1.Katliama Dogru Sivas, Yozgat, Kayseri, Tunceli, Gaziantep, Adana, Hatay illeri gibi Maras da yüzyillar boyunca göçer asiretlerin konaklama ve yaylak yerlerinden biri olmustur. Göçer asiretler, sonbaharda Adana, Gaziantep ve Hatay´a iner ve kisi bu ilik bölgelerde geçirirler; ilkbaharda binlerce çadirdan olusan kafileler halinde serin yaylalara göçerlerdi. Göçer asiretlerin bir kolu Maras üzerinden Uzunyayla´ya, diger bir kolu yine Maras üzerinden Yama ve Çiçek Yaylasina giderler. Dönüslerinde ayni yolu izleyerek dönerler. Bilindigi gibi, belli yerlesim yerleri olmadigi için, göçer asiretler, yerlesikler ve merkezi hükümet nezdinde kural ve disiplin tanimaz gruplar olarak bilinir. Askere gitmezler, vergi ödemezler, göç sirasinda yerlesik halkin evlerini, hayvanlarini, ekinlerini yagmalar, adam öldürürler. Kanun kaçaklarini içlerinde barindirirlar. Kendilerine engel olmak isteyen güçlerle savasirlar. Maras, Sivas, Gaziantep, Adana, Hatay, Kayseri bölgesini yaylak olarak kullanan Kozanogullari ve Avsarlar da kural ve disipline uymayan asiretlerdendir. Hem yerlesik halki rahatsiz ediyorlar; hem de birbirlerine karsi bitmek tükenmek bilmeyen bir üstünlük kavgasi sürdürüyorlardi. Bu asiretler, Osmanli´ya karsi da kimi zaman birlikte, kimi zaman tek baslarina ayaklaniyorlardi. Yine Maras´a bagli Zeytunlu Kasabasindaki Ermeniler de, Osmanli yönetimine baskaldirmislardi. 19. yüzyilda Osmanli yönetiminin etkinligi azalmis, bölgelerdeki beyler ve agalar da baslarina buyruk olmuslardi. Örnegin Maras´in etkin beylerinden Beyazitzâdelerle, Dulkadirogullari arasindaki çekisme kanli kavgaya dönüsmüstü. Kavgali olan iki bey, vurucu güçlerini kendilerine bagli asiretlerden sagliyorlardi. Maras meclis üyelerinden Necip Efendi, Divan Efendi Zâde, Bekir Aga, Seyis Oglu, Haci Ali ile Maras´in bazi saygin kisileri, Beyazitlarin baskisina karsidir. Beyazit Beyleri, Zeytunlu (Ermenilerden) toplumundan alti yüz silahli kisiyi getirterek karsitlarina baski yapmaya, öldürmeye savasmaya yönelirler. 1 Osmanli Yönetimi, bu bölgede konaklayan, kural ve disiplin tanimayan göçer asiretlerini yerlesik duruma getirmek, denetim altina almak için 1864´de âFikra-i Islahiyyeâ adiyla seçkin bir askeri birlik kurar. Birligin basina Musir Dervis Pasa ile savas deneyimi olan Kurt Ismail Pasa getirilir. Osmanli birlikleri, Çukurova´da egemenlik kurmaya çalisan, kural tanimaz asiretlerle (Kozanogullari, Avsarlar, Ceritler vb.) savasa girisirler. Asiretler yenilir. Devletin baskisiyla tüm asiretler zorunlu iskâna tabi tutulur. Bu asiretlerin büyük bölümü, Adana, Gaziantep ve Maras´in kirsal bölgelerine zorla yerlestirilir. Yerlesik duruma getirilenler, bir yandan geleneksel hayvanciligi sürdürürken; öte yandan tarimla ugrasmaya yönelmislerdir. Hayvansal ve tarimsal ürünlerini Maras´taki esraf ve esnafin araciligiyla degerlendirirler. Bu insanlar, Maras ve ilçelerindeki esraf ve esnafina, paralarini, ürünlerini güvenle teslim etmektedirler. Hükümetle olan sorunlarini da bunlarin araciligiyla çözmeye çalisiyorlardi. Ayni biçimde Maras esrafi, esnafi da bu insanlara güven duyarak içli disli olmuslardir. Osmanli Devleti, her yerde oldugu gibi, Maras´ta da seriata yönelik uygulamalariyla Sünni olmayan inanç topluluklarini asimile etmeyi amaçlamistir. Bu nedenle Maras´ta seriata dayali medrese, cami ve mescit yapimina önem verir. 1916´da Maras´ta Milli Egitim Müdürü olan Besim Atalay, Maras´in tarihi, cografi ve kültürel yapisiyla ilgili yaptigi arastirma sonucu su bilgileri aktarmaktadir: âMaras´in nüfusu 32.704. Bu nüfusun 24.228´i Müslüman, 8.476´si gayrimüslim. Bir tane 6 yillik lise, bir tane 4 yillik ögretmen okulu, 9 tane erkek çocuklarin gittigi ilkokul, bir tane kizlarin gittigi okul olmak üzere toplam 11 okul var. Buna karsin 92 cami ve mescit bulunmaktadir.â 2 Genellikle Maras il ve ilçe merkezlerinde yerlesik halkin büyük çogunlugu Sünni; kirsal kesimde (köylerde) olanlarin bir bölümü Türkmen, bir bölümü Kürt kökenli olup, büyük çogunlugu Alevi inançlidir. Ama aralarinda hiç mezhep tartismasi, kavgasi olmamistir. Hatta Kürtler, Türkler ve Aleviler ile Sünniler, Maras´in Ingiliz ve Fransizlar tarafindan isgaline karsi hep birlikte mücadele yürütmüslerdir. Elbistan´in Alhasli Asiretinden âKalik Dedeâ adinda biri isgal yillarinin tanigiydi ve Malatya´ya sik sik gelirdi. Hos sohbet bu yasli adam, Maras´in Ingiliz ve Fransizlar tarafindan isgalini ayrintilariyla anlatiyordu: âBen o siralarda 8-9 yasindaydim. Köyümüzde, çevre köylerde eli silah tutanlar, bir milis gücü olusturdular. Milisler, Fransizlarin gelecegi yollari kestiler. O dönem, ayakkabi falan yoktu. Gön çarik vardi, onu giyerlerdi. Cephedekilerin ayaklari üsümesin diye köylerden yün çorap, tiftikten yapilmis kalpak (baslik), aba toplayarak, gön çarik dikerek gönderiyorlardi. Bir de Maras´in içinde bulunan halk için evlerden bulgur, un, çökelek, mercimek, tarhana topluyorlar, topladiklarini gizlice Maras´in içine sokuyorlardi. Hatta Akçadag ve Malatya köylerinde de toplanan silah, giyecek ve yiyecekler Elbistan ve Pazarcik üzerinden Maras´a gönderiliyordu. Fransizlarin her tarafini milis gücü sardi. Fransizlar kaçmak zorunda kaldilar.â Kalik Dede, tanik oldugu Fransiz isgalini ve anisini böyle anlatiyordu. Fransizlara karsi, Alevi-Sünni, Türk-Kürt ayrimi gözetilmemis kardesçe, dostça kaynasmislar. ... Geçmiste Alevi-Sünni ayrimi yoktu. Sonralari ne oldu da Alevilerle Sünnilerin arasina nifak tohumu ekilmeye çalisildi? Aleviler, Osmanli´nin katliamlarindan kaçarak daglik bölgelere, orman içlerine siginmislardi. Osmanli´nin despot, soyguncu ve katliamci hanedanligi yikildi; yerine Cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetle birlikte, daglara siginmis Aleviler de ovalara, kentlere göç etmeye yöneldiler. Kentlerde çocuklarini okutmaya, isyeri açmaya basladilar. Alevilerin ekonomik ve kültürel gelisimi, bazi tutucu çevreleri rahatsiz ediyordu. Maras´in Pazarcik ilçesine bagli Alevi köylerinin yerlesik oldugu bölgedeki sazliklar kurutuldu. Kartalkaya barajinin yapilmasiyla bir bölüm arazi sulanmaya basladi. Topraklardan yilda dönüsümlü iki-üç ürün alinmaya baslandi. Pamuk ekimi oldukça gelisti. Ekonomik güçleri artan Aleviler, Maras merkezinde tekstile yönelik fabrika kurmaya, sanayi ve ticaret alaninda yeni isyerleri açmaya yöneldiler. Alevilerin sanayi ve ticarete yönelmeleri; Maras´ta Sünni kesimin bu alanlari elinde tutan irkçi, tutucu kanadinin isine gelmiyordu 2) Kahramanmaras´ta son çeyrek yüzyilin siyasal seyri Kentte, 1969 milletvekili seçimlerinde AP, 38.419 (%32); CHP, 21.126 (%17.6); MHP, 1.469 (%1.27); TIP, 2.230 (%1.8 ) oy almis, MSP seçime katilmamistir. 24 Aralik 1995´de yapilan milletvekili seçimlerinde ise; RP (MSP´nin devami), :134.331 (%36.8); DYP (AP´nin devami), 60.434 (%16.4); ANAP, 72.369 (%19.8); CHP, 33.813 (%9.3); MHP, 38.253 (%10.5); DSP, 9.792 (%2,7) oy almistir. Görüldügü gibi, yaklasik 25 yildan sonra sosyal demokratlarin oyu düserken; MHP ve RP oylari hizla artmistir. Solcularin ve sosyal demokratlarin oylarinin düsüs nedenlerinden biri, baski ve katliamlar sonucu Alevilerin ve solcularin bölgeden zorunlu göçüdür. Maras´in ekonomisine egemen olan Sünni isadamlari, Alevi isadamlarini kendilerine tehdit olarak görmektedirler. Bu faktör, katliami degerlendirirken gözden kaçirilmamalidir. Nitekim katliam sirasinda bu isadamlarinin bir bölümünün fasist saldirganlarla isbirligi içinde olduklarini basindan ögreniyoruz. Asagidaki bilgiler, Aydinlik Gazetesinin 12. 01. 1979 tarihli sayisindan aktarilmaktadir: âKahramanmaras katliami, EDEM (Yag Fabrikasi) toplantisinda kararlastirildi. Katliamdan 15 gün öncesine rastlayan toplantiya, EDEM ortagi Faruk ARIKAN, Fabrikatör ve Haci Çiftliginin sahibi Muammer PAKDIL, kardesi Cahit PAKDIL, Faruk ARIKAN´in agabeyi Haci Osman ARIKAN, Piskinler Iplik Fabrikasi sahibi Abdurrahman PISKIN, Çirçir ve Prese Fabrikatörü Siddik AKDISLI, Tanriverdi Çirçir Fabrikasi sahiplerinden Zekeriya KIRISÇI, Yaglica kardesler Kooperatif sirketi sahipleri Kasim ve Ali YAGLICA, Fabrikatör Tarik SARIKATIPOGLU, Çirçir Fabrikatörü Mehmet VAKKASOGLU, AP Il Baskani ve Kadioglu Çiftlikleri sahibi Faruk KADIOGLU, Belediye Baskani Ahmet UNCU, MISK Bölge Temsilcisi (Baskani) Cemil TOZKOPARAN katildilar... âToplantinin açis konusmasini yapan Hasan BALCI, âBugüne kadar bizleri koruyabilmeleri için ülküdaslarimiza her ay 250 bin lira para veriyorum. Sizler ise bugüne kadar bir kurus yardim yapmadiniz. Hükümete haddini bildirmek ve Alevi komünistleri yok etmek istiyorsak mutlaka birlesip bütün gücümüzü ortaya koymaliyiz. Elbirligi yapalim, Maras´i komünistlerden, POL-DER´cilerden, TÖB-DER´cilerden temizleyelim´ demistir.â 3 Gazetenin bu haberi yalanlanmamistir. Kahramanmaras Milletvekili Hüseyin DOGAN, katliamdan hemen sonra yapilan CHP grup toplantisinda, su görüsleri ifade etmistir: âKahramanmaras´ta olan bir savas degildir. Iç savasin silahli iki tarafi olur. Kahramanmaras´ta olan bir katliamdir. 1572 yili 24 Agustos´unda binlerce Protestanin bogazlandigi gibi, Saint Barthelemy katliami gibi, Endonezya´da solcularin bir gecede birer birer vurulduklari fasist ayaklanma gibi bir katliamdir. âBunun adina anarsi denmez. Sag-sol çatismasi da denmez. Bu, Alevi-Sünni çatismasi da degildir. Bunlar içinde aransa bile bu plânli ve örgütlü bir fasist saldiridir. Çevre illerden Maras´a getirilen katil çetelerine belli hedefler gösterilerek, her seyi hesaplanan bir plânla yürürlüge konan bir fasist eylemdir. Kin ekip, kan çiçegi büyütenlerin, direnme hakkindan söz edip âMilli direnme hakki dogmustur´ diye bildiri yayinlayanlarin eseridir. Maras katliami âMüslüman Türkiye-Milliyetçi Türkiye, Allah için Cihad basina´ sloganlariyla kadin demeden, çocuk demeden vuranlar karsisinda âBana sagcilar ve milliyetçiler cinayet isliyor dedirtemezsiniz´ diyenlerden destek görenlerin eseridir...â 4 Milletvekili Hüseyin DOGAN´in belirttigi gibi, Kahramanmaras katliami, örgütlü, plânli, ekonomik çikar nedeniyle bazi is adamlarinin destek verdikleri netlesmektedir. 3) Katliam saatinin kuruldugu süreç Simdi Kahramanmaras katliaminin hazirlik sürecine bakalim. 7 Nisan 1978´de Ankara´da PTT araciligiyla bombali bir paket, Malatya Belediye Baskani Hamit FENDOGLU´na gönderilir. Hamit FENDOGLU gönderilen paketi açmis, patlama sonucu kendisi, gelini ve iki torunu yasamini yitirmislerdir. Yine ayni tarihte, ayni özellikte ve agirlikta baska bir bombali paket, Pazarcik CHP Ilçe Baskani Memis ÖZDAL´a gönderilir; ÖZDAL, paketten kuskulanarak almaz, ancak PTT memurlari paketi açarlar ve patlama sonucu bir PTT memuru ölürken, digeri agir yaralanir. Biri Adiyaman´a digeri Adana´ya gönderilen iki ayri paketin varligindan daha önce söz edilmisti. Yapilan inceleme sonucu kuskular, bombalarda kullanilan patlayici maddenin Nükleer Arastirma Merkezinden alindigi kuskulari dogar ve bu kurulus kapatilarak sorusturma baslatilir. Dönemin basbakani Ecevit, bombalarla Ülkü Ocaklarinin iliskisinin arastirildigini söyler. Bunun üzerine MHP Genel Baskani Alpaslan Türkes, Malatya benzeri olaylarin Erzurum ve Kahramanmaras´ta da çikabilecegi tehdidini savurur.5 TÜRKES, bu açiklamasini, Malatya Belediye Baskani Hamit FENDOGLU´nun katledilisinin üçüncü gününde yapmistir. Açiklamanin hemen sonrasi, Erzurum´da 500´e yakin ülkücü, Atatürk Üniversitesi´ndeki sol görüslü ögrencilere ve ögretim üyelerine saldirmislardir. Ülkücülerin baska bir grubu da Erzurum içinde terör estirerek solculara ve CHP´lilere ait isyerlerini tahrip etmislerdir. Diger yandan, Memis ÖZDAL Pazarcik´taki adresine gönderilen bombali paketi alsaydi, Malatya olayi gibi bir katliam hemen o günlerde Kahramanmaras´ta da yasanacakti.. Memis ÖZDAL´in kuskusu, böyle bir katliami önler. Bu durum üzerine, ülkücüler hazirliklarini zamana yayarlar. Basbakan Bülent ECEVIT, âMHP Genel Baskaninin bildigi bazi seyler var. Bu arada hükümetimiz bir güvenlik önlemi almak üzere çevre il ve garnizonlardan Maras´a askeri birlikler gönderdi. Önlem alinmistirâ diyordu. Güvenlik güçleri ve askeri birlikler, Maras´in sokaklarinda siki önlem alirlar. Güvenlik güçleri, saat 22.30 siralarinda Serintepe Mahallesinde dolasan iki kisiden süphelenir ve gözaltina alirlar. Bu kisilerin, bir süre önce Imam-Hatip Lisesi´nde hirsizlik yaptiklari iddiasiyla aranan Ahmet KOLUTEK ile Ali KOSARGELIR olduklari, üzerlerinde patlamaya hazir üç dinamit lokumu bulundugu ortaya çikar. Sorusturma sonucu, kentte sabaha kadar arama yapilir. Aramada 34 kisi gözaltina alinir. Ayrica üç otomatik silah, çok sayida mermi ve patlayici madde ele geçirilir. Gözaltina alinanlar, ifadelerinde birçok yeri bombaladiklarini, iki gizli örgüt âTürk Yildirim Komandolariâ ve âEsir Türkleri Kurtarma Ordusuâ ile iliskili olduklarini söylemislerdir. Yine ifadeleri sonucu, Istasyon Caddesi üzerinde bulunan caminin avlusuda gömülmüs, etrafi sivanarak fitilleri disarida birakilmis, patlamaya hazir bes adet dinamit de ortaya çikarilmistir.6 Emniyetin bir yetkilisi, âYapilan sorusturma kentte meydana gelen patlamalarin bir provokasyon oldugunu ortaya çikarmistir; komandolar, özellikle kendi kuruluslari olan derneklere bombayi atiyorlar, sonra da suçu solcu gruplara yüklemek istiyorlarâ diyordu. (Cumhuriyet, 22. 04. 1978) Gözaltina alinan 34 kisi, mahkemeye sevk edilir ve Edip ÖZBAS (Stajyer Avukat), Eyüp GÜRBAZER, Turan TOLU, Mehmet TOLUN, Ali KOSARGELIR, Ismet ÇALISIR, Ahmet Sayin, Mehmet TIMARCIOGLU, Celal ÖZYEY, Cuma AKIN, Ahmet KOLUTEK, Nuri ERKINACI, Hikmet Resit AYHAN, Sahin BORU, Behzat SEN, Ismail KÜTÜKÇÜ, Haydar ATALAY, Muharrem ASLAN, Hasan Hüseyin AKBAS, Ökkes YORULMAZ, DOGAN TASORAN, Dursun AKÇAM, Recep SAHIN, Veli ESKI tutuklanir. Tutuklananlar arasinda Kahramanmaras MHP Milletvekili Mehmet Yusuf ÖZBAS´in avukat oglu Edip ÖZBAS da bulunmaktadir. Tutuklama haberini alan MHP Milletvekili ÖZBAS, bazi yandaslariyla birlikte Adliye binasina gider; I. Asliye Ceza Yargici Kazim DEMIRSU ve 2. Asliye Ceza Yargici Ertop KANMAZ´la karsilasir. Sinirli bir sekilde yargiçlara, âTutuklamalari siz mi yapiyorsunuz? Sizi mahvedecegim, pezevenkler...â diyerek küfreder ve fiili saldirida bulunur. I. Asliye Ceza Yargici Kazim DEMIRSU´ya yumrukla saldirir, bu sirada içeri giren Savci Nuri MIMAROGLU da ÖZBAS´in küfüründen nasibini alir. Saldiriya ugrayan Yargiç Kazim DEMIRSU, Hükümet Tabipliginden 5 günlük rapor almistir. Savci Nuri MIMAROGLU olayi söyle anlatir: âSaat 08.40 siralariydi. Makam odamda, ceza hâkimlerimiz Kazim DEMIRSU ile Ertop KANMAZ arkadaslar beni bekliyorlardi. Ben o sirada savci yardimcilari arkadaslarimla birlikte tutuklama olayinin tahlilini yapiyordum. Odaci gelerek hakim beylerin beni makam odamda beklediklerini söyledi. Odaya girdigimde her iki hakimlerimizin ayakta olduklarini, polis memuru ile MHP´li Milletvekilinin de içeride bulundugunu gördüm. Milletvekilinin bana ilk sözü âPezevenk´ oldu. Çesitli hakaretler yagdiriyordu. Polisler Milletvekilini disari çikardilar...â (22. 04. 1978 tarihli Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet Gazeteleri) Kahramanmaras katliami 23 ve 24 Aralik 1978´de yapildi. Oysa bu tarihten sekiz ay önce (Nisan 1978 ) bir katliamin plan ve hazirliklarinin yapildigi somut kanitlariyla ortadadir. MHP Genel Baskani TÜRKES´in de âkehanetiâyle, bu hazirliklardan haberli oldugu açik açik görülmektedir. Yine bu gelismelerden anlasiliyor ki, ülkücüler, Maras katliamini, gönderilen bombali paketlere göre planlamislar ancak, Pazarcik CHP Ilçe Baskani Memis ÖZDAL´in paketi almayisi ve güvenlik güçlerinin Maras´ta ortaya çikardiklari irkçi örgüt elemanlarinin tutuklanmasi, Maras´ta katliami geciktirmistir. O tarihten Aralik´a kadar geçen sekiz aylik süre içinde katliamin altyapisi hazirlanmaya çalisilir. Katliamdan bir hafta önce, görevli olduklarini söyleyen birtakim kisiler, Alevi ve solcularin oturduklari semtlerde, bir tür nüfus sayimi yaptiklarini söyleyerek konutlari dolasmislar, evde kaç kisinin oturdugunu sormuslar ve yeni numaralar verdikleri kapilari kirmizi boyayla isaretlemislerdir. Baska bir bölgede baska bir grup, bu kez PTT görevlisi olduklarini ve mektuplarin kaybolmamasi için bir çalisma yaptiklarini söyleyerek kapilara boyayla isaretler koymuslardir. Isaretlerin ne anlama geldigini âisaretlenenlerâ bir hafta içinde aci bir sekilde ögreneceklerdi. Kamuoyu nezdinde katliama mesruiyet kazandirmak için bazi senaryolarin hazirlanmasi da gerekiyordu. Fasist örgütlerin her zaman basvurduklari yöntemlerden biri âDini ve camileriâ kullanmaktir. Belirli yerlere ve özellikle ibadethanelere patlayici madde atiyorlar ve âDinsiz solcular attiâ diye propaganda yapiyorlardi. Maras katliaminda da ayni yönteme basvurulmustur. Kendi binalarina ve camilere tesiri az patlayicilar atiyor, sonra suçu solculara yükleyerek âmesru tepkileriniâ göstermek için miting ve yürüyüs yapiyor, ardindan saldiriya geçiyorlardi. Maras´ta da bu yönde planlar yapilmis, hazirliklar tamamlanmistir. Sira artik uygulamaya gelmistir. 4) Katliamin baslama vurusu: Çiçek Sinemasinda patlama ÜGD tarafindan getirtilen âGünes Ne Zaman Dogacakâ isimli bir film 16 Aralik 1978´de Çiçek Sinemasinda gösterilmeye baslanir. 19 Aralik Sali günü seans saat 20.00´de baslamistir. Seyirciler içinden sik sik âMüslüman Türkiye, Milliyetçi Türkiye, Basbug TÜRKES, Komünistler Moskova´ya, Katil iktidarâ sloganlari yükselmektedir. Çiçek Sinemasi, Maras´in Bogazkesen, Kanlidere, Uzunoluk ve Kale Caddelerinin kesistigi dört yol agzindadir. PTT ve CHP binasina yakindir. Filmin bitimine az bir süre kalmisken salonda tesiri az olan bir patlama olur. Önceden hazirlanmis 30-40 kisilik Ülkü Ocakli bir grup, âBunu solcular attiâ diye diger seyircileri tahrik etmisler, sloganlarla PTT ve CHP binasina saldirmislardir. Polis, olaya hemen el koyar. Arastirma sonucu patlayici maddenin ülkücüler tarafindan atildigi ortaya çikar. Bu nedenle bazi kisiler gözaltina alinir. Gözaltina alinanlardan Yusuf ILHAN, poliste verdigi 21 Ocak 1979 tarihli ifade tutanagi söyledir: âDaha önceden tanidigi sanik Ökkes KENGER´in 17. 12. 1978 Pazar günü kendisine âAnkara´dan geldim, cezaevinde yatan kardesin Muhittin´i gördüm, sana selami var, ama sen kardesine layik degilsin; neden sagda solda dedikodu yapip kardesimin cezaevine girmesine onlar sebep oldu diyorsun, biz Kahramanmaras´i düzeltecegiz. Çiçek Sinemasindaki film ülkücüleri savunuyor, arkadaslarimiz oraya toplaniyor, biz bunlari istedigimiz yöne çekebiliriz, sana da is düsüyor. Bir görev versek yapar misin?´ dedigini; kendisinin âKardesimi yaktiniz, beni de mi yakmak istiyorsunuz?´ diyerek bu teklifi kabul etmedigini ve yanindan ayrildigini; 18. 12. 1978 Pazartesi günü eski belediye önünde yine yanina gelen sanik Ökkes KENGER´in âSana bir görev verecegim, yapmazsan seni harcariz, bu baskanin emridir´ dedigini, tuvalete gidecegini söyleyerek sanigin yanindan ayrildigini; aksam eve geldiginde kardesi Mehmet ILHAN´in âSeni bir arkadasin Kümbet Çay Bahçesinde bekliyor´ demesi üzerine oraya gittiginde sanik Ökkes KENGER´in kendisini bekledigini ve âYarin aksam Çiçek Sinemasina patlayici madde atacagiz, esas görevi biz yapacagiz, senin yapacagin iste korkacak bir sey yok, tas atmak gibi bir sey´ diyerek parkasinin cebinden çikardigi kirmizi çiçekli bir beze sarilmis yarim dinamit lokumunu kendisine verdigini; fitilinin yarim parmak disarida göründügünü; beze sarili bir yarim dinamit daha göstererek âBir arkadasimla beraber sinemada olacagiz, yan salondan sahne kismina geçip oradan atacagiz, sen yarin aksam fllm basladiktan sonra kaleye çikan yolun üzerinde dolas, içerdeki patlamayi duyduktan sonra elindeki dinamiti atesleyip sinemanin damina at´ dedigini; kendisinin bu dinamiti aldigini; 19. 12. 1978 günü aksam sinemadaki patlamayi duyunca kendisinin de elindeki dinamiti atesleyerek sinemanin damina firlattigini; ancak dinamitin patlamadigini; bilahare bulustuklari ÖKKES´in âSen bizi kandirdin, dinamiti atmadin´ dedigini; yanindan ayrilip eve gittigini, dinamiti patlatmaktaki amacinin sinemadaki ülkücü gençligi ve disaridaki halki tahrik etmek ve patlamayi solcularin yaptigi intibaini vererek hadise yaratmak oldugunu söylemistir.â 7 Poliste yapilan islemden sonra Sikiyönetim Komutan Yardimcisi da Yusuf Ilhan ve Ökkes KENGER´i ayri ayri çagirarak ifadelerini alir. Yusuf ILHAN, dinamiti Ökkes KENGER´in verdigini tekrarlamis, Ökkes KENGER de olayi dogrulamistir. Tanik Ismail Laçin ise Savcilik ifadesi tutanaginda su bilgiler vardir: âÇiçek Sinemasina patlayici madde atildigi gece Manisa´daki kizina telefon etmek için PTT´de bulundugu sirada sanik Ökkes KENGER´in gelerek bir konusma yaptigini ve PTT´den ayrildigini; sanigin ne konustugunu duymadigini, aradan 5-6 dakika geçtikten sonra sinemada patlama oldugunu; bir sivil sahsi içeriye getirdiklerini, disaridaki halkin PTT´yi taslayip camlari kirdigini; daha sonra gelen polislerin bu sivil sahsi alip götürdüklerini, âSanik Ökkes KENGER´in bir süre sonra bu defa yaninda 15 kisilik bir grup ile tekrar PTT´ye gelip telefon yazdirdigini; telefonu hemen çikinca durumun ilgisini çektigini, zaten kabinin kapisinin da açik oldugunu ve konusmanin da rahat duyuldugunu, âOrasi Genel Merkez mi? Ben teskilattan Ökkes KENGER, sen onlara söyle beni tanirlar, burada sinemaya bomba atildi, 10 yarali var, 4´ü agir, söyle acele gelsinler!´ dedigini; bu ikinci konusmada sanigin yaralilarin ismini yazdirmadigini ve herhangi bir dergi isminin geçmedigini söylemektedir.â 8 Kahramanmaras Valiligi, Ismail LAÇIN´in ifadesi dogrultusunda telsizle durumu Içisleri Bakanligi´na iletir. Yapilan arastirmada Ökkes KENGER´in Ankara´da konustugu telefonun Ülkücü Gençlik Dernegine ait 294351 nolu telefon oldugu; ve konusmanin, patlayici maddenin atildigi gün 20.40 ile 22.27 saatleri arasinda yapildigi tespit edilir. 9 Polise ve Sikiyönetim Komutan Yardimcilarina verdikleri ifadeleri mahkemede kabul etmeyen saniklarin tümü, yargilama sonunda delil yetersizliginden beraat eder. (Hatta birinci sanik Ökkes KENGER, MHP ve BBP´den milletvekili olarak Meclise girer.) Fasistlerin bütün çabalarina karsin, kentteki Aleviler ve solcular, provokasyona gelmemek konusunda titiz davranirlar ve âNe gelecekse mala gelsin, cana gelmesinâ diye temkinli olmaya özen gösterirler. Ne var ki, fasistler kararlidir. 20 Aralik´ta saat 20.00 siralarinda bu kez de, Yeni Mahalle´de sol görüslülerin ve Alevilerin devam ettigi Akin Kiraathanesi´ne patlayici madde atilir ve iki kisi agir yaralanir. 21 Aralik aksami, Devlet Hastanesi civarinda oturan sag görüslü judo ögretmeni Güngör GENÇAY´in olmadigi sirada evine patlayici madde atilir. Iki ögretmen öldürülüyor Maras Meslek Lisesi ögretmenlerinden sol görüslü Haci ÇOLAK ve Mustafa YÜZBASIOGLU, 21 Aralik´ta okuldan evlerine giderlerken yolda silahli saldiriya ugrarlar. Haci ÇOLAK olay yerinde ölürken; Mustafa YÜZBASIOGLU yarali olarak hastaneye yetistirilir, ama kurtarilamaz ve yasamini yitirir. Ögretmenlerin cenazesi 22 Aralik´ta kaldirilacaktir. Fasistler ve sagci gruplar, cenaze törenine saldirmak için geceden çevre il, ilçe ve köylere adam göndererek, âKomünistler, Aleviler Cuma namazinda camileri bombalayacaklar, Müslüman kardeslerimizi katledecekler. Bunun hazirligini yapiyorlar. Müslüman kardeslerimizi katliamdan korumak için toplanalimâ diye çagri yaparlar. Bu arada Maras Müftüsünün de resmi araçla kentte dolastigi, halki kiskirttigi bildirilir. 10 Fasistlerin ve din görevlilerinin propagandasinin sonucu, on bine yakin kalabalik Ulu Cami´nin etrafina ve cenazelerin gelecegi güzergah üzerinde toplanir. Cumhuriyet Savcisi, otopsisinin çabuk yapilmasi ve defin için cenazelerin bir an önce teslim edilmesi istegiyle, Devlet Hastanesi Bashekimi Çetin DIKER´i sikistirmakta, ancak Bashekim, âHalen kursunlar bulunamadi, film çekmemiz gerekiyorâ diye teslimati geciktirmektedir. Bashekimin amaci, cenaze törenini cuma namazi bitimine denk getirmektir. Nihayet cenazeler saat 14.30´da sahiplerine teslim edilir. Bashekim de özel otosuna binerek Ulu Cami´ye gider. Orada toplanan MHP´li tanidiklarina, âCenazeyi teslim ettik, birazdan gelirlerâ der. Devlet Hastanesinin bir hemsiresi, o günü, âOtopsinin tamam olmasindan sonra, Bashekim Çetin Bey hastaneden ayrildi. Giderken bize, sakin ayrilmayin, yarali ve ölü gelebilir, dedi. Biz korktuk, telaslandikâ diye anlatmaktadir. 11 Meslek Lisesinde yapilan törenden sonra cenazeleri Ulu Cami´ye götürmek üzere kortej yola çikar. Korteje bes bine yakin kisi katilmistir. Yolda polis ve askeri birlikler, kortejdekileri tek tek arayarak ellerindeki pankartlara varincaya dek, üzerlerinde ne varsa toplar. Cenaze korteji Ulu Cami´ye yaklastiginda, toplanan saldirganlar âKomünistlerin, Alevilerin namazi kilinmaz. Komünistler Moskova´ya, Katil iktidarâ sloganlariyla bagirarak saldiriya geçer. Ellerindeki tas, sopa, kiremit parçalari ve patlayici maddelerle korteje saldirilmasi üzerine, iki grubun arasinda bulunan polisler, kaçar ve hükümet binasina siginirlar. Orada bulunan ve sayisi az olan jandarma birligi havaya ates ederek saldiriyi durdurmaya çalismis, ancak basarili olamamistir. Kortejdekilerin kaçmak zorunda kalmasi sonucu ortada sahipsiz kalan cenazeleri askeri birlik alir ve Devlet Hastanesinin morguna götürür. Bu arada, fasist saldirganlar gruplar halinde, sehir içine dalmis, Alevilerin yogun oldugu mahallelere dagilarak önüne gelenleri dövmeye, ev ve isyerlerini tahrip etmeye baslamisti. CHP, DISK, TÖB-DER, POL-DER, TIKP, Tekstil Sendikasi ve Saglik Müdürlügünün binalarini yakip yikan saldirganlar, av tüfegi satan bazi dükkanlari talan ederek silahlarini götürürler. Sokak ve mahalle aralarinda girdikleri çatismalar sonucu, saldirganlarin üçü hayatini kaybeder: Cemil KARADUTLU, Memili BAKICI, Hamza YILMAZ. Olaylar, askeri birlikler tarafindan ancak geç saatlerde denetim altina alinabilir. Saldiri sonucu, 100´e yakin isyerinin tahrip edilerek yakildigi saptanir. 22 Aralik günü böyle noktalanir. 2. Toplu katliam baslatiliyor Gelismelerin iyiye dogru olmadigini gören Alevi, CHP ve diger sol partilerle demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinden olusan bir grup, ayni gün Valiye, Emniyet Müdürüne, Jandarma Alay Komutanina giderek ertesi günün olayli geçeceginden endise ettiklerini belirtir ve önlem alinmasini isterler. Vali ve yetkililer kaygisizca güvence verirler: âDevlet güçlüdür, her olayin üstesinden gelecek güçtedir. Önlemler alinmistir. Vatandaslar emin olsunlar.â Oysa ögretmenlerin cenaze töreninde ertesi günün kanli geçeceginin somut belirtileri vardi. Her nedense, çevre illerden güvenlik yardimi istenmedigi gibi, yeterince önlem alma yoluna da gidilmez. Fasist gruplar ve yandaslari, cenaze töreniyle ilgili saldiri olayini degerlendirerek 23 Aralik 1978 günü baslatilacak katliamin planini yeniden gözden geçiriyorlardi. Saldiri için gerekli sopa, demir çubuk, benzin ve gaz, paçavralar, kazma, kürek gibi araç ve gereçlerini tamamlayarak güvenli evlerde saklamaya; saldiriyi yönetecek kadrolarini belirleyerek eksiklerini gidermeye çalisiyorlardi. 23 Aralik Cumartesi yapilacak saldiriya ve katliama halki da katmak için camilerde ve belediye hoparlöründen yapilacak çagrinin metni hazirlanir. sabahinda Belediye hoparlörü ve camilerden, sabah saatlerinden itibaren araliksiz olarak, âDünkü olaylarda komünist ve Aleviler tarafindan sehit edilen üç din kardesimizin cenazesi kalkacaktir. Bütün din kardeslerimiz buna katilsinlar, son görevlerini yapsinlarâ seklindeki duyuru yapilmaya baslanir. Yatsi ve sabah namazinda da cami imamlari ayni çagriyi yaparlar. Artik katliamin hazirliklari tamamlanmistir ve saldiri emri beklenmektedir. Belediye hoparlöründen yapilan anonsu durdurmak için giden Yzb. Bülent ENGIN karsilastigi durumu söyle anlatiyor: â... 23. 12. 1978 günü, saat 06.30´dan itibaren verilen görev geregince Egitim Enstitüsü ve çevresinde tertibat alindigini; saat 08.00´e dogru askerlerin Belediye hoparlöründen tahrik edici yayin yapildigini bildirmeleri üzerine Belediye hoparlörlerini dinledigini; hoparlörlerden âVatandaslar, din kardeslerimiz, toplanip aksamki olaylarda ölen ölülerimizi gömelim´ seklinde yayin yapildigini; bundan sonra sehrin çesitli kesimlerinde yer yer dumanlar görüldügünü ve silah seslerinin gelmeye basladigini; yakindaki belediye binasina giderek yayin odasina girdigini; yayin odasinda kimsenin olmadigini, etrafta bulunanlara, âBu yayini kim yapti?´ diye sordugunda, bilmediklerini söylediklerini; saat 10.30´a dogru sokaga çikma yasagi konuldugunu ve bu yasagin belediye hoparlöründen yayinlatilmasi emrinin kendisine verildigini; bunun üzerine tekrar belediye yayin odasina girdigini, orada bulunan polis memurunun sokaga çikma yasagina iliskin Valilik emrini daha önce getirdigi halde yayin yapmadiklarini kendisine söyledigini; orada bulunan memurlara sordugunda, âSu anda Belediye Baskani uyuyor, onun emri olmadan yayin yapmayiz´ dediklerini, bunun üzerine Belediye Reisinin iznine gerek olmadigini, sokaga çikma yasagi duyurusunun 10 dakikada bir yayinlanmamasi halinde yayin odasina el koyup yayin yapmayanlari tutuklayacagini söylemesi üzerine duyurunun belediye hoparlöründen yayinlanmaya basladigini; Egitim Enstitüsü yukarisindaki Hükümet Konagi önünden geçen Trabzon Caddesi üzerindeki büyük bir grubun oradaki dükkanlari tahrip ettiklerini...â 12 Askeri yetkilinin belirttigi gibi, belediye hoparlöründen yapilan anons hem halki tahrik etmekte, hem saldirinin baslatilmis oldugunun isaretini vermektedir. Bunun üzerine, katil fasistler, mahallelere dagilarak saldiriya baslamislardir. 23 Aralik günü, mahallelere yaygin ve sistematik saldiri baslatilir. devamı gelecek arkadaşlar yaşadığım yer hakkında bulduğum yazılar bende yeni yeni öğreniyorum bu yazılarda emeği geçen arkadaşlara teşekküeler emeklerine sağlık alıntıdır....