seyduna

Konu, 'Üye Şiir Köşesi' kısmında TUTKUCAN tarafından paylaşıldı.

  1. TUTKUCAN

    TUTKUCAN Daimi Üye

    (Yitik öyküdür)
    Tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan
    İki ayrı yürekte durmadan kanayan
    Seyduna’yla Şahrud
    Yüreklerin akarken bıraktığı izi
    Birbirlerinin gözlerinde aradılar.
    Yoktu.
    İki iklim farkıydılar
    Ne zaman göz göze değseler
    Yangın çıkmayacak denli uzaktılar.
    Yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı
    Üçüncü bir kente düşmüş suretleri

    Şahrud gökyüzü geliniydi.
    Yüzüne bulut inse dolardı masal gözleri.
    Bir solukluk rüzgarda bile
    Usul usul kanardı gelincik bedeni.

    Seyduna yeryüzü cehennemi.
    Ölüm, çağrılı uçurumlarda sınardı sevdasını
    Yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı,
    Onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi.

    İki iklim ayrıldılar.
    “Ya Şahrud!” dedi Seyduna
    “Gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm.
    Ardına bakma, gözyaşımla vurulursun.
    Su gibi git.”

    Şahrud’un yüzüne keder mayın gibi durdu.
    Ve zaman gözlerinin su yeşilinde kuruldu.
    Hüzün bir Buda heykeli gibi çırılçıplak,
    Yüzlerine oturdu.

    Rivayet odur ki,
    Şahrud vardığı denizlerde hala
    Seyduna türküleriyle uyanmakta,
    Seyduna, Şahrud’un gözlerinden kalan
    Masalla yaşlanmakta.
     
  2. nisan güneşi

    nisan güneşi Daimi Üye

    paylaşımın için teşekkürler tutkucan eline sağlık çok güzel.:)
     
  3. gülüş

    gülüş Daimi Üye

    güzel şiirdi
     
  4. nurcanselda

    nurcanselda Daimi Üye

    güzel bir paylasım abi tesekkürler..
     

Sayfayı Paylaş