NAZIM HİKMET RAN HAYATI (1902-1963)

Konu, 'DevrimciLer' kısmında Kutup Yıldızı tarafından paylaşıldı.

  1. Kutup Yıldızı

    Kutup Yıldızı Daimi Üye

    15 ocak 1902´de Selanik´te dünyaya gelen Nazım Hikmet Ran, ‘Feryad-ı Vatan´ başlığını taşıyan ilk şiirini 1913´te yazar. Aynı yıl Galatasaray Sultanisi´nde ortaokula başlar. Heybeliada Bahriye Mektebi´ne 1917´de girer. Yeni Mecmua´da yayınlanan ilk şiiri ‘Hâlâ Servilerde Ağlıyorlar mı´ başlığını taşır. Sağlık nedeniyle Bahriye´yi bitirmesine birkaç ay kala ayrılmak zorunda kalır. Bu sırada Hamidye Kruvazör´ünde güverte subayıdır. Bolu´ya öğretmen olarak atanır. Daha sonra Batum üzerinden Moskova´ya giderek Doğu Emekçileri Kominist Üniversitesi´ne yazılır. Burada siyasal bilimler ve iktisat okur. 1921´de gittiği Moskova´da devrimin ilk yıllarına tanık olur. 1924´te Moskova´da yayınlanan ilk şiir kitabı ´28 Kanunisani´ sahnelenir. Aynı yıl Türkiye´ye döner ve Aydınlık Dergisi´nde çalışmaya başlar. Aynı dergide yayınlanan şiir ve yazılarından dolayı on-beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliği´ne gider. 1928´de af kanunundan yararlanır ve yurda geri döner. Bu kez Resimli Ay dergisinde çalışmaya başlar. 1938´de yirmi-sekiz yıl hapis cezasına çarptırılır. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yatar. 1950´de özgürlüğüne kavuştuysa da sürekli takip altındadır. Askere alınması kararlaştırılınca Romanya üzerinden Moskova´ya geçer. Sağlığı gittikçe daha da kötüleşir. Kırk-dokuz yaşındadır. 1951´de T.C. vatandaşlığından çıkarılır. 3 haziran 1963´te bir kalp krizi sonucu Moskova´da hayatı sona erer.

    <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
    BEŞ SATIRLA


    Annelerin ninnilerinden
    spikerin okuduğu habere kadar,
    yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
    anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
    anlamak gideni ve gelmekte olanı.

    1946


    <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

    AÇLIK ORDUSU YÜRÜYOR

    Açlık ordusu yürüyor
    yürüyor ekmeğe doymak için
    ete doymak için
    kitaba doymak için
    hürriyete doymak için.

    Yürüyor köprüler geçerek kıldan ince kılıçtan keskin
    yürüyor demir kapıları yırtıp kale duvarlarını yıkarak
    yürüyor ayakları kan içinde.

    Açlık ordusu yürüyor
    adımları gök gürültüsü
    türküleri ateşten
    bayrağında umut
    umutların umudu bayrağında.

    Açlık ordusu yürüyor
    şehirleri omuzlarında taşıyıp
    daracık sokakları karanlık evleriyle şehirleri
    fabrika bacalarını
    paydostan sonralarının tükenmez yorgunluğunu taşıyarak.

    Açlık ordusu yürüyor
    ayı ini köyleri ardınca çekip götürüp
    ve topraksızlıktan ölenleri bu koskoca toprakta.

    Açlık ordusu yürüyor
    yürüyor ekmeksizleri ekmeğe doyurmak için
    hürriyetsizleri hürriyete doyurmak için açlık ordusu yürüyor
    yürüyor ayakları kan içinde.

    9 Ağustos 1962

    <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

    GÖZLERİN



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
    gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
    şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
    Antalya tarafında ekinler seher vakti.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    kaç defa karşımda ağladılar
    çırılçıplak kaldı gözlerin
    altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
    fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
    sevinçli bahtiyar
    alabildiğine akıllı ve mükemmel
    dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
    ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
    ve her mevsim ve her saat İstanbul.



    Gözlerin gözlerin gözlerin,
    gün gelecek gülüm, gün gelecek,
    kardeş insanlar birbirine
    senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
    senin gözlerinle bakacaklar.

    1956


    <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<


    MAVİ GÖZLÜ DEV, MİNNACIK KADIN VE HANIMELLERİ


    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan bir ev.

    Bir dev gibi seviyordu dev.
    Ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan evin.

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan eve.

    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruliiiii
    hanımeli
    açan ev..

    <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

    TÜRKİYE İŞÇİ SINIFINA SELÂM



    Türkiye işçi sınıfına selâm!
    Selâm yaratana!
    Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
    Bütün yemişler dallarınızdadır.
    Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
    haklı günler, büyük günler,
    gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
    ekmek, gül ve hürriyet günleri.



    Türkiye işçi sınıfına selâm!
    Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
    toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
    hasretimizi, ayyıldızı esir bayrağımıza.



    Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!
    Paranın padişahlığını,
    karanlığını yobazın
    ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm!



    Türkiye işçi sınıfına selâm!
    Selâm yaratana!

    12 Ağustos 1962


    <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<


    YİNE MEMLEKETİM ÜSTÜNE SÖYLENMİŞTİR


    Memleketim, memleketim, memleketim,
    ne kasketim kaldı senin ora işi
    ne yollarını taşımış ayakkabım,
    son mintanın da sırtımda paralandı çoktan,
    Şile bezindendi.
    Sen şimdi yalnız saçımın akında,
    enfarktında yüreğimin,
    alnımın çizgilerindesin memleketim,
    memleketim,
    memleketim...


    8 Nisan 1958


    <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

    ZAFERE DAİR



    Korkunç ellerinle bastırıp yaranı
    dudaklarını kanatarak
    dayanılmakta ağrıya.
    Şimdi çıplak ve merhametsiz
    bir çığlık oldu ümid...
    Ve zafer
    artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
    tırnakla sökülüp koparılacaktır...

    Günler ağır.
    Günler ölüm haberleriyle geliyor.
    Düşman haşin
    zalim
    ve kurnaz.
    Ölüyor çarpışarak insanlarımız
    — halbuki nasıl hakketmişlerdi yaşamayı —
    ölüyor insanlarımız
    — ne kadar çok —
    sanki şarkılar ve bayraklarla
    bir bayram günü nümayişe çıktılar
    öyle genç
    ve fütursuz...

    Günler ağır.
    Günler ölüm haberleriyle geliyor.
    En güzel dünyaları
    yaktık ellerimizle
    ve gözümüzde kaybettik ağlamayı :
    bizi bir parça hazin ve dimdik bırakıp
    gözyaşlarımız gittiler
    ve bundan dolayı
    biz unuttuk bağışlamayı...

    Varılacak yere
    kan içinde varılacaktır.
    Ve zafer
    artık hiçbir şeyi affetmeyecek kadar
    tırnakla sökülüp
    koparılacaktır...

    1941

    UNUTMADIK "MAVİ GÖZLÜ DEV'i"

    ALINTIDIR!!!
     
  2. paylaşım için saol fatma emeğine sağlık
     
  3. yorum62

    yorum62 Daimi Üye

    VATAN HAİNİ

    "Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
    Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
    Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne,
    kapkara haykıran puntolarla,
    bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
    66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
    Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
    "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz dedi Hikmet.
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

    Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz,
    ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
    Vatan çiftliklerinizse,
    kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
    vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
    vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
    fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
    vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
    Amerikan donanması, topuysa,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
    Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
    Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.

    (28.7.962)
    (NAZIM HİKMET RAN)


    NAZIM HİKMET RAN...
    bu ülkede onu yüreginde yaşatan ve seven milyonlarca yürek var
    bu ülke onu ne kadar vatan haini göstersede...
     
  4. WorldFe

    WorldFe Daimi Üye

    türkiye tarihinin en unutulmayacak sosyalist ve kominist şairi Nazım Hikmet kimileri onu duygusal şair yapmaya çalışsada o devrimin gençliğin vatan sever sosyalist solcu gençliğin en büyük önderleri arasında paylaşım için teşekkürler can
     
  5. mazzda

    mazzda Daimi Üye

    cok tesekkurler paylasimin icin fatma can. umarim butun uyeler bu guzel yaziyi okur. eline sagilk

    nazim hikmet'ti sayende tekrar saygiyla aniyorum
     
  6. bluedream

    bluedream Daimi Üye

    ellerine sağlık fatma nazım hikmet ran saygıyla anıyorum

    bu akşam beni bekleme kaptan
    seyir defterini bir başkası yazsın
    kıbbeli çınarlı bir mavi liman
    beni o limana çıkaramazsınız

    NAZIM HİKMET RAN
     
  7. balam

    balam Aktif Üye

    eline yüreğine sağlık güzel yürekli arkadaş
     
  8. hasan huseyin

    hasan huseyin Daimi Üye

    çok tşk ler can paylaşımın için
     
  9. alevi_atakan

    alevi_atakan Daimi Üye

    paylaşımın için saolgüzel olmuş
     

Sayfayı Paylaş