunda Çakır´ın maruz kaldığı ırkçı uygulamaları yaşanmadığını iddia ederek, mağdur öğretmenden tazminat talebinde bulundu.

Çakır´ın avukatı Eren Keskin müvekkilinin uğradığı ayrımcılık nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, konunun soruşturma aşamasında olduğunu, ceza mahkemesinin kararı hukuk mahkemesini bağlayacağından bu kararın beklenmesi gerektiğini belirtti.

Davada asıl hakkı ihlal edilen tarafın hem etnik ve inanç ayrımcılığına, hem de hakaretlere maruz kalan müvekkili olduğunu vurgulayan Keskin, “Eğer burada manevi tazminat açacak biri varsa o da benim müvekkillimdir” dedi.

Dosya henüz inceleme aşamasındayken, basına yansımış olması nedeniyle dershanenin Çakır hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirten Keskin, “Siz bir ayrımcılığa uğrarsınız ve bunun bir daha olmaması için bunu kamuoyuna yansıtırsınız, bu olayın tartışılmasını sağlarsınız. Benim müvekkilimin de yaptığı buydu. Haberin sizin tarafından yapılması da bir daha başka yerlerde bu şekilde ayrımcılıklar olmasını engelleme amacını taşıyordu” dedi.

Dershanenin bir an önce Alevilerden, Kürtlerden özür dilemesi gerektiğini vurgulayan Taylan Çakır ise şöyle dedi: “Dersahane bir daha ayrımcı tutumlara göz yummayacaklarını da deklare etmelidirler. Soruşturma sürecinde tüm demokratik kurumlarımızın,bu ülkede ayrımcılığa karşı tavır alan tüm dostlarımızın desteğini bekliyorum. Bana yönelik ayrımcı tutum bireysel değildi, dershane olayı bireye indirgedi. Zaman içerisinde bunun böyle olmadığını dershane yönetimi de görecektir.”

ÇAKIR´IN DOSYASI AB SİYASİ MASASINDA

İnegöl Özel Kültür Dershanesi tarafından yapılan ayrımcılığın ne kadar inkar edilirse edilsin tanık ifadeleriyle ortada olduğunu belirten Alevi Bektaşi Ferderasyonu Yöneticisi Kemal Bülbül ise Avrupa Birliği siyasi masasıyla yaptığı görüşmede Çakır´ın mağduriyetini gündeme getirdiğini söyledi.

Bülbül, “Alevi açılımı adı altında hak ihlallerinin, hakaretlerin, ötelemelerin, dışlamaların devam ettiğini bizzat Taylan Çakır ve Semanur Takmaz adlı öğretmenlerin yaşadıklarını aktararak dile getirdim. AB Siyasi masası benden Taylan Çakır´ın dosyasını kendilerine aktarmamı istediler. Şu anda onlar da bizim gibi bu davayı izliyorlar ve buna göre de rapor hazırlayacaklar” diye konuştu.

AB´nin de bu konudaki politikalarının tutarlı olmadığını ve bu konuda kendilerine açıkça eleştiride bulunduğunu belirten Bülbül şöyle dedi: “ Bu ayrımcılık sadece Türkiye´deki Alevileri değil, aynı zamanda Avrupa´daki Alevileri de ilgilendiriyor. Çünkü Avrupa´da yaşayan Aleviler de eşit yurttaş hakkını talep ediyor. Bunu da onlara ifade ettim” dedi.

ANF NEWS AGENCY

 

değerli forum dostları,canlar!!

bu yaşanan olayı yakından bilen biri olarak bu mesajı yazıyorum.

bu ayrımcı tutumla ilgili 1 yıldır tüm hukuki girişimler yapılmıştır.konu demokratik kitle örgütlerinin desteği ile yürütülmektedir.

yaşanılan ayrımcı tutumun şahitleri vardır,ve bu şahitler savcılıkta-yürütülen diğer soruşturmalarda ifadelerini vermişlerdir.ayrımcı tutum nettir.hukuki anlamda da nettir.fakat tüm girişimlere rağmen süreç her ne nasılsa aksak ilerlemekte hatta ilerlememektedir.bu yüzden konu kamuoyunun gündemine taşınarak kamuoyu desteği oluşturulmaya çalışılmaktadır.

dersanenin elinde hiçbir kanıt olmamasına rağmen yavuz hırsız misali hakarete uğrayan kendisiymiş gibi tazminat davası açması da kimden destek aldığını açıkça göstermektedir.

tam bu noktada demokratik kamuoyunun,alevilerin alevi öğretmeni yanlız bırakmaması sahiplenmesi zorunluluğu doğmaktadır.kamuoyu oluşmadan ve insanlarımız yeterli duyarlılığı göstermeden bu dava hakarete uğrayan ve mağdur edilen öğretmene kalacaktır.hem hakarete uğrayıp hemde hak arayıp sonuç almamak üzücüdür.bu en başta aleviler açısından üzücüdür.

bütün bunlardan kaynaklı,

değerli forum üyeleri,canlarımız!!

internet üzerinden üye olduğunuz tüm forumlara-faceboka iletişimde olduğunuz tüm insanlarımıza durumu haber verip söz konusu dersaneyi protestoya çağırabiliriz.bu yapılması gereken en kolay iştir çünkü..

tepkilerimizi dersane genel müdürlüğünü telefonla arayıp,mail atarak gösterebiliriz.bu konuda herkesin elinden geleni yapacağına inanmak istiyoruz..

(not:forum yönetimi bu konuda daha fazla insanımızın harekete geçmesi ve güçlü bir sahiplenme oluşması için bir şeyler yapabilir mi?)

kültür dersanesi mail adresi:

[email protected]

kültür dersanesi telefon numarası:0 212 572 17 77

 

sorular ve cevaplar!!!

1)alevi bir öğretmen kültür dersanesi gibi bir dersanede neden çalıştı?

-taylan çakır bursada dersane sektöründe hem alevi hem sol kimliği ile bilinen alanında uzman tecrübeli bir öğretmendir.taylan öğretmene kimliğini bilerek iş teklifi yapan kültür dersanesidir.taylan çakır iş görüşmesinde en başta alevi ve sol kimliğini söylemiş,kurumun dini yapısının kurum içinde yapılmaması şartını koşmuştur.kurum temsilcisi ise dersanenin bir eğitim kurumu olduğunu ve öyle işleyeceğini söylemiştir.

kaldı ki sol-alevi misyonla çalışan özel sektör sayısı yok denecek kadar azdır.öyle bir kurum oldu da sanki taylan öğremen mi çalışmadı?

zaten sorun bu değildir.sorun yaşama,inanca müdahale ve ayrımcı tutumdur.bunun için olayı sulandırarak ''o zaman orda çaılmasaydı'' deme lüksümüz yok diye düşünüyorum.

2)taylan öğretmen şu an işsiz değildir.tecrübeli alanında uzmandır.şu anda ülkenin en büyük dersanelerinin birinde yetkin konumda çalışmaktadır.
sorun taylan öğretmenin işsiz kalması değil,alevi kimliğini işten atma sebebi yapılmasıdır.

3)taylan çakır alevi türkmendir.kürt değildir.yanlış anlaşılan şudur:
kültür dersanesi inegöl şubesinde eylül ayında eğitim sezonu başlamış,kasım ayında müdür değişikliği yapılmıştır.yeni müdür bbp çevresindendir.bbp'de aktif rol alan birisidir.
bursaspor-diyarbakırspor maçını gerekçe yapan bir grup ülkücü öğrenci dersane içinde kürt kökenli öğrencileri linç etmiştir.bu durum müdürün onayı ve bilgisi dahilinde olmuş,lince uğrayan öğrencileri taylan öğretmen kurtarmıştır.lince uğrayan öğrenciler hem alevilere hakaretlere,hemde kendilerine uygulanan şiddeti savcı ve müfettiş soruşturmasında anlatmıştır.
yani olayda taylan çakır kürttür diye yanlış algı bulunmaktadır.taylan hoca kürt değil,kürt öğrencileri linç kültürüne karşı sahiplenmiştir.bu anlamda hem alevilerden hemde kürtlerden özür dilenmesi isteğinin sebebi budur.
alevilerin buna itirazı olmaması gerekir.biz zulme,baskıya karşı değil miyiz?
72 millete bir nazarla bakmıyor muyuz?

4)gelen eleştirilerden birisi geç kalındığı yönündedir.
geç kalma durumu yoktur.tüm hukuki süreç işletilmiştir.yavaş ilerleyen hukukun kendisidir.
kamuoyu oluşturmak için çabalamanın sebebi budur.
-cumhurbaşkanlığına,
-başbakanlığa,
-milli eğitim bakanlığına,
-savcılığa
avrupa parlomentosuna,
avrupa birliği siyasi büroya,
abf-psakd-aabf-ihd-eğitim-sen'e
bbaşvurular yapılmıştır.tüm hukuki haklar kullanılmıştır.

lakin durum şudur:

savcı şahitlerin ifadesini almış 4 aydır iddianame hazırlıyorum diye beklemektedir.
milli eğitim müfettişleri bir sene boyunca şahitleri dinlememiş,bursadaki demokratik kurumların baskısı ile şahitler milli eğitim müdürlüğüne götürülmüştür.
yani süreç ite kaka ve zorla ilerlemektedir.dosyalar-başvurular tozlu raflara bırakılmak istenmektedir.

bu konuda dersane olayı bireysel bir boyuta çekerek yanlızlaştırmaya oynamaktadır.kendi cemaat ilişkilerini de kullanarak şahitlerin dinlenmesini geciktirmektedir.
bizim sürecimiz bekletilirken dersane yönetiminin hemen tazminat talebinde bulunması da komediye başka bir boyut kazandırmıştır.

kamuoyu oluşturmak zorunludur.biz sahiplenmediğimiz zaman savcı müfettiş gitmeyecek,ifade almayacak,alsa bile karar için yıllarca bekleyecektir.
olayı bu yüzden kişisellikten çıkarıp alevilere ve demoratik kurumlara mal ettiğimizde ise dersane yönetimi kendi kafa kol ilişkisi olduğu kendi yandaşlarını rahat yönlendiremeyecektir.

dersane bu anlamda rahatsız edilmelidir.tabi ki özür dilemeyeceklerdir,ama ciddi tepki görmeleri her istediklerini yapabilecekleri konusunda rahatsız edecektir.bu kadar rahat soruşturmalarla oynayamayacaklardır.

5)özel kurum olması aslında bir anlamda kazanım sağlamayı kolaylaştırmaktadır.
bu kurumda,

kutlu doğum haftası kutlanmıştır.öğrencilere ve öğretmenlere dua-cep kitabı verilmiş,öğretmen ve öğrencilerin akşam evde okuması istenmiştir. ev ödevi verir dua dağıtımı yapılmıştır.oysa kurum bir eğitim kurumudur.
bu olay dava konusudur.dava kazanıldığında kutlu doğum haftası sorgulanmaya başlanacaktır.bu örneklerden birisidir.
bu boyutuyla dava sadece hakaret davası değil dini etkinliklerin alevilere nasıl dayatıldığının da kanıtı olacaktır.

6)dersane genel merkezi istanbuldadır.olayın yaşandığı inegöl şubesini olay kamuoyuna yansıyınca kapatmıştır.kendisine güvenen kimden neden kaçmaktadır?
ayrıca olaya şahit olan ve saldırıya uğrayan öğrenciler ve velilerin dersane ile ilişkisi kesilmiştir.dersane şu anda bize şahitlik yapacak öğrenci ve velilerin kendi öğrencisi olmadığını,velilerin kendi velisi olmadığını söylemektedir.bu konuda elimizdeki bilgileri soruşturmalara sunacağız.

7)sonuç:
-dersanenin açtığı tazminat davası şu anda dört bir koldan soruşturma yediği için bekleyecektir.biz davayı kaybettiğimizde tazminat hakları doğacaktır.
-savcılık iddianame aşamasındadır.şahitler ifade vermişlerdir.dersane yönetimi soruşturma da bazı iddialarımızı kendisi de kabul etmiştir.

-müfettiş soruşturması karar aşamasındadır.en son gelen yazıda ''en kısa zamanda sonuçlanacağı '' belirtilmektedir.ama bu soruşturmayı hızlandıran bursadaki kurumların olayı takibidir.aslında istediğimizde bu takibin ciddiyetle yapılmasıdır.çünkü ne derece hukuk sistemimiz olduğu bellidir.biz bunu ciddi takip etmediğimiz ölçüde sonuç alamayacağımız ve uzun sürece yayılacağı açıktır.

-konu alevi kurumlarının gündemindedir.eylem süreci de değerlendirilmiş,hukuki süreç biraz daha beklenmeli kararı ağır basmıştır.eylem yerine şu anda açılan soruşturmaların takibi ve sağlıklı sonuç alma eğilimi hakimdir.


konu ile ilgili soracağı olanlar bu topiğe sorularını yazabilirler.gereken tüm cevapları vermeye hazırız.
siz değerli forum üyeleri ve canlarımızdan istediğimiz konuyu alabildiğine yaymanız,tepkiyi büyütmemize,soruşturmalardan sonuç almamıza yardımcı olmanızdır!!

dersane genel merkezine telefonla,faksla,mail ile özür dilemeye çağırabiliriz.öğretmenin yanlız olmadığını onların hissetmesi gerekmektedir.

konuya ilgi gösteren emeği geçen tüm dostlara yürek dolusu teşekkürler...

 

bu dersanede yaşanan bir örnek.

bu konu ile ilgili abf-psakd'ne durumu anlatan dosyayı sunduğumuzda aynı durumdan müzdarip onbinlerce dosyanın olduğunu yöneticilerimiz söyledi.ve artık insanlarımızın hakaret başvurusu alevi kurumlarını bıktırma noktasına getirmiş durumda.

her gün binlerce insanımız derste,sokakta,işyerinde bu hakaretlere maruz kalıyor.maruz kaldıkları bu hakaretleri kurumlara bildiriyor.

devletin tekçi mantığının yanına birde gerici iktidar mantığı eklerseniz bu sorunlar katlanacaktır.birileri devletin bu mantığı ve iktidarın desteği ile hakaretlerine,''mahalle baskısına'' devam edecektir.

başbakan cemevine ''cümbüş evi'' derse toplum ne yapar siz düşünün!

başbakan ''bizim zamanımızda alevilere sapık denirdi,ben darbeci demişim çok mu?'' derse muhafazakar toplum ne yapar?

bir gazete bulmaca sorusunda ''sapkın inanç grubunun türkiyedeki adı'' diye soru sorarsa ve mahkeme de beraat ederse toplum ne yapar?

ülkenin şovmenleri alevilerin ibadetini espri malzemesi yaparsa, sabah erken kalkan aleviler ''mum söndü yapıyor'' derse toplum ne yapar?

başbakan alevi bir genel başkana dersimli-alevi olmasını her gün kullanırsa toplumun gerici kesimleri bu gazla bunları yapacaktır.

zaten aleviye gerici kesimde bakış şudur:zındık,sapık yola getirilmesi gereken dinden-imandan çıkmış sapkın bir topluluk.aynı zamanda komünist.aynı zamanda solcu...terbiye edilmeli aleviler bir gruba göre.bakış açısı budur.
muhafazakar yapıya sahip toplumun alevileri devletin mantığı değişmeden içine sindirmesi zor görünüyor.zaten sorun sistemden kaynaklıdır.

bu bakış açısını veren sistemin-iktidarların kendisidir.bu yüzden şaşılacak bir şey yoktur.bu hakaretlerin milyonlarca örneğini insanlarımız her gün yaşıyor.
hepimiz defalarca yaşamışızdır.



bu anlamda alevilere hakaret ve bunu işten atma gerekçesi yapılması anlamında emsal bir hukuk süreci işliyor.bu anlamda dava anlamlıdır.
dava kazanıldığında bu bireysel bir kazanım olmayacaktır.kazanım aleviler açısından anlamlı rol oynayabilir.
zaten davaya abf-psakd hakaretlerin bireysel olmadığı gerekçesi ile müdahil olmuştur.elde edilecek bir kazanım emsal teşkil edecektir.

burda dersane yönetiminin açtığı tazminat davası hukuki anlamda avukatların anlatımıyla boştur.bu hukukçuların değerlendirmesidir.


insanlarımızın bunun bilincinde olarak sahiplenmesi dersane yönetimini zorlayacaktır.
soruşturmayı yürüten müfettişler karar verirken kamuoyu baskısıyla daha tarafsız karar verebilirler.

hukukun sağlıklı işlemediği böyle ülkelerde kamuoyu bazen her şey olabilmektedir.

bütün bunlardan kaynaklı kamuoyu oluşması anlamında,soruşturmalardan sonuç almak için görüş öneri sunan dostlarımız olursa memnun oluruz.

konuya ilgili, emeği geçen tüm dostlara saygılar...

 

Hakarete,dışlanmaya, aşağılanmaya alışmayacağız!!

Yaşadığımız ayrımcı tutumun peşini bırakmayacağız!!

Bizler,

Bu ülkenin ''öteki'' unsurları olarak hukuk sisteminin,devlet mantığının bizlere nasıl baktığını da çok iyi biliyoruz,bunun bir sistem sorunu olduğunu da biliyoruz!

Bu anlamda,

Yaşanan ayrımcı tutumlara karşı birbirimize destek olmaktan başka çaremiz var mıdır?

Yaşanan hakaretleri hukuk çözmediği için en azından kamuoyuna yansıtarak teşhir etmekten başka çaremiz kalmış mıdır?


Bizlere başka çare bırakmayanlara karşı bulduğumuz naçizane bir çözüm kamuoyu oluşturmak!!

Bu sebeple artık herkes alevilere veya diğer ezilen-horlanan-hakarete uğrayan farklılıklarımıza bütün bunların yapılmış olabileceğine inanmaktadır!

Herkes yaşadığın coğrafyayı tanıyor.gazeteci de,aydında,demokratik kitle örgütü yöneticisi de,halkta biliyor.Bu yüzden hiç kimse bu olaylar yalandır bile diyemiyor.

Bir bu ülkenin yöneticileri ve savcıları ''inanmıyor'' bu dışlanmışlığa!


İşte son örnek alevi öğretmenin başına gelenler:

Alevi olduğu için işten atıldı.

Alevi kimliği bilinmesine rağmen işyerinde dini etkinliklere katılmaya zorlandı.Gitmedi diye yine hakaretlere maruz kaldı.

Aleviler ''şerefsiz,sapıktır'' denildi.Her gün her saat küfrü,hakareti yaşadı.O direndikçe birileri daha da üzerine gitti.Aleviydi,suçu büyüktü.Onu ''Yola'' getirmek gerekirdi.Onu yola getirememenin günahı doğdu bu sefer dersane yöneticilerine.''Yola'' gelmemişti,getirilememişti alevi öğretmen!

''Alevi biriyle aynı havayı solumanın günahını taşıyamayan'' dersane yöneticileri alevi öğretmeni bu gerekçe ile işten çıkardı.Bu hakareti yüzüne söyledi.

Hakaretlerden sonra uykusuz geceleri başladı alevi öğretmenin.İçi içine sığmadı,hakaretleri kaldıramadı.

Bir yıldır tüm yolları denedi alevi öğretmen.Gidebileceği her yere,başvurulacak her merciye derdini anlattı.Tanıkları da vardı üstelik.Onları da yanında götürdü.Hakarete uğradım,işte şahitlerim,dinleyin çözüm bulun dedi.Dinlediler ama laf olsun diye.Sonra, hep dosya altı edildi başvuruları.

En son çaresi basına konuşmak oldu.Mecbur kaldı.Yapılan hakaretler uykusuz-huzursuz günler geceler yaşatmıştı ona.

İçine sindiremediği, hukukun çözüm üretmediği hakaretleri basına anlattı.

Ne oldu biliyormusuz?

Dersane yönetimi hiçbir şey olmamış gibi alevi öğretmenden ''kendilerini kamuoyu önünde küçük düşürdüğü için'' tazminat talebinde bulundu.Dersanenin davası hemen açılıverdi.Üstünlerin hukuku değil,hukukun üstünlüğü işliyordu demek ki,öyle diyordu bu ülkenin başbakanı çünkü.''ÜSTÜNLERİN HUKUKU!!'',İLERİ DEMOKRASİ BÖYLE OLSA GEREKTİ!!

Bu hakaretleri yapanlar zaten küçüktüler.Onları küçük düşürmeye bile gerek yoktu.Zaten böyle bir niyette yoktu basına yapılan açıklamada.
Hakaret anlatılmıştı sadece.Bir özür beklenmişti sadece.Bir özür !!!

Devlet bir öğretmenini sahiplenmemişti.Gerekçesi alevi olmasıydı.

Peki biz,siz sahiplenebiliyormuyuz Alevi öğretmenimizi?

Gerici faşist zihniyetli bir dersanenin alevi öğretmeni cezalandırmasına izin verecek miyiz?

Aleviler olarak yaşadığımız hakaretlerin cezasız kalmasına göz yumacak mıyız?

Hakarete alışacak mıyız?

bu haykırışa sesimizi katacakmıyız?

Alevi öğretmenin sesine ses katacak mıyız?

 

Kınama cezası alan dershane ne yapıyor?


ABF tarafından yazıldı.


17 Haziran 2011 tarihinde İl Eğitim Müdürlüğü´nden “kınama” cezası alan Bursa İnegöl´deki Kültür Dershanesi, bu cezayı yok sa***** mağdur öğretmen Taylan Çakır alehine tazminat davası açtı.

Bursa İnegöl´deki Kültür Dershanesi´nde “kutlu doğum haftasında dua dağıtmayan, Alevilere yapılan sözlü hakaretlere karşı çıkan” öğretmen Taylan Çakır´ın başvurusu sonucu Bursa Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü´nden “kınama” cezası alan dershane, kamuoyundan özür dilemek yerine “basına yapılan açıklamaları” gerekçe göstererek mağdur öğretmen Taylan Çakır alehine tazminat davası açtı.

Gelişmeleri başından beri izleyen Alevi Bektaşi Federasyonu yetkilileri, bu gelişme üzerine yaptığı açıklamada “bu süreci izlediklerini, davanın avukatı Eren Keskin´le de görüştükten sonra” konuyu ilgili kurumlar ve kamuoyu ile paylaşacaklarını belirttiler.
Alevi Bektaşi Federasyonu - ABF sitesi haberle ilgili gelişmeleri geniş olarak önümüzdeki günlerde basın ve kamuoyu ile paylaşacak.

“aleviRAPOR” Özel Haber / Alevi Bektaşi Federasyonu - ABF

 

değerli forum dostları,değerli canlar!!!

tam bir yıldır devam eden bir süreçten bahsediyoruz.

burdaki durum şudur:alevi öğretmene yönelik, alevilere yönelik ayrımcı tutumlar ve hakaretler yaşanmıştır.

konu savcılığa da suç duyurusu ile bildirilmiştir.

ama bir yıldır savcılık herhangi bir cevap vermemiştir.

ayrıca milli eğitim bakanlığına yapılan başvuru sonuçlanmış ve dersane
kınama cezası almıştır.yani suç başka bir devlet kurumu ile sahitlenmiş iddia olmaktan çıkmıştır.

daha önce de konu basına açıklanmış basına yapılan açıklamayı gerekçe yapan dersane 2 tane tazminat davası açıp,hakaretlerin söz konusu olmadığını iddia etmiştir.

durum can sıkıcıdır:alevilere hakaret eden dersane,bunu basına duyuran alevi öğretmenden mağdur kendisiymiş gibi para talep etmesi kan dondurucudur.
aymazlıktır...

söz konusu dersanenin alevilere artık komuoyu önünde özür borcu bulunmaktadır.
açtığı tazminat davalarını geri çekip ''iyi niyetini'' göstermelidir.

değerli canlarımız!!!

şahitlere rağmen ve suçun sabitlenmesine rağmen alevi öğretmenin savcılık başvurusu bekletilmekte,dersanenin açtığı tazminat davaları görülmektedir.

bu mağduriyetten kaynaklı kamuoyu oluşması ve insanlarımızın bu durumu işitmesi-görmesi için bu konuyu canlı tutmanızı ve abf'nin son açıklamasını paylaşabildiğiniz her yerde paylaşmanızı talep ediyoruz...

son açıklama internet üzerinden alevi forumlarda,sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılabilinir,insanlara ulaştırılabilinir.

bizim ülkemizde hukuk kamuoyu baskısı ile ilerlemektedir ve hukukun işlemesi için sizlerin desteğine ihtiyacımız bulunmaktadır.

hem hakarete uğrayıp üzerine para ödemek takdir edersiniz ki ağır bir sonuçtur.birde suç sabitlenmişken!!!!

tüm canlarımızın konudaki duyarlığına güveniyoruz...

saygılar..

 

alevi öğretmen davasında ilginç gelişmeler!!!



aleviRAPOR´a ulaşan bilgilere göre, Alevilere yönelik hakaretlerde adı geçen dershane İnegöl Şubesi´nin kapatmış, hakaretlerde adı geçen kişilerden Genel Müdür Yardımıcısı hariç diğerleriyle ilişkisini kesmiş.

Bursa İnegöl´deki Kültür Dershanesi´nde “kutlu doğum haftasında dua dağıtmayan, Alevilere yapılan sözlü hakaretlere karşı çıkan” öğretmen Taylan Çakır´ın başvurusu sonucu Bursa Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü´nden “kınama” cezası alan dershane, kamuoyundan özür dilemek yerine “basına yapılan açıklamaları” gerekçe göstererek mağdur öğretmen Taylan Çakır alehine tazminat davası açtığını duyurmuştuk.
aleviRAPOR´a ulaşan bilgilere göre, Alevilere yönelik hakaretlerde adı geçen dershane İnegöl Şubesi´nin kapatmış, hakaretlerde adı geçen kişilerden Genel Müdür Yardımıcısı hariç diğerleriyle ilişkisini kesmiş. Kamuoyuna daha önce yaptığı açıklamalarda hakaret iddialarını reddeden dershanenin İl Eğitim Müdürlüğü´nden kınama cezası almasından sonra böyle bir yol islemesi akla bazı soruları da getiriyor:
aleviRAPOR şu soruların cevabını merka ediyor:
* Madem hakaret iddiası doğru değil, dershane şubesini niye kapattı?
* Madem hakaret iddiası doğru değil, niçin kınama cezası alındı?
* Madem hakaret iddiası doğru değil, Taylan Çakır´ın Alevi olduğu niçin sıkça dile getirildi?
Gelişmeleri yakından izlemeye devam edecek aleviRAPOR, dershanenin şubesinin kapatılmasını ve bu arada Taylan Çakır alehinde tazminat davası açılması arasındaki bağı da araştırmaya ve kamuoyu ile paylaşmaya devam edecek…
Özel Haber / aleviRAPOR

 

Alevi öğretmenin suç duyurusu 8 aydır işleme konulmuyor

İSTANBUL - Özel Kültür Dershanesi´nde ırkçı ve ayrımcı muameleye maruz kalıp işinden atılan Kürt-Alevi öğretmen Taylan Çakır´ın suç duyurusu 8 aydır hala işleme konulmadı. Dava açmak isteyen savcı sürgün edilirken, dershane Çakır hakkında iki tazminat davası açtı.

Taylan Çakır, biyoloji öğretmenliği yaptığı İnegöl Özel Kültür Dershanesinde Alevi olduğu için ırkçı ve ayrımcı muamelelere maruz kalarak işinden atılmıştı. ANF aracılığıyla kamuoyuna mağduriyetini anlatan Çakır´ın avukatı Eren Keskin de Ocak ayında İnegöl cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.

Suç duyurusuyla ilgili savcılık 8 aydır hiçbir işlem yapmazken, dershanenin Çakır hakkında açtığı tazminat davaları ise sürüyor. Oysa söz konusu dershane hakkında Çakır´ın şikayet dilekçesi üzerine Milli Eğitim inceleme başlatmıştı.

DERSHANEDEN İKİ TAZMİNAT DAVASI

Bursa Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü´nden Çakır´a gönderilen 17 Haziran 2011 tarihli yazıda, yapılan inceleme-soruşturma sonucunda Çakır´ın şikayetinin haklı bulunup 16 Mayıs 2011 tarihli raporda Özel Kültür Dershanesi Müdürü Abdulkadir Yaman´ın kınama cezası ile cezalandırılmasının uygun olacağı teklifi yapıldığı bildirilmişti.

Raporun ardından İnegöl şubesini kapatmak zorunda kalan dershane ise vakit geçirmeden Çakır hakkında biri İstanbul Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi´nde diğeri ise Bursa Merkez 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde olmak üzere toplam 10 bin TL´lik iki tazminat davası açtı.

OLAYIN SORUŞTURAN SAVCIYA SÜRGÜN!

Bu arada Taylan Çakır´a yapılan ırkçı uygulamaları soruşturan İnegöl Cumhuriyet Savcısı Burcu Akkuş Göl´ün Elazığ´a tayin edilmesinden sonra yerine Savcı Alpaslan Ağcakale getirildi. Yeni savcısı ise Çakır´ın şikayetçi olmasına ve bu şikayetini destekleyen tanık raporları bulunmasına, Milli Eğitim´in de dershaneyi hatalı bulmasına rağmen Özel Kültür Dershanesi hakkında dava açmamakta ısrar ediyor.

TAYLAN ÖĞRETMEN ŞAŞKIN…

Hem hakarete uğrayan hem işinden olan hem de tazminat davasıyla karşı karşıya kalan öğretmen Taylan Çakır ise şaşkın. Dershaneden sonra bir de yargıdan kıskacında olan Çakır, “Milli eğitim kınama cezası talep ediyor, tüm tanıklar ortada ve ben mağdur durumundayım, neden hala dava açılmıyor?” diye sitem etti

Ocak ayından beri davanın açılması için bekleyen Çakır´ın avukatı Eren Keskin ise bir türlü açılmayan davanın bilinçli bir şekilde sürüncemede bırakıldığına dikkat çekti. Çakır olayında açık bir ayrımcılığın söz konusu olduğunu hatırlatan Keskin, “Dosyada bu ayrımcılığa yönelik önemli tanıklar var. Milli Eğitimin de dershane hakkında kınama cezası verilmesi konusunda bir görüşü var. Bütün bunlara rağmen savcının dosyayı sürüncemede bırakması son derece dikkat çekici” dedi.

ANF NEWS AGENCY

 

Yargı Kürt Alevi kimliğine hakareti onayladı

ZEYNEP KURAY-ANF


İSTANBUL - ''Aleviler ve Şiiler sapıktır. Alevi biriyle çalışıp günaha girmek istemiyoruz'' denilerek hakaretlere maruz kalıp işinden atılan Alevi öğretmenin davası hakkında savcı 'delil ve emare yetersizliğini' iddia ederek kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi.

Bursa İnegöl Özel Kültür Dershanesi´nde ırkçı ve ayrımcı muameleye maruz kalarak işinden atılan Kürt-Alevi öğretmen Taylan Çakır bu kez yargı tarafından mağdur edildi. Çakır´ın dava başvurusunda Milli Eğitim Bakanlığı'nın dershane yöneticileri hakkındaki kınama cezası teklifine ve tanık ifadelerine rağmen İnegöl Cumhuriyet Savcısı Alpaslan Ağcakale, delil ve emare yetersizliğinden kovuşturmaya gerek olmadığına karar verdi.

Kürt-Alevi öğretmen Taylan Çakır önce ırkçı hakarete maruz kaldı, 9 ay boyunca işleme alınmayan suç duyurusu süreci boyunca dava açmak isteyen ilk savcı sürgün edildi. İşinden atılan öğretmen hakkında dershane iki ayrı tazminat davası açtı. Bunlara İnegöl Cumhuriyet Savcısı Alpaslan Ağcakale´nin delil ve emare yetersizliğinden kovuşturmaya gerek olmadığı yönündeki kararı eklendi. Karara Yalova Ağır Ceza Mahkemesinde itiraz etmeye hazırlanan Çakır´ın avukatı Eren Keskin, kararın tamamen taraflı olduğunu, Kürt ve Alevi kimliğine yönelik hakaretin onaylanması anlamına geldiğini, buradan da aynı sonuç çıkması halinde AİHM´e gideceklerini duyurdu.

2009-2010 öğretim yılında İnegöl Özel Kültür Dershanesinde çalışmaya başlayan Öğretmen Taylan Çakır dershane müdürü Abdülkadir Yaman ve öğretmenler tarafından ayrımcılığa maruz kalmıştı. Olaylar, Dershane Müdürü Yaman´ın Kutlu Doğum haftasında dua okumasını zorunlu kılmasıyla başlamıştı. Çakır duaları bilmediğini ve inancı gereği duaları okumayacağını söylemesiyle dersahane müdürü tarafından hakaretlere maruz kalmıştı.

İŞİNE SON VERİLDİ

Hüseyin Erkut isimli öğretmen ise Taylan Çakır´a, “Tuncelililer şerefsiz oluyor, Alevi ve Kürt oldukları için sürekli isyan ediyorlar” diyerek ağır hakaretlerde bulunmuştu.

Yine dini kitap satmak için gelen bir yayınevi temsilcisi Çakır´ın kitap almak istememesi üzerine “Aleviler sapık olur” demişti.

Bütün bu ırkçı ve ayrımcı hakaretlere maruz kalan Öğretmen Çakır daha sonra “huzuru ve öğretmenler arasındaki sinerjiyi bozduğu” gerekçesiyle işine son verilmişti.

EREN KESKİN: “GEREKİRSE AİHM´E BAŞVURACAĞIZ”

Avukat Eren Keskin ise dosyada yer alan tanık ifadelerine ve Milli Eğitim Müdürü´nün dershane yetkilileri hakkında kınama cezası teklif etmesine rağmen, savcının vermiş olduğu “kovuşturmaya yer yok kararı”nın düşündürücü olduğunu vurguladı. Keskin, “Kuvvetli suç şüphesini ve Milli Eğitim Müdürlüğü´nün yapmış olduğu soruşturmayı hiç dikkate almayan savcılığın takipsizlik kararı vermesi son derece taraflıdır” dedi.

10 Ocak 2011 tarihinde İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını hatırlatan Keskin, dosyanın 8 Ağustos 2011 tarihinde yine incelenmeden kapatıldığını vurguladı. İnegöl Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen bu kararın Kürt ve Alevi kimliğine yönelik hakaretin onaylanması anlamına geldiğine dikkat çeken Keskin, “Şimdi okullarda ayrımcılık karşıtı dersleri okutacaklarını söylüyorlar. Ama bir taraftan da bu ayrımcılığı yargıya bile taşıyorlar. Halbuki bunun yerine eğer dava açılmış olsaydı bu bir örnek teşkil ederdi ve belki de artık işyerlerinde, okullarda böyle ayrımcılıkların önüne geçilebilirdi” dedi.

14 Eylül itibariyle Yalova Ağır Ceza Mahkemesinde karara itiraz edeceklerini aktaran Keskin, eğer Yalova Ağır Ceza Mahkemesi kararı bozmaz ve İnegöl Savcısını destekleyen bir karar verirse hemen AİHM´e başvuracaklarını söyledi.

ANF NEWS AGENCY