KaRma ŞiiRLeR

Konu, 'Genel Bölüm' kısmında sanem_62 tarafından paylaşıldı.

  1. sanem_62

    sanem_62 Daimi Üye

    YaLaN HaYaT
    akşam olur yalnız kalır sevdiğini yanında ararsın
    ismini sayıklar durursun bütün gece
    bir dilin bütün sözcüklerini de kullansan
    yetmez bazen içindekileri anlatmaya
    çıkmaz ağzından o iki kelime
    sakınır saklarsın maziye dönüp ağlarsın
    yakmak istersin hasret dolu bedenini
    üşür bedenin kimseye diyemezsin halini
    çaresizce yaşarsın bir başına
    bir ışık beklersin karanlık dünyanı aydınlatacak
    bir türlü yanmayı bilmez aradığın o ışık
    bir elin hayalini kurarsın
    sana doğru uzanmasını istersin
    beklediğin o ele doğru uzatırsın ellerini
    dokunmak tutmak için
    her uzattığında geri döner ellerin
    öylece kala kalırsın
    ama çaresiz,ama yorgun,ama yarım
    isyan edersin yaşantına yaşadıklarına
    bir gün olsun gülmek istersin
    mutlu olmayı hayal edersin
    bekler durursun o aradığın sıcaklığı o mutluluğu
    bunun hayaliyle yaşar sürüklenip gidersin
    bu zalim,bu yalan,bu kahpe dünyada
    (BİRGÜN SENDE BİTERSİN)


    SEVDA BİR NÖBETMİŞ

    Sevda bir nöbetmiş tutulan, Adem?den kalan,
    Ve Adem?den bu güne hepsi bir büyük yalan..
    Ne sevilen ne seven, ikisi de ağlayan,
    Her yürek ayrı akan, bir tükenmez çağlayan,
    Anadan, babadan, bacıdan ağlayarak ayıran,
    Ne bilinmez bir sır ki o, birbirine bağlayan..
    Gelip de bir eş oluyor, iki ayrı dünyadan..
    Sevda bir nöbetmiş tutulan, Adem?den kalan..

    SEVGİ
    çiçeklerin büyümesini izlemektir, mektup yazmaktır hep O'nu düşünmektir. birlikte vakit geçirmektir, dalgaların sesidir SEVGİ. kuşların kırıntıları yiyişini izlemektir. birlikte AYNI yöne bakmaktır. eşit olmaktır vahşi dalgalara yelken açmaktır yağmura aldırmadan yürümektir uçurmaktır sevdiğini piknik yapmaktır yanağını okşamaktır ve küçük bir busedir

    Bir ev satın alabilirsin
    ama yuvayı alamazsın bir yatak alabilirsin ama uykuyu alamazsın
    bir saat alabilirsin ama zamanı alamazsın bir kitap alabilirsin
    ama bilgiyi alamazsin bir mevkiye kavusabilirsin ama saygiya degil
    doktora para ödeyebilirsin ama sağlığa değil ruhunu satin alabilirsin
    ama hayatini degil.


    KİM KİMİ SEVER?

    Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı,Yemek tuzu, rakı buzu, maymun muzu,Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever... 
    Kuş darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı, Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu, Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever...
    Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı, Davul zurnayı, avcı turnayı, deve hurmayı, Alın kelini, cömert elini, cimri dilini sever... 
    Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru,  
    Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı,
    Şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever...
    Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği,
    Memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı, Haylaz döveni, dalkavuk öveni, hergele söveni sever... Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu, Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı, Orman çamı, kedi damı, işçi zammı sever... Mektup pulu, zampara dulu, Tanrı kulu sever de..
    Sen?

    Celal güzel
    Silmedin Göz Yaşını Aşkın İle Ağlayanın Vay Ahvaline Zalim Sana Bel Bağlayanın Öyle Zahm Açtı Nigahın Kılıcı Sineme Ki Parelendi Ciğeri Yarelerim Bağlayanın Şema Pervaneyi Yaktığı İçin Yanmadadır
    Ciğeri Dağlanır Elbette Ciğer Dağlayanın .



    Aşık veysel
    Allah birdir Peyğamber hak. Rabbil Alemin mutlak
    Senlik benlik nedir bırak söyleyim geldi sırası
    Kürdü Türkü ne Çerkezi hep Ademin oğlu kızı
    Beraberce şehit, gazi yanlış varmı ve neresi.

    Kurana bek İncile bak dört kitabın dördü hak
    Hakir görüp ırk ayırmak hakikatte yüz karası
    Binbir ismin birinden tut senlik benlik nedir sil at
    Tuttuğun yola doğru get yoldan çıkıp olma asi

    Yezit nedir ne Kızılbaş değimliyiz hep bir kardeş
    Bizi yakar bizim ateş söndürmektir tek çaresi
    Kişi ne çeker dilinden hem belinden hem elinden
    Hayır ve şer emelinden hakikat bunun burası

    Bu alemi yaradan bir Alevi Sunnilik nedir
    Menfaattir ver var varası cümle canlı hep toprakdan
    Var olmuştur emir Hakdan Rahmet dile Allahdan
    Tükenmez rahmet deryası Veysel sapma sağa sola
    Sen Alahdan birlik dile ikilikten gelir bela.
    Dava İnsanlık davası.

    Anne ben geldim
    Anne ben geldim, üstüm başım Uzak yolların tozlarıyla perişan
    Çoktan paralandı ördüğün kazak Üzerinde yeşil nakışlar olan
    Anne ben geldim, yoruldum artık Her yolağzında kendime rastlamaktan Hep acılı, sarhoş ve sarsak
    Şiirler çırpıştıran bi adam Kurumuş kuyunun suyu, incirin
    sütü çoktan çekilmiş Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
    Ayrık otları, dikenler bürümüş Kapıdaki çıngırak kararmış nemden
    Atnalı ve sarmısak duruyor ama Oğlum, mektup yaz diyen
    Sesin hala kulaklarımda Anne ben geldim, ağdaki balık
    Bardaktaki su kadar umarsızım Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
    Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..

    Sevmek
    BAZEN BEKLEMEKTİR SEVMEK
    NE KADAR BEKLEYECEĞİNİ BİLMEDEN
    BAZEN FEDAKARLIKTIR SEVMEK
    SENDE OLANI BİLE VEREBİLMEK

    BAZEN YANLIZLIKTIR SEVMEK
    ISSIZ YOLLARDA TEK BAŞINA YÜRÜYEBİLMEK
    BAZEN AFFAETMEKTİR SEVMEK
    ANNE ŞEFKATİ TAŞIMAK YÜREĞİNDE

    BAZEN AĞLAMAKTIR SEVMEK
    KİMSEYE GÖSTERMEDEN GÖZYAŞLARINI
    BAZEN YENİDEN DOĞMAKTIR SEVMEK
    TERTEMİZ GÜNAHSIZ ÇIRILÇIPLAK

    BAZEN ÖZLEMEKTİR SEVMEK
    AKREPLE YELKOVAN DÜŞMAN OLURCASINA
    BAZEN YORULMAKTIR SEVMEK
    KAN TER İÇİNDE PEŞİNDE KOŞARCASINA

    BAZEN SABRETMEKTİR SEVMEK
    NE KADAR YARAMAZ OLSANDA
    VE KORUMAKTIR SEVMEK
    ARKASINDA DİMDİK DURABİLMEK

    BEKLE VE ŞÜKRET
    Daha yolumuz var kalk uyan Bak bekleyen bir hayat var Yollar var yürümeni bekleyen
    Dostlar var seni görmek isteyen İsyan etme hiçbir zaman Biri var Hepimizden öte
    Hepimizden büyük olan Ona inan Bilir misin sen inanınca açılır bütün yollar Bilir misin sen isteyince yardımda gelir İyi niyetinin kıvılcımı yeter Kalk sil gözyaşlarını Güneş?e bak,Ay?a bak
    Yıldızlara bak Git aynaya yüzüne bak Bil kıymetini küçücük bir çöpünün bile Şükret her gününe İnanGüzel günler çok yakın Ağlama İnan ve sabret Bekle ve şükret


    Ben Öldüm ANNE

    Ben öldüm anne! Ama en çok sana doyamadım... Birde oyuncaklarıma Sahi oyuncağım olmuşmuydu benim?
    Yani ben çocuk olmuşmuydum anne? Hatırlamıyorum... Vakit ayrılık _Ben öldüm anne Gitmeden gel şöyle ilk defa
    Birbirimize kızmadan konuşalım -başbaşa- Sen bana çocukluğumu anlat Mesela bebeklerimi Tokalarım var mıydı benim? Kırmızı pabuçlarımı anlat anne! Ben öldüm! Mezar soğuk çok soğuk anne Gitmeden son kez belki. İlk Saçlarımı okşa ama saatlerce Sonra gitme vakti gelince Ör iki yanından Beni öyle göm anne!

    Vakit ayrılık Şimdi sakın ağlama anne Bana gitmeden son kez bir öpücük ver -yüreğimden- Ama sakın görme yürüğemi Orada acı var sadece anne! Ben öldüm anne Kalmalıydım daha _Biliyorum anne! En çok sana doyamadım Doyamadım yaşamaya anne! Vakit geldi _beni götürmek istiyorlar Ver elini öpeyim son kez Sana doyamadım anne!

    Rabbe Yalvarış


    Severiz her şeyi sen?den ötürü yaradan
    Her şeyi ayrı ayrı rol vermişsin yaradan
    Kimine uç,kimine kaç demişsin yaradan
    Ne olursun, tüm engelleri kaldır aradan

    Yusuf?u dipsiz kör kuyuda yaşatan
    Mecnuna, leyla?yı çöllerde aratan
    Ferhat?ı şirin için dağları kazdıran
    Ne olursun kaldır engelleri aradan

    İtikadımıza göre sensin bizi yaratan
    Ne olursun, engelleri kaldır aradan
    Bak kalbimiz göz göz oldu yaradan
    Sensin, her şeyi topraktan yaradan

    Cisimleri fırıldak gibi evirip çeviren
    Yeryüzüne binbir çeşitli sofra seren
    Sensin bizleri canlılara sultan eden
    Ne olur tüm engelleri kaldır aradan

    O gün fayda yok ne anadan ne babadan
    Tek ümidimiz sendedir yüce yaradan
    Ne olursun, tüm perdeleri kaldır aradan
    Sensin her şeyi en güzel şekilde yaratan

    Yıldırım budak
    SAKIN DAĞLAR GİBİ YÜCEYİM DEME
    ZAMAN GELİR ETRAFIN KAR OLUR
    KIŞ GELİR YAZ GELMEZ DİYE GAM YEME
    GÖNÜL HER KIŞIN SONUDA BİR BAHAR OLUR

    BAĞ ODURKİ ÜZERİNDE BAĞ OLA
    BÜLBÜL ODUR ÖTÜŞÜNDE ZAR OLA
    DOST ODURKİ KÖTÜ GÜNDE YAR OLA
    GENİŞ GÜNDE DÜŞMAN BİLE YAR OLUR

    REYHANİLİK YAP O KALIR DESTAN
    BİR GÜNDE TOPRAĞI VERİRLER ÜSTEN
    VARLIĞIN KEFENDİR EVİN KABRİSTAN
    NÖBETÇİN İKİ DAŞ BİR MEZAR OLUR.
    gurbet
    Gurbette yağmur yağar,bir de dostlarının paylaştığı ince saz dinlersin.Sılan aklına gelir.Dersin ki kendine ! doğduğun yerde doyamak istersin Fakat kapılar tutulmuş parsellenmiştir.O zaman inadına okumak istersin Okursun biryerlere gelmek istersin.O nankör sılanın inadına gurbette aç kalırsın susuz kalırsın,beş parasız kalırsın.Fakat bir idalim vardı dersin her şeyi sineye çekersin.Hayaller kurarsın.Tam bu hayallerine Ramak kala sana ömrünü feda eden insanların kanatlanıp uçtuğunu duyarsın.
    Sonrası makamlar,mevkiler gelir,ama sen o gidenden daha önce gitmek istersin.En güzel yıllarını,ömrünü gurbete verirsin sonra bir bakarsın sonuç bir hiçmiş.Sonra bir şiir yazmak istersin  gözyaşları arasında.Hüzünümmle üzdüğüm için affola. 
     "İşte hancı! ben her zaman böyleyim,
        Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim?
        Kaldır artık, boş kadehi neyleyim?
        Şu benim hesabı, gör yavaş yavaş..."
        (Şiir: " Hancı" Bekir Sıtkı Erdoğan)
    EMANETE İHANET
    Emanete ihanet etmeyin.. Halinizden şikayet etmeyin..
    Büyüğünüze emretmeyin..Boş şeylerde ısrar etmeyin..
    Cahillerle sohbet etmeyin.. Nefesinizi boşa tüketmeyin..
    İnsanları bekletmeyin..Etrafınızı kirletmeyin.
    Hayatınızı mahvetmeyin..Kimseye minnet etmeyin.
    İnsanları yüzüne karşı methetmeyin.. Kimseye küfretmeyin..
    Kötülüğe meyil etmeyin..Malınızı boşa sarf etmeyin..
    Sırrınızı açık etmeyin..Her şeyi merak etmeyin..
    Suçunuzu inkar etmeyin..Şerefinizi kaybetmeyin..
    Vatanınızı terk etmeyin..İyiliğe niyet edin..
    Büyüklere hürmet edin..Sıkıntıya sabredin..
    Aza kanaat edin.. Sözünüzde sebat edin..
    Bildiğinizle amel edin.. Hatanızı kabul edin..
    Yaramaz ise def edin..Varken tasarruf edin..
    Alimlerle sohbet edin..Nefsinizle inat edin..
    Sofranıza davet edin..Zararlıysa men edin..
    Seviyorsanız ifade edin..Kalpleri fethedin..
    Misafire ikram edin..Muhtaca yardım edin..
    Bilseniz de istişare edin..Tehlikeye dikkat edin..
    Hakkı teslim edin..
    Unutacaksanız kaydedin..
    Esirgemeyin lütfedin..
    Gariplere merhamet edin.. Kazanmaya gayret edin..
    Çalışanı takdir edin.. Başarıyı tebrik edin..
    Mazereti kabul edin..Her an tevekkül edin..
    Hastaları ziyaret edin.. Çocuğunuzu terbiye edin..
    Herkese tebessüm edin..Güvenseniz de kontrol edin..
    İnanmayana ispat edin..Fakirleri gözetin..
    Hayır için sarf edin..

    İKİ BÜYÜK NİMETİM VAR
    İki büyük nimetim var
    Biri anam biri yarim
    İkisine de hürmetim var
    Biri anam biri yarim

    Ana deyip de geçilmez
    O yar anadan seçilmez
    İkisine de kıymet biçilmez
    Biri anam biri yarim

    Birisi var etti beni
    Birisi yar etti beni
    İkisinin de birdir yari
    Biri anam biri yarim

    Garibim halini bildir
    Hikmetleri gizli sırdır
    Hep onların hakkı birdir
    Biri anam biri yarim

    Anam anam garip anam
    Bu derdimi ben kime
    Kime yanam
     
  2. seyduna_34

    seyduna_34 Daimi Üye

    emegıne saglık canımm hepsı bırbırınden guzeldı tesekkurler.... :(
     
  3. devriim

    devriim Daimi Üye

    bı çok duyguyu aynı anda yasatan bu guzel paylaşımlar ıçın yuregıne emegıne saglık canım..
     
  4. gülüş

    gülüş Daimi Üye

    Karma şiirlerle güzel bir yolculuk oldu can teşekkürler
     
  5. ero

    ero Daimi Üye

    OTUZÜÇ KURŞUN (32600 Hit)

    1.

    Bu dağ Mengene dağıdır
    Tanyeri atanda Van'da
    Bu dağ Nemrut yavrusudur
    Tanyeri atanda Nemruda karşı
    Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur
    Bir yanın seccade Acem mülküdür
    Doruklarda buzulların salkımı
    Firari güvercinler su başlarında
    Ve karaca sürüsü,
    Keklik takımı...

    Yiğitlik inkar gelinmez
    Tek'e - tek doğüşte yenilmediler
    Bin yıllardan bu yana, bura uşağı
    Gel haberi nerden verek
    Turna sürüsü değil bu
    Gökte yıldız burcu değil
    Otuzüç kurşunlu yürek
    Otuzüç kan pınarı
    Akmaz,
    Göl olmuş bu dağda...

    2.

    Yokuşun dibinden bir tavşan kalktı
    Sırtı alacakır
    Karnı sütbeyaz
    Garip, ikicanlı, bir dağ tavşanı
    Yüreği ağzında öyle zavallı
    Tövbeye getirir insanı
    Tenhaydı, tenhaydı vakitler
    Kusursuz, çırılçıplak bir şafaktı

    Baktı otuzüçten biri
    Karnında açlığın ağır boşluğu
    Saç, sakal bir karış
    Yakasında bit,
    Baktı kolları vurulu,
    Cehennem yürekli bir yiğit,
    Bir garip tavşana,
    Bir gerilere.

    Düştü nazlı filintası aklına,
    Yastığı altında küsmüş,
    Düştü, Harran ovasından getirdiği tay
    Perçemi mavi boncuklu,
    Alnında akıtma
    Üç topuğu ak,
    Eşkini hovarda, kıvrak,
    Doru, seglavi kısrağı.
    Nasıl uçmuşlardı Hozat önünde!

    Şimdi, böyle çaresiz ve bağlı,
    Böyle arkasında bir soğuk namlu
    Bulunmayaydı,
    Sığınabilirdi yüceltilere...
    Bu dağlar, kardeş dağlar, kadrini bilir,
    Evvel Allah bu eller utandırmaz adamı,
    Yanan cıgaranın külünü,
    Güneşlerde çatal kıvılcımlanan
    Engereğin dilini,
    İlk atımda uçuran
    Usta elleri...

    Bu gözler, bir kere bile faka basmadı
    Çığ bekleyen boğazların kıyametini
    Karlı, yumuşacık hıyanetini
    Uçurumların,
    Önceden bilen gözleri...
    Çaresiz
    Vurulacaktı,
    Buyruk kesindi,
    Gayrı gözlerini kör sürüngenler
    Yüreğini leş kuşları yesindi...

    3.

    Vurulmuşum
    Dağların kuytuluk bir boğazında
    Vakitlerden bir sabah namazında
    Yatarım
    Kanlı, upuzun...

    Vurulmuşum
    Düşüm, gecelerden kara
    Bir hayra yoranım çıkmaz
    Canım alırlar ecelsiz
    Sığdıramam kitaplara
    Şifre buyurmuş bir paşa
    Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız

    Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
    Rivayet sanılır belki
    Gül memeler değil
    Domdom kurşunu
    Paramparça ağzımdaki...


    4.

    Ölüm buyruğunu uyguladılar,
    Mavi dağ dumanını
    ve uyur-uyanık seher yelini
    Kanlara buladılar.
    Sonra oracıkta tüfek çattılar
    Koynumuzu usul-usul yoklayıp
    Aradılar.
    Didik-didik ettiler
    Kirmanşah dokuması al kuşağımı
    Tespihimi, tabakamı alıp gittiler
    Hepsi de armağandı Acemelinden...

    Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
    Karşıyaka köyleri, obalarıyla
    Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
    Komşuyuz yaka yakaya
    Birbirine karışır tavuklarımız
    Bilmezlikten değil,
    Fıkaralıktan
    Pasaporta ısınmamış içimiz
    Budur katlimize sebep suçumuz,
    Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
    Kaçakçıya
    Soyguncuya
    Hayına...

    Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
    Rivayet sanılır belki
    Gül memeler değil
    Domdom kurşunu
    Paramparça ağzımdaki...

    5.

    Vurun ulan,
    Vurun,
    Ben kolay ölmem.
    Ocakta küllenmiş közüm,
    Karnımda sözüm var
    Haldan bilene.
    Babam gözlerini verdi Urfa önünde
    Üç de kardaşını
    Üç nazlı selvi,
    Ömrüne doymamış üç dağ parçası.
    Burçlardan, tepelerden, minarelerden
    Kirve, hısım, dağların çocukları
    Fransız Kuşatmasına karşı koyanda

    Bıyıkları yeni terlemiş daha
    Benim küçük dayım Nazif
    Yakışıklı,
    Hafif,
    İyi süvari
    Vurun kardaş demiş
    Namus günüdür
    Ve şaha kaldırmış atını.

    Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
    Rivayet sanılır belki
    Gül memeler değil
    Domdom kurşunu
    Paramparça ağzımdaki...

    AHMED ARİF
     

Sayfayı Paylaş