Öğrencilerden biri bilge bir öncüden 'dört kapı' konusunda açıklık getirmesini istemiş. 'Su karsıdaki medresede derslerine calısan 4 öğrenci war. Her birinin ensesine bir tokat at sonra gel buraya' demiş Öncü. Öğrenci ilk hücredekinin ensesine bir tokat atmış. Tokatı yiyen ivedi ayağa fırlayıp Öğrenci'ye daha güçlü bir tokat yapıştırmış. Öncüsünün tepkisinden ürken öğrenci ikinci hücreye yonelmekten cayamamiş. O hücredekininde ensesine bir tokat atmış. Ayağa fırlayan genç tam karsılık verecekken tutmuş kendini. Dersinin basına yeniden oturmuş. Bu kez üçüncü hücredeki gence yonelen öğrenci attığı tokata yanıt olarak yanlızca bir bakışla karsılaşmıs. Dördüncü hücredekiyse yediği tokatın sinek vızırtısı denli bile umursamamaksızın kendisine verilen ödevi yapmayı sürdürmüş. Öğrenci olan biteni anlatmak üzere ustasının yanına dönmüş ve her bir gencin tepkilerinin neden bu denli değişik olduğunu sormuş ona.'Birincisi daha ilk kapıda şeriat kapısında' demiş öncü:'Şeriatın ilk kuralı kısasa kısas olduğundan attığın tokatı sana gerisin geri sundu. İkincisi tam seni tokatlayacakken tarikat kapısının kuralını kotuluk edene bile iyilik getirmesi gerektiğini anımsadı kendini tuttu. Ücüncü marifet kapısında oldugundan yanlızca Tanrı'nın bu kotuluge kimi aracı kıldığını görmek istedi. Onun için dondu baktı sana.Marifet kapısındakiler iyiliğinde kötülüğünde Yaradan'dan geldiğini bilirler. Dörduncusuyse hakikat kapısınıda gecmiş biri oldugundan salt Yanrı'yla haşır neşirdi. İyiinde kötününde tek iyesi olduğunu biliyordu o. Kimin neyin ne için aracı kıldığını umursamıyordu bile.......