Dersim'in gizli raporu yayınlandı

Konu, 'Haberler ve Yorumlar' kısmında prkacin tarafından paylaşıldı.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    [​IMG]

    Türkiye tarihinin karanlık noktalarından birisi olan Cumhuriyet’in Dersim politikaları 'Dersim Raporu' ile açığa çıkıyor. [​IMG] Kurtuluş Savaşı komutanlarından Orgeneral İzzettin Çalışlar’ın kitaplığından çıkan, yazarı ve yayım tarihi tam olarak bilinmeyen ancak “gizli”, “kişiye özel” ve “kayıt altında” sadece 100 adet basılan 'Dersim Raporu', Türkiye tarihinin karanlık noktalarından birisi olan Cumhuriyet’in Dersim politikaları hakkında etraflı bir bilgi sunuyor.

    Osmanlı’dan itibaren sorunlu bir bölge olarak görülen Dersim’de yaşanan ayaklanmaları, bunlara karşı girişilen askerî harekâtları, hükümet tarafından alınan önlemleri ve o günlerden raporun yazıldığı tarihe kadar konuyla ilgili olarak hazırlanan raporların hemen hepsini bir araya getiren kitap yakın tarihe ışık tutuyor.

    Dersim’de ve civarında yaşayan aşiretlerin ve üyelerinin ayrıntılı bir içeriğini sunan rapor, “eşkıyayla mücadele” adı altında aslında o günlerden günümüze uzanan bir zihniyeti de ortaya koyuyor: Zorunlu göçten köyleri yakmaya, aşiretleri uçaklarla bombalamaktan adli, kültürel ve ekonomik tedbirlere uzanan “Türk olduklarını unutan”(!) bölge insanına Türklüklerinin yeniden hatırlatılmasına dayanan yıkıcı, kıyıcı, ulus-devlet inşasına yönelik bir zihniyeti… Dersim’e yönelik çeşitli tarihlerde yapılmış harekâtların askerî planlarını da barındıran bu rapor, dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’ın “Dersimli okşanmakla kazanılmaz” ifadeleri düşünüldüğünde, bölgede onyıllardır akan kanın kökenlerini anlamak isteyenler için de önemli bir kaynak.
    Haber: Ntvmsnbc
     
  2. ero

    ero Daimi Üye

    iletin için sonzuz teşekkürlerCOŞKUN...

    bir DERSİMLİ olarak bu tür yazılara resimlere vede türkülere her denk geldiğimde(ki tüm dersimliler aynı hissiyata sahip olduğumuzu düşünürüz) yüreğimde bir volkan patlar..

    hatırlarımda küçüklüğümüzde, büyüklerimize dersim olayları ne demek oluyor diye sorduğumuzda, bize anlatmak istemezlerdi..
    kim bilir belki yaşanan acıları anlattıkça yaralarının deşilmesi istemezlerdi, belkide gelecek nesilleri, geçmişi olası sahiplenmeden kaynaklanacak tehlikeye karşı korumak adına, unutulup gitmesi için anlatmazlardı...

    LAKİN BİZ DERSİMLİLER: NE TARLALARIMIZA ATILAN KİMYASAL BOMBALARI UNUTTUK, NE EVLATLIK VERİLEREK KİMLİKLERİ DEĞİŞTİRİLEN KAYIP KIZLARIMIZI, NE KİMLİĞİMİZDE YAZAN TUNCELİ YAZISINA BURUŞTURULAN YÜZLERİ, NEDE YOK EDİLMEK İSTENEN HAYAT FELSEFEMİZİ...
    KARDEŞLİK KURTULUŞ OLACAKSA, YA ÜLKE OLARAK OLACAK, YADA BİRBİRİMİZLE UĞRAŞMAKTAN HİÇ OLMAYACAK..
     
  3. MUHAMMEDALİ

    MUHAMMEDALİ Daimi Üye

    Yahu siz kimden yanasınız anlamıyorum, Dersim sorumlusu bildiğiniz gibi "İsmet İnönü" gavurudur. Ve Fevzi Çakmakla arası çok kötüdür. Biraz tarih okuyun...
    BİLİYORSAN KONUŞ ALİM SANSINLAR
    BİLMİYORSAN SUS ADAM SANSINLAR
     
  4. ero

    ero Daimi Üye

    muhammedali arkadaşım "BİLİYORSAN KONUŞ ALİM SANSINLAR
    BİLMİYORSAN SUS ADAM SANSINLAR" satırını buraya yazmakla yukarıda yazılanların yalan yanlış beyan olduğunu savunur gibisin diyecem ama sende zaten sorumlusu olarak inönüyü göstermişsinki; sorumlular arasında olduğu bir gerçektir..

    inönü ile çakmak ve karabekir taraflarının anlaşmazlıkları olduğunu zaten biliyoruz..kimbilir belki de bu konuda fikirdaştılar..
    yalnız çakmakın bölgede yaşanan olaylar üzerinde emri ve harekatının olduğu hakkında bir bilgi sahibi değilim.. senin bilgin varsa detaylı bir şekilde paylaşırsın diye umuyorum..
     
  5. MUHAMMEDALİ

    MUHAMMEDALİ Daimi Üye

    "O bölgeye ayıracak zaten fazla para yoktu. Yani ülkenin olanakları bu kadardı ancak, özellikle de fazla yatırımdan kaçınılırdı. 'Bunları uyandırmamalıyız, yol yaparak, okul yaparak milliyet hissi uyandırılmamalı' yaklaşımı egemendi. Fevzi Çakmak, 'ne okulu bunların cahiliyle baş edemiyoruz, okumuşu ile nasıl baş edeceğiz' demişti". Bu sözler 1932-1948 arasında emniyet teşkilatında görevler alan, 1965-1978 arasında ise aralıklarla dışişleri bakanlığı yapan İhsan Sabri Çağlayangil'e ait.
    Sabri Çağlayangil kim?
    Dersim isyan önderi Seyit Rıza yakalanmış, Elazığ'a götürülmüştü. Jandarma karakolu yanındaki meydana getirildiğinde sonradan Dışişleri Bakanı olan Sabri Çağlayangil'e döndü. Sehpaları görünce durumu anlamıştı. Çağlayangil'e 'Sen Ankara'dan beni asmak için mi geldin?' diye sordu. Sorusu yanıtsız kaldı. Son sözü soruldu. 'Kırk liram ve saatim var, oğluma verirsiniz' dedi. Sonra meydana çıkarıldı. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama O, meydan insanla doluymuş gibi sesizliğe ve boşluğa hitap etti: 'Evladı Kerbela'yız. Günahsızız. Ayıptır. Zulümdür. Cinayettir.' Sözleri meydanda yankılandı. Söyleyeceklerini bitirdikten sonra dimdik yürüdü, kendisini asacak celladı itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağıyla tekme vurdu..
    Ekserriyeti zındık dolu olan CHP, anlaşılıyor ki, "OYLARIMIZA MUHTAÇ OLDUĞU" için bu iğrenç katlin yükümlülüğünü "ŞEF"leri İsmet İnönü'den nefret ettiği, alevi olmasa da hak, dindar bir müslüman olan Fevzi Çakmak'a yıkmak istemiştir. Gelgelelim, ne yazık ki bu seneki verdikleri "fire"ye kadar bunu başarabilmişlerdir.
    Fevzi ÇAKMAK devlet yönetiminde öyle görünse de pek etkin, hatta hiç etkin değildir. bu da onun ayıbıdır. ordu o zaman bırak şimdiki gibi "cunta"yı başbakana sesini bile yükseltebilecek bir durumda değildir. Zaten İsmet'in istediği ordu da tam da böyledir. İsmet o kadar egoistti ki batı cephesindeki Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele'yi tayin ettirip kendisi tek muzaffer olmak istedi, ama eline yüzüne bulaştırıp, kaybedince (Eskişehir-Kütahya) milli mücadelenin daha geç sonuçlanmasına sebep oldu.
    Komutanın verdiği yanlış bir emirden asker sorumlu tutulamaz.
    Tabii Ulu Önder'in o dönem (37-38 )ciddi sağlık sorunlarından ötürü yötenimde en aktif kişinin İsmet olduğunu hatırlatırım.
     
  6. ero

    ero Daimi Üye


    ******************

    muhammedali arkadaşım işte bak şimdi bu yazdıklarının tamamına katılıyorum..

    sadece bi yerde düzeltme yapmak istiyorum oda; seyit rıza binlerce dersimlinin arasından yakalanmadı, aracı aşiret ağalarının "gel atatürk ile görüş" baskılarını kabul ederek önce erzincan dolaylarına gelerek yetkili komutanlar ile temas sağlanmış: ancak ilk temasta ellerine kelepçenin takılması ile kendisi ile görüşme yapılma***** direkt yargılanacağını anlamıştır..

    olayların az çok bu safhaya geleceğini anlayacak kadar zeki olan SEYİDİMİZ, evvelden ingiliz kraliyet yetkilerine bir mektup yazarak araya girmelerini ve bir insanlık dramının yaşanmaması için arabulucu olmalarını talep etmiştir..

    seyidin bu mektuptaki ricalarını, ingiliz sever ve iç düşman gibi göstermeye çalışan milliyetçilikten bi haber faşist zihniyetler, seyidi dışarı ile bağlantılı biri gibi göstermeye çalışmışlardır..

    ayrıca yaşanan olaylardan atatürkün haberinin olup olmamasını da herkese şu soruyu sorarak yanıtlamak istiyorum..

    demenan aşiretine mensup kadın kız çocuk yhaşlı genç herkesin hayatlarını korumak için sığındıkları laç deresi ve kırmızı dağ mağaralarını ilk pilotluk deneyimi ile bombalayan SABİHA GÖKÇENin döndüğü eskişehir havaalanında ATATÜRKten aldığı madalyanın(ki bu madalya takısının fotoğrafları internette dolaşmaktadır) sebebi nedir ?

    BİZ DERSİMLİLERİN AMACI BU KONULAR İLE GEÇMİŞTEKİ ACILARI KAŞI***** YENİDEN KANATMAK DEĞİL, YAPILAN HAKSIZLIĞI ZÜLMÜ CİNAYETİ BİRİLERİNİN GÖĞSÜNÜ GERE GERE DEVLET ADINA KABULLENMESİDİR..

    BU ACIMIZ KABUL EDİLDİĞİ ZAMAN ERMENİ HÜKÜMETİ GİBİ TAZMİNAT İSTEYECEK DE DEĞİLİZ, AYRI TOPRAK İSTEYECEK DE DEĞİLİZ..

    TEK SORUN, BİRBİRİMİZE KARŞI NE KADAR DÜRÜST DAVRANIYORUZ..

    NE KADAR GERÇEKÇİYİZ..

    BUĞÜN TÜM DÜNYA NASILKİ ALEVİ TOPLUMUNA KARŞI BİR HAKSIZLIKTA GÖRÜŞBİRLİĞİNE VARABİLMİŞSE BU KONUDADA FİKİRDAŞ OLMAMIZ GEREKİYOR..

    KENDİNİ REALİST GÖREN HERKESE SAYGILAR..
    ERHAN
     
  7. MUHAMMEDALİ

    MUHAMMEDALİ Daimi Üye

    tabi görüşme yalanıyla götürüldü can uzatmak istemedim sadece sonuçta yakalayıp idama götürdüler kısalttım biraz
     

Sayfayı Paylaş