Bağımsız Aday Olma Cesareti!

Konu, 'Serbest bölge' kısmında prkacin tarafından paylaşıldı.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Satılmışlar ile satılacakların partisi olmaya aday olmaktansa ilkeleri uğruna kaybedenlerin partisi partilisi ve seçmeni olmanın değerliliğini ve erdemini bizlere yaşatmanız dileği ile. Zafer KÖKVER



    Bağımsız aday olabilmek veya olmak bir siyasetçi için anlamı nedir? İnsanlar neden bağımsız aday olurlar diye düşündüm uzun uzun.

    Türkiye?de Partinin de, adayında bol olduğu her mahallenin her sokağından adayın fışkırdığı bu dönemde bağımsız kalma isteği, bağımsız aday olmak fikri bana ilk başlarda çok makul hatta cazip geldi..

    Ne güzeldir öyle bağımsızlık; kimseye hesap vermezsin, iktidar da bizim parti muhalefet de, artık yandaştı, partiliydi, parti ilkeleriydi diyen birileri yoktur başında.

    Bir kere senin Partinin İl başkanı yoktur, ilce başkanı yoktur, Milletvekili hiç yoktur.

    Hesap vereceğin, tek hesap vereceğin devlet millet gerisi sana kalmış yürü koçum kim tutar seni.

    Bildiğin inandığın ne varsa yapmak hem de özgürce yapmak; doğrusu kulağa hoş gelmiyor da değil hani.

    Fakat; seçim sistemini gözüm önüne geldi bir an. Türkiye Siyasi Partiler ile ilgili hükümler, seçimle ve seçilme ile ilgili anayasa hükümleri nedir. Bu yasalar bakımından siyasi olarak bağımsızlık aday bağımsızlığı nedir? Kanunlar bakımından seçilenlerin özellikle bağımsız seçilenlerin durumu hakları nedir diye araştırdığımda çok ilginç şeyler ortaya cıktı.

    Türkiye?de seçilme ve seçme hakkına haiz Türk Vatandaşı; Milletvekilliği, Belediye Başkanlıkları için siyasi bir partiden aday olabilirken aynı zamanda bunların dışında da bağımsız aday olabiliyorlar.

    Muhtarlar ise sadece bağımsız aday olarak aday olabiliyorken yani muhtarlar herhangi bir siyasi partiden aday olamıyorlar.

    Bunların dışında kalan ve aynı seçim de seçilen Belediye Encümenleri ise yalnıza bir siyasi partiden aday gösterilmeleri üzerine seçilebiliyorlar. Büyükşehir Belediye Encümenliği, İl ve İlçe Encümen adaylıkları bağımsız aday olunamıyor; çünkü amir yasa hükümleri gereğince seçilme şekilleri bakımından İl ve İlçeye göre o partinin o seçim bölgesinde aldıkları oy oranına göre seçiliyorlar.

    Hemen akla şöyle bir soru geliyor öyleyse bağımsız adaylar bakımından Belediyelerde işler nasıl yürütülüyor.

    Aslında belediyeler bir anlamda TBMM meclisinin küçüğünü andırıyor. Belediyelerde oluşan meclislerin doğal olarak başı, Başkanı, Belediye başkanı; encümene seçilen ise bu meclisinin esas üyeleridir.

    Bu anlamda seçildikleri siyasi partiler göre de de Siyasi Parti Grubu olarak adlandırılabilirler.

    Belediye Başkanları bulundukları konum itibarı ile İl veya İl encümenlerinin yetkilerini bu kurumlardan aldıkları güç ve izne tabi olarak kullanırlar. Yani belediye encümeninden geçmeyen bir karar ve iş yapma yetkisi asla Belediye Başkanının yetkisinde değildir.

    Buradan çıkan anlam şu; belediye başkanını seçileçek yeterli oyu almak demek aynı belediyede de o kadar güçlü söz sahibi olmak anlamına da gelmiyor.

    Yani Hem Belediye Başkanını Seçmek Hem de Encümeni aynı partiden oluşturmak gerekiyor. Bu temel prensip bir belediyede güç sahibi olabilmek için.

    Gerçi belediye başkanını bir partiden aday gösterilerek seçilmiş olması ve belediye başkanı seçilmesiyle şekillenen kontenjanları birlikte o belediye meclisinde çoğunluğun otomatikman sağlanması anlamına gelse de; iş bağımsız adaya gelince bu durum ve şekil bir anda hayli farklı olarak yeni belediye başkanı aleyhine değişiyor.

    Bağımsız belediye başkanı başkanı olduğu belediye meclisinde tek bağımsız üye olmanın nedeniyle; aslında bir durum hiç de iç açıcı olmadığını ilk meclis toplantısında idrak ediyor. Yani bağımsız aday olmak siyasi kimlikten kurtulmak bütün siyasi partilere aynı mesafede yakın olmak anlamına gelmiyor tam tersi burada yani belediye meclisi desteğini almadan belediye başkanı olunamayacağı bir anlamda da ortaya çıkıyor.

    Başkan Vekili seçiminizden divan üyelerinin seçimine sair yüzlerce, hatta binlerce konuda meclisin karar çoğunluğunu ardına almayan bir Belediye başkanın yapacağı hiçbir şey olmadığı ortaya çıkıveriyor. Başkanın maaşını bile belirleyen yerin Belediye Meclisi olduğunu düşünülürse encümende çoğunluğun ve çoğunluk gücünün ne anlama geldiği daha iyi anlaşılır.

    Peki, düne kadar bağımsız olarak seçilen belediyelerde Bağımsız belediye başkanları işlerini nasıl yürüttü diye bir soru aslında tamda konunun içine yani arı kovanına çomak sokma ile aynı anlamda karşımıza cevaplanması gereken bir soru, kaos olarak çıkacaktır.

    Siyasi partiler kendi saflarında iken karşı saflara geçenlere verdikleri adlar herkesçe bilinene sıfatlarda dır. Bunu niye söylüyorsun derseniz.

    Kime sorsanız alacağınız cevap aşağı yukarı aynı olacaktır.

    Kardeşim bu iş herkesçe biliniyor bu işler birkaç dönek olmadan olmaz. Muhakkak bir iki dönek olacak. Olacak ki iş yürüsün çark dönsün.

    Yâda aklıselim bir iki kişi olacak ki bu işler yürüsün yoksa yürür mü diyebilme sözde erdemini gösterebilen.

    Yok, bizde olmaz olmadı diyorsanız geçmiş dönemde bağımsız belediye başkanın kolunun kanadının altında kim vardı ona bakın.Cevap orda duruyor.

    Diyelim ki evet münferit de olsa böyle olaylar olmuştu.

    Peki, madem böyle bir durm var. Burada bir soru sorumak bir seçmen olarak hakkımız değimli.

    Ne tür bir önlem aldınız.

    Bu dönekleri satıcları yine bu seçimlerde de partinizin adayı olarak gösterdiniz mi, yoksa bu secimde onları aday olarak göstermeyip cezalandırdınız mı ibret olsun diye?

    Bu döneme ilişkin olarak partinizin adayı kazanamasa da o il veya ilçede belediye meclisinde çoğunluk partisi olarak bağımsız belediye başkanının seçim vaatleri karşı kendi parti vaatlerinizi ve ilkelerini yaşama geçirme anlamında bir çalışma bir planınız var mı?

    Yoksa seçim sonunda adaylarınızı belediye encümeninde serbest bırakmayı düşünüyor musunuz?

    Veya adaylarınız her seçilene kadar mı diye düşünüyor bu konuda bir parti kararı ilkesi var mı?

    Bence bu işte bir etik eksikliği, bir yemin bir andın bir siyasi bağlılığın eksikliliği var ise bu eksiklik konusunda ne yapmayı düşünüyorsunuz.

    Bu husus bir an önce topluca ve tüm adayların katılımı ile önce bir etik duruş bir etik duruşu belgeleyen andın altına imza atılması ile bence en uygun ve çağdaş şeklini alacaktır.

    Satılmışlar ile satılacakların partisi olmaya aday olmaktansa ilkeleri uğruna kaybedenlerin partisi partilisi ve seçmeni olmanın değerliliğini ve erdemini bizlere yaşatmanız dileği ile.



    Zafer KÖKVER
     
  2. nafizyilmaz

    nafizyilmaz Daimi Üye

    ÇOK DOĞRU YAZMIŞ ZAFER ZAFER KÖKVER AYNI ZAMANDA BENİM BABAMIN HALASININ TORUNU OLUR TÜRKİYEDEKİ KİRLENMİŞ SİYASET MALESEF BU CANLAR SAĞOLASIN ÇOŞKUN ÖNEMLİ BİR KONU AÇMIŞSIN
     

Sayfayı Paylaş