GÜNDEM DEN BAZI HABERLER (18 SUBAT)

Konu, 'Güncel Olaylar' kısmında prkacin tarafından paylaşıldı.

  1. prkacin

    prkacin Super Moderator

    AİHM'de kritik dokunulmazlık duruşması



    Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması için AİHM?de kritik viraja girildi.

    Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması için AİHM?e giden CHP Konya milletvekili Atilla Kart?ın davası kritik bir viraja girdi. Kart?ın, başvurusunun kabul edilmesi sonrası, 4 Mart günü de AİHM?de ilk duruşma yapılacak.

    AİHM?den ??Dokunulmazlıkların kaldırılması ve hakkında iddia olan milletvekillerinin yargılanması?? yönünde karar çıkarsa, Türk hukuk sistemi ve TBMM iç tüzüğünün buna uyarlanması gerekecek. Duruşmaya bizzat katılacağını ve 19 sayfalık savunma yapacağını belirten Kart, AİHM?de 17 kişilik Mahkeme heyetine anlatacaklarını GAZETEPORT ile paylaştı ve şunları söyledi:

    HÜKÜMET SAMİMİYETSİZ: Yapılacak duruşmaya hükümet görevlileri de geniş bir kadroyla gelecek. Dışişleri ve Adalet Bakanlığı ile Meclis başkanlığından gelecek olan ve muhtemelen 12-13 kişilik kadro orada olacak. Ben sadece avukatımla duruşmaya katılıyorum. Savunmamı bizzat ben, Türkçe yapacağım. Duruşmada, hükümetin dokunulmazlığın sınırlandırılması konusundaki samimi ve dürüst olmayan uygulamalarını anlatacağım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi merkezli Hükümet kadroları hakkındaki yüz kızartıcı nitelikte olan yargılama dosyalarından zorunlu olarak söz edeceğim.

    TALİMAT VAR: Dokunulmazlık dosyalarının ertelenmesi şeklen Parlamento işlemidir. Ancak, işin özünde hükümet talimatı yatmaktadır. Çünkü, dokunulmazlığının kaldırılması istenen kişiler arasında Başbakan ve bazı bakanlar da vardır. Dosyalar yüz kızartıcı iddialar içermektedir. Böylece ortaya bir hükümet profili çıkmaktadır. Ben, o profilde yer almadığımı kanıtlamak için, dokunulmazlığımın kaldırılmasını istiyorum. Oysa hükümet buna da yanaşmıyor. Çünkü, benim hakkımda yargılama yolu açılırsa, sıra hakkında yolsuzluk iddiaları bulunan AKP milletvekillerine de gelecektir.

    HAYRET ETTİLER: Bir devletin cumhurbaşkanından başlayarak, yönetim kademelerinin önemli bir kesimi hakkında yüz kızartıcı nitelikte onlarca dosyanın olmasını o mahkeme heyetinin hayretle ve dehşetle izlediğini gördüm. Yani onlar da bunu tasavvur edemiyorlar. Bu tabi Türkiye cumhuriyeti yurttaşı olarak üzücü bir tabloydu. Ancak, yüksek mahkemenin tespiti, Türkiye?deki dokunulmazlık uygulamasının yolsuzlukları oluşturan temel sebeplerin başında geldiğidir.

    HUKUK DEVLETİNE İNANÇSIZLIK: Dokunulmazlıklar, şu haliyle suçlular için bir zırh olarak kullanılmaktadır. Kanun kaçakları, TBMM?de himaye edilmektedir. Bu hükümet, bürokratlara suç işlettirip sonra da koruma altına alan bir anlayışa sahiptir. Dokunulmazlığı kaldırılmamasının gerekçesi de budur.

    ONAMA KARARI ÇIKARSA: AİHM?den onama kararı çıkması halinde, Meclis?in dokunulmazlıklarla ilgili yasal mevzuatı düzenlemesi gerekiyor.İçtüzüğün somut hale getirilmesi noktasında hem hükümete, hem de TBMM başkanlığına başvuracağım. AİHM?in verdiği kararlar, Türk hukuk sistemi içinde uygulanması zorunlu kararlardır. Bunları hükümet savsaklayabilir ama, AİHM kararlarını denetleme mercii olan Bakanlar Komitesi?ni devreye sokacağız. Başbakan ve hükümetinin kaçışı olmayacaktır.

    Habercem
     
  2. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Turhan Çömez hakkında ilginç iddia



    Ergenekon soruşturmasında aranan eski AKP milletvekili Turhan Çömez hakkında ilginç iddia.

    AKP eski Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in İngiltere'ye "oturma izni" başvurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Sabah Gazetesi'nin haberine göre, Çömez İngiltere'deki oturma izni başvurusunu "Turhan Gomez" ismiyle 31 Aralık 2008 tarihinde yaptı. Çömez'in, İngiliz İçişleri Bakanlığı bünyesindeki İngiltere Sınır Ajansı'na yaptığı başvuru şekil yönünden uygun görüldü. Ancak oturma izni alıp almayacağı İngiliz İçişleri Bakanlığı'nın yapacağı değerlendirmeden sonra netleşecek.

    ÜÇ ŞEHİR ARASINDA

    Çömez'in yurtdışında bulunduğu süre içinde özellikle Londra, Petersburg ve Moskova'da bulunduğu belirlendi. Çömez'in yurtdışındaki bağlantıları sağlayan kişiler ise Metin (Türk), Andrey (Rus) ve Azat (Azeri). Rus vatandaşı Andrey'in aynı zamanda Ergenekon tutuklusu emekli tuğgeneral Levent Ersöz'le de sıkı ilişki içinde olduğu ileri sürülüyor.

    İNGİLTERE'YE GİTTİ, OTOBÜSTE GÖRÜNTÜLENDİ: Haziran 2008'de dil öğrenimi için İngiltere'ye giden Turhan Çömez hakkında Temmuz 2008 tarihinde arama kararı çıkarılmıştı. Eylül 2008'de İngiltere'de bir kafede ve otobüste görüntüleri ortaya çıkan Çömez'in yanındaki kişiye söylediği "karşıya nasıl atlarız?" sözlerinden Amerika'ya kaçmayı düşündüğü öne sürülmüştü.

    ÜÇ ŞEHİRDE DOLAŞIYOR: Çömez'in özellikle Londra-Petesburg ve Moskova şehirlerinde bulunduğu istihbarat bilgilerine yansıdı. Ergenekon tutuklusu emekli tuğgeneral Levent Ersöz'le bağlantısı olduğu ileri sürünen Çömez'in, Ersöz'ün Ankara Özel 100. Yıl Hastanesi'nde yakalandığı 15 Ocak 2009 tarihinde Moskova'da olduğu belirlenmişti.

    ERSÖZ BAĞLANTISI

    BAĞLANTILARI MEÇHUL ÜÇLÜ SAĞLIYOR: İngiltere'de oturma izni başvurusunda bulunan Çömez'in yurtdışındaki temaslarını Metin (Türk), Andrey (Rus) ve Azat (Azeri) isimli kişilerin sağladığı belirlendi. Bu isimlerden Azeri vatandaşı Azat'ın Türkiye'deki bazı isimlerle de bağlantılı olduğu şüphesi üzerinde duruluyor. Rusya vatandaşı Andrey'in aynı zamanda emekli tuğgeneral Ersöz'le de temasta olduğu öne sürülüyor.

    TALEBİ KABUL EDİLDİ

    OTURMA İZNİ BAŞVURUSU YAPTI: Ergenekon firarisi Turhan Çömez, 31 Aralık 2008 tarihinde İngiliz İçişleri Bakanlığı'na bağlı Londra'daki İngiltere Sınır Ajansı'na oturma izni başvurusunda bulundu ve başvuru talebi kabul edildi. Çömez'in "oturma izni" alıp almayacağı İngiliz İçişleri Bakanlığı'nın yapacağı değerlendirmeden sonra netleşecek.

    GOMEZ OLARAK BAŞVURDU İDDİASI: Turhan Çömez iddialara göre, yakalanmamak için başvuruyu "Turhan Gomez" ismiyle yaptığı belirtiliyor. Turhan Çömez'in başvuru formuna farklı bilgiler yazdığı, adres olarak da bir arkadaşına ait evi gösterdiği belirlendi.


    Haber: Sabah
     
  3. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Kemal Kılıçdaroğlu Kamer'in peşini bırakmıyor



    Kılıçdaroğlu Erdoğan'ın ailesiyle 'pırlanta' ortaklığı olan Kamer'le ilgli yeni belgelerin peşinde.

    Başbakan Erdoğan'ın oğlu ile gelininin Cihan Kamer?e ait Atagold firmasına ortak olduğunu ortaya çıkaran Kemal Kılıçdaroğlu, şimdi de doğalgaz alım kontratlarının peşine düştü.

    Kılıçdaroğlu?na gelen bir bilgiye göre, Cihan Kamer doğalgaz alım kontratı imzalayan firmalardan birinin de ortağı bulunuyor. Bir süre önce, BOTAŞ'ın elindeki Rus Gazprom'la imzalanmış doğalgaz alım kontratları, özel sektöre devredilmişti. Bunun 2,5 milyar metreküpünü alan Enerco firmasının ortakları arasında Cihan Kamer?in de bulunduğu öne sürüldü.

    "BENİM İÇİN GAZ İŞİ BİTMİŞTİR" DEMİŞTİ

    Enerco firmasının arkasında Atasay Kuyumculuk'un sahibi Cihan Kamer?in bulunduğu öne sürülürken, bu konuda daha önce de iddialar gündeme gelmiş ve Cihan Kamer ??Enerco'yu ve sahibi Fatih Baltacı'yı yakından tanırım. 'Doğalgaz kontrat ihalesine birlikte girelim' dedi ama kabul etmedim. Açıkça niyetim vardı. Ama şansımı yitirttiler. Kontrat devri ile ilgilendim ve resmi olmasa da temaslarda bulundum. Ama ben her noktada bir adım atmak istediğimde engelleme ile karşı karşıya kalıyorum. Benim için gaz işi bitmiştir?? demişti.

    DOĞAL ALIMINDA DEĞİŞİKLİK

    2006 yılında çıkartılan bir kanun gereği BOTAŞ'ın elindeki Rus Gazprom'la imzalanmış doğalgaz alım kontratlarının, özel sektöre devrinin önü açıldı. Rusya'dan alınan ve alınacak gazın yılda 4 milyar metreküplük kısmına ilişkin kontratlar ise açılan ihaleler yoluyla dört şirkete devredildi. Bunun 2.5 milyar metreküpünü Enerco, 270 milyon metreküplük kısmını Bosphorus ortaklığı devraldı. Shell'e 500 milyon metreküplük, Avrasya'ya ise 250 milyon metreküplük ithalat yetkisi devredildi.

    Daha önce Rusya'dan doğalgaz ithal edip satma tekeli BOTAŞ'ın elindeydi. Şimdi ise BOTAŞ'ın mevcut hatları üzerinden yeni şirketler de gaz ithal etme hakkı elde etti. Kağıt üzerinde satıcı Gazprom oldu, alıcı ise BOTAŞ yerine firmalara geçti.



    Haber: Gazeteport
     
  4. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Zahid Akman hakkında çarpıcı polis raporu



    Deniz Feneri e.V. davasına RTÜK Başkanı Zahid Akman?la ilgili olarak yedi sayfa yer alıyor.

    Almanya?daki Deniz Feneri e.V. davasına konu olan soruşturma raporunda, RTÜK Başkanı Zahid Akman?la ilgili olarak yedi sayfa yer alıyor. Raporda, ?Akman?ın AKP tarafından RTÜK Başkanlığı?na atandığına? dikkat çekiliyor

    Frankfurt Bölge Mahkemesi, Almanya tarihinin en büyük bağış dolandırıcılığı olan Deniz Feneri e.V. davasına adı karışan RTÜK Başkanı Zahid Akman?ın peşini bırakmıyor. Milliyet?in ele geçirdiği soruşturma raporunda Akman?la ilgi olarak yedi sayfa bilgi ve suçlamalar yer aldı.
    14 kişilik özel soruşturma ekibinin, ?Ağır dolandırıcılık, kara para aklama, vergi ve sosyal prim kaçırma? başlığıyla verdiği raporda, ?Akman?ın AKP tarafından RTÜK Başkanlığı?na atandığına? dikkat çekiliyor, kuryelikleri, Almanya ve Türkiye?deki şirket ortaklık, iştirak ve yöneticilikleri anlatılıyor.

    Türkiye kamuoyundaki yoğun eleştiriye rağmen görevden alınmayan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan?ın izin vermemesi nedeniyle hakkında işlem yapılamayan Zahid Akman hakkında, Almanya?da halen 2 ayrı soruşturma yürütülüyor.
    2008 tarihli soruşturma raporunun Frankfurt Bölge Mahkemesi?ne sunulmasından sonra hukuken 17 Eylül 2008?de kesinleşmiş olan Deniz Feneri e.V. kararında, adı yöneticiler arasında geçen RTÜK Başkanı Dr. Aykut Zahid Akman?a ilişkin veriler, ?Deniz Feneri?nde 2. dalga? denilen diğer bir soruşturma ile OFWeG Kooperatifi dolandırıcılığı soruşturmalarında kullanılıyor. Frankfurt Savcılığı önümüzdeki aylarda, bu soruşturmalarla ilgili olarak dava açılması için başvuruda bulunacak.

    Ticaretle ilişkisi şaşırttı

    Frankfurt Emniyeti Mali Şube (K 31) Başkomiseri Alexander Böhm imzalı 405 sayfalık soruşturma dosyasında, ?Türkiye?nin RTÜK Başkanı?nın, Almanya?da radyo televizyon faaliyeti dışındaki birçok sermaye şirketi ve kooperatifle ne işi olduğu? sorusu gündeme getiriliyor.
    Dr. Aykut Zahid Akman?ın 17 Temmuz 2005?te AKP?nin önerisiyle RTÜK Başkanlığı?na atandığı anımsatılan soruşturma raporunda, zanlılar Firdevsi Ermiş, Gökhan Gürbüz, Mehmet Taşkan ile tanıklar Abdurrahim Vural ve Yusuf Kara?nın ifadelerine dayanılarak, ?Dr. Akman?ın Deniz Feneri bağlantılı şirketler hiyerarşisinde üst sırada görüldüğü, şirketlerin işleri ve özel nedenlerle 2003-2005 yılları arasında sık sık Almanya?ya geldiği? bilgisine yer veriliyor.

    ?Almanya?ya uğramaz oldu?

    Dr. Akman?ın Deniz Feneri e.V.?den 5 yıl 10 ay hapis cezası alan Mehmet Gürhan?ın Flörsheim?deki müstakil evinde ikamet eder göründüğü ve bir dönem Euro 7 şirketinin müdürü sıfatıyla alabildiği Almanya?da ikamet iznini uzatmadığı belirtilen soruşturma raporunda, Aykut Zahid Akman?ın Almanya?daki şirket ortaklıkları ve para kuryeliği anlatılıyor. Raporun 176. sayfasında, Zahid Akman?ın gayrı resmi (çifte) muhasebe kayıtlarına göre 2003-2005 yılları arasında kısmen Kanal 7 Başkanı Zekeriya Karaman ile birlikte 8 ayrı partide, toplam 1 milyon 278 bin euro nakit para taşıdığı belirtiliyor.

    25 Nisan 2007 tarihinde Dr. Akman?ın resmen kayıtlı bulunduğu Flörsheim?deki eve polis baskını yapılmış ancak, evde Akman yerine yine Kanal 7 Int televizyonunda çalışan spiker Bülent Över?in ailesiyle kaldığı belirlenmişti.
    Dr. Aykut Zahid Akman, halen devam eden soruşturmalardan dolayı gözaltına alınma tehlikesi bulunduğundan, daha önce sık sık geldiği Almanya?ya iki yıldır hiç uğramıyor.


    Alman Polisi, Milliyet?in ele geçirdiği 405 sayfalık Deniz Feneri e.V. soruşturma raporunda, fotoğrafını verdiği RTÜK Başkanı A.Z. Akman?a 7 sayfa ayırdı.

    Akman?ın şirket ortaklık ve yöneticilikleri

    Akman?ın RTÜK Yasası?nı ihlal anlamına gelen Almanya ve Türkiye?deki şirket hissedarlık, iştirak ve yöneticilikleri konusunda ?6350 Js 203391/06? dosya numaralı soruşturma raporunda belirtilen şirketler: Weiss GmbH, Euro 7 GmbH, Atlas GmbH, European C&M GmbH, Aktif Barter AŞ, Atlas Pazarlama Ltd., Beyaz Holding AŞ Beyaz İletişim AŞ, Reklam Medya İletişim Ltd., Yurt Haber Ajansı Ltd., Mepa Medya Pazarlama Ltd.
    [​IMG]
    Haber: Milliyet
     
  5. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Kılıçdaroğlu?ndan tek cümlelik Sevigen tavrı



    Kemal Kılıçdaroğlu Mehmet Sevigen hakkındaki yolsuzluk iddiaları konusunda kısa ve öz bir açıklama yaptı.

    AKP"li Şaban Dişli"nin istifasında önemli rol oynayan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen hakkındaki yolsuzluk iddiaları konusunda kısa ve öz bir açıklama yaptı: "Sevigen gereğini yapmalıdır"

    AKP"li Şaban Dişli"nin Silivri"deki bir arsanın imar sorununu çözme karşılığında 1 milyon dolarlık protokol imzaladığını ortaya çıkaran ve Dişli"nin istifasında büyük rol oynayan CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen hakkındaki yolsuzluk iddiaları için de, ?Sevigen gereğini yapmalı? dedi.
    Vatan gazetesi, ?CHP"li Sevigen"in, İstanbul Dikilitaş"taki 23 katlı Selenium Panorama Residans"ın arsa satışında yaptığı aracılık için 1 milyon 120 bin dolarlık "kâr payı protokolü" yaptığını? ortaya çıkardı. Protokole ilişkin belgeleri yayımlayan gazete, Sevigen"i muhalefetin ?Şaban Dişli"si? olmakla suçladı.

    "Partiyi etkiler"

    Milliyet gazetesini dün CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ile birlikte ziyaret eden Kılıçdaroğlu, önce televizyondan Mehmet Sevigen"in Ankara"da düzenlediği basın toplantısını izledi. Kemal Kılıçdaroğlu, Vatan gazetesinde Sevigen"le ilgili yayımlanan haber konusunda kısa ve öz bir açıklama yapmayı tercih etti.

    ?Her olumsuz olayın, siyasi partileri etkileyeceği açıktır? diyen Kılıçdaroğlu, Sevigen"le ilgili olarak, ?Sayın Sevigen gereğini yapmalı? diye konuştu.


    Haber: Milliyet
     
  6. prkacin

    prkacin Super Moderator

    İstanbul'u gelecekte ne bekliyor?



    İstanbul Anayasası Büyükşehir Belediye Meclis?inde kabul edildi. İşte eleştirilen çevre düzenlemesi.

    İstanbul?un ?anayasa?sı olarak nitelendirilen 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı, Büyükşehir Belediye Meclis?inde kabul edildi ama meslek odaları planı eleştiri bombardımanına tuttu. Belediye ise ?Plan çok daha korumacı? diye cevap verdi.


    İstanbul?da yapılacak tüm yatırım kararları ve planlamalar için temel referans olacak 1/100 bin ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı yapılan eleştirilere karşılık kabul edildi. Meslek odaları planın hazırlanması sırasında göstermelik toplantılar yapıldığını ve öneri ve eleştirilerinin dikkate alınmadığını belirtiyor. Eleştiriler su havzaları ve orman alanlarının tahrip edilme tehlikesi ve hükümetin aldığı kararların plana yön vermesi yönünde yoğunlaşıyor. Eleştirilen bir başka konu da planın yerel seçimlerden önce apar topar kabul edilmesi.

    PLANIN DETAYLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN



    PLAN NELER GETİRİYOR

    Planda Beşiktaş ve Beyoğlu ilçelerinin bulunduğu alan kentin merkezi iş alanı (MİA) olarak düzenlenmiş. Kadıköy, Üsküdar, Maltepe, Fatih ve Bakırköy kent içindeki birinci derece merkezler olarak belirlenmiş. Kentin doğu ve batı uçlarındaki ilçelerde de çekim merkezleri öngörülüyor.

    PLANIN DETAYLARI

    İstanbul Çevre Düzeni Planı, daha önce merkezi hükümetin duyurduğu bazı projeleri de içeriyor. Buna göre, Merkez Bankası?nın İstanbul?a taşınması tartışmalarında öne çıkan Ataşehir Finans Merkezi projesi planda yer alıyor. Planın hazırlıkları sürerken duyurulan Kartal kentsel dönüşüm projesi, Haydarpaşa Dönüşüm Projesi ve Zeytinburnu?ndaki yeni liman projesi (Zeyport) da yer alıyor. 2006 yılında hazırlanıp 2008?de iptal edilen önceki planda yer almayan üçüncü havaalanı da projeye dahil edilmiş. Yeni havaalanı için belirlenen yer Silivri? Daha önce İstanbul Üniversitesi?nin taşınması düşünülen Küçük Çekmece?de iki yeni alan daha üniversite alanı olarak ayrılmış. Planda üçüncü köprünün yapılmasına dair bir karar bulunmuyor.


    Uydu görüntülerinde İstanbul'un kuzeyinde yer alan ormanlar ve su havzaları ile buralardaki yapılaşma açıkça görülüyor.


    ÖNCEKİ PLAN İPTAL EDİLMİŞTİ

    Onaylanan plan uzun ve tartışmalı bir sürecin sonucu... Daha önce İstanbul Çevre Düzeni Planı için Belediye bünyesindeki BİMTAŞ içinde İstanbul Metropolitan Planlama Ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP) kuruldu ve çok sayıda şehir plancısı, planın tamamlanması için istihdam edildi. Süreç içinde meslek odaları ile toplantılar yapıldı ve plan 2006 yılında tamamlandı. Ancak odalar ve sivil toplum kuruluşları eleştirilerinin göz ardı edildiği ve plana yansıtılmadığı, planın plancılık ilkelerine be kamu yararına karşı olduğu ve planın hazırlanması ve onaylanmasında usulsüzlük olduğu gerekçeleriyle mahkemeye başvurdular. 2. İdare Mahkemesi Mayıs 2008?de hazırlanan planı usul yönünden iptal etti. Ancak karar usul yönünden alındığı için içeriğe yönelik bir karar verilmedi. Mahkeme kararından sonra protokol ve usul yönünden pürüzler giderilirken, eski plana oranla bazı değişikliklerle yeni bir plan daha hazırlandı. Bu revize plan da 13 Şubat günü onaylandı.

    Revize planın hazırlanması sırasında meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla toplantılar yapıldı. Ancak odalar daha önce olduğu gibi bu toplantıların da göstermelik yapıldığını, görüşlerinin alınmadığını ve içerik yönünden yaptıkları eleştirilerin devam ettiğini söylüyor. Belediye ise gerek usul gerekse de içerik yönünden gerekli düzeltmelerin yapıldığını, çevreye duyarlı ve İstanbul?un gelişmesine hizmet edecek bir planın oluşturulduğunu savunuyor.

    Erhan Demirdizen (Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı)

    İSTANBUL?UN ANAYASASI

    Çevre Düzen Planı İstanbul?un konut alanlarıyla, sanayi alanlarıyla, altyapısıyla, yollarıyla, ulaşımıyla, ormanlarıyla, su kaynaklarıyla, su rezervleriyle, bütün bu kararların hep beraber bulunduğu genel bir plandır. İstanbul?a ilişkin ne konuşuyorsak, ne tartışıyorsak, ne hayal ediyorsak, hangi projemiz ve beklentimiz varsa, hangi yatırımı yapmak istiyorsak, şehirde yaşayanlar hangi sorunları yaşıyorsa, kim ne hayal kuruyorsa bunlara karşılık gelen plan İstanbul Çevre Planı?dır. Herkesin temel rehberi ve referansı olan temel bir belgeden bahsediyoruz. Biz buna ?İstanbul?un anayasası? diyoruz. O kadar önemli bir konu.

    SÜRECİ DESTEKLEDİK AMA?

    Şehir Plancıları Odası açısından bakarsak, yeni planın yapılacağı duyurulduğunda oda olarak ilk önce İstanbul ile ilgili kapsamlı bir proje hazırlandığını düşündük. Pek çok meslektaşımızın ve oda üyemiz bu çalışmada yer alacaktı. Bu nedenlerle ilk başta çok olumlu baktık ve süreçten çok umutluyduk. Ama daha sonra yaşanan gelişmeler gösterdi ki burası, yöneticiler açısından tamamen denetimsiz, her türlü tartışmadan, her türlü görüşmeden uzak, hiçbir sorgulama, tartışma ve görüşme yapısını içerisinde barındırmayan özerk bir yere dönüştü.

    İŞİMİZİ GÖRELİM MANTIĞI VAR

    Başkanın verdiği özel bir yetki çerçevesinde çalışan gruplar var ama öbür taraftan da hem hükümetin hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi?nin yaptığı imar operasyonları var. Başbakan planlama süreci devam ederken üçüncü köprüyle ilgili açıklamaları yaptı, oysa o zaman Çevre Düzeni Planı son halini almamıştı. Ayrıca plan sonuçlandığında üçüncü köprünün olmayacağı anlaşıldı. Demek ki bu plan bir kenarda yapılsın, işimizi görelim anlayışı yerleşmeye başladı.

    Bunun yanı sıra, daha önce iptal edilen plan hazırlanırken hatırlanacaktır, Galataport, Haydarpaşa Limanı ve Dubai Kuleleri gibi tartışmalı pek çok önemli noktasal projeler gündeme geldi. Ancak İstanbul?da hayat devam ediyor. Yatırımlar ya da büyük ulaşım kararları rastgele alınıyor. Dolayısıyla planın içeriğiyle ilgili ciddi sıkıntılarımız oldu. Planı fazla esnek bulduk.

    SU HAVZALARI VE ORMANLAR TEHDİT ALTINDA

    Bunun yanı sıra en önemli eleştirilerimiz İstanbul?un su havzaları ile 2-B ve orman alanları ile ilgiliydi. 2-B ve su havzası alanlarındaki yapılaşmaya dair kesin bir karar alınmadı. Böylesine üst düzey planda buna dair bir karar getirilmesi, hiç olmazsa burada nasıl bir sürecin yaşanacağını, nasıl bir metodun benimseneceğini yer alması gerekiyordu.

    İstanbul?un yaşadığı su sorunu ortada. İstanbul?un su havzalarının muhakkak korunması gerekiyor. İstanbul?da belli bir yağış potansiyeli her zaman var ama İstanbul bu suları toplayıp içme suyu olarak kullanamıyor. İstanbul?un ihtiyacı olan suyun dört misli yağış var. Kente 3 milyar metreküpün üzerinde yağmur yağıyor ama su toplama havzalarına yanlış yapılaşmalara göz yumarsanız bu su gelmiyor, buharlaşıyor, yanlış yerlerde birikiyor ya da yanlış yerlere yöneliyor. Elbette planda doğrudan doğruya su toplama havzalarında yapılaşma verilmiyor. Ama su toplama havzalarının çok yakınına kadar yapılaşma öngörülmüş. İstanbul?da her şeyi çok yakından kontrol edemiyoruz. Bugün su havzasının birebir içinde olmayan bir yeri yapılaşmaya açtığınızda etrafındaki sonradan gelişecek olan mevzi planlar ile plansız yapılaşmaların önünü açmış oluyorsunuz. Su havzaları ve ormanlarla ilgili kararlar daha büyük ölçekli planlara havale edilmiş.

    HADIMKÖY?E DİKKAT

    Öncelikle yeni planda kısmi bazı iyileştirmeler olduğunu söyleyebilirim. TEM otoyolunu bir sınır olarak kabul edersek yeni plan, kentin TEM otoyolunun kuzeyine doğru olan alandaki tarım ve orman alanlarında bazı kısıtlama getirmeye çalışıyor. Bu eski plana göre bir iyileşmedir. Ama aynı iyileşmeyi, İstanbul için çok önemli olan Hadımköy bölgesinde göremiyoruz. Hadımköy hem orman alanlarına yaklaşması açısından hem de her iki taraftaki su toplama havzaları açısından çok kritik bir alan. Hadımköy?ün her iki tarafındaki korunması gereken su toplama havzaları, yapılaşmaya açılmaması gereken su toplama havzaları büyük bir tehdit altında.

    YENİ HAVAALANI BAKANLIĞIN KARARI

    Bunun yanı sıra bir de üçüncü havaalanı konusu var. Eski planda üçüncü havaalanı yoktu. Bu tamamen DLH?nın (Demiryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü) kendi iç çalışmasının getirdiği bir konu, İstanbul Çevre Düzeni Planı çalışmalarının, İstanbul kenti çerçevesinde yapılan çalışmaların bir sonucu değil. Şu anda Atatürk Havalimanı?nda kapasite yetersizliğinin olduğu herkesçe biliniyor. Ama ?bunun çözümü üçüncü havaalanıdır? deyip bunu da Silivri?de tarım alanlarının ortasındaki bölgede önermek midir, yoksa Atatürk havaalanının kapasitesini konuşmak ve Sabiha Gökçen?in kapasitesinin yeniden gözden geçirilmesi midir? İstanbul?u düşünen, İstanbul?u planlamaya çalışan, İstanbul hakkında düşünen bu kadar kurum ve kuruluş varken bütün bunların DLH tarafından, tepeden inme getirilmesi vahimdir. Bunu toplantılarda şiddetle eleştirmiştik ama yeni planda yer almış.

    KONUT ALANLARI TOKİ?YE GÖRE BELİRLENMİŞ

    Yeni planla ilgili bir diğer eleştirimiz konut alanları ile ilgili. Planda 11 bin hektar civarında yeni alanı gelişmeye açılıyor. Biz burada şunu gözlemledik bu 11 bin hektarlık yeni konut alanlarının, yeni gelişime alanlarının dağılımlarına baktığımızda büyük ölçüde TOKİ ve KİPTAŞ?ın geçtiğimiz yıllarda yapmış olduğu projelerin belirleyici olduğunu görüyoruz. TOKİ ve KİPTAŞ nerelere gitmişse, nerelerde konut projeleri geliştirmeye başlamışsa Çevre Düzeni Planı da onları bir veri olarak kabul etmiş. Bu projelerin bazıları yanlış, bazıları da mahkemelik. Bunlar devam da edebilir, iptal de edilebilir. İstanbul?da bunun çok örneği var, hukuki olarak geçersiz olduğu için yarıda kalmış çok yer var. Çevre Düzeni Planı ölçeğinde bir planın bunları etüt etmeden, yer seçimi doğru mu?

    İTİRAZLARI KİM GÖRÜŞECEK?

    Son olarak zamanlamaya dikkat çekmek istiyorum. Biz Çevre Düzeni Planı?nın bu kentin anayasası olduğunu söylüyoruz. Yapanlar da bu niyetle yaptıklarını söylüyorlar. İstanbul gibi bir şehrin Çevre Düzeni Planı?nın giderayak, seçime sayılı gün kala, son meclis toplantısında karara bağlanması, bu planda her şey doğru bile olsa doğru değildir. Burada son meclis toplantısında onaylandı. Plan askıya çıkacak, biz buna itiraz edersek, bunu kim görüşecek? Seçimden sonraki belediye meclisi görüşecek. Eğer itirazları seçimden sonraki meclis görüşecekse, planı da seçimden sonraki meclis onaylasın. Hangi itirazları neye göre kabul edecek, neye göre reddedecek?

    Yıldız Uysal (Mimarlar Odası, Kentleşme Planlama Komitesi Yürütücüsü)

    SON HALİNİ GÖREMEDİK

    Onaylanan son plan henüz elimize ulaşmadı ancak bir ay önceki halini inceledik. Şu anda geçen haliyle bir iki ufak değişiklik yapılmış olabilir, bu değişikliklerin ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz ama bu planın bütünü hakkındaki fikrimizi değiştirmez elbette.

    ARKEOLOJİK ALANA ÜNİVERSİTE!

    Dava açtığımız 2006 yılındaki plandaki başlıkların altında çok değişen bir şey olmadı. İlk planda doğu ve batı sınırlarında birer üniversite alanı yer alıyordu. Bunlar kaldırılmış ama içme suyu havzalarının dibine yerleştirilmiş.

    Ümraniye?de bir 2-B alanına tam da Ömerli havzasının dibinde, yeni bir iş merkezi konulmuş. Birinci derece sit alanı olan Küçükçekmece Havzası?ndaki alana ilk planda İstanbul Üniversitesi?nin taşınması kararı vardı. Burası hem ekolojik olarak çok önemli bir yer hem de bölgede çok önemli arkeolojik alanlar var. Buradaki buluntular, Yenikapı?dakiler gibi İstanbul?un neolitik dönemi ve sonrasına ışık tutacak nitelikte. Yeni planda, eski plandakine ilave olarak yeni bir üniversite alanı daha bu alana yerleştirilmiş.

    MERKEZİN DEDİYSE O!

    Plan raporuna baktığınızda burada ?alt ölçekli, parsel bazına kadar varan planlarla İstanbul?un şekillenmesi yanlıştır, onun için bütüncül, üstten bir plan yapıyoruz? diyor. Ama Kartal?daki yenileme projesi, Küçükçekmece?deki yarışma projeleri, Zeytinburnu?ndaki liman, Haydarpaşa projesi, Salı Projesi?ni işlemiş, Başbakan?ın dillendirdiği Ataşehir?deki finans merkezi projesi gibi alt ölçekli projeler bu planda yer almış.

    TARIM ALANINA HAVAALANI

    Daha iki sene önce yapılmış planda da hazırlanan raporda havaalanı yoktu ve böyle bir ihtiyaç da belirtilmiyordu. Raporda sadece ikinci havaalanının daha genişletilmesi ve iki havaalanının koordineli kullanılması vurgusu yapılıyordu. Yeni planda ise üçüncü havaalanı yer alıyor. Bakan daha önce bunu açıklamıştı, yani kararı kendi kendine vermiş. üstelik havaalanı tarımsal karakteri korunacak büyük alanın ortasına konulmuş. Sonuç olarak merkezi hükümet ne dediyse istisnasız plana yansımış.

    ZAMANLAMASI SEÇMENİ HİÇE SAYMAKTIR

    Planın içeriği kadar, onay için seçilen zamanlama da çok tartışmalı. Yeni bir meclis ve yeni insanlar gelecek. Bunun yeni yönetime ve yeni meclise bırakılması gerekirdi. Sanki yangından mal kaçırır gibi alelacele geçirilmesini iyi niyetle açıklamak mümkün değil.

    Eylem Tuncaelli (Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı)

    EN HASSAS KONU HAVZALAR

    Planlamayı yönlendiren stratejiler, kentin daha fazla sanayileşmesine dolayısıyla giderek daha fazla göç almasına yönelik olarak hazırlanmış. İş merkezlerinin ve sanayinin kentten uzaklaştırarak Türkiye?nin diğer bölgelerine kaydırmayı hedef almak yerine buralar İstanbul içinde kıyılara ve doğal su ortamlarına yakın olarak planlanmış. Bunu sağlamak için de havzaların gözden çıkarıldığı görülüyor.

    Planlamada belirlenen stratejiler doğrultusunda Küçükçekmece Gölü Havzası, havza niteliğinden çıkarılmış. Gölü ve derelerini koruyan mutlak, kısa ve uzun mesafe koruma bandı kaldırılmış ve yaklaşık 400 endemik (bu bölgeye özgü) türe sahip havza sanayileşmeye ve yerleşime açılmış. Diğer havzalarda (Elmalı, Ömerli, Terkos havzalarında) ise mutlak koruma alanı plana işlenmiş ancak havza sınırı içinde bulanan ormanlık alanlarda 2-B alanları belirlenerek plana geçirilmiş. Havza sınırları içinde ve/veya ormanlık alanlarda 2-B alan tanımı bu bölgelerin yapılaşmaya açılması için plan üzerinde izinlerin söz konusu olacağını ve havzaların giderek daha yoğun kirlenme tehdidi altına sokulacağını gösteriyor.

    Sonuç olarak, daha önce dile getirdiğimiz eleştiriler göz ardı edilerek özellikle su havzaları ve ormanlık alanların tahribatına yol açacak kararlar alınmış

    ELEŞTİRİLERE BELEDİYE?NİN CEVABI

    Hazırlanan yeni planla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi NTVMSNBC?ye yazılı bir açıklamada bulunarak planın getirdiği yenilikleri değerlendirdi ve eleştirilere yanıt verdi.

    ONAMA YETKİSİ BELEDİYEDE

    Bu plan bizzat İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından hazırlanmış, mahkeme kararları ve ilgili itirazlar da göz önüne alınarak tamamlanmıştır.

    2006 tarih ve 5538 sayılı Kanun ile, Belediye sınırları il sınırı olan Büyükşehir Belediyelerinde İl Çevre Düzeni Planı yapma yetkisinin sadece Büyükşehir Belediyeleri tarafından kullanılacağı hükmü getirilmiştir. 5538 sayılı Kanun?a göre 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı?nı onama yetkisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi?ndedir.

    YENİ PLAN DAHA KORUMACI

    Planın çevreye ve tarım arazilerine çok daha duyarlı getirileri vardır. Bu planla, korunan tarım arazileri oranı arttırılmıştır.

    Sözkonusu doğal kaynaklara karşı korumacı stratejilerle donanan plan, örneğin, Gümüşyaka?daki lojistik alan, Silivri?de tekno-park ve Ağva?da teknopark alanları yerine tarım arazileri korunarak plana maksimum duyarlılık kazandırılmıştır.

    2006 yılında Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından oybirliği ile kabul edilen Çevre Düzeni Planına göre yaklaşık 15.000 hektar daha tarım arazisi daha bu planla korunmuştur.

    İlk plana yapılan itirazlar, Çevre İllerdeki Üst Ölçekli Planlar (Trakya, Kocaeli), IX. Kalkınma Planı, OECD Raporu gibi çalışmalar, kurum görüş yazımıza cevaben gelen görüşler ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Tarım, Sanayi ve Hizmetler Sektörlerine ilişkin analitik etütler dikkate alınmış ve 1/100.000 ölçekli İl Çevre Düzeni Planı bu doğrultuda Şehir Planlama Müdürlüğümüzce yeniden gözden geçirilerek düzenlenmiştir.

    ODALARIN GÖRÜŞLERİNİ ALDIK

    23.06.2008, 08.07.2008 ve 14.08.2008 tarihlerinde tüm Odaları temsilen yetkili kişilerin katıldığı toplantılar düzenlenmiştir. Söz konusu toplantılarda Oda Temsilcilerine sunum yapılmış, plana ilişkin bilgilendirme yapılmıştır.

    Meslek odalarıyla katılımcılık esasına dayalı olarak yaptığımız toplantılara ilişkin sesli ya da görsel kayıtlar elimizde mevcuttur.

    TÜRKİYE STANDARTLARINA UYGUNDUR

    Avrupa Corine standartlarında öngörülen yaklaşık olarak maksimum 20 farklı lejand maddesine karşın, bu makro düşünce yapısının ötesine geçerek metropol alanın ölçeği de hesaba katılarak çok daha mikro bir plan hazırlanmış, Türkiye standartlarına uygun bir plan ortaya çıkarılmıştır.

    Orman alanları ya da su havzalarının tahribatına yönelik herhangi bir karar alınması sözkonusu değildir. Tarım alanları, orman alanları ve su havzaları mutlak koruma altındadır.

    TOKİ ve KİPTAŞ iddialarına yönelik olarak, değil iddia edildiği ölçüde, bu planla diğer planların üzerine hiçbir konut yapılanması açılması söz konusu değildir.

    3. HAVALANI HEMEN DEĞİL

    Üçüncü havaalanı, ancak Silivri?de önerilen 1.5 milyonluk nüfusun o noktaya desantrlize olup, mevcut ikinci havaalanı kapasitelerini doldurduktan sonra detaylı etütlerle sözkonusu olabilecektir.

    Bu plan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş?ın himayesinde Belediye bürokratları tarafından, katılımcılık esasına dayalı metotla yapılmış, danışmanlar ve STK toplantılarıyla ortaya çıkarılmıştır.


    Habercem
     
  7. prkacin

    prkacin Super Moderator

    Topbaş'tan kaçamak cevap



    Kadir Topbaş AKP İl Binası olacak arsa için 100 işadamından yardım toplandığı iddialarını cevap verdi.

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, AKP Beyoğlu İlçe binasında basın mensuplarının çeşitli konulardaki sorularını yanıtladı. Topbaş?ın açıklamaları şöyle:

    Gocunmuyoruz

    "Ben Belediye Başkanı?yım. Eyüp?teki arsa için 100 işadamından yardım toplandı mı, bunlar kimdi, bilemem. Belediyede farklı çarklar dönüyorsa, namuslu insana, bunu ilgili merciiye bildirmek düşer. ?Bunu saklayalım, zamanı geldiğinde kullanalım? demek, suça karışmaktır. Burada yaptığınız işler sorgulanır, bazı eksikler olabilir, gocunacağımız bir şey yok.

    O arazinin, (CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sevigen?in yüzde 8 ortak olmak istediği iddia edilen Selenium Panorama arazisi) arsanın geçmişini biliyorum. Sayın Başbakanımız tarafından imarlı bir şekilde satışı yapılan bir bina. Beşiktaş Belediyesi bir takım plan tadilatlarında değişiklik yapmış. Alan kişi, mağduriyetinin giderilmesini istemiş. Burada bir tek yapılan yüksekliğin serbest bırakılması. İmar artışı değil, eksiltilmesi var.

    SSK?da yaptıkları biliniyor

    (CHP adayı Kılıçdaroğlu?na yönelik) İnsanların iş hayatında bireysel hayatındaki başarısı kendileri hakkında gerçekler hakkında kanaatler oluşturur. SSK?da yaptığı işleri, Türkiye biliyor. Belgeler bilgiler var. Tencere dibin kara gibi laf var, bunlar hoş şey değil tabi. Bütün siyasilerin geçmişlerinden bugüne neleri varsa ortaya çıkar. Ben belge araştırmam, şehrin geleceğini düşünürüm. Belge araştırma müfettişlerin ve medyanın işi."



    Haber: Hürriyet
     
  8. gülüş

    gülüş Daimi Üye

    Birinci haber çok ilginç 4 Mart 'a duruşmada nasıl bir sonuç çıkar beli olmasada umarım gerçek anlamda dokunulmzlıklar kaldırılırda ak olanların nekadar ak olduğunu görürüz

    Aslında bunu türkiyenin yapması gerekirdi ama nerdee
     

Sayfayı Paylaş